Tarih:

Paylaş:

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Avusturya’nın Dış Politikasına Etkisi

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın birinci yıldönümüne girilmişken; savaşın tarafsız statüsüyle ön plana çıkan Avusturya üzerinde nasıl bir etki bıraktığı önem arz etmektedir. Bu kapsamda Avusturya dış politikasının temel direği olan tarafsızlık statüsünün nasıl oluştuğunun incelenmesinde fayda vardır.

Bilindiği üzere, 1955 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB), Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere ve Fransa’nın Avusturya’daki 10 yıllık işgallerini sona erdirmelerinin karşılığında Viyana yönetimi, İsviçre modelini benimseyerek tarafsızlık statüsünü kabul edeceğinin sözünü vermiştir. Bu bağlamda 26 Ekim 1955 tarihinde Avusturya Parlamentosu, daimi tarafsızlık statüsünü benimsemiştir. İlgili yasa, Avusturya’nın herhangi bir askeri ittifaka katılmamasını öngörmektedir.[1]

Anlaşılacağı üzere, Avusturya’nın daimi tarafsızlık statüsü Soğuk Savaş’ın bir ürünüdür. Bu tarihten itibaren Avusturya, bu statüyü korumaya önem vermiştir. Bununla birlikte Avusturya’nın 1 Ocak 1995 tarihinde Finlandiya ve İsveç’le beraber Avrupa Birliği’ne (AB) katılması,[2] ülkenin daimi tarafsızlık statüsünde değişimlere kapı aralamıştır. Dikkat çeken nokta, Avusturya’nın AB’ye İsveç ve Finlandiya’yla aynı tarihte üye olmalarıdır. Çünkü üç devlet de Avrupa’da tarafsız statüsüyle bilinen ülkelerdir. Lakin AB’nin bir güvenlik örgütü olmadığının da altı çizilmelidir.

Tüm bunlarla birlikte Ukrayna’daki savaşın Avrupa’daki en büyük sonuçlarından biri, kıtadaki ülkelerin güvenlik mimarisinde yaşanan değişim olmuştur. Örneğin bahsi geçen savaşın ardından Finlandiya ve İsveç gibi tarafsızlık statüsüne sahip ülkeler, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) üyelik başvurusunda bulunmuşlarken; Avusturya, ittifaka katılmaya yanaşmamaktadır.

Bu bakımdan savaşın, Avrupa’da tarafsız statüsüyle bilinen ülkelere yansıması farklı şekillerde olmuştur. Bu üç devlet, bir zamanlar AB noktasında eşgüdümlü hareket ederlerken; NATO konusunda aynı tutumu sergilememişlerdir. Bu anlamda Avrupa’daki devletler içinde tarafsızlık statüsünü en çok muhafaza etmeye çalışan devletlerin başında Avusturya’nın geldiği öne sürülebilir.

Öte yandan mevzubahis savaşın başlamasının ardından Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg, 18 Mayıs 2022 tarihinde verdiği demeçte, Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üye olmak için başvuruda bulunmasına rağmen ülkesinin tarafsızlık statüsünü koruyacağını dile getirmiştir. Üstelik Schallenberg, Viyana yönetiminin Kiev’e silah tedarik etmek yerine, insani destek sağlayacağını ifade etmiştir. Ayrıca Avusturya, 2021 yılında tedarik ettiği doğalgazın %80’ini Rusya’dan temin etmiştir.[3]

Dolayısıyla Avusturya’nın tarafsızlık noktasında kırmızı çizgisinin NATO olduğu ileri sürülebilir. Bununla birlikte Avusturya, Avrupa’daki pek çok devletin aksine Ukrayna’ya silah yardımı da yapmamaktadır. Viyana, AB içinde Budapeşte’yle birlikte Kiev’e silah tedarik etmeyen iki ülkeden biridir.  

Bununla birlikte Viyana’nın söz konusu savaşa bakış açısını yalnızca tarafsızlık statüsüne indirgemek doğru olmayacaktır. Zira Avusturya, Avrupa ülkeleri arasında Rusya’ya enerji konusunda en bağımlı devletlerdendir. İki ülkenin enerji alanında uzun yıllara dayanan bir işbirliği geliştirmesi, Avusturya’nın dış politikasının şekillenmesinde kayda değer bir rol oynamaktadır. Avusturya’nın 1968 senesinde Sovyetler Birliği’nden doğalgaz tedarik eden ilk Batılı devlet olması,[4] taraflar arasında enerji alanındaki özel ilişkiyi en net biçimde gösteren örneklerden biridir.

Diğer taraftan Avusturya’nın Soğuk Savaş’tan itibaren tarafsızlık statüsünü benimsemesi, ülkenin Doğu ile Batı arasında bir diplomasi köprüsü olmasına vesile olmuştur. Bu yüzden de Viyana’nın tarafsızlık statüsüne sahip olması, uluslararası arenada anlaşmazlıkların çözümünde prestij katan bir üne ulaşmasına yol açmıştır.

Dikkat çeken bir başka husus ise Avusturya kamuoyunun %80’inin ülkenin NATO’ya katılmasına karşı olmasıdır.[5] Bu sebeple halktan tarafsızlık statüsünün değişime uğramasına ilişkin güçlü bir talebin olmadığı görülmektedir. Dolayısıyla bu durum, ilerleyen süreçte Avusturya’nın tarafsızlık statüsünde bir değişim yaşanmasının zor olduğuna işaret etmektedir.

Tüm bunlarla birlikte AB üyesi olan Avusturya, Rusya’ya yönelik Batı yaptırımlarının yumuşatılmasını savunmaktadır. Bu nedenle AB içinde Avusturya’ya karşı tepkiler de artmaktadır. Bu yaklaşımından dolayı Avusturya Hükümeti, birlik içinde Polonya gibi ülkelerin tepkisini çekmiştir. Nitekim Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, 19 Ocak 2023 tarihinde Avusturya’yı söz konusu tutumu sebebiyle Avrupa’nın birliğine zarar vermekle suçlamıştır.[6]

Öte yandan Avusturya’nın 23-24 Şubat 2023 tarihleri arasında Viyana’da toplanan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) toplantısına AB tarafından yaptırım listesinde bulunan Rus delegelerin katılmasına izin vermesi büyük tepkiye yol açmıştır. Zira aralarında Fransa, İngiltere ve Polonya’nın da bulunduğu 20 ülke, Avusturya’nın Rus delegelere vize vermemesi gerektiğine dair Viyana yönetimine çağrıda bulunmuştur. Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg ise yaptırım uygulanan Rusların ülkeye girmesine izin verme kararını savunmuş ve Moskova’yla iletişim kanalların açık tutulmasının önemine vurgu yapmıştır.[7]

Anlaşılacağı üzere Viyana yönetimi, tarafsızlık statüsüne sahip olmasından ötürü arabuluculuk noktasında etkin bir rol oynamak istemektedir. Batı’daki devletler, Avusturya’nın bu adımını Moskova’nın meşrulaştırılması olarak görürken; Viyana ise bir an önce savaşın sonlandırılması yönünde adımlar atılmasını savunmaktadır.

Sonuç olarak Avusturya’nın daimi tarafsızlık statüsünü korumaya devam edeceği öne sürülebilir. Bu doğrultuda Viyana yönetiminin NATO gibi uluslararası güvenlik örgütleriyle arasına çizgi çekmeye devam edeceği söylenebilir. Zira gerek Avusturya halkı gerekse de Viyana yönetimi, ülkenin tarafsızlık statüsünü tehlikeye atabilecek adımlardan kaçınılmasını savunmaktadır.


[1] “Austria’s Permanent Neutrality”, New Austrian, https://www.austrianinformation.org/winter-2015-16/wc55d7qi5qrmyzmxh1qkofcmsluxvj, (Erişim Tarihi: 24.02.2023).

[2] “The European Union And Countries in The EU”, Schengen Visa, https://www.schengenvisainfo.com/countries-in-europe/eu-countries/, (Erişim Tarihi: 24.02.2023).

[3] “Austria’s Neutral Status Here to Stay, Foreign Minister Says”, U.S. News, https://www.usnews.com/news/world/articles/2022-05-18/austrias-neutral-status-here-to-stay-foreign-minister-says, (Erişim Tarihi: 24.02.2023).

[4]  “Neutral Austria Under Pressure to Get Tougher on Russia”, AP, https://apnews.com/article/russia-ukraine-politics-government-austria-moscow-cd43bd689dfbd8c674c1b6d9d214d86f, (Erişim Tarihi: 24.02.2023).

[5] “Austria Commits to Neutrality, Even as Russia Destroys Ukraine”, Al Jazeera, https://www.aljazeera.com/news/2022/8/15/austrian-neutrality-in-light-of-the-ukraine-war, (Erişim Tarihi: 24.02.2023).

[6]  “Austria’s Call to Ease Sanctions on Russia Breaks European Unity: Duda in Davos”, TVP World, https://tvpworld.com/65747169/austrias-call-to-ease-sanctions-on-russia-breaks-european-unity-duda-in-davos, (Erişim Tarihi: 24.02.2023).

[7] “Neutral Austria Under Pressure to Get Tougher on Russia”, AP, https://apnews.com/article/russia-ukraine-politics-government-austria-moscow-cd43bd689dfbd8c674c1b6d9d214d86f, (Erişim Tarihi: 24.02.2023).

Cemal Ege ÖZKAN
Cemal Ege ÖZKAN
Cemal Ege Özkan, 2019 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2022 senesinde aynı üniversitenin Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Anabilim Dalı’nda hazırladığı “Türk Siyasi Hayatında Selim Rauf Sarper ve Faaliyetleri” başlıklı teziyle almıştır. Hâlihazırda aynı enstitüde doktora eğitimine devam etmektedir. 2020-2021 yılları arasında Türk Tarih Kurumu Yüksek Lisans Bursiyeri olan Özkan, iyi derecede İngilizce bilmektedir.