Rusya’nın Ukrayna Müdahalesinin Neden ve Sonuçları

Paylaş

21 Şubat 2021 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısında sözde Luhansk ve Donetsk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını tanıdığını açıklamıştır. 24 Şubat 2022 tarihinde ise Ukrayna’ya karşı “özel operasyon” olarak adlandırdığı askeri müdahaleyi başlatmıştır.

Putin, Rusya’nın Ukrayna müdahalesinin iki amacı olduğunu açıklamıştır. Birincisi, Ukrayna’nın silahsızlandırılmasıdır. Bu anlamda Rusya, Ukrayna Ordusu’nun altyapısını, üslerini, askeri tesislerini ve araçlarını hedef alarak savaşma kabiliyetini kırmaya çalışmaktadır. İkincisi de Vladimir Zelenski iktidarının devrilmesidir.i Kremlin’e göre, Donbas bölgesinin özel statüsünü belirleyen Minsk Anlaşmalarının uygulanmamasının sorumlusu Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’dir. Dolayısıyla Rus karar alıcılar, Zelenski, iktidarda olduğu sürece, Minsk Anlaşmalarının uygulanmasının ve Ukrayna’nın federatif yapıya dönüşmesinin mümkün olmayacağını düşünmektedir. Yani Rusya’nın amacı, kendi öne sürdüğü şartlar altında Minsk Anlaşmalarının uygulanması ve Ukrayna’da anayasal değişikliğin yapılmasıdır.

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik müdahalesi, aynı zamanda 2021 yılının son aylarında gerçekleşen Rusya-Batı görüşmelerinin başarısızlığının bir neticesidir. Bu anlamda Rusya, Avrupa’daki tüm gelişmelerin sorumlusunun Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) politikaları olduğunu savunmaktadır. Buna göre, Avrupa’nın diğer devletleri de Washington’da alınan kararlara uymaktadır. Bu nedenle de Moskova, Avrupalı devletlerle müzakerelerde bulunmanın bir anlamı olmadığı kanaatindedir. Bu yüzden Rusya, 17 Aralık 2021 tarihinde ABD ve Kuzey Atlantik Anlaşma Örgütü’ne (NATO) güvenlik garantileri olarak ifade edilen taleplerini iletmiştir. Söz konusu taleplerden biri de Ukrayna’nın NATO’ya üye olamayacağına dair yazılı bir garantinin verilmesiydi.

ABD ve NATO, Rusya’nın bu taleplerinin kabul edilmesi durumunda ittifakın temel ilkelerinden olan “Açık Kapı Politikası”nın ihlal edileceğini ve kararın, Ukrayna’nın “müttefik seçme” iradesinin önüne geçmek anlamını taşıyacağını belirtmiştir.

Rusya ise NATO’nun doğuya doğru genişlemesi ve Kiev’in ittifaka dahil olmasını ulusal güvenliğine yönelik bir tehdit olarak değerlendirmektedir. Ayrıca Kremlin, Ukrayna’nın NATO üyesi olması durumunda silahlanarak Kırım’ı tekrar geri almak isteyeceğini ve bunun da NATO-Rusya Savaşı’na yol açabileceğini dile getirmektedir. Putin’e göre Rusya, NATO’dan askeri güç bakımından zayıftır ve bundan dolayı böylesi bir savaşa karşı koyabilmek için nükleer gücünü kullanmak zorunda kalacaktır. Nükleer silahların kullanıldığı bu savaşın ise kazananı olmayacaktır.

Rusya, ABD ve NATO’yu “doğuya genişleme” ile ilgili güvenlik garantilerini kabul etmeye zorlamak için Ukrayna’nın sınırına askeri yığınak yapmış ve bu ülkeyi işgal etmekle tehdit etmiştir. ABD ve NATO ise Ukrayna’yı işgal etmeye kalkması durumunda, Rusya’ya ağır yaptırımlar uygulayacaklarını ve Kiev’i daha fazla silahlandırarak kendi topraklarını savunmasına yardım edeceklerini söylemiştir. Kısacası ABD ve NATO, Ukrayna’yı Rusya için ikinci bir Afganistan’a dönüştürme tehdidinde bulunmuştur. Fakat Ukrayna’ya asker göndermeyeceklerini ve bu ülke için Rusya’yla savaşmayacaklarını da vurgulamışlardır.

Ukrayna ise NATO’ya üye olmaması durumunda Rusya’dan algıladığı tehdidin devam edeceğini ve toprak bütünlüğünü korumasının zorlaşacağını savunmuştur. Hatta NATO üyeliğinin Kiev için “ölüm kalım” meselesi olduğunu da belirtmiştir. Anlaşılacağı üzere, tüm tarafların Avrupa’daki gerginlikle ilgili çeşitli beklentileri, endişeleri ve hedefleri vardır. Bu da taraflar arasında çıkar çatışmalarının yaşanmasına yol açmıştır.

Rusya-ABD/NATO diplomatik görüşmeleri devam ederken; Moskova’nın önünde iki seçenek vardı. Birincisi, diplomatik görüşmeleri devam ettirmekti. Bu senaryoda Rusya, ABD’yle bazı konularda anlaşmaya varabilecekti. Bu konular; nükleer silahların azaltılması, orta menzilli füzelere dair anlaşmanın revize edilmesi ve NATO ve AGİT üzerinden yürütülen diyaloğun sürdürülerek gerginliğin azaltılmasıydı. Bunun karşısında Rusya’nın Ukrayna sınırındaki askerlerini geri çekmesi beklenmekteydi. Söz konusu seçenek, Rusya’nın temel taleplerini karşılamamaktaydı. Her ne kadar NATO üyesi ülkeler, Ukrayna’nın ittifaka üyeliğinin gündemde bulunmadığını ve Kiev’in henüz buna hazır olmadığını dile getirmişse de Kremlin, bu açıklamalara inanmamış ve ittifakın er ya da geç Ukrayna’yı bünyesine kabul edeceğini düşünmüştür.

İşte bu ortamda Rusya’nın önündeki ikinci seçenek ise Ukrayna’ya ağır hasar vererek hem Kiev yönetimine hem de NATO’ya geri adım attırmaktı. Moskova, ikincisini seçmiştir. Fakat bu tercihin Rusya için ciddi sonuçları olacaktır.

Bu neticelerden ilki, ABD başta olmak üzere NATO’yla başlattığı diyalog sürecinin sona ermesidir. Büyük aktörler arasındaki iletişimin kesilmesi ise belirsizliği ve çatışma riskini arttırmaktadır.

İkincisi ise ABD ve Batılı ülkelerin uygulayacağı yaptırımlardır. Zira bu ülkeler kendi ekonomilerine zarar vermeyecek; ancak Rusya’nın ekonomisini olumsuz etkileyecek sektörlere baskı yapacaktır.

Üçüncüsü de Rusya’nın Ukrayna’ya müdahale etmiş olmasının kendi ekonomisini de olumsuz etkileyeceğidir.

Dördüncüsü ise yaşanan gelişmelerin Rusya’nın uluslararası saygınlığına vereceği zarardır. Zira ülke, saldırgan devlet olarak görülecektir.

Beşincisi de Ukrayna’ya yönelik müdahalesinin evirileceği yönün, Moskova için riskler barındırmasıdır. Operasyonun uzaması, Rusya’nın maliyetini ve askeri kayıplarını arttırabilir. Ayrıca Ukrayna halkının kendisini düşman olarak görmesine yol açabilir.

Sonuç olarak Rusya’nın Ukrayna müdahalesi, yalnızca Kiev için olumsuz bir gelişme olmayacak; aynı zamanda Moskova’yı da olumsuz etkileyecektir. Çünkü Rusya, uluslararası izolasyona maruz bırakılarak yalnızlaştırılacaktır. İstikrarsızlığın devam etmesi, sadece Rusya ve Ukrayna’yı değil; geniş Karadeniz jeopolitiğini ve Avrupa güvenlik mimarisini olumsuz etkileyecektir. Tüm bu gelişmeler ise Rusya-ABD/NATO diplomasisinin başarısızlığını ortaya koymaktadır.

i “Путин объявил о начале военной операции на Украине”, Tass, https://tass.ru/politika/13825671, (Erişim Tarihi 25.02.2022).

Dr. Sabir ASKEROĞLU
Dr. Sabir ASKEROĞLU
Lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamlayan Dr. Sabir Askeroğlu, yüksek lisans derecesini Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda almıştır. Doktora eğitimini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda tamamlayan Dr. Askeroğlu, çeşitli düşünce kuruluşlarında görev yapmıştır. Başlıca ilgi alanları, Avrasya çalışmaları ve Rus dış politikası olan Dr. Askeroğlu, iyi derecede Rusça ve İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler