Ukrayna’nın Yeniden Silahlandırılması ve Müttefiklerin Tutumu

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

8-10 Eylül 2022 tarihlerinde Ukrayna’nın başkenti Kiev’e iki önemli ziyaret gerçekleşmiştir. Gizlilik içerisinde yapılan bu temaslardan önce, konuya ilişkin herhangi bir bilgi verilmemiştir. Söz konusu ziyaretlerden ilki, 8 Eylül 2022 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı Anthony Blinken tarafından düzenlenmiştir. 11 saatlik tren yolculuğu yaparak Kiev’e ulaşan Blinken, başta Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitri Kuleba olmak üzere üst düzey Ukraynalı yetkililerle bir araya gelmiştir.

ABD Dışişleri Bakanı’nın Ukrayna ziyareti, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) çatışmalardan zarar gören ve Rusya’nın kontrolünde olan Zaporijya Nükleer Santrali çevresinde bir güvenlik bölgesi kurma çağrılarının ardından gerçekleşmiştir. Ziyaretten bir hafta önce ise yani 1 Eylül 2022 tarihinde bir grup UAEA uzmanı, mevzubahis istasyonu ziyaret etmiştir.

Blinken’in bu ziyaretle Ukrayna’ya destek vermeyi amaçladığı belirtilmiştir. ABD, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) diğer 18 üyesi de dahil olmak üzere Ukrayna’ya toplam 2 milyar dolarlık uzun vadeli askeri yardım paketi sağlayacağını açıklamıştır. Yardımlar, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in bahsettiği 675 milyon dolarlık ağır silah, mühimmat ve zırhlı araç paketinin üzerine çıkılacağını ortaya koymaktadır.[1] Daha önce Washington’un Ukrayna’ya hafif çoklu roketatar sistemi HIMARS için ek mermiler göndereceği öğrenilmişti.[2] Bilindiği üzere, HIMARS’ın çatışmaların seyrini değiştirme potansiyeline sahip olduğu yönünde yorumlar yapılmaktadır.[3]

Blinken’in Kiev’i ziyaret ettiği 8 Eylül 2022 tarihinde Almanya’nın Ramstein Hava Üssü’nde NATO Zirvesi başlamıştır. Almanya’daki toplantıda Austin, Ukrayna’ya yönelik 675 milyon dolar değerinde yardım paketi açıklamıştır. Hatta bu açıklamanın ardından Ukrayna, Harkov yakınlarında büyük çaplı bir saldırı başlatmıştır. Ayrıca Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Komutanı General Valery Zalujnıy, Rusya’yı ABD’nin desteğiyle nasıl yenebileceklerine dair makale yayınlamıştır.[4] Ukrayna’nın Rusya karşısında Harkov ve Herson bölgelerinde taarruza geçmesi, ABD ve NATO tarafından takdirle karşılanmış ve Kiev yönetimine daha fazla yardım yapılacağı dile getirilmiştir.[5] Bir diğer ifadeyle, Ukrayna’nın çatışma sahasındaki başarısı, NATO ülkelerinin yardım etme kararlarını etkilemiştir.

Ukrayna Savunma Bakanı Oleksiy Reznikov, ilerleyen dönemde mekanize, tank ve hava indirme birlikleri başta olmak üzere en az altı yeni Ukrayna Ordusu tugayının Polonya’da ve başka Avrupa ülkelerinde eğitime başlayacağını ifade etmiştir. Aynı zamanda Batılı ülkelerin yardımıyla “üç seviyeli bir hava savunma sistemi” inşa edileceğini ve NATO’nun Ukrayna’yı sürekli ve istikrarlı olarak silahlandıracağını söylemiştir.[6] 

NATO Zirvesi’nden iki gün sonra Blinken gibi tren yoluyla gizlice Kiev’e giden Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Burbock ise sadece mevkidaşı Kuleba’yla görüşmüştür. Burbock, bahsi geçen ziyaretle Ukraynalı yetkililerin Almanya’ya güvenmeye devam edebileceğini göstermeyi hedeflediklerini söylemiştir. Buna ek olarak Burbock, “gerektiği takdirde Ukrayna’ya insani, mali ve askeri yardımda bulunmaya devam edeceklerini” belirtmiştir. Dahası Burbock’un toplantıda mayın temizleme konusunda yardım edilmesi ve işlenen savaş suçlarıyla mücadele edilmesi hususunda destek sözü verdiği öğrenilmiştir.[7]

Görüşme sırasında Kuleba, Alman Leopard-2 tanklarının Kiev’e teslimatı konusunu bir kez daha gündeme getirmiş; ancak Burbock, buna yanıt vermekten kaçınmıştır. Almanya’nın uzun zamandır Kiev’e ağır silahlar sağladığı bilinmekte ve yakında on adet Gepard hava savunma sistemi temin edeceği belirtilmektedir.[8] Oysa 6 Eylül 2022 tarihinde Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, NATO müttefiklerinden hiçbirinin Ukrayna’ya modern tanklar vermediğini; dolayısıyla Almanya’nın da benzer bir yaklaşımla hareket etmesinin şaşırtıcı olmadığını söylemiştir.[9]

Başlatılan program kapsamında Almanya’nın tavrına karşı İngiltere, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı 30 bin askeri personelin eğitiminde kendisinin yer alacağını duyurmuştur. Söz konusu açıklama, Almanya ile İngiltere’nin Ukrayna konusundaki tutumlarının farklı olduğunu ortaya koymaktadır.

Ukrayna’nın Rusya’ya