Tarih:

Paylaş:

Hindistan’ın Çin Stratejisinde Rusya Faktörü

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

19 Ekim 2021 tarihinde Hindistan’ın Moskova Büyükelçisi D. Bala Venkatesh Varma, Yeni Delhi’nin Washington’la sürekli gelişen ikili ilişkilerinin Moskova için bir endişe kaynağı olmaması gerektiğini söylemiştir.[1] Nitekim Rusya, özellikle Hindistan’ın QUAD oluşumuna katılmasıyla birlikte onun tamamen Batı eksenine kayacağını düşünmekte ve Çin’le doğrudan bir çatışmaya gireceğinden kaygı duymaktadır. Hindistan Büyükelçisi ise Çin’le olan sınır anlaşmazlığında barışçıl bir çözüm istediklerini, Pekin’le istişarelerinin sürdüğünü ve muhtemelen bir sonraki Dışişleri Bakanı düzeyindeki toplantının video konferans yoluyla Rusya-Hindistan-Çin arasında olacağını dile getirmiştir.[2] Bu noktada Rusya’nın Hindistan-Çin gerginliğinde bir arabulucu aktör olarak devreye girdiği görülmektedir. Diğer taraftan Hindistan, ABD’yle olan ilişkilerinde ve onun Çin’e karşı stratejisinde Rusya’yı dengeleyici unsur olarak kullanmaya çalışmaktadır.

Yeni Delhi’nin bu denge arayışlarını anlamlandırmak için dış politikada tarihsel olarak izlediği çizgiyi takip etmek gerekir. Bağlantısızlar Hareketi’nin kuruculuğunu yapan Başbakan Nehru’dan beri Hindistan, emperyalizmle mücadele ve üçüncü dünya ülkeleriyle dayanışma fikrini dış politikasının temel ilkelerinden biri haline getirmiştir. 1990’lı yıllardan itibaren ise Çin’i dengelemek adına “Doğuya Bak” politikası geliştirmiştir. Lakin bağlantısızlık çizgisini de aynı oranda korumaya çalışmıştır.

Gelinen noktada ise Hindistan, dış politikada “bağlantısız kalmak” veya “bir ittifak seçmek” arasında tercih yapma durumunda kalmıştır. Uzunca bir süre hem Rusya hem ABD’yle yapıcı, dengeli ve eşit seviyede politikalar geliştiren Yeni Delhi yönetimi, artan Çin tehdidi nedeniyle bu dengeyi korumakta zorlanmaya başlamıştır.Bu bağlamda Hindistan’ın QUAD oluşumundaki rolü, onun Batı-ABD ittifakına kayabileceği endişesine yol açmıştır. Söz konusu endişe, en çok Hindistan’ın uzun yıllardır Çin’i dengelemek için iyi ilişkiler geliştirdiği Rusya tarafından dile getirilmektedir.

Rusya, Hindistan’ın NATO benzeri bir oluşuma dahil olarak Batı eksenine kayacağı endişesini taşımaktadır. Diğer taraftan Hindistan, artık Çin’le bölgede tek başına mücadele edemeyeceğini anlamış durumdadır. Bu bakımdan Hindistan’ın özellikle ABD’nin desteğine ve Rusya’nın arabuluculuğuna ihtiyacı vardır. Bu durumda Yeni Delhi, bağlantısız dış politikasını koruma noktasında zorlanmaktadır. Yine de Hindistan, bölge politikalarında hem ABD hem de Rusya’yla eşit ilişkiler geliştirmeye çalışmaktadır. Ancak bunu, iki rakip ülkeyi rahatsız etmeden yapabilmesi kolay değildir. Bu yüzden Hindistan, QUAD’a katılımı ve Çin stratejisi hakkındaki yanlış anlaşılmaları önlemek için Rusya’yla olan temaslarını artırmaktadır.Hindistan ve Rusya Dışişleri ve Savunma Bakanlarının düzenli gerçekleştirdiği bu toplantıların ikili yanlış anlaşılmaları gidermenin de ötesinde bir amacının olduğu iddia edilebilir. Bu çerçevede Hindistan-Rusya yakınlaşması hem ABD hem de Çin’e bir mesaj gönderilmesi anlamına gelebilir.

