Rusya-Hindistan-Çin Stratejik Üçgeni

Paylaş

27 Şubat 2019 tarihinde Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Hindistan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sushma Svaraj ve Çin Halk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Wang Yi, 16. Rusya-Hindistan-Çin Dışişleri Bakanları Toplantısı kapsamında Çin’in Wuzhen şehrinde bir araya gelmişlerdir. Müzakereler sırasında küresel ve bölgesel gündemin kilit konuları üzerinde üçlü etkileşimin çeşitli yönleri ele alınmıştır. Uluslararası ve bölgesel örgütlerde “troika” çerçevesinde koordinasyonu derinleştirmek için karşılıklı iyi niyetler dile getirilmiştir.[1] 2002 yılından bu yana düzenlenmekte olan bu toplantı formatı uluslararası politikada Rusya, Hindistan ve Çin’in önemli rol üstlenmekte olduğunu ortaya koymaktadır.

Moskova-Pekin-Yeni Delhi arasında “stratejik üçgen” kurulması önerisi, eski Rusya Başbakanı Yevgeny Primakov tarafından 1998 yılında Hindistan’a yaptığı ziyaret sırasında dile getirilmiştir. Ona göre, böyle bir format bölgesel ve uluslararası istikrar için bir gücü temsil etmektedir. “Stratejik üçgen” fikri, Rusya, Çin ve Hindistan’ın eski Dışişleri Bakanları sırasıyla İgor İvanov, Tang Jiaxuan ve Yashwant Sinha’nın Eylül 2002 tarihinde New York’taki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul görüşmeleri esnasında bir araya gelmesiyle somut bir hal almıştır.[2] Üç ülkenin dışişleri bakanları düzeyinde gerçekleştirdiği ilk toplantının zamanlaması dikkate alındığında söz konusu devletlerin ABD’nin tek kutuplu dünya düzeninden rahatsız oldukları söylenebilir. Bu bakımdan stratejik üçgeni, çok kutuplu dünya düzeninin temeli veya itici gücü olarak tanımlamamız mümkündür.

Rusya, Hindistan ve Çin genelde dünyada ve özelde Avrasya kıtasında barış ve istikrarın tesisi için çalışmaktadır. Avrasya kıtasında Rusya’nın yüzü batıya, Çin’in yüzü doğuya ve Hindistan’ın yüzü de güneye bakmaktadır. Kıtanın ortasında ise bu üç ülkenin arka cephesi olarak adlandırabileceğimiz Afganistan bulunmaktadır. Söz konusu üç ülkenin nüfuz alanlarının kesiştiği Afganistan’da ABD’nin askeri varlığının bulunması Avrasya üçlüsünü işbirliğine itmektedir. Bu işbirliğinde her üç ülkenin önceliği birbirinden farklı olsa da taraflar şu aşamada böyle bir işbirliği formatını kendileri için yararlı bulmaktadır.

İlk olarak bu girişimin Rusya’dan gelmesi oldukça önemlidir. Moskova’nın bu girişiminin arkasında iki öncelik yatmaktadır. Birincisi, kıtada ABD’ye karşı ortak bir cephe oluşturmak ve bu cephenin önderi olmaktır. İkincisi, her ne kadar Rus yetkililerin açıklamalarında net bir şekilde görülmese de Moskova, bölgedeki Pekin’in etkisinin gittikçe artmakta olduğunun farkındadır. Bu etkinin sınırlandırılması için Çin’in Hindistan tarafından dengelenmesi gerekmektedir. Bu bakımdan 2017 yılında Hindistan’ın Şanghay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) üye olması Moskova açısından büyük başarıdır. Dikkat edilirse ŞİÖ’nün genişlemesiyle teşkilatın etkisinin de azaldığı gözlemlenmektedir. Kısacası Rusya, üçlü işbirliği formatıyla dışarıda ABD’yi ve içeride Çin’i dengelemeye çalışmaktadır.

Çin’in yükselen bir güç olduğu aşikardır. Bu durumu en başta ABD tehdit olarak algılamaktadır. Dolayısıyla Çin, ABD’ye karşı kurulan bütün birlikteliklere destek vermektedir. Çin, tek başına ABD’ye meydan okuyabilecek düzeye ulaşıncaya kadar Rusya’nın işbirliğine ihtiyaç duymaktadır. Jeoekonomik açıdan ele alındığında ABD ve Çin arasında Asya-Pasifik bölgesinde yaşanan rekabet Pekin’i Avrasya kıtasına doğru itmektedir. 2013 yılında ilan edilen “Kuşak-Yol Girişimi” Çin’in kıtaya açılma projesidir. Ne var ki, başta Hindistan olmak üzere kıtadaki ülkeler de Pekin’in bu girişimini yayılmacılık olarak algılamaktadır. Bu sebeple Çin’in bölgesel güçlerle beraber hareket etmesi onun olumsuz imajının düzelmesine yardımcı olmaktadır. Pekin bölgesel işbirliği forumlarında yer alarak kendisinin bölge için bir tehdit değil, fırsat olduğunu göstermeye çalışmaktadır.

Hindistan için üçlü işbirliği Çin’i dengelemenin ve kontrol altında tutmanın yoludur. Burada Hindistan ile Rusya’nın çıkarları örtüşmektedir. Yeni Delhi-Moskova hattında gelişmekte olan “Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru” aslen Çin’in “Kuşak-Yol Girişimi”ne karşı verilen bir cevaptır. Küresel politikada ise Hindistan daha etkin olmak istemektedir. Bu bağlamda Rusya ve Çin, Hindistan’ın BM’de daha etkin olmasını desteklediklerini açıklamaktadır.[3] Ayrıca, Hindistan’ın ABD karşıtlığı Rusya ve Çin’inki kadar güçlü değildir. Kaldı ki ABD Başkanı Donald Trump’ın Ulusal Güvenlik Stratejisi’nde Hindistan önemli bir ortak olarak ön plana çıkmaktadır.[4]

Avrasya kıtasının doğu ve güneydoğu kesimleri genel literatürde “Asya-Pasifik” olarak nitelendirilmektedir. Trump’ın stratejisinde ise bu bölge “Hint-Pasifik” olarak geçmektedir. Buradan hareketle ABD’nin önümüzdeki süreçte sadece Doğu Asya’ya değil aynı zamanda Güney Asya’ya önem vereceği iddia edilebilir. Amerikan Ulusal Güvenlik Stratejisi’nde bu bölge “Hindistan’ın batı yakalarından ABD’nin batı yakasına kadar uzanan bölge”[5] olarak tanımlanmaktadır. ABD açısından Hint-Pasifik bölgesinde ana tehdit Çin’dir. ABD’nin bölgedeki müttefikleri Japonya, Güney Kore, Yeni Zelanda, Avustralya ve Hindistan’dır. Ayrıca Filipinler, Tayland, Vietnam, Endonezya, Malezya, Singapur ve Tayvan ABD’nin ortakları olarak geçmektedir. Trump özellikle Hindistan’ın konumuna dikkat çekmektedir. Bu ülkeyi “Amerika Birleşik Devletleri’nin Ana Savunma Ortağı” (A Major Defense Partner of the United States) olarak tanımlamaktadır. Belgede konuyla ilgili şu ifadeler yer almaktadır: “Hindistan’ın öncü bir küresel güç ve daha güçlü bir stratejik ve savunma ortağımız olarak ortaya çıkmasını memnuniyetle karşılıyoruz.”[6] Bu cümlenin anlamı ABD, Hindistan’ı küresel güç olarak tanımakta ve Çin’i çevreleme politikasında onu kendi müttefiki olarak görmektedir.

Görüldüğü üzere Avrasya’nın stratejik üçgeninde Hindistan en zayıf halkadır. Yeni Delhi’yi hem ABD hem de kıta ülkeleri kendi safına çekmeye çalışmaktadır. Hindistan diğer ortaklarına göre daha demokratik bir ülkedir. Bu durum onun Batı Dünyası ile işbirliğini kolaylaştırmaktadır. Rusya ve Çin, söz konusu üçlü formatı Washington’a karşı bir mesaj göndermek için kullanmak isterken bu noktada Hindistan, ABD’yi düşmanlaştırma konusunda kesinlikle temkinlidir.[7]

Sonuç olarak 27 Şubat 2019 tarihinde gerçekleşen Rusya, Hindistan ve Çin Dışişleri Bakanları Toplantısı, Batı Dünyası dışında da uluslararası politikanın yürütülebileceğini ortaya koymaktadır. Üç bakanın imzaladığı 34 maddelik ortak bildiride asıl vurgu çok kutupluluk üzerine yapılmıştır. Bildiride Venezuela’dan Suriye’ye, Yemen’den Afganistan’a kadar pek çok konu ele alınmıştır.[8] Ancak toplantının gerçekleştiği günlerde yaşanan Hindistan-Pakistan gerginliğinin ortak bildiride yer almaması dikkate değerdir. Bu durum üç Avrasya ülkesi arasında ciddi görüş ayrılıklarının olduğunu göstermektedir.

Son tahlilde Avrasya’nın stratejik üçgeni, Rusya, Hindistan ve Çin’in yeni dünya düzeni arayışı olarak yorumlanmalıdır. ABD’nin uluslararası hukuku yok sayarak gittikçe saldırgan bir tutum içerisine girmesi, diğer yükselen aktörleri “ABD sonrası düzen” için hazırlık yapmaya itmektedir. Bu bağlamda Moskova, Yeni Delhi ve Pekin’in kendi aralarındaki anlaşmazlıkları çözerek yeni düzenin mimarları olmak istedikleri söylenebilir. Dünyanın ekonomik ve siyasal ağırlığının Kuzey Atlantik’ten Asya-Pasifik bölgesine kaymakta olduğunu göz önünde bulundurursak yeni dünya düzeninin kurucularının da bu bölgeden çıkacağını öngörebiliriz.


[1] “O Vstreche Ministrov İnostrannykh Del Rossii, Indii İ Kitaya (RIK)”, Rusya Dışişleri Bakanlığı, http://www.mid.ru/ru/vizity-ministra/-/asset_publisher/ICoYBGcCUgTR/content/id/3547259, (Erişim Tarihi: 06.03.2019).

[2] “Russia-India-China Summit”, IAS4SURE, http://www.ias4sure.com/wikiias/gs2/russia-india-china-summit/, (Erişim Tarihi: 06.03.2019).

[3] “Joint Communique of the 16th Meeting of the Foreign Ministers of the Russian Federation, the Republic of India and the People’s Republic of China, Zhejiang, 27 February, 2019”, Rusya Dışişleri Bakanlığı, http://www.mid.ru/documents/10180/3548426/Joint+Communique+of+the+16th+Meeting+of+the+Foreign+Ministers+RIC.pdf/52046a7b-b681-4227-bdc1-8e2ba48dc4c9, (Erişim Tarihi: 06.03.2019).

[4] “National Security Strategy of the United States of America”, White House, https://www.whitehouse.gov/articles/new-national-security-strategy-new-era/, (Erişim Tarihi: 19.12.2017).

[5] Aynı yer.

[6] Aynı yer.

[7] “A Role for the RIC Trilateral”, The Hindu, https://www.thehindu.com/opinion/editorial/A-role-for-the-RIC-trilateral/article15690258.ece, (Erişim Tarihi: 06.03.2019).

[8] “Joint Communique of the 16th Meeting of the Foreign Ministers of the Russian Federation, the Republic of India and the People’s Republic of China, Zhejiang, 27 February, 2019”, a.g.m.

Benzer İçerikler