Ukrayna Savaşı ve Pakistan’ın Enerji Sorunsalı

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Rusya-Ukrayna Savaşı, başta Moskova olmak üzere birçok aktörün kurduğu ilişkiler ve işbirlikleri üzerinde dönüşümler yaşanmasına neden olmuştur. Özellikle de enerji sektöründeki ortaklıklar konusunda farklı ilişki dinamikleri süreci çıkmıştır. Yaptırımlar sebebiyle Asya pazarına yönelen Rusya, Pakistan’la ilişkilerini de bu yönde şekillendirmiştir. 28 Kasım 2022 tarihinde Pakistan Petrol Bakanı Musadik Malik liderliğindeki bir heyetin petrol anlaşması görüşmeleri için Rusya’ya ziyaret gerçekleştirmesi de bu duruma örnek teşkil etmektedir.[1]

Tahmin edileceği üzere, Pakistan da birçok ülke gibi savaşın etkilerini hissetmektedir. Rusya’yla petrol anlaşması görüşmesi yapılmasında da yükselen petrol fiyatlarının etkili olduğunu söylemek mümkündür. Nitekim enerji tedariği konusunda problemleri olan İslamabad yönetimi, ucuza petrol satın almak istemektedir. Rusya’yla yapılmak istenen anlaşmanın da dolar tasarrufu yapma ve yükselen petrol fiyatlarının üstesinden gelme amacına hizmet ettiği söylenebilir.

Bilindiği gibi, savaş sebebiyle birçok ülke, Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılırken; kimi aktörler de denge politikası kapsamında temkinli hareket etme yoluna gitmiştir. Pakistan da bu atmosferde Batı-Rusya ve Batı-Çin dengesini gözetmeye çalışan devletlerdendir. Rusya’nın Ukrayna’daki saldırılarını kınamak için Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na sunulan oylamada çekimser kalması da bunu teyit eder niteliktedir. Nitekim savaşın başladığı ilk aylarda dönemin Başbakanı İmran Han’ın ülkenin savaştaki tutumunun tarafsızlık olacağını ifade ettiği bilinmektedir. Bu bağlamda Pakistan ne Rusya’nın tutumunu eleştirmiş ne de Ukrayna’ya destek vermiştir.

Jeopolitik koşullar, Pakistan’ın Rusya ve Çin’le bağlarını sürdürmesini gerektirmektedir. Diğer yandan İslamabad, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleriyle de ilişkilerini dengede tutmak istemektedir. Bu durumda hem ekonomik hem de siyasi faktörlerin etkili olduğunu söylemek mümkündür.

Kuşkusuz Rusya-Ukrayna Savaşı küresel tedarik zincirlerini etkilemiş; dolayısıyla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) oranlarında da artış meydana gelmiştir. LNG şirketlerinin Avrupa pazarlarına yönelmesi, Pakistan’la yaptıkları sözleşmelerin aksamasına ve geri çekilmelere yol açmıştır. Bu da Pakistan açısından dezavantaj yaratmıştır. Ukrayna’dan fosil yakıt (petrol, LNG, kömür) ithalatı durma noktasına gelen ve daha pahalı LNG almak zorunda kalan İslamabad açısından enerji konusu çok daha maliyetli bir hal almıştır. Bu durumun Pakistan halkına da ekonomik olarak yansıması doğaldır.[2]

Savaşta tarafsız bir tutum sergilemeye çalışan Pakistan; kısmen yukarıda da değinildiği üzere Batı, Çin, Rusya ve ABD’yle münasebetlerini sürdürmeye çalışarak denge sağlamaya çabalamaktadır. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşulların da bunu gerektirdiği söylenebilir. Rusya’yla olan ilişkiler de bu kapsamda ele alınabilir. Ayrıca yaptırımlar sebebiyle Moskova yönetimi de Asya pazarına daha fazla ağırlık vermeye başlamıştır. Bu yüzden de Rusya’nın Pakistan’la olan ilişkilerini geliştirmesi normaldir. Nitekim 16 Eylül 2022 tarihinde Özbekistan’ın kadim şehri Semerkant’ta düzenlenen Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Liderler Zirvesi’nde bir araya gelen Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ikili ilişkileri geliştirecek konuları ele almıştır. Görüşmenin ardından İslamabad Bakanlık Ofisi tarafından yapılan şu açıklama, Rusya-Pakistan hattında işbirliği dinamiklerinin gelişeceğine işaret etmektedir:[3]

“Şerif, Pakistan’ın gıda güvenliği, ticaret, yatırım, enerji, savunma ve güvenlik de dahil olmak üzere karşılıklı yarar sağlayan tüm alanlarda ikili işbirliğini daha da genişletmek ve güçlendirmek için Rusya’yla yakın çalışma taahhüdünü yineledi.”

Bu kapsamda Pakistan’dan Gazprom’a Kuzey-Güney Doğalgaz Boru Hattı inşaatının hızlandırılması yönünde çağrı yapılmıştır. 2020 yılında başlatılması planlanan proje, Rusya’ya yönelik Batı yaptırımlarından etkilenmiş ve kayda değer bir ilerleme kat edememiştir. Oysa ki Rusya’nın 2019 yılında Pakistan’daki Açık Deniz Doğalgaz Boru Hattı Projesi, Kuzey-Güney Doğalgaz Boru Hattı Projesi ve yer altı doğalgaz depolama tesislerine 14 milyar dolarlık yatırım sözü verdiği bilinmektedir. Açık Deniz Boru Hattı ile Pakistan Akımı Doğalgaz Boru Hattı arasında bir deniz bağlantısı yapılması da düşünülmektedir. Aynı zamanda doğalgaz boru hattının Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan Boru Hattı’yla (TAPI) bağlantılı olması da planlanmaktadır.[4]

Pakistan; Rusya’yla bağlarını güçlendirmek, Çin’le ilişkisini korumak ve ABD’yle sorun yaşamaktan kaçınmak temelli çok vektörlü-yönlü ve çok boyutlu bir dış politika uygulamaya özen göstermektedir. Elbette bu da zorlu bir denge politikasını gerektirmektedir. Şerif yönetiminin adımları da bu denge yaklaşımı çerçevesinde şekillenmektedir.

Öte yandan Pakistan’ın enerji konusundaki sorunlarının giderilmesi maksadıyla Körfez ülkeleriyle işbirliğini arttırmaya çalıştığı görülmektedir. Hem ülkeye Körfez yatırımı çekmek hedeflenirken hem de enerji sektöründe adım atılmasına ilişkin çalışmalar yürütülmektedir. Nitekim Pakistan Planlama, Kalkınma ve Özel Girişimler Bakanı Ahsan İkbal, Pakistan’ın Suudi Arabistan’la Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC) tarzı bir ekonomik işbirliği geliştirme arzusunda olduğunu dile getirmiştir.[5] Bu da çok yönlü dış politikanın bir başka sac ayağı şeklinde nitelendirilebilir. Lakin meselenin enerji boyutunda İslamabad’ın ikili ilişkilerini geliştirmek istediği başlıca aktör Moskova’dır.  Zaten ŞİÖ Semerkant Zirvesi’nin ardından Moskova-İslamabad hattındaki enerji işbirliğinin artacağı anlaşılmıştır. Pakistan Petrol Bakanı Malik’in Moskova ziyareti de bu yöndeki çalışmaların bir yansımasıdır.

Bu noktada belirtmek gerekir ki; ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Pakistan yetkililerince gerçekleştirilen bu ziyaretin herhangi bir sorun teşkil etmeyeceği belirtilmiştir. Dolayısıyla Pakistan’ın Rusya’dan ham petrol ithal etmesine ABD’nin özel bir itirazının olmadığı söylenebilir.[6] Bu ise Washington’un İslamabad’la olan münasebetlerini sürdürülebilir kılmak istediğine işaret etmektedir.

Sonuç olarak güç merkezleri arasındaki dengeleri göz önünde bulunduran çok yönlü bir dış politika anlayışıyla hareket eden Pakistan, enerji konusunda Rusya’yla olan münasebetlerini geliştirme ve derinleştirme ihtiyacı hissetmektedir. Bu ihtiyaç, ŞİÖ Semerkant Zirvesi’yle net bir şekilde gün yüzüne çıkmış ve Malik’in Moskova ziyareti vesilesiyle bir kez daha görülmüştür. Fakat Pakistan’ın Rusya’yla olan ilişkilerini enerji boyutunda geliştirmesine, ABD’den ciddi bir eleştiri gelmemiştir. Bu da bir yandan İslamabad’ın Washington nezdindeki önemini gözler önüne sererken; diğer taraftan da Pakistan’ın çok yönlü dış politika yaklaşımının diğer aktörler tarafından saygı gördüğünü ortaya koymaktadır.


[1] “Pakistani Delegation to Leave for Russia on Monday for Oil Deal Talks”, Dunya News, https://dunyanews.tv/en/Business/676844-Pakistani-delegation-to-leave-for-Russia-on-Monday-for-oil-deal-talks, (Erişim Tarihi: 29.11.2022).

[2] “Ukraine-Russia War Implications for Pakistan”, Tribune, https://tribune.com.pk/story/2364775/ukraine-russia-war-implications-for-pakistan, (Erişim Tarihi. 29.11.2022).

[3] “Pipeline Gas Suppplies to Pakistan are Possible: Russia’s Putin”, English Al Arabiya, https://english.alarabiya.net/News/world/2022/09/15/Pipeline-gas-supplies-to-Pakistan-are-possible-Russia-s-Putin, (Erişim Tarihi: 30.11.2022).

[4] “Russia Reaffirms Commitment Develop Pakistan’s gas Sector”, Warsaw Institute, https://warsawinstitute.org/russia-reaffirms-commitment-develop-pakistans-gas-sector/, (Erişim Tarihi: 30.11.2022).

[5] “Pakistan Seeks CPEC Style Economic Ties With Saudi Arabia”, The News, https://www.thenews.com.pk/print/1012147-pakistan-seeks-cpec-style-economic-ties-with-saudi-arabia, (Erişim Tarihi: 30.11.2022).

[6] “No Objection to Russian Oil Import by Pakistan US”, The News, https://www.thenews.com.pk/print/1015266-no-objection-to-russian-oil-import-by-pakistan-us, (Erişim Tarihi: 30.11.2022).

Şeyma KIZILAY
Şeyma KIZILAY
Şeyma KIZILAY, 2016 yılında Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2019 yılında Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda sunduğu ‘’Uluslararası İlişkilerde Ulus İnşası Bağlamında Irak Örneği” başlıklı teziyle almıştır. Doktora eğitimine Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda devam eden Kızılay, tez aşamasındadır. Başlıca çalışma alanları; güvenlik, terörizm, Afganistan ve Pakistan’dır. Kızılay, iyi derecede İngilizce ve orta seviyede Arapça bilmektedir.

Benzer İçerikler