Rusya, Çin’in Himalayalardaki en önemli rakibi Hindistan’a silah satmaya devam edeceğini söylemektedir. Hindistan ise Rusya’yı Hint Pasifik’teki güvenlik istişare mekanizmasına dahil olmaya çağırmaktadır.[3] Moskova yönetimi, Yeni Delhi’nin bu davetinin Washington’un isteği olduğunu düşünmektedir. Bir diğer ifadeyle Rusya, Hindistan’ın kendi çıkarları doğrultusuyla değil; ABD’nin Çin stratejisi kapsamında hareket ettiğini ve bu amaçla kendisini Hint-Pasifik’e davet ettiğini düşünmektedir. Nitekim Rusya’nın asıl rahatsız olduğu konu; ABD’nin QUAD oluşumu üzerinden Çin’i uluslararası sitemde bir rakip haline getirmek istemesidir. Yani Rusya, QUAD’ın “Çin karşıtı” bir cepheye dönüşmesini istememektedir.

Rus basınında en fazla tartışılan konulardan biri de QUAD’ın NATO benzeri bir yapılanmaya dönüşmesidir.  Yeni Delhi ise bu yanlış anlaşılmaları düzeltmek için Moskova’ya “Hint-Pasifik’teki güvenliği tartışmak ve olası çatışmalardan kaçınmak için oluşturulan QUAD, NATO benzeri bir yapılanma değildir. Hindistan, ABD güdümünde hareket etmemektedir ve Batı’nın ekseninde yer alması mümkün değildir.” demektedir.[4] Bu anlamda Hindistan, Rusya’yla olan ikili ilişkilerinde güven tazelemek istemektedir. Üstelik iki ülkenin Asya politikalarında pek çok ortak noktası vardır.

Örneğin Rusya ve Hindistan, Afganistan’ın güvenliğinin sağlanması ve terörizmin önlenmesi konusunda aynı fikirdedir.[5] Ayrıca iki ülkenin de Taliban’la işbirliği yapma konusunda benzer çekinceleri vardır. Dahası Kremlin yönetimi, Pakistan’ın etkisindeki bir Afganistan istememektedir. Başka bir ifadeyle Moskova, Afganistan’daki kontrolü ne Pakistan’a ne de Çin’e kaptırmak istemektedir. Bunun için Rusya’nın hem Pakistan hem Çin karşısında Hindistan’la işbirliği yapmaya ihtiyacı vardır.

Hindistan ise kendisini Çin tarafından kuşatılmış hissetmektedir. Bu nedenle Yeni Delhi, Rusya’dan Çin’e engel olmasını veya onu durdurmasını isteyebilir ve Çin konusunda birlikte çalışmayı teklif edebilir. Zira Rusya, Çin’in Taliban aracılığıyla Afganistan’da etkili olmasını istemeyecektir. Eğer Taliban, Orta Asya siyasetinde Çin’le birlikte hareket etmeyi tercih ederse, Rusya’nın bunu dengelemek için Hindistan’a ihtiyacı olacaktır.

Neticede Rusya, Çin’in en büyük rakibi ve ABD’nin en sıkı müttefikiyle işbirliği geliştirerek güç dengelerini değiştirmek istemektedir. Hindistan ise bir taraftan Rusya-Çin eksenine yakınlaşmak; diğer taraftan da ABD-Batı ittifakıyla işbirliği yaparak Hint-Pasifik’te merkez güç olmak arzusundadır. Kısacası uluslararası güç mücadelesinde dengeleri değiştirecek en önemli eksen Rusya-Hindistan ittifakıdır. Ancak Rusya, Çin’i tamamen karşısına almak istemeyecektir. Buna rağmen Moskova, Hindistan’la yakınlaşarak en azından ABD’yi rahatsız etmek isteyecektir. Yeni Delhi ise Rusya’yı yanına alarak hem Çin’i hem de ABD’yi kızdırmak isteyebilir.


[1] “India’s Growing Closeness to US Should Not Worry Russia: India’s Ambassador to Moscow”, India Today, https://www.indiatoday.in/india/story/india-growing-closeness-us-should-not-worry-russia-ambassador-moscow-1866776-2021-10-19, (Erişim Tarihi: 20.10.2021).

[2] Aynı yer.

[3] “India Wants Russia to Join Indo-Pacific Initiative to Signal It’s Not Just a US-Centric Plan”, The Print, https://theprint.in/diplomacy/india-wants-russia-to-join-indo-pacific-initiative-to-signal-its-not-just-a-us-centric-plan/468853/, (Erişim Tarihi: 20.10.2021).

[4] “Quad Is Not ‘Asian NATO’, India Never Had ‘NATO Mentality’, Jaishankar Says”, The Print, https://theprint.in/diplomacy/quad-is-not-asian-nato-india-never-had-nato-mentality-jaishankar-says/639924/, (Erişim Tarihi: 20.10.2021). 

[5] “India, Russia on the Same Page on Taliban-ruled Kabul”, Hindustan Times, https://www.hindustantimes.com/india-news/india-russia-on-the-same-page-on-taliban-ruled-kabul-101631071068273.html, (Erişim Tarihi: 20.10.2021).   

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.