Rusya’nın Nükleer Diplomasisi Sonuç Verecek mi?

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

21 Eylül 2022 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkede kısmi seferberlik ilan etmiş ve ulusa sesleniş konuşmasında, “Ülkemizin toprak bütünlüğü tehdit edilirse, şüphesiz Rusya’yı ve halkımızı korumak için tüm araçları kullanacağız, bu bir blöf değil.” demiştir.[1]

Rusya’nın özellikle Ukrayna’da umduğunu bulamaması, Kremlin’in II. Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez askeri seferberlik kararı almasına yol açmıştır. Putin’in nükleer silah kullanabileceğini ima eden sözleri, Batı’da bir blöf şeklinde değerlendirilmemiştir. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Putin’in açıklamalarını ciddiye almalarını gerektiğini ifade ederek, savaşın tehlikeli bir noktaya ulaştığını çünkü Rus Ordusu’nun köşeye sıkıştığını belirtmiştir.[2]Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby ise Putin’in söylemlerini ciddiye aldıklarını ve kısmı seferberlik kararının Rusya’nın Ukrayna’da zorlandığı anlamına geldiğini söylemiştir.[3] 

Anlaşılacağı gibi Putin’in söz konusu açıklamaları, Batı Dünyası’nda bir blöften ziyade; çaresizlik belirtisi olarak algılanmıştır. Rusya’nın 24 Şubat 2022 tarihinde Ukrayna’yı işgali, Moskova ile Batı arasındaki “diplomatik söylemlerin ve girişimlerin” terk edilmesine yol açmıştır. Rusya’nın Ukrayna’da köşeye sıkışan taraf olduğu düşünüldüğünde, Kremlin’in “nükleer” vurgusuyla Batı’yla yeniden belli düzeyde diplomasiye geri dönmek istediği söylenebilir. Bu nedenle Rusya’nın “nükleer silah” hususunu, diplomasiye giden yolda bir araç olarak kullanmak istediği öne sürülebilir. 

Bu bağlamda son zamanlarda yaşanan birtakım gelişmelerin Rusya’nın nükleer diplomasisinden sonuç aldığı şeklinde yorumlanabilir. Örneğin ABD Başkanı Joe Biden, bahsi geçen savaş daha başlamadan önce, Putin’i bir “katil” olarak nitelendirmiştir. 12 Ekim 2022 tarihinde CNN’e verdiği röportajda ise Biden, Putin’i “önemli ölçüde yanlış hesap yapmış, rasyonel biri” şeklinde tanımlamıştır.[4] Biden’ın yaptığı bu açıklamada, şüphesiz artan nükleer tehlike etkili olmuştur.

Her ne kadar başta ABD’nin ve Batı’nın Rusya’nın Ukrayna’daki işgaline karşı tutumunda bir değişiklik olmasa da “Nükleer silah” hususu tarafları daha itidalli mesajlar vermeye itmektedir. Zira Biden, nükleer riskin 1962 yılında yaşanan Küba Füze Krizi’nden sonraki en yüksek seviyeye ulaştığını ve Putin’in taktik nükleer silah kullanma konusundaki açıklamasında şaka yapmadığını belirtmiştir.[5]Dolayısıyla Putin’in mevzubahis açıklamalarının ardından Rusya ile Batı arasında “söylem” bazında yumuşama emarelerinin ortaya çıktığı görülmektedir.

Bahse konu olan durum, taraflar arasındaki temasların da artmasına neden olmaktadır. Örneğin 21 ve 23 Ekim 2022 tarihleri arasında Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, iki görüşme gerçekleştirmiştir. Bu görüşmeler, 2022 yılının Mayıs ayından sonra, iki bakan arasındaki ilk temas olmuştur.[6] Şoygu, ABD’li mevkidaşının yanı sıra İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace’la da görüşmüştür. Bu bağlamda bahsi geçen görüşmelerin gerçekleşmesinde Putin’in nükleer söylemlerin bir “katalizör” etkisi yarattığı söylenebilir. 

