Taliban’ın Vahan Koridorunu Ele Geçirmesi ve Bölgesel Jeopolitiğe Yansımaları

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Geçtiğimiz Temmuz ayının sonunda Pakistan yönetiminin, Vahan Koridoru’nu kuzey-güney yönlü keserek Tacikistan’a ulaşmak için Duşanbe’ye teklifte bulunduğu iddia edilmiştir. Bu konuda “Taliban yanlısı” olarak bilinen ve Afganistan Eski Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin Özel Kalemliği’ni yapmış olan Abdül Kerim Hürrem, Pakistan’ın Tacikistan’la ticaret yapmak için Vahan üzerinden bir transit yol açmak istediğini duyurmuş ve Taliban Hükümeti’ni uyararak Afganistan’ın tecrit edilme ve parçalanma tehlikesinden bahsetmiştir.[1] Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid ise iddialara tepki göstererek, “Konuyla ilgili Pakistan’la herhangi bir görüşme yapılmadı. Afganistan topraklarının bir karışından bile taviz verilmeyecek.” demiştir.[2] Bundan kısa süre sonra ise Vahan Koridoru’nun Taliban tarafından ele geçirildiği duyurulmuştur.[3] 

Pakistan’ın Tacikistan’ı “Çin-Pakistan Ekonomi Koridoru’na (CPEC)” bağlama düşüncesi yeni değildir. Hürrem’e göre Pakistan, Hamid Karzai döneminde de Afganistan’dan bu konuda taleplerde bulunmuş ancak bu isteği kabul edilmemiştir. Burada Taliban’ın temel endişesi; Afganistan’ı Çin’e bağlayan Vahan Koridoru’nun Pakistan-Tacikistan bağlantısını sağlayacak şekilde kuzey-güney yönlü olarak kesilmesidir. Bunun pratik sonucu; Orta Asya ülkelerinin koridorlar noktasında Afganistan’a bağımlılığının ortadan kalkmasıdır. Yani Taliban Hükümeti, eğer buna göz yumsaydı, kendi jeopolitik önemini kaybetmiş olacaktı. Başka bir ifadeyle Taliban, Orta Asya devletleri ve Çin’e karşı kullanabileceği elindeki bir kozunu (ekonomi koridorunu) yitirecekti.

Pakistan-Tacikistan bağlantısına Hindistan’ın da karşı çıktığını unutmamak gerekir. Genel anlamda Yeni Delhi, Orta Asya devletlerini Pakistan’a bağlayacak koridor fikrine karşıdır. Hindistan’ın temel itirazı, CPEC’in Keşmir bölgesinden geçmesinedir. Afganistan ve Tacikistan başta olmak üzere bölge devletlerinin Pakistan’la bağlantılarını güçlendirmeleri ve Çin’in projesine dahil olmaları, Hindistan’a yönelik büyük bir tehdit olarak görülmektedir.

Daha da önemlisi Yeni Delhi, böylesi bir senaryoda Afganistan’daki etkinliğini tamamen kaybedeceğini düşünmektedir. Çünkü Pakistan, Hindistan’ın kendi toprakları üzerinden Orta Asya’ya ulaşmasına izin verecek bir transit anlaşmasına karşı çıkmaktadır. Böylece onu sınırlarına hapsetmektedir. Bu anlamda Pakistan’ın Tacikistan’la bağlarını güçlendirme çabası da stratejiktir. Orta Asya devletleri ya Afganistan-İran-Hindistan koridorunu tercih edecek ya da Tacikistan ve Çin üzerinden CPEC’e bağlanacaktır. Tüm bu jeopolitik rekabet, İran ve Pakistan arasında sıkışıp kalmaktadır.

Bu rekabetin merkez oyuncusu ise Taliban’dır. Öyle ki Taliban’ın yaptığı hamleler; Hindistan, Pakistan ve Çin’in jeopolitik etkinliğini kırabilmekte ya da artırabilmektedir. Örneğin 27 Temmuz 2022 tarihinde bir grup silahlı Taliban mensubu, Pakistan’ın Karambar Gölü yakınlarındaki Vahan Koridoru Sınır Karakoluna saldırmış ve bölgeyi ele geçirmiştir. Böylelikle Taliban, Pakistan’ın Vahan Koridoru’nu kullanarakOrta Asya’ya ulaşma ümitlerini kırmıştır.[4]

Vahan’da kontrolü sağlayan Taliban, bu sayede şunları garanti altına almıştır:

  • Tacikistan, Pakistan’a bağlanmak için öncelikle Çin topraklarını kullanmak zorundadır.
  • Orta Asya ülkelerinin Pakistan’a ulaşabilmesi noktasında Afganistan’a olan bağımlılığı devam etmektedir.
  • Çin, Taliban’la işbirliği yapmaya ve uzlaşmaya mecbur hale gelecektir.

Sürecin Çin-Taliban ilişkilerine etkilerinin ele alınması önemlidir. Taliban, Pakistan dahil olmak üzere üçüncü ülkelerin Afganistan’da oyun kurmasına, etkinlik göstermesine veya askeri-güvenlik hamlelerinde bulunmasına karşıdır. Buna Çin de dahildir. Taliban, Çin’in askeri-güvenlik alanında işbirliği yapma tekliflerine kağıt üzerinde evet demektedir. Ancak Birleşmiş Milletler (BM) raporları, Doğu Türkistan İslami Hareketi’nin (ETİM) Afganistan’daki varlığını arttırdığını açıklamaktadır.[5] Yani Taliban’ın esasında Çin’e karşı verdiği sözleri tutmadığı veya bu örgütleri tam anlamıyla kontrol edemediği veya etmek istemediği görülmektedir. Koridorlar hususunda da durum aynıdır. Taliban, Çin’in her açıdan kendisine bağımlı kalmasını arzulamaktadır.

Esasında Pakistan’ın Tacikistan’a yaptığı CPEC’e bağlanma teklifi, Çin’in desteklediği veya onun inisiyatifiyle ortaya çıkan bir öneri değildir. Çünkü Pekin, Tacikistan’ı daha çok kendi toprakları üzerinden Pakistan’a bağlamayı istemektedir. Bu konuda Pekin Hükümeti, Kazakistan-Kırgızistan-Çin-Pakistan arasındaki transit taşımacılığı anlaşmasını (QTTA) yeniden hayata geçirmeyi ve bu koridora Tacikistan’ı da dahil etmeyi planlayabilir. Dolayısıyla Vahan’ın kuzey-güney yönlü bölünmesini ve bu sayede Tacikistan-Pakistan bağlantısının sağlanmasını, Çin’in tamamen desteklediğini söyleyemeyiz. Çünkü Çin’in, yukarıda belirtildiği gibi, Tacikistan’la ilgili alternatif planları vardır.

Ayrıca Çin’in Afganistan’ı CPEC’e bağlama projesi de Vahan üzerinden yürümemektedir. Yani Tacikistan ile Pakistan arasında Vahan üzerinden bir köprü kurulması ve bu sayede Afganistan’ın CPEC’e katılımı, Çin’in inisiyatifi olan ve onun öncelikli olarak desteklediği bir düşünce değildir. Zira Çin, Afganistan’ı öncelikli olarak demiryoluyla Pakistan’a bağlayan projeyi desteklemektedir. Yani Özbekistan-Afganistan-Pakistan (Trans-Afgan) demiryolu üzerinden Afganistan’ın CPEC’e katılmasına ağırlık vermektedir.

Hatta Vahan’ın kuzey-güney yönlü kesilmesi, Pakistan’dan Tacikistan’a serbest geçişleri arttıracağı için beraberinde terör ve güvenlik sorunları da kolayca Tacikistan’a taşınabilir. Çin, bunu kontrol edemeyecektir. Dolayısıyla Pakistan’ın kontrolsüz biçimde Tacikistan’a bağlanması ve Vahan Koridoru’nun bir terör yuvasına dönme ihtimali, Çin’i rahatsız etmektedir. Çin’in amacı, Vahan’ın güvenliğini sağlamaktır. Bu bağlamda Çin, Taliban’ın Vahan’ın kontrolünü sağlaması için bu yönde hamle yapmasını istemiş olabilir. Yani Çin, Pakistan’ın kendisini pasifize (bypass) eden bu projesini önlemek için Taliban’ı desteklemiş olabilir. Zira Çin, Orta Asya ülkelerinin kendi toprakları üzerinden CPEC’e bağlanmasını ve devamında koridorunun esas olarak Keşmir’den Pakistan’a geçmesini planlamaktadır. Tam tersi bir okuma yapacak olursak Çin, kendi topraklarından çıkmak suretiyle Orta Koridor’u kullanarak Kırgızistan ve Özbekistan’a ve oradan Afganistan ve devamında Pakistan’a inme planını desteklemektedir. Eğer Pakistan-Tacikistan bağlantısı sağlanırsa, bu durumda Çin’in Orta Asya üzerinden Afganistan’a ve oradan Pakistan’a bağlanma projesinin önemi azalacaktır. Afganistan’ı devre dışı bırakan projeyi Çin de istemeyecektir.

Zevahiri’nin Öldürülmesi Ne Anlama Geliyor?

Taliban’ın El Kaide’ye güvenli bir yaşam alanı sağladığının ortaya çıkması, Hindistan açısından büyük bir endişe kaynağı olacaktır. Çünkü Taliban, sadece uluslararası topluma değil, aynı zamanda komşuları Çin, Hindistan ve Orta Asya devletlerine “terörle mücadele” sözü vererek onlardan yardım almaya çalışmaktadır. Ne Hindistan ne de Çin, Taliban’ın terörle mücadele sözüne tam manasıyla güvenip onunla dayanışma gösteremeyeceklerdir. Bu durumda Çin’in Vahan ve Tacikistan kaynaklı güvenlik kaygıları aratacaktır. Zevahiri’nin öldürülmesi sürecinde Pakistan’ın Hakkani Ağı’nı kullanarak ABD’ye istihbarat desteği verdiği iddia edilmektedir.[6] Pakistan’ın Taliban aracılığıyla diğer köktendinci gruplar üzerinde etkili olması Çin açsından da endişe vericidir. Pakistan’ı kontrol edemeyen Çin, onun Tacikistan’a bağlanmasına da karşı çıkacaktır. Bu yüzden Çin, Vahan Koridoru’nun Taliban’ın kontrolünde kalmasına daha sıcak bakacaktır.  

Afganistan’daki Son Gelişmelerin Bölgesel Jeopolitiğe Yansımaları

Taliban’ın terör örgütleriyle olan bağları, ekonomi koridorları bağlamında yaşanan rekabeti de derinleştirmektedir. Afganistan’daki Taliban iktidarı ve onunla bağlantılı olarak artan terör sorunu ve istikrarsızlık, Hindistan ve Çin’in bir araya gelmelerine değil, daha çok rekabet etmelerine yol açmaktadır. Hindistan’ın Taliban’la olan güven sorunu, Çin’in Taliban’la yaşadığı sorunlara kıyasla çok daha fazladır. Örneğin Özbekistan’daki son Afganistan Konferansı esnasındahem Pakistan hem Çin Dışişleri Bakanları, Taliban Dışişleri Bakanı Emir Han Muttaki’yle görüşmüştür. Ancak Hindistan Dışişleri Bakanı S. Jaishankar, Muttaki’yle görüşmemiştir.[7] Bu, Hindistan’ın Taliban’la olan bağlarının Çin’e kıyasla çok geride olduğunu göstermektedir. 

Taliban ile Hindistan arasındaki bu güven sorunu, bölgesel rekabette Çin’in Afganistan’da daha da güçlenmesine yol açabilir. Çünkü Çin, terörle mücadele noktasında Taliban’la yaşadığı güven sorunlarını, Hindistan’a kıyasla, daha kolay aşabilmektedir. Çin’in Taliban’a bakışını etkileyen husus, onun terör örgütleriyle olan bağlarıdır. Pakistan’la yaşadığı güven sorunları ise onun ABD’yle olan bağlarından kaynaklanmaktadır. Bu yüzden Pakistan’ın Vahan üzerinden yeni bir jeopolitik denklem kurmasına Çin izin vermeyebilir. Çin, bölgesel jeopolitiği hem CPEC hem Orta Koridor çerçevesinde Özbekistan-Afganistan bağlantısını sağlamak suretiyle tesis etmeyi arzulamaktadır.


[1] @KarimKhurram_KK, “Pakistan ısrar etti ve defalarca Başkan Karzai’den Vahan üzerinden Tacikistan’a bir ticaret yolu açmasına izin vermesini istedi, ancak reddedildi.”, 22 Temmuz 2022, Twitter, ttihttps://twitter.com/KarimKhurram_KK/status/1550501772367732737?s=20&t=7LutmsMaC_-ClQeId02w4Q, (Erişim Tarihi: 03.08.2022).

[2] “Did Pakistan talk to Afghanistan on Wakhan? To what extent the corridor is important”, Pajhwok, https://pajhwok.com/2022/07/27/no-talks-with-pakistan-on-wakhan-transit-road-iea/, (Erişim Tarihi: 03.08.2022).

[3] “Taliban captures strategic Wakhan Corridor from Pakistan”, The Print, https://theprint.in/world/taliban-captures-strategic-wakhan-corridor-from-pakistan/1064769/, (Erişim Tarihi: 03.08.2022).

[4] Aynı yer.

[5] “Uygur separatist group rebuilds bases in Afghanistan even as China-Taliban ties grow”, SCMP, https://www.scmp.com/week-asia/politics/article/3186820/uygur-separatist-group-rebuilds-bases-afghanistan-even-china, (Erişim Tarihi: 03.08.2022).

[6] Aynı yer.

[7] Aynı yer.

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler