Latin Amerika Üzerinde Artan Çin Etkisi

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Latin Amerika, İspanya İmparatorluğu’nun küresel güç olarak düşüşünün akabinde 21. yüzyıla kadar Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) kendi nüfuz alanı olarak gördüğü bir yer haline gelmiştir. ABD, Monroe Doktrini’yle bölgeyi kendi arka bahçesi olarak tanımlamış ve bölgeye yapılacak herhangi bir müdahaleye karşılık verileceğini belirterek Avrupalı devletlere uyarıda bulunmuştur. Nitekim zaman içerisinde hangi doktriner yaklaşım Amerikan dış politikasında belirleyici rol oynarsa oynasın, bu durum değişmemiş ve günümüze kadar devam etmiştir.

Buna karşılık 1980’li yıllardan itibaren dışa açılma politikası yürüten Çin ekonomisi, büyük bir atılım göstermiştir. Yirmi birinci yüzyıla gelindiğinde de Çin, dünyanın her yerinde olduğu gibi Latin Amerika kıtasında da etkinliğini arttırmıştır. Böylece Washington yönetiminin kendi arka bahçesi olarak gördüğü bölgede Çin’in nüfuzu artmıştır.

Pekin yönetiminin Kuşak-Yol Projesi aracılığıyla bölgede faaliyet göstermesi, zaten projeye kuşkuyla yaklaşan ve devletlere alternatif bölgesel ticaret anlaşmaları sunan ABD’yi alarma geçirmiştir. Bunun sebebi Latin Amerika’daki 30 ülkeden 22’sinin Kuşak-Yol Projesi’ne katılmasıdır.[1] Sayının bu denli fazla olması, Çin’in bölgede artan ticaret hacmiyle birlikte düşünüldüğünde, Pekin’in bölge başkentleri tarafından güvenilir bir ortak olarak görüldüğü söylenebilir.

Çeşitli alanlarda yapılan anlaşmalar sayesinde Latin Amerika-Çin ticari ilişkileri, her geçen gün daha da güçlenmektedir. Örneğin 2000 yılında Çin pazarına yapılan Latin Amerika ihracatı, genel pazar hacminin %2’sinden daha azını oluşturmaktaydı.[2] Ancak 2010 yılına gelindiğinde taraflar arasındaki ticaret hacmi, %31’lik bir artış göstererek 180 milyar dolar değerine ulaşmıştır.[3]

Gelişen ekonomik ilişkilere rağmen ilişkilerin her zaman olumlu bir muhtevaya sahip olduğunu söylemek zordur. Nitekim Çin’in bölge yakınlarında gerçekleştirdiği yoğun balıkçılık faaliyetleri, bir yandan bölge ülkelerinin balık stoklarına ciddi anlamda zarar verirken; diğer taraftan da bölgenin ekosisteminde ciddi yaralar açmaktadır.[4] Bu bağlamda artan balıkçılık faaliyetleri, her ne kadar diğer ülkelerin münhasır ekonomik bölge (MEB) sınırları içerisinde yapılmasa da Çinli balıkçıların MEB bölgeleri dışında gerçekleştirdikleri eylemler, doğrudan bölge ülkelerinin ekonomilerine ve doğal kaynaklarına zarar vermektedir.

Ticari İlişkiler

Taraflar arasında gerçekleşen ticarete bakıldığında, Latin Amerika’nın Çin’e ihraç ettiği ürünlerin ana unsuru olarak soya fasulyesi, bakır, petrol ve diğer hammaddeler öne çıkmaktadır. Diğer taraftan Çin ise bölgeye katma değerli ürünlerin satışını gerçekleştirmektedir. Bu bağlamda yerel üreticilerin bölgede Çin’den gelen katma değerli ucuz ürünler karşısında tutunamadığı söylenebilir.

Çin’in doğrudan yabancı yatırımları bölgede başat rol oynayan bir diğer unsurdur. 2019 yılı itibarıyla Latin Amerika ülkelerinde Pekin’in doğrudan yabancı yatırımları, yaklaşık olarak 17 milyar dolara ulaşmıştır.[5] Aynı dönemde ABD’nin bölgedeki doğrudan yatırımları ise 243 milyar dolar civarındadır.[6]

Görüldüğü üzere ABD ile Çin arasında doğrudan yabancı yatırım oranlarında devasa bir uçurum vardır. Ancak durumun böyle olması, bölgede Çin’in etkinliğinin az olduğu anlamına gelmemektedir. Zira Çin Kalkınma Bankası ve Çin İthalat-İhracat Bankası, bölge ülkelerine en çok kredi veren aktörler arasında yer almaktadır. 2005-2020 yılları arasında bu iki banka, bölge ülkelerine enerji ve altyapı projelerinde kullanılmak üzere yaklaşık 137 milyar dolar borç vermiştir.[7]

Her ne kadar Çin kredileri, devletlerin iç meselelerine karışmadan sadece ekonomik ilişkiler olarak kullanılsa da bölge ülkelerinin “borç tuzağı” olarak adlandırılan duruma düşmekten endişe ettikleri de bir gerçektir. Örneğin ekonomik olarak dengesiz bir yapıya sahip olan Venezuela gibi devletlerde ekonomik belirsizlikler, ülkelerin Çin’den alınan borçlar altında ezilmesine sebebiyet verebilir.

Güvenlik İlişkileri

Güvenlik bağlamında Çin’in Latin Amerika’ya yönelik ilgisi, Pekin yönetimi tarafından yayınlanan beyaz kitaplarda açık bir biçimde yer almaktadır. Örneğin Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in 5 Haziran 2013 tarihinde Meksika Senatosu’nda yaptığı bir konuşma sırasında “Çin ve Latin Amerika, içtenlik ve dostluk ilkelerine bağlı kalarak birbirinin temel çıkarlarını ve kaygılarını ilgilendiren konularda anlayışı ve desteği pekiştirmeye devam etmeliler”.[8] ifadelerini kullanması ve 2015 senesinde yayınlanan “Çin’in Askeri Stratejisi” belgesinde Latin Amerika’yla askeri ilişkilerin seviyesinin arttırılacağının altının çizilmesi,[9]  tarafların hassas konularda birbirini anlayışla karşılamaya çalıştığını ve askeri ilişkileri geliştirmeye istekli olduğunu göstermektedir. Söz konusu durum, Latin Amerika ülkelerine Çin tarafından “iç meselelere” karışmama adına verilmiş bir taahhüt olarak algılanabilir

Latin Amerika ile Çin arasındaki askeri bağların odağında ise silah satışı ve eğitim programları yer almaktadır.  Örneğin 2009-2019 yılları arasında Venezuela, Çin’den yaklaşık 615 milyon dolar değerinde silah ithalatı gerçekleştirmiştir.[10] Diğer taraftan Çin’in Bolivya polis departmanlarına teçhizat hibesinde bulunması ve Haiti’de[11] barışı koruma operasyonlarına katılması Pekin yönetiminin bölgedeki nüfuzunu genişletmek için attığı adımlar olarak yorumlanabilir.

Neticede Çin, bir taraftan ekonomik anlamda bölge ülkelerine borçlar vermekte ve bu devletleri “Deniz İpek Yolu” vasıtasıyla Kuşak-Yol Projesi’ne dahil etmekte; diğer taraftan da askeri ilişkilerini geliştirmekte ve bölgeye silah satışı gerçekleştirmektedir. Çin’in bölgedeki barışı koruma faaliyetlerine katılması ve bölge ülkelerinin kolluk kuvvetlerine teçhizat hibelerinde bulunması ise bölge ülkeleri üzerinde yumuşak güç elde etme çabası olarak nitelendirilebilir. Bu bağlamda dünyanın birçok yerinde gerçekleşen ABD-Çin mücadelesinin Latin Amerika gibi Washington yönetiminin arka bahçesi olarak gördüğü bir bölgede daha ön plana çıktığı söylenebilir.


[1] Chris Devonshire-Ellis, “China Massively Expands Diplomacy And Investments in Latin America and the Caribbean”, Silk Road Briefing, www.silkroadbriefing.com/news/2022/03/01/china-massively-expands-diplomacy-and-investments-in-latin-america-and-the-caribbean/#:~:text=China-Latin%20America%20Trade%20%26%20Investment%20Trends&text=In%202020%2C%20China%27s%20direct%20investment,implying%20a%20significant%20YoY%20increase, (Erişim Tarihi: 29.10.2022).

[2] Diana Roy, “China’s Growing Influence in Latin America”, Council on Foreign Relations, www.cfr.org/backgrounder/china-influence-latin-america-argentina-brazil-venezuela-security-energy-bri, (Erişim Tarihi: 20.10.2022).

[3] Aynı yer.

[4] Steven Lee Myers vd., “How China Targets the Global Fish Supply”, The New York Times, www.nytimes.com/interactive/2022/09/26/world/asia/china-fishing-south-america.html, (Erişim Tarihi: 01.11.2022).

[5] Enrique Dussel Peters, “Monitor of Chinese OFDI in Latin America and the Caribbean 2020”, Red ALC-China, www.redalc-china.org/monitor/images/pdfs/menuprincipal/DusselPetersMonitorOFDI2020Eng.pdf, (Erişim Tarihi: 01.11.2022).

[6] “Direct Investment position of the United States in Central and South America from 2000 to 2021”, Statista, www.statista.com/statistics/188585/united-states-direct-investments-in-north-and-south-america-since-2000/, (Erişim Tarihi: 02.11.2022).

[7] Diana Roy, “China’s Growing Influence in Latin America”, Council on Foreign Relations, www.cfr.org/backgrounder/china-influence-latin-america-argentina-brazil-venezuela-security-energy-bri, (Erişim Tarihi: 20.10.2022).

[8] Xi Jinping, Çin’in Yönetimi, Kaynak Yayınları, Ankara 2017, s. 359.

[9] “Full text: China’s Military Strategy”, China Daily, www.chinadaily.com.cn/china/2015-05/26/content_20820628_7.htm, (Erişim Tarihi: 01.11.2022).

[10] Diana Roy, “China’s Growing Influence in Latin America”, Council on Foreign Relations, www.cfr.org/backgrounder/china-influence-latin-america-argentina-brazil-venezuela-security-energy-bri, (Erişim Tarihi: 20.10.2022).

[11] Aynı yer.

Elcan TOKMAK
Elcan TOKMAK
Elcan TOKMAK, 2022 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun olmuştur. Eylül-Aralık 2022 tarihleri arasında ANKASAM bünyesinde Kariyer Staj Programı'nı tamamlayan Tokmak, Temmuz 2023 tarihinden itibaren ANKASAM Asya-Pasifik Araştırma Asistanı olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Şu anda Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde Yüksek Lisans eğitimine devam eden Tokmak'ın ilgi alanları Çin-Japonya-Kore ilişkileri ve Çin Dış Politikası'dır. Tokmak; profesyonel düzeyde İngilizce, orta derecede Çince ve başlangıç düzeyinde Korece bilmektedir.

Benzer İçerikler