Putin’in nükleer silah açıklamalarıyla başlayan süreç, Batı’nın nükleer bir tırmanıştan çekindiğini ve bunun da taraflar arasındaki diplomatik temaslara kapı araladığını söylemek mümkündür. Bu bağlamda Putin, kısmı seferberlik kararı ve nükleer silah kullanmayı ima eden açıklamalarıyla “Eğer Rusya yenilirse, tüm dünya kaybeder.” mesajını vermeye çalışmıştır. [7] Rus liderin açıklamaları, dikkate alınmış olacak ki; son dönemde Batı ile Rusya arasındaki temaslar yoğunlaşmıştır.

Sonuç olarak Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri müdahalesiyle başlayan süreç, Batı ile Moskova arasındaki diplomatik ilişkilerin seviyesini 1962 yılındaki Küba Füze Krizi’nden sonraki en düşük noktaya getirmiştir. Rusya’nın Ukrayna’da umduğu kadar ilerleyememesi ve Batı karşısında konvansiyonel silah anlamında geri kaldığının anlaşılması ise Putin’in nükleer silah söylemine başvurmasına yol açmıştır. Rusya Devlet Başkanı’nın “nükleer silah imasıyla” öncelikli amacının Batı ile Rusya arasında yeniden diplomatik görüşmeler yapılmasına kapı aralamak olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla Moskova’nın nükleer silah söylemini, diplomasinin yeniden tesis edilmesinde bir caydırıcılık unsuru olarak kullandığı ileri sürülebilir. Elbette gerçekleşen görüşmeler de nükleer silahların caydırıcılığını koruduğuna işaret etmektedir.


[1] Guy Faulconbridge, “Putin Escalates Ukraine War, Issues Nuclear Threat To West”, Reuters, https://www.reuters.com/world/europe/putin-signs-decree-mobilisation-says-west-wants-destroy-russia-2022-09-21/, (Erişim Tarihi:25.10.2022).

[2] Clothilde Goujard, “EU Chief Diplomat: Must Take Seriously Putin’s Nuclear Weapons Threat”, Politico, https://www.politico.eu/article/eu-josep-borrell-chief-diplomat-russia-war-ukraine-nuclear-weapons-threat/, (Erişim Tarihi:25.10.2022).

[3] Myah Ward, “John Kirby: Putin Calling Up More Troops For Ukraine War is A Sign That He’s Struggling”, Politico, https://www.politico.com/news/2022/09/21/white-house-putin-mobilization-struggling-00057995, (Erişim Tarihi:25.10.2022).

[4] “Biden Says Putin is A ‘Rational Actor’ Who Would Not Use Nuclear”, Euractiv, weaponhttps://www.euractiv.com/section/global-europe/news/biden-says-putin-is-a-rational-actor-who-would-not-use-nuclear-weapon/, (Erişim Tarihi:25.10.2022).

[5] “Ukraine War: Biden Says Nuclear Risk Highest Since 1962 Cuban Missile Crisis”, BBC News, https://www.bbc.com/news/world-us-canada-63167947, (Erişim Tarihi:25.10.2022).

[6] Russia’s Shoigu Holds Second Call With U.S. Defense Secretary in Three Days, Reuters, https://www.reuters.com/world/russias-shoigu-holds-second-call-with-us-defense-secretary-three-days-2022-10-23/, (Erişim Tarihi:25.10.2022).

[7] Doğacan Başaran, “Ukrayna Savaşı’nda Rusya’nın Yeni Hamlesi: Kısmi Seferberlik”, ANKASAM, https://www.ankasam.org/ukrayna-savasinda-rusyanin-yeni-hamlesi-kismi-seferberlik/,(Erişim Tarihi:25.10.2022).

Cemal Ege ÖZKAN
Cemal Ege ÖZKAN
Cemal Ege Özkan, 2019 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2022 senesinde aynı üniversitenin Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Anabilim Dalı’nda hazırladığı “Türk Siyasi Hayatında Selim Rauf Sarper ve Faaliyetleri” başlıklı teziyle almıştır. Hâlihazırda aynı enstitüde doktora eğitimine devam etmektedir. 2020-2021 yılları arasında Türk Tarih Kurumu Yüksek Lisans Bursiyeri olan Özkan, iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler