Rusya’nın Druzhba’nın Kullanılmasına Onay Vermesindeki Amaçları

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan bu yana Avrupa ile Rusya arasındaki ilişkiler kopmuştur. Uygulanan yaptırımlar kapsamında Avrupa, Rusya’dan enerji alımını durdurmuş ve yeni alternatiflere yönelmiştir. Bu süreçte Avrupa’nın yoğunlaştığı coğrafyalar Hazar Havzası merkezli olarak Kafkasya ve Orta Asya olmuştur. Özellikle de Almanya’dan bölgeye üst düzey ziyaretler gerçekleşmiştir.

Orta Asya ile Avrupa arasında geliştirilen ilişkilerde Kazakistan, zengin enerji kaynaklarından dolayı ana aktörlerden biri olmuştur. Astana yönetimi de ekonomik kalkınmasını hızlandırmak için kurulan ilişkilere önem vermiş ve Batılı yatırımcıları ülkesine davet etmiştir. Diğer taraftan Astana yönetimi, yeraltı kaynaklarını Batı’ya aktarabilmenin yollarını aramaya da başlamıştır. Bu süreçte Azerbaycan’a yönelen Kazakistan, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı üzerinden enerji ihracatına başlamıştır.

Öte yandan çeşitli alternatif güzergahlar geliştirmek isteyen Astana yönetimi, Moskova’nın güneye; yani Afganistan, Pakistan ve Hindistan’a ulaşma isteğine karşı Rus boru hatlarını kullanarak kuzeye; dolayısıyla Avrupa’ya ulaşmak istediği mesajını vermiştir. Nitekim Astana-Moskova hattındaki görüşmelerin ardından taraflar arasında uzlaşı sağlanmıştır.

Bu bağlamda Kazakistan, Almanya’ya enerji göndermeye başlayacaktır. Bu süreçte Avrupa’nın yaptırım uygulamadığı Druzhba Boru Hattı kullanılacaktır. Bu çerçevede Kazakistan, 2023 yılının Ocak ayında Almanya’ya 20.000 ton petrol göndermeyi planlarken; bahsi geçen miktarın yıl sonuna kadar en az 1,5 milyon tona ve gerekirse 7 milyon tona çıkarılması kararlaştırılmıştır. Almanya’nın savaş öncesi dönemde Rusya’dan 20 milyon ton petrol ithal ettiği düşünüldüğünde, Kazakistan’ın göndereceği miktar Almanya’yı enerji krizinden kurtarmasa da söz konusu ülkeye nefes aldıracak düzeydedir.[1]

Bu noktada Rusya’nın neden Kazak petrolünün Druzhba üzerinden gönderilmesine onay verdiği ehemmiyet arz eden bir sorudur. Zira Batı ile Rusya arasındaki münasebetler, tarihin en düşük seviyelerindedir. Ayrıca ortada önemli bir güvenlik ikilemi bulunmaktadır. Taraflar, askeri kapasitelerini arttırma noktasında güçlü bir irade ortaya koymaktadır. Bu yüzden de tarafların birbirlerine nefes aldıracak bir gelişmeye onay vermek istemedikleri söylenebilir. Fakat Moskova’nın farklı planlarının ve hedeflerinin bulunduğu da aşikardır.

Kremlin yönetimi, Druzhba Boru Hattı’na yönelik onayla birlikte Avrupa’nın enerji konusunda hala Rusya’ya ihtiyaç duyduğu mesajını vermektedir. Batı’ya karşı enerjiyi bir koz haline getiren Rusya, günümüzde uyguladığı politikalarla enerji üzerinden bir blok inşa etmeye çalışmaktadır. Bazı ülkeler, ulusal çıkarları ve bağımsız dış politikaları kapsamında Rusya’nın kurmak istediği bloka sıcak yaklaşmamaktadır. Rusya ise çeşitli enerji güzergahları üzerinden hala etkili bir aktör olmaya devam ettiğini göstermeyi amaçlamaktadır. Zira Orta Asya’dan gönderilen bir enerjinin güvenli rotalardan ve görece düşük maliyetle geçtiği düşünüldüğünde, Rusya’nın Druzhba aracılığıyla birtakım mesajlar vermeye çalıştığı anlaşılmaktadır.

Bununla Rusya, enerji üzerinden bir blok inşa etmek istese de yakın coğrafyasındaki ülkelerden bile net bir cevap alamamaktadır. Bunun en önemli örneklerinden Kazakistan ve Özbekistan’a sunulan “gaz birliği” teklifidir. Kazakistan, net bir yanıt vermemiş ve Özbekistan ise birliğe karşı olduklarını açıklamıştır. Bu durum karşısında Rusya, Kazakistan’ı ikna edebilmek için Druzhba’nın kullanılmasına onay vermiş olabilir.

Halihazırda Rusya, en ucuz ve en az risk taşıyan güzergahlar aracılığıyla başta Hindistan ve Çin olmak üzere çeşitli pazarlara ulaşmak istemektedir. Bilhassa Hindistan, son dönemde Rusya’nın en önemli müşterilerinden birine dönüşmüştür. Çin’e zaten Kazakistan üzerinden enerji gönderilmektedir. Ancak bunun sürdürülebilir olması mühimdir. Bu noktada Moskova yönetimi, meseleye kazan-kazan politikası üzerinden yaklaşarak Kazakistan’ın Almanya’ya ihracat konusunda Rus boru hatlarını kullanmasına onay vermiş gözükmektedir.

Diğer taraftan Rusya’nın Ukrayna’daki savaş nedeniyle jeopolitik önemi azalmıştır. Özellikle de Kuzey Koridoru’nun kapanması, Orta Koridor gibi hatların önem kazanmasına yol açmıştır. Dolayısıyla Rusya’nın Druzhba Boru Hattı üzerinden kazanımlarını arttırmaya ve kaybettiği jeopolitik önemini bertaraf etmeye çalıştığı söylenebilir. Ayrıca Moskova, Druzhba üzerinden Avrupa’ya enerji hatlarının ve koridorların yaptırımlar kapsamına alınmaması gerektiği ve bunun Avrupa’nın lehine olduğu mesajını vermeyi amaçlamaktadır.

Rusya’nın hedeflerinden biri de post-Sovyet coğrafyada başta olmak üzere dünya siyasetindeki etkisini arttırmaktır. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlaması ve Rus Ordusu’nun sahada ciddi kayıplar vermesi, söz konusu ülkenin siyasi, askeri ve ekonomik kapasitesinin düşünüldüğü kadar yüksek olmadığını göstermiştir. Yani Rusya, Druzhba üzerinden etkisini sürdürme arayışı içerisindedir, denilebilir.

Tüm bunların yanı sıra Rusya, Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (NATO) içerisinde çeşitli çatlak sesler çıkarmaya çalışmaktadır. Buna aday olabilecek en önemli devletlerden biri de Avrupa’nın Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) daha bağımsız hareket etmesi gerektiğini savunan Almanya’dır. Zira Almanya ile hem ABD hem de ABD’ye yakın politikalar benimseyen Polonya gibi Avrupalı aktörler arasında mühim bir rekabet vardır. Berlin yönetiminin hedeflediği politikaları hayata geçirebilmesi ve Washington karşısında elinin güçlü olabilmesi için enerji konusunda daha bağımsız hareket edebilmesi gerekmektedir. Bunun farkında olan Rusya, Kazak petrolü üzerinden Almanya’ya daha bağımsız hareket edebileceği ortamı sunmaya çalışmaktadır.

Sonuç olarak Rusya, son derece zorlu bir süreçten geçmektedir. Ancak geliştirdiği çeşitli politikalarla gücünü ve nüfuzunu sürdürmenin yollarını aramaktadır. Bu noktada Moskova, elindeki kozları etkin birer araç olarak kullanmaya özen göstermektedir. Bunun son örneklerinden biri de Druzhba Boru Hattı üzerinden Kazak petrolünün Almanya’ya ihraç edilmesidir. Moskova, benimsediği bu politikayla bilhassa enerji jeopolitiğindeki etkisini sürdürmeyi hedeflediğini göstermektedir. Ayrıca enerji hatlarına uygulanan yaptırımların Avrupa’ya zarar verdiğini kanıtlamaya çalışmaktadır. Bu yüzden de Rusya, ekonomisini, nüfuzunu ve gücünü korumaya çalışırken; Batı içindeki ayrışmaları derinleştirecek adımlar atmaktadır.


[1] Almaz Kumenov, “Kazakhstan to Send Oil to Germany via Russian Pipeline”, Eurasianet, https://eurasianet.org/kazakhstan-to-send-oil-to-germany-via-russian-pipeline, (Erişim Tarihi: 19.01.2022).

Dr. Emrah KAYA
Dr. Emrah KAYA
ANKASAM Dış Politika Uzmanı Dr. Emrah Kaya, Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezundur. Yüksek lisans derecesini 2014 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde hazırladığı “Latin Amerika'da Sol Liderlerin Yükselişi ve Uluslararası Politikaya Etkisi: Venezuela-Bolivya Örneği” başlıklı teziyle almıştır. Kaya, doktora derecesini de 2022 yılında aynı üniversitede hazırladığı "Terörle Mücadelede Müzakere Yöntemi: ETA-FARC-LTTE-PKK" başlıklı teziyle elde etmiştir. İyi derecede İngilizce bilen Kaya'nın başlıca çalışma alanları; Orta Asya, Latin Amerika, terörizm ve barış süreçleridir.

Benzer İçerikler