Kişida’nın Yeni Delhi Ziyareti ve Hint-Pasifik’in Geleceği

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Japonya Başbakanı Fumio Kişida, 20 Mart 2023 tarihinde Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin resmi davetlisi olarak Yeni Delhi’ye iki günlük bir ziyaret gerçekleştirmiştir.  Modi’yi 2023 yılının Mayıs ayında Hiroşima’da yapılacak G-7 Zirvesi’ne davet eden Kişida, ayrıca bu ziyaret esnasında yeni bir “Hint-Pasifik Girişimi Eylem Planı” da açıklamıştır.[1] Çin Devlet Başkjanı Şi Cinping’in Moskova ziyaretiyle eşzamanlı olarak gerçekleşen bu temaslar, bölgesel ve küresel kutuplaşmanın önemli bir göstergesi olarak kabul edilebilir.

Hindistan ve Japonya’nın 2023 senesinin Ocak ayında ortak hava tatbikatları düzenlemesi,Çin’in iki yönden de kuşatılması olarak yorumlanmıştı. İki ülke, 2012 yılından beri ortak deniz tatbikatları yapmasına rağmen hava alanındaki bu manevralar, bir ilk olmuştur. Anlaşılacağı üzere Hindistan; kara, deniz ve hava sahasındaki kurallara dayalı düzeni korumak adına Japonya gibi müttefikleriyle tatbikatlarına hız vermiştir. Bu, Hindistan’ın Çin’e yönelik bir meydan okuması olarak da yorumlanabilir. Halbuki Pekin, sınırdaki gerginlik nedeniyle Yeni Delhi’den böyle bir hamle beklememekteydi. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) hem Japonya’ya hem Hindistan’a yapmış olduğu baskılar sonucunda Çin’in çevrelenmesi tamamlanmak üzeredir. Yakın zamanda Güney Kore’nin Japonya’yla olan tarihi sorunlarını çözmesi de Çin’in kuşatılma sürecini hızlandırmıştır. 

Hatırlatmak gerekirse, Hindistan’ı Dörtlü Güvenlik Diyaloğu’na (QUAD) katılmaya ikna eden de Japonya’dır. Bir önceki Japonya Başbakanı Şinzo Abe, Hindistan’ın bu oluşumda yer alması için özel çaba sarf etmiştir. Yeni Delhi ise Moskova’yı karşısına alma pahasına QUAD’a girmeyi kabul etmiştir. Burada Japonya’nın önemli bir misyon üstlendiği açıktır. Bu görev; komşu devletleri Çin ve Rusya karşıtı eksene dahil etmektir. Günümüzde Japonya, söz konusu misyonunu ilerletebilmek adına tarihi bir fırsat bulduğunu düşünmektedir. Çünkü Japonya, G7’nin ve Hindistan da G20’nin dönem başkanıdır. G7 ile G20 arasında uyumun sağlanması, Çin ve Rusya’ya karşı mücadelede Japonya’ya avantaj sağlayacaktır.  

Yeni Delhi ziyareti esnasında Kişida, Rusya’ya karşı daha geniş ve daha güçlü bir koalisyon oluşturmak maksadıyla Hindistan’dan yardım istemiştir.[2] Başka bir ifadeyle Tokyo, Yeni Delhi’yi küresel demokrasi ekseni ile Moskova arasında seçim yapmaya zorlamaktadır. Kritik enerji ve silah ticareti nedeniyle Moskova’ya açık cephe almak istemeyen Yeni Delhi, buna rağmen Ukrayna Krizi, Çin ve Rusya gibi küresel zorluklara karşı Tokyo’yla dayanışma içerisinde olmaya çalışmaktadır. Örneğin G20 toplantıları esnasında Hindistan, sonuç bildirgesinde Rusya-Ukrayna Savaşı’nın kınanması için özel çaba sarf etmiştir.

Japonya, G20 toplantılarında oluşacak konsensusun G7 Zirvesi’nin başarısını arttıracağını düşünmektedir. Fakat Tokyo’nun baskıları sonucunda Yeni Delhi’nin Moskova’ya açık cephe alması pek mümkün değildir. Fakat Çin’le mücadele noktasına her iki ülke de hemfikirdir. Japonya-Çin rekabetini bir kenarda tutarsak Hindistan’ın bölgesel kutuplaşmaya yol açacak hamlelerde bulunması sürpriz bir gelişmedir. Bu anlamda Hindistan’ın Rusya’ya ağırlık vermek yerine Japonya, Avustralya ve diğer Amerikan müttefiklerine askeri desteğini arttırması, Çin’in kaçınılmaz olarak Rusya’yla ittifak kurmaya yöneltmektedir. Kısacası Hindistan-Japonya yakınlaşması, Çin’in yalnızlaşmasına ve Rusya’yla yeniden ittifak kurmasına yol açmaktadır.

Yeni Delhi’deki temasları esnasında Kişida, “Hint-Pasifik’in Geleceği” başlıklı bir konuşma yapmış ve bu konuşma metni, Japonya Dışişleri Bakanlığı’nın sitesinde yayımlanmıştır.[3] Hindistan’ın “vazgeçilmez partner” olarak nitelendirildiği vizyon belgesinde, Japonya’nın “Özgür ve Açık Hint-Pasifik’e olan güçlü desteği vurgulanmıştır. Buna göre, uluslararası arenada işbirliği ve bölünmenin iç içe geçtiği bir süreç yaşanmaktadır. Kurallara dayalı düzenin devam etmesi veya yıkılması arasında kritik bir yol ayrımına gelinmiştir.

Dünya ülkeleri, savaşı desteklemek ya da barışı savunmak arasında bir tercihe doğru itilmektedir. Güç dengeleri değişirken; Hindistan’ın bu anlamdaki yükselişi de dikkat çekmektedir. Japonya ve Hindistan, özgür, açık ve kurallara dayalı uluslararası düzeni sürdürmek ve güçlendirmek amacıyla tarihi bir sorunluluğa sahiptir. G7 ve G20 dönem başkanlıkları, dünya ülkelerini barış ve refah yoluna sevk edebilmek adına önemli fırsatlardır. Bu birliktelik, uluslararası statükonun ayrılmaz parçası olarak görülen devletlerin ulusal egemenliklerine ve toprak bütünlüklerine desteği ifade etmektedir. Japonya, bunun karşısına Rusya’yı ve muhtemel olarak Çin’i yerleştirmektedir.

Cinping’in Moskova’ya gittiği bir süreçte Kişida, önce Hindistan’a ve ardından Ukrayna ve Polonya’ya ziyaret gerçekleştirmektedir. Japonya, özgür ve açık dünya düzenini savunmak için güçlü bir irade ve kararlılık göstermektedir. Bu ziyaretler, ABD ve İngiltere liderliğindeki demokrasi eksenine verilen güçlü desteği ifade etmektedir.

Hint-Pasifik’teki demokrasi ittifakının önde gelen savunucuları ise Japonya ve Hindistan’dır. Kişida, bu işbirliğinin “dört sütunun” olduğundan bahsetmiştir. Bunlar; barış ve refah ilkelerine bağlı kalmak, bölgesel sorunlara Hint-Pasifik çözümleri üretmek, çok katmanlı bağlantılar kurmak ve güvenlik işbirliğini denizlerden hava sahasına doğru genişletmektir. Ayrıca Japonya, 2030 yılına kadar Hint-Pasifik Bölgesi’nde 75 milyar dolardan fazla kamu ve özel fonu altyapıya seferber edeceğini duyurmuştur.

Sonuç olarak Japonya, vazgeçilmez bir ortak olarak Hindistan’la birlikte bölgeye yönelik bir açılım yapacağını belirtmektedir. G7 ve G20 arasındaki uyumun yakalanması, demokrasi ekseninin Rusya ve Çin’e karşı mücadelesinde kritik önem arz eden bir husus olarak düşünülmektedir. Dünyada “otoriter” ve “demokratik” devletler arasında yapay bir bölünme ve kendi aralarında işbirliği yaşanmaktadır. Japonya da Amerikan liderliğindeki demokrasi ittifakını güçlendirmek maksadıyla Hindistan’la stratejik bir ortaklık inşa etmeye çalışmaktadır.


[1] “The Future of the Indo-Pacific”, MFA Japan, https://www.mofa.go.jp/files/100477791.pdf, (Erişim Tarihi: 21.03.2023).

[2] “Kishida Looks to Convince India to Get Tough on Russia”, Yahoo, https://news.yahoo.com/japan-kishida-looks-convince-india-000000373.html, (Erişim Tarihi: 21.03.2023).  

[3] “Policy Speech by Prime Minister KISHIDA Fumio”, MFA Japan, https://www.mofa.go.jp/fp/pc/page1e_000586.html, (Erişim Tarihi: 21.03.2023).   

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler