Suriye için Uzlaşı Arayışı: İstanbul Zirvesi

14 Eylül 2018 tarihinde Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul’da düzenlenecek olan, Almanya, Fransa ve Rusya’nın temsilcilerinin katılacağı dörtlü zirvede gündem Suriye olacak. Söz konusu toplantıda, bölgedeki çatışmaların sonlandırılmasının yanı sıra göç ve terör başlıklarının üzerinde de durulması bekleniyor.

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), İstanbul Zirvesi’ni Suriye Krizi’ne ilişkin devam eden çözüm arayışları çerçevesinde ele alarak ilerleyen süreçte Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) açısından hangi gelişmelerin ortaya çıkabileceğini alanında önde gelen uzman ve akademisyenlerin görüşleriyle dikkatlerinize sunmaktadır.

Prof. Dr. Mustafa Nail ALKAN (ANKASAM Avrupa Birliği Danışmanı)

Prof. Dr. Mustafa Nail Alkan, Fransa, Almanya ve Rusya’nın katılacağı zirvenin ilk olarak ABD’ye karşı bir tutum olarak toplandığını, diğer yandan ise Almanya ve Fransa’nın Türkiye’yi kaybetmek istemediği için müzakerelerin sürdüğünü ifade etti. Alkan, “Avrupa’nın göç konusunda Türkiye’ye ihtiyacı var; Rusya’yı da doğalgaz sebebiyle kaybetmek istemiyorlar. Avrupa Birliği (AB) açısından bakıldığında, Almanya ve Fransa’nın süreçte rol oynaması önemli ve Türkiye de bundan yararlanarak AB sürecine ivme kazandırmaya çalışıyor. Toplantının esas amacı Suriye olacak. Ancak Alman ve Fransız heyetler olduğundan bir yandan da Türkiye-AB ilişkileri konuşulacak.” sözlerini kaydetti. Türk dış politikasına bakıldığında Beyaz Saray’la işlerin iyi gitmediğini belirten Alkan, İdlib mevzusundan dolayı Rusya’yla da sıkıntılar yaşandığını dile getirerek “Ticari ilişkiler devam ettiği için ‘Türkiye’siz Avrupa’ ve ‘Türkiye’siz Rusya’ olamaz.” dedi.

Toplantıya katılan ülkelerin ABD’ye karşı ortak bir tavır sergileyebileceğine dikkat çeken Alkan, yine de ‘ABD’siz Suriye politikasının’ kolay kolay yürütülemeyeceğini vurguladı. Avrupa açısından düşünüldüğünde ise “AB’nin Türkiye’yi kaybetmesi milyonlarca Suriyelinin Avrupa’ya göç etmesi ve bu da Avrupa’da büyük bir sorun yaşanması anlamına gelir” diyen Alkan, Almanya’nın şu anda yabancı sorunu ile mücadele ettiğini hatırlatarak “Almanya kendi içindeki bu sorunu Türkiye’siz çözemez. Bu bağlamda Suriye Sorunu çözülmezse mülteci sorunu da çözülemiyor.” açıklamasında bulundu.

Dr. Öğr. Üyesi Süleyman Sezgin MERCAN (Başkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler)

Dr. Öğr. Üyesi Süleyman Sezgin Mercan, İstanbul Zirvesi’ne Rusya’nın da katılması sebebiyle “ABD’ye karşı bir blok yapılanması” fikri akla gelse de Fransa ve Almanya’nın ittifak ilişkileri bağlamında bu durumu yumuşatabileceğini ifade etti. Mercan, “Bu toplantı Rusya için bir fırsat; çünkü böyle bir oluşum, kendi isteklerini dile getirebileceği bir ortam yaratır ancak ABD’nin olmadığı bir yapı oluşturmak iddialı bir söylem olur.” değerlendirmesinde bulundu. Öte yandan Fransa ve Almanya’nın da süreçte daha fazla yer almak istediğini kaydeden Mercan, İstanbul Zirvesi’nde bir “karşı oluşum”dan ziyade “alternatif bir işbirliği” alanı yaratmanın söz konusu olduğunu belirtti. Mercan, Suriye konusunda ABD’nin “insani meseleler” başlığını açık bıraktığını söyleyerek “Türkiye ve ABD’nin hassasiyetleri uyuşmuyor. Şu noktada Rusya destek veriyor gibi görünüyor ama orada da dikkatli yaklaşmak lazım. Tahran Zirvesi’nde Rusya ateşkes çağrısına karşılık vermedi. Ama diplomatik diyalog zemini açık ve bu konuda çeşitli toplantılar yapılıyor. Burada Avrupa ayağına ağırlık vermek lazım. Çünkü Astana gibi süreçlerde göremesek de bu toplantıda Fransa ve Almanya’nın etkisi hissedilecektir.” sözlerini sarf etti.

Zirvede ağırlıklı olarak da mülteci krizi hassasiyetinin ön plana çıkacağını vurgulayan Mercan, bunun Avrupa Birliği’ne yansıyacak olan zararlarını bertaraf etmek için çalışılacağını, bu bağlamda Avrupa’nın Türkiye ile işbirliği yapmak zorunda olduğunun altını çizdi. Rusya’nın da insani girişimlere zemin hazırladığı ölçüde Fransa ve Almanya’ya fayda sağlayan bir ortak görüntüsü verdiğini ifade eden Mercan, “Pragmatik bir organizasyon göreceğiz. Önlem alınması gereken göç sorunu AB’nin gündeminde, Suriye’ye dönüşlerin sağlanması ve çıkışların olmaması hassasiyetle izlenen konular arasında yer alıyor. Bahsi geçen bölgede herhangi bir askeri operasyon olduğunda insanlar uzaklaşmaya başlayacak. Bu organizasyonun temel aldığı konu ise ‘önlemler’ olacak.” ifadesinde bulundu. Diyalog yollarının aranması ve hassasiyet yaratılmasının önemli gelişmeler olduğunu belirten Mercan, Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde de İdlib konusunda yeni hamleler olduğuna işaret ederek bu tarz organizasyonların süreç için faydalı gelişmeler olduğunu dile getirdi.

Dr. Öğr. Üyesi İdil Laçin ÖZTIĞ (Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler)

Dr. Öğr. Üyesi İdil Laçin Öztığ, İstanbul Zirvesi’ni ilk olarak özellikle Avrupa açısından değerlendirerek 2015 yılındın itibaren ciddi bir mülteci akını olduğunu hatırlattı. Öztığ, “Bu durum Avrupa’da aşırı sağın yükselmesine yol açtı. Göç dalgası Avrupa’nın dinamiklerini de sarstı. Çok kültürlülük yerini aşırı sağ ve yabancı düşmanlığına bıraktı. Hal böyle olunca Avrupa ülkelerinin de Suriye’deki iç savaşı bir an önce bitirmek istemelerini olağan karşılamalıyız.” dedi.

Öztığ, “Trump’ın politikaları ülkesini dünya siyasetinden izole etmiş durumda. Çin’e karşı yaptırım geliştiriyor, İran ile imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı’ndan (KOEP) çekiliyor, Avrupa’da demir-çeliğe yeni tarifeler uyguluyor ve bu gelişmeler ABD’yi giderek yalnızlaştırıyor.” diyerek söz konusu ülkenin dış politik tutarsızlıklarının diğer ülkeler için de sıkıntılara neden olduğunu kaydetti. Türkiye açısından özellikle Rahip Brunson’un iade edilmemesi meselesi sonucunda Ankara-Washington ilişkilerinin gerildiğini ve Türkiye’nin de bu noktada Avrupa ile yakınlaştığını ifade eden Öztığ, “Söz konusu gerginlik Avrupa’nın da işine geldi ve özellikle Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) darbe girişimiyle bozulan ilişkiler toparlanmaya başlandı. Bu anlamda konferans, Avrupa-Türkiye işbirliği ve ABD karşıtlığını da gündeme getirebilir.” değerlendirmesinde bulunarak toplantının Suriye konusunda ciddi bir adım atılmasa dahi müzakerelere katkı sağlayacağını sözlerine ekledi.

İrfan Sapmaz (CNN Türk Haber Koordinatörü)

İrfan Sapmaz, İstanbul Zirvesi’ne katılan ülkelerin “Amerika’ya karşı bir blok oluşturmak” için toplanmadığını ve Batı’nın asıl endişesinin göç meselesi olduğunu dile getirdi. Sapmaz, “Başta Almanya olmak üzere (muhtemel) göçün önüne geçmek için Türkiye’yi memnun etmeye çalışıyorlar ve Türkiye’de bu kozu kullanıyor.” dedi. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in geçtiğimiz günlerde Kafkasya’ya yaptığı ziyareti hatırlatan Sapmaz, önümüzdeki dönemde havaların soğumasıyla birlikte enerji politikalarının gündeme geleceğini ifade ederek ticari anlamda da müzakerelerin olabileceğine dikkat çekti. Fakat Sapmaz, görüşmelerdeki öncelikli amacın ABD’ye karşı bir hamlede bulunmak olmadığını açıkça vurguladı.

Diğer yandan İran’daki toplantıdan sonra Türkiye’nin yalnız kaldığını kaydeden Sapmaz, “Tahran Zirvesi’nde beklenen olmadı. Türkiye göç konusunda da tek başına kaldı. BM raporlarına göre de 30 binden fazla sivil İdlib’den ayrılıyor. Bölgede durum ciddi, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Kızılay hazırlık yapıyor.” açıklamasında bulundu. Sapmaz, Ankara’nın bir taraftan Fransa diğer yandan ise Almanya’ya derdini anlatmaya çalıştığını ve ilerleyen süreçte olumlu bir tablonun öngörülemediğini belirtti. Türkiye’nin her platformda sürekli bir müzakere yürütme gayreti içerisinde olduğunu vurgulayan Sapmaz, “Bir yandan terörizme karşı mücadele eden ve bir yandan da can kayıplarını ve göçü önlemeye çalışan bir Türkiye söz konusu. Ancak İstanbul Zirvesi’nden İdlib namına olumlu bir gelişme beklenmemektedir.” sözlerini kaydetti.