Siyasi Krizlerin Gölgesinde Karadağ

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Rusya-Ukrayna Savaşı’yla birlikte Balkanlar’daki dengelerin de sarsıldığı görülmektedir. Üstelik aktive olmaya hazır donmuş çatışma bölgeleri varlığını korumaktadır. Bölge devletlerinin kırılganlığı, dikkatleri Ukrayna’dan başka yöne çekmek isteyen Rusya’nın çıkarlarına uygundur. Bu bağlamda bölgenin Rusya ile Batı arasında bir rekabet oyun sahası haline geldiği söylenebilir. Zira Balkanlar’daki kırılgan yapı, Avrupa’nın güvenliği için de tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle Avrupa Birliği (AB), Balkanlar politikasına ağırlık vermektedir. Ancak AB’nin politikaları da Rusya ve Batı arasında yaşanan anlaşmazlıkları derinleştirmektedir. Buna karşılık Rusya, Sırp nüfuslu bölgelerde istikrarı bozacak adımları ya desteklemekte ya da teşvik etmektedir.

Son dönemde krizlerle anılan Karadağ da bu nüfuz mücadelesine tanıklık eden ülkelerden biridir. Nitekim Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) üyesi olan Karadağ, AB’yle de yakınlaşmaktadır. Söz konusu durum ise Moskova’yı rahatsız etmektedir. Karadağ’daki krizlerin derinleşmesi, Moskova’nın çıkarlarına uymaktadır. Bilhassa 2022 yılında Sırp Ortodoks Kilisesi ile Karadağ Hükümeti arasında Temel Sözleşme’nin imzalanmasıyla bir kriz atmosferine sürüklenen ülkede Rusya merkezli siber saldırıların gerçekleştiği iddiası, bu anlamda dikkat çekici bir hal almaktadır. Bunun yanı sıra dezenformasyon çalışmalarıyla da ülkedeki istikrara zarar verilmek istendiği hususu da gündemdeki yerini korumaktadır.[1]

Bilindiği gibi, 2022 yılında imzalanan Temel Sözleşme neticesinde Dritan Abazoviç Hükümeti düşmüştür ve henüz yeni bir hükümet kurulamamıştır. Bu durum, mevcut krizin daha da derinleşmesine yol açmıştır. Öte yandan Karadağ Cumhurbaşkanı Milo Cukanoviç üzerinden yeni bir bunalım daha yaşanmaktadır. Mevzubahis bunalım, Karadağ’ın içinde bulunduğu vaziyeti daha da vahim bir hale getirmektedir.[2]

2022 yılının Eylül ayında Sırp kökenli partilerin Cukanovic’e Miograd Lekiç ismini ileterek hükümet kurma görevinin Lekic’e verilmesini talep etmiştir. Ancak Cukanovic, bu teklifi reddetmiştir. Cukanoviç, reddin anayasaya uygun olduğunu belirttikten sonra tepkiler artarak devam etmiştir. Zira bu gelişmeden sonra başta Sırp yanlısı partilerin girişimiyle Cukanoviç’in hükümet kurma sürecindeki yetkilerini kısıtlayan bir anayasa değişikliği gündeme gelmiştir.[3]

Her ne kadar Cukanoviç, ilk etapta söz konusu değişikliği reddederek geri gönderse de bu değişikliği onaylamak durumunda kalmıştır. Yaşanan bu gelişme sonrasında ülkede eylemler düzenlenirken başkent sokakları adeta bir savaş alanına dönüştürmüştür. Bu kapsamda Karadağ siyasetinin bir çıkmaza girdiği değerlendirmeleri gündeme gelmiştir. Bahse konu olan durumu AB’ye taşıyan Cukanoviç’e AB’den önemli destek verildiği görülürken; yapılan açıklamalar, anayasadaki bu düzenlemeyi eleştirir niteliktedir.[4]

Avrupa Konseyi’nden yapılan açıklamada bu gelişmenin ülkede bir anayasal kriz başlattığı ifade edilirken; bu değişikliğin Venedik Komisyonu’nun kararlarına aykırı olduğunun altı çizilmiştir. Ayrıca Karadağ’daki reform sürecine verilen desteğin devam ettirileceği de ifade edilmiştir. Fakat daha da önemlisi, yapılan açıklamada yaşanan krizin Karadağ’ın AB entegrasyon sürecini baltaladığı ifade edilmiştir.[5] Bu durum, kısa bir süre öncesine kadar AB üyeliğine en yakın ülke olarak değerlendirilen Karadağ için endişe verici bir gelişmedir.

Bunun yanı sıra Karadağ Anayasa Mahkemesi’nin eksik olan üyelerinin seçilmesi işlemleri tamamlanmamıştır. Bahsi geçen durum, ülkedeki kurumların işlevsiz hale geldiğini ve karar alma mekanizmalardaki tıkanıklığı gözler önüne sermektedir. Bilhassa ülkedeki anayasal süreçleri yakından takip eden AB, bu durumu kabul edilemez bir gelişme olarak nitelendirmiştir. Öyle ki; Slovenya Dışişleri Bakanı Tanya Fayon, bu konu hakkında uyarıda dahi bulunmuştur. [6] Öte yandan AB’den yapılan bir açıklamaya göre mevcut krizler, Karadağ’ın siyasi ve ekonomik engeller oluşturabilir.[7]

Bu bağlamda Temel Sözleşme’nin imzalanmasıyla başlayan sürecin bir domino etkisi yaratarak ülkede yeni krizlere kapı araladığı söylenebilir. Tüm bu yaşananlardan Avrupa-Atlantik kurumları ve bölgedeki aktif Batılı aktörlerin rahatsız olduğu açıktır. Zira tıpkı Bosna-Hersek gibi Karadağ da bugün gelinen noktada Balkanlar’ın yumuşak karnı olarak değerlendirilmektedir.  AB-Kosova-Sırbistan hattındaki gerilimin bölgedeki istikrarı tehdit ettiğini düşünmektedir. Diğer taraftan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) de gelişmeleri endişeyle karşılamaktadır.

AB’nin mevzubahis açıklamaları sonrasında Kosova’nın üyelik sürecinin askıya alınma ihtimali de gündeme gelmiştir. Bir yandan diğer bölge ülkelerinin bütünleşme sürecine hız veren AB; diğer taraftan da bölgedeki krizleri yönetmeye çalışmaktadır. Şüphesiz ki krizler, yaşanan bu rekabet ortamında AB’nin işini zorlaştırmaktadır.

ABD Batı Balkanlar Özel Temsilcisi Gabriel Escobar ise Karadağ’da aylardır devam eden bu krizin sona ermemesi halinde “ağır sonuçların” ortaya çıkacağını ifade etmiştir.[8] Son dönemde bölgedeki görünürlüğünü arttırarak kendine bir hareket alanı oluşturmaya çalışan ABD’nin ilerleyen süreçte Karadağ üzerinde daha fazla baskı kuracağı öngörülebilir. Çünkü Rusya ile Batı arasındaki rekabette Karadağ zayıf halka olarak görülmeye başlanmıştır.

Tüm bunlara ek olarak 2023 yılının Mart ayında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin düzenlenmesi beklenmektedir.[9] Henüz adayların net olarak bilinmediği bu seçimlerin zorlu geçeceği söylenebilir. 2018 yılından bu yana Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Cukanoviç’in tekrar aday olma ihtimali üzerinde durulmaktadır.

Yaklaşık 30 yıldır Karadağ siyasetini şekillendiren Cukanoviç’in yeniden aday olması, seçimlerin daha rekabetçi bir ortamda gerçekleşmesine yol açabilir. Zira bazı kesimlere göre, ülkenin içinde bulunduğu çıkmazdan ancak Cukanoviç’in gitmesiyle çıkılabileceğine inanılmaktadır. Dolayısıyla hala yeni bir hükümetin kurulmadığı Karadağ’ın tansiyonu yüksek bir Cumhurbaşkanlığı seçim süreci geçireceği ifade edilebilir. Bu da ülkedeki siyasi krizin daha da derinleşmesine yol açabilir.

Sonuç olarak Karadağ’ın krizlerle mücadele edemeyişi, Batılı aktörler ve bölge devletleri tarafından endişeyle izlenmektedir. Zira bölgedeki konjonktür de göz önünde bulundurulduğunda, Karadağ’daki krizin bir kelebek etkisi yaratması mümkündür. Bu durumun bölgedeki diğer donmuş çatışmaları gün yüzüne çıkarması da olasılık dahilindedir. Mevcut krizlerin giderek derinleştiği Karadağ’da ABD ve AB gibi aktörlerin baskılarını ve girişimlerini arttıracakları öne sürülebilir.


[1] “Dukanović: Srpska i Ruska Crkva Su Alat u Rukama Putinove politike”, Al Jazeera Balkans, https://balkans.aljazeera.net/news/balkan/2022/9/2/dukanovic-spc-i-rpc-su-alat-u-rukama-putinove-politike, (Erişim Tarihi 27.01.2023).

[2] Thomas O Falk, “What Is Behind Montenegro‘s Political Instability?”, Al Jazeera, https://www.aljazeera.com/news/2022/8/29/whats-behind-montenegros-political-instability, (Erişim Tarihi 27.01.2023).

[3] “Novi Protesti u Podgorici, Traže Se Vanredni izbori”, Al Jazeera Balkans, https://balkans.aljazeera.net/videos/2022/11/17/novi-protest-u-podgorici-traze-se-vanredni-izbori, (Erişim Tarihi 27.01.2023).

[4] “Đukanović: EU Mediators To Resolve Political Crisis In Montenegro”, European Western Balkans, https://europeanwesternbalkans.com/2022/12/16/dukanovic-eu-mediators-to-resolve-political-crisis-in-montenegro/, (Erişim Tarihi 27.01.2023).

[5] “EU Statement On Latest Political Developments in Montenegro at the Committee of Ministers of the Council of Europe, 11 January 2023”, Delegation of the European Union to the Council of Europe, https://www.eeas.europa.eu/delegations/council-europe/eu-statement-latest-political-developments-montenegro-committee_en?s=51, (Erişim Tarihi 27.01.2023).

[6] “Tanja Fajon Poručila Vlastima U Crnoj Gori: Bez Ustavnog suda nema pravičnih izbora”, Tanjug, https://www.tanjug.rs/region/politika/10086/tanja-fajon-porucila-vlastima-u-crnoj-gori-bez-ustavnog-suda-nema-pravicnih-izbora/vest, (Erişim Tarihi 27.01.2023).

[7] “EU Upozorava Na Moguću Blokadu Crne Gore”, Al Jazeera Balkans, https://balkans.aljazeera.net/videos/2023/1/26/eu-upozorava-na-mogucu-blokadu-crne-gore, (Erişim Tarihi 27.01.2023).

[8] “Escobar: Teške Posljedice Ako Crna Gora Ne Riješi Političku Krizu”, Al Jazeera Balkans, https://balkans.aljazeera.net/news/balkan/2023/1/22/escobar-upozorava-na-posljedice-ako-crna-gora-ne-rijesi-duboku-politicku-krizu, (Erişim Tarihi 27.01.2023).

[9] Crna Gora i Politika: Predsednički İzbori Zakazani Za 19. Mart”, Danas, https://www.danas.rs/bbc-news-serbian/crna-gora-i-politika-predsednicki-izbori-zakazani-za-19-mart/, (Erişim Tarihi 27.01.2023).

Mustafa ÇUHADAR
Mustafa ÇUHADAR
Mustafa Çuhadar, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunudur. Lisans döneminde disiplinlerarası çalışmalarına ağırlık veren Çuhadar'ın başlıca çalışma alanları, Balkanlar ve İstihbarat çalışmalarıdır. 2021 yılında Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü’nde yüksek lisans eğitimine başlayan Çuhadar, halihazırda Bosna Hersek’teki siyasi partileri inceleyen yüksek lisans tezini hazırlamaktadır. Çuhadar, iyi derecede İngilizce, Boşnakça, Hırvatça ve Sırpça ve temel seviyede Almanca bilmektedir.

Benzer İçerikler