Ukrayna’nın NATO Üyeliği Tartışmaları

Paylaş

14 Haziran 2021 tarihinde sosyal medya sitesi Twitter’daki hesabı üzerinden açıklama yapan Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenski, ülkesinin Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) üye olacağını ve bu durumun NATO liderleri tarafından doğrulandığını iddia etmiştir.[1] Lakin Ukrayna’nın üyeliği, ittifak için sıradan bir genişleme hamlesi olmayacaktır. Zira böylesi bir adım, aynı zamanda mühim jeopolitik tercihlerin ortaya konulması anlamına da gelecektir. Kiev yönetiminin Batı’ya yönelmesinden memnuniyet duyan ve Rusya’yı çevreleme politikası için bu gelişmeyi başarı şeklinde nitelendiren NATO’nun Ukrayna’yı resmen üye olarak kabul etme noktasında Zelenski’nin ifade ettiği kadar istekli davranacağını söylemek mümkün değildir.

Zelenski’nin açıklamalarına ilişkin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden’ın yaptığı değerlendirme de söz konusu isteksizliği gözler önüne sermiştir. Biden, “Ukrayna’nın NATO’ya üye olabilmesi için önce yolsuzluğu temizlemesi ve diğer kriterleri karşılaması gerek”[2] demiştir. Böylece ABD Başkanı, Ukrayna’yı reddetmeyeceklerinin; fakat üyeliğin ağırdan alınarak çeşitli kriterler hasebiyle zamana yayılacağının mesajını vermiştir.

Bahse konu olan kriterlere değinmek gerekirse, ilk olarak NATO’nun kendisini bir “değerler ittifakı” olarak konumlandırdığı belirtilmelidir. Bu nedenle de NATO, Ukrayna’dan demokrasi ve insan hakları noktasında önemli aşamalar kat etmesini talep edecektir. Ancak daha da mühimi, bir güvenlik paktı olan NATO, toprak bütünlüğünü tesis etmekte sorunlar yaşayan, sınırları üzerinde tam egemenlik sağlamakta zorlanan ve aktif çatışma riski barındıran bir aktörün üyeliğini onaylamayacaktır. Bu durum, bir NATO kriteri olarak dikkat çekmektedir. Bu anlamda NATO, her ne kadar Rusya’ya karşı Ukrayna’ya açık destek verse de Moskova’yla yaşanabilecek çatışmalara doğrudan taraf olmayı en azından şimdilik tercih etmeyecektir.

Yukarıda da belirtildiği üzere Ukrayna’nın NATO üyeliği, jeopolitik bir seçim olacak ve bu yüzden de ittifak, meseleye son derece temkinli yaklaşacaktır. Çünkü NATO, Rusya’nın çevrelenmesini arzulasa da doğrudan Rusya’yla komşu olmak ve sınır problemleri yaşamak istememektedir.

Mevzubahis isteksizlik ise Moskova’nın “Yakın Çevre Doktrini”nden kaynaklanmaktadır. Rusya, post-Sovyet coğrafyayı kendi nüfuz alanı olarak görmekte ve bu coğrafyada yer alan ülkelerin NATO’ya yönelmesini ulusal güvenliğine yönelik bir tehdit şeklinde tanımlamaktadır.

Bahsi geçen tehdit algısının yansıması, 2004 yılında Romanya ve Bulgaristan’ın NATO üyesi olmasıyla somutlaşmıştır. Bu üyeliklerin ardından Moskova, NATO’nun eski Varşova Paktı üyesi ülkeler içerisinde genişleyebileceği son doğu sınırına ulaştığını ima etmiştir. Dolayısıyla Rusya, NATO’nun Ukrayna ve Gürcistan gibi ülkeleri üye olarak kabul etmesini savaş sebebi olarak nitelendirmektedir. Zaten Rusya, hem 2008 yılında Gürcistan’da hem de 2014 senesinde Ukrayna’da gerçekleştirdiği müdahaleler aracılığıyla yakın çevresindeki etkinliğini korumak için savaşmaktan sakınmayacağını net bir şekilde gözler önüne sermiştir. Üstelik Kremlin, Bulgaristan ve Romanya’nın üyeliğini, Türkiye’nin de NATO üyesi olduğu gerçeğiyle birlikte okumakta ve olası Ukrayna üyeliği durumunda, Karadeniz’in bir “NATO Gölü”ne dönüşeceği kaygısını taşımaktadır. Bu nedenle de Rusya, Ukrayna’nın üyeliğine karşı çıkmaktadır.

Zelenski’nin açıklamalarının ardından da Rus yetkililer, Ukrayna’nın NATO üyeliğine olumsuz yaklaştıklarını belirten çıkışlar yapmıştır. Konuyla ilgili Amerikan NBC kanalına konuşan Putin, “NATO’nun doğuya genişlemeyeceği sözü verilmişti. Nerede bu vaatler?” diyerek Ukrayna’nın üyeliği tartışmalarına sert tepki göstermiştir.[3]

Benzer bir biçimde Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov da Ukrayna’nın doğusunda yaşayan insanların NATO üyeliğini kabul etmeyeceklerini ve bu yöndeki çıkışların Donbas bölgesini daha da istikrarsızlaştıracağını öne sürmüştür.[4] Son aylarda Donbas merkezli olarak artan gerilim düşünüldüğünde, Rusya’nın olası üyelik kararına, öncelikle Donbas’ı hedef alan ve nihayetinde ise Odessa’ya ulaşmayı amaçlayan bir yanıt vermeye hazırlandığı ifade edilebilir. Hatta böylesi bir cevap üzerinden Rusya, Trans-Dinyester’e ilişkin emelleri için de bir aşama kat etmiş olacaktır. Dolayısıyla Ukrayna’nın NATO üyeliği, Rusya tarafından savaş sebebi olarak görülmekte ve Moskova, bu konudaki kararlılığını açıkça ortaya koymaktadır.

ABD ve NATO da Rusya’nın hassasiyetlerinin farkında olduğu için tam üyeliğe dikkatle yaklaşmakta ve konuyu sürüncemede bırakacak şekilde “üyelik kriterleri” açıklaması yapmaktadır. Zira Ukrayna’nın üyeliği, Üçüncü Dünya Savaşı olarak nitelendirilebilecek bir sürecin bile başlangıcı olabilir. Çünkü NATO’nun bu ülkeyi üye olarak kabul etmesi, Rusya’yla savaşı göze aldığı anlamına gelecektir.

Sonuç olarak Zelenski’nin yaptığı açıklama, Biden tarafından açık bir şekilde olmasa da yalanlanmıştır. NATO müttefikleri, Kiev’in Batı yöneliminden memnuniyet duysa da Ukrayna’nın üyeliğinin barındırdığı risklerin farkındadır. Mevcut durumda bu risklerle yüzleşmesi de çok mümkün değildir. Nitekim 16 Haziran 2021 tarihinde gerçekleşen Biden-Putin Zirvesi’nden çıkan en önemli sonuç da tarafların diyalog kanallarını açık tutarak krizleri kontrol edilebilir kılmak istedikleri; yani diplomatik mekanizmaların işletilmesi yoluyla “Yeni Soğuk Savaş”ın sıcak çatışmalara dönmesinin önlenmesidir. Bu mesajların verildiği bir dönemde Ukrayna’nın NATO üyeliği ise olası değildir. Kısa vadede bu tablonun değişeceğini söylemek ise pek sağlıklı bir yorum olmayacaktır. Dolayısıyla Ukrayna’nın NATO yolculuğu, çeşitli kriterleri yerine getirmesi istenen uzun bir seyahate dönüşebilir.


[1] @ZelenskyyUa, “Commend @NATO partners’ understanding of all the risks and challenges we face. NATO leaders confirmed that Ukrayna Bayrağı will become a member of the Alliance & the #MAP is an integral part of the membership process. Ukrayna Bayrağı deserves due appreciation of its role in ensuring Euro-Atlantic security”, NATO, https://twitter.com/ZelenskyyUa/status/1404512788966514689, (Erişim Tarihi: 16.06.2021).

[2] “Ukrayna’nın NATO Üyeliği İhtimali Putin’i kızdırdı: Bizi kandırdılar”, Sabah, https://www.sabah.com.tr/dunya/2021/06/15/ukraynanin-nato-uyeligi-ihtimali-putini-kizdirdi-bizi-kandirdilar, (Erişim Tarihi: 17.06.2021).

[3] Aynı yer.

[4] “Ukraine Urges NATO to Set up Membership Path”, Deutche Welle, https://www.dw.com/en/ukraine-urges-nato-to-set-up-membership-path/a-57110384, (Erişim Tarihi: 17.06.2021).

Dr. Doğacan BAŞARAN
Dr. Doğacan BAŞARAN
Dr. Doğacan BAŞARAN, 2014 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2017 yılında Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda sunduğu ‘’Uluslararası Güç İlişkileri Bağlamında İkinci Dünya Savaşı Sonrası Hegemonik Mücadelelerin İncelenmesi’’ başlıklı teziyle almıştır. Doktora derecesini ise 2021 yılında Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı‘nda hazırladığı “İmparatorluk Düşüncesinin İran Dış Politikasına Yansımaları ve Milliyetçilik” başlıklı teziyle alan Başaran’ın başlıca çalışma alanları Uluslararası ilişkiler kuramları, Amerikan dış politikası, İran araştırmaları ve Afganistan çalışmalarıdır. Başaran iyi derecede İngilizce ve temel düzeyde Farsça bilmektedir.

Benzer İçerikler