Tarih:

Paylaş:

NATO’nun Görev Alanı Tartışmaları ve Pasifik’in Güvenliği

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss, 27 Nisan 2022 tarihinde yaptığı açıklamada, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) Tayvan’ı koruması gerektiğini söylemiştir. İngiliz Bakan, NATO’nun görev-yetki alanının Avrupa-Atlantik’le sınırlı kalmaması gerektiğini, ayrıca Hint-Pasifik’in güvenliğini de kapsamasının önemini vurgulayarak bu anlamda “küresel bir NATO”ya duyulan ihtiyaçtan söz etmiştir.[1] Sözlerinin devamında Truss, “Pasifik’in korunmasını sağlamak için Japonya ve Avustralya gibi müttefiklerimizle birlikte çalışarak Hint-Pasifik’teki tehditleri önlememiz gerekiyor ve Tayvan gibi demokrasilerin kendilerini savunabilmelerini sağlamalıyız.” demiştir.[2]

Söz konusu açıklamalar, NATO’nun görev alanına dair tartışmaları gündeme getirmiştir. Esasında NATO’nun 5. maddesinde kolektif savunmanın nasıl ve hangi şekillerde yapılacağı ve 6. maddesinde ise bunun uygulanabileceği yetki alanları açıkça belirtilmiştir. Buna geçmeden önce İngiliz Bakan’ın “Küresel bir NATO”dan bahsetmesine yol açan faktörleri ve gelişmeleri ortaya koymak gerekir.

Son bir yıl boyunca hem Tayvan’ın Avrupa’da temsilcilikler açmaya başlaması hem de İngiltere’nin Avustralya ve Amerika Birleşik Devletleri’yle (ABD) birlikte AUKUS savunma ittifakını imzalaması, Londra-Pekin ilişkilerinin gerginleşmesine yol açmıştır. Litvanya’nın Tayvan temsilciliğine izin vermesi üzerine Çin, bu ülkeye ekonomik ambargo getirmiştir. Hatta Avrupalı ülkelerden gelen Litvanya menşeli ürünleri kabul etmeyeceğini açıklamıştır. Bunun üzerine Truss, tüm dünyayı Pekin’in bu “ekonomik zorbalığına” karşı uyanık olmaya çağırmıştır.[3] Ayrıca İngiliz Bakan, Çin’i Rusya’yla yakın ilişkiler kurduğu için eleştirmiştir.

Bu bağlamda İngiltere ve ABD’nin Çin politikaları Soğuk Savaş dönemini andırmaya başlamıştır. Bu iki Anglosakson ülkesi, Batı’nın karşı kutbu olarak Rusya ve Çin’i görmektedir. İngiltere’nin önceliği Rusya; ABD’ninki ise Çin’dir. Fakat her ikisinin de Ukrayna ve Tayvan meseleleri üzerinden bir güç birlikteliği veya paylaşımı yaptığı tahmin edilmektedir. Yani Rusya’nın Ukrayna’daki saldırısıyla daha çok İngiltere ilgilenmekteyken; Çin’in Tayvan’daki “saldırganlığına” karşı koymak için asıl sorumluluğu ABD üstlenmektedir.

NATO ülkelerinin Ukrayna meselesine dahil olabilmesi, Tayvan’a kıyasla daha kolaydır. Bunu anlayabilmek için NATO’nun 6. maddesine değinmek gerekir. Söz konusu maddeye göre, silahlı saldırının tüm üye ülkelere yapılmış sayılabilmesi için aşağıdaki şartlar aranmaktadır:[4]

“Tarafların Avrupa ya da Kuzey Amerika’daki topraklarına, Fransa’nın Cezayir bölgesine, Türkiye topraklarına veya taraflardan herhangi birinin egemenliği altında olan ve Yengeç Dönencesi’nin kuzeyinde yer alan Kuzey Atlantik adalarına yapılan silahlı saldırı. Ya da taraflardan herhangi birinin Avrupa toprağında veya Akdeniz’de ya da Yengeç Dönencesi’nin kuzeyindeki Kuzey Atlantik bölgesinde bulunan kuvvetlerine, gemilere veya uçaklara yapılan silahlı saldın.”

Yukarıdaki NATO’nun 6. maddesinden yola çıkarsak; Ukrayna’yı korumak veya savunmak için bölgede faaliyet gösteren NATO üyesi ülkelerin birliklerine yapılan saldırılar, tüm üye ülkelere yapılmış sayılacaktır. Burada NATO’nun görev ve yetkileri açısından bir sorun olmayacaktır. Ancak Tayvan’la ilgili aynı şeyleri söylemek mümkün değildir. Bu senaryoya göre, Tayvan üzerinden çıkacak muhtemel savaşta ABD ile Çin karşı karşıya gelecektir. ABD, bir NATO ülkesi olduğu için örgütün kolektif savunmasını öngören 5. maddesinin devreye girmesini isteyecektir. Ancak bunu yasal bir zemine oturtmak kolay olmayabilir. ABD’nin önünde Afganistan müdahalesi örneği vardır. Benzer müdahale girişimleri, Tayvan için de yapılacaktır. NATO’nun ilk görev-yetki aşımının Afganistan’da yaşandığı unutulmamalıdır.

Burada ABD, kendi topraklarına yapılan terör saldırısından sonra bu tehdidi kaynağında yok etmek adına “önleyici saldırı (pre-emptive strike)” adı altında Afganistan’a müdahale başlatmıştır. Bunun gerekçesi olarak ABD, kendisine dönük bir terör tehdidinin varlığını öne sürmüştür. Yani NATO’nun 5. ve 6. maddelerine rağmen ABD, Afganistan’da “Önleyici Müdahale Doktrini” üzerinden bir operasyon gerçekleştirmiştir. Fakat şimdi Tayvan’da NATO’nun 5. ve 6. maddelerini yürütmeye koymak zordur. Çünkü birincisi, ABD’nin Tayvan’da sınırlı bir askeri danışmanlığı söz konusudur. Çin’in buradaki ABD birliklerini ve (eğer varsa) askeri teçhizatını vurması olası görünmemektedir.

İkincisi Tayvan, Yengeç Dönencesi’nin üzerinde yer almasına rağmen Kuzey Atlantik’te değildir. Yani NATO’nun 5 ve 6. maddelerini yürürlüğe koymak mümkün olmayacaktır. Öyleyse Tayvan konusunda ABD ve İngiltere’nin Afganistan’dakine benzer bir çözüm bulmaları gerekmektedir.

Unutulmamalıdır ki; NATO’nun Bosna Hersek müdahalesi de hukuki açıdan tartışmalıdır. Burada Bosna-Hersek topraklarını işgal eden Sırp Cumhuriyeti askerlerinin Srebrenitsa ve Markale katliamları gerekçe olarak gösterilmiştir. Gelinen noktada Tayvan’da hukuki gerekçe olarak Birleşmiş Milletler (BM) Şartı’nda belirtildiği gibi, uluslararası barış ve güvenliğin tehlike altında olması gösterilebilir. “Küresel NATO” fikri de buradan doğmaktadır. Çin ise buna karşılık “Küresel Güvenlik Girişimi”nden bahsetmektedir. Kısacası İngiltere ve ABD, NATO’yu Tayvan konusunda nasıl kullanabileceği üzerinde durmaktadır. Çin ise bunu önlemek için alternatif güvenlik platformları önermektedir.   

İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss, konuşmasında “NATO’nun küresel tehditlerle mücadele etmeye hazır, küresel bir bakış açısına sahip olması gerekir.” demiştir.[5] Sözlerinin devamında Pasifik’in korunması ihtiyacından bahsetmiştir. Yani İngiltere’ye göre, NATO’nun görev yetki alanı Pasifik’e kadar uzatılabilir. Bunu NATO 5. madde kapsamında yapmak mümkün olmasa bile en azından tehditlerle ilgilenmek açısından Pasifik’e yönelmeyi savunmaktadır. Bu yüzden NATO’nun yeni konsepti, “Küresel Güvenlik” olabilir. Çünkü BM sistemi, kriz çatışma çözümlerinde yetersiz kalmaktadır. Örneğin BM Şartı’nın 52 ile 53. maddeleri, uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden bir gelişme olduğunda zorlayıcı tedbirlerin uygulanması için bölgesel anlaşma ya da kuruluşlardan yararlanılabileceğini öngörmektedir. Ancak Çin ve Rusya, BM Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) veto yetkisini kullanacağı için Tayvan’da BM insani müdahalesi seçeneğini kullanmak mümkün olmayacaktır.

NATO, artık dünyanın herhangi bir yerindeki krizde “küresel güvenliğin tehlike altında olduğunu” ileri sürerek bir müdahale gücü oluşturmak suretiyle kendisi harekete geçebilir. Çin, bu tehlikeyi gördüğü için NATO’nun kendi görev alanına dönmesi gerektiğini söylemektedir.[6] İngiltere ise Hint-Pasifik’in güvenliği için artık NATO’nun da kullanılabileceği üzerinde durmaktadır. Bunun sebebi olarak ABD’nin QUAD’ı NATO’ya dönüştürme planlarının başarısız olması gösterilebilir. Londra, Washington’un bu başarısızlığı üzerine Hint-Pasifik’te daha fazla inisiyatif almaya başlamıştır. İngiltere’nin AUKUS savunma ittifakı kurması bununla ilgilidir. Ancak QUAD’ın NATO benzeri bir yapıya dönüştürme konusunda hem ABD hem de İngiltere zorluk çekmektedir. Bu açmazdan kurtulmak için İngiltere, “Küresel NATO” fikrinden bahsetmektedir. Çünkü Hindistan’ı böylesi bir yapıya katılmaya ikna etmek mümkün görünmemektedir. Ayrıca bölgedeki hiçbir ülke (belki Japonya hariç), Çin’i karşısına alma pahasına böylesi bir örgüte dahil olmak istememektedir.

Hint ve Asya-Pasifik’te yeni bir kolektif güvenlik örgütü kurulmaması halinde, NATO’nun görev-yetki alanları daha fazla tartışılmaya devam edecektir. Bu kapsamda NATO, Pasifik’teki krizlere müdahil olabilmek için “Küresel Güvenlik Konsepti” geliştirebilir. Mevcut açıklamalar da buna işaret etmektedir. Fakat böyle bir şey mümkün olsa bile Tayvan konusunda NATO’nun görev gücü oluşturmasına İngiltere ve ABD’den başka destek veren NATO üyesi çıkmayabilir. Bu yüzden Anglosakson ülkeleri (ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda) arasında Pasifik merkezli yeni bir kolektif savunma örgütü kurulabilir. Ancak buna diğer Güneydoğu Asya ülkelerini dahil etmek kolay olmayacaktır. Çünkü bu ülkeler, Çin’in Kuşak-Yol Projesi’nden büyük fayda sağlamaktadırlar. 

Pasifik’in güvenliğinin tesis edilmesi noktasında ABD’den farklı olarak son dönemde İngiltere ve Japonya’nın ayrı bir sorumluluk üstlendikleri görülmektedir. Çünkü ABD’nin artık Hint-Pasifik’te başarısız olduğu açıkça görülmektedir. İngiltere, “Küresel NATO” önerisiyle yalnızca bölgeye değil, aynı zamanda tüm dünyaya nüfuz etmeye çalışmaktadır. Bu yüzden “Küresel NATO” fikri, İngiltere’nin küresel imparatorluk hayalini bir parçası olabilir.


[1] “UK’s Liz Truss: NATO Should Protect Taiwan Too”, Politico, https://www.politico.eu/article/liz-truss-nato-taiwan-protect/, (Erişim Tarihi: 05.05.2022).

[2] “The Return of Geopolitics: Foreign Secretary’s Mansion House Speech at the Lord Mayor’s 2022 Easter Banquet”, UK Foreign Office, https://www.gov.uk/government/speeches/foreign-secretarys-mansion-house-speech-at-the-lord-mayors-easter-banquet-the-return-of-geopolitics, (Erişim Tarihi: 05.05.2022).

[3] “UK Foreign Secretary Calls on Allies to Curb Rise of Russia and China”, Financial Times, https://www.ft.com/content/30a43d6a-4467-4bfe-9949-78d0dad4db4e, (Erişim Tarihi: 05.05.2022).

[4] “Collective Defence-Article 5”, NATO, https://www.nato.int/cps/en/natohq/topics_110496.htm, (Erişim Tarihi: 05.05.2022).

[5] “The Return of Geopolitics: Foreign Secretary’s Mansion House Speech at the Lord Mayor’s 2022 Easter Banquet”, UK Foreign Office, “https://www.gov.uk/government/speeches/foreign-secretarys-mansion-house-speech-at-the-lord-mayors-easter-banquet-the-return-of-geopolitics, (Erişim Tarihi: 05.05.2022).

[6] “China Says Nato Has ‘Messed up Europe’ and Warns over Role in Asia-Pacific”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2022/apr/29/china-says-nato-is-messing-up-europe-and-warns-over-role-in-asia-pacific, (Erişim Tarihi: 05.05.2022).

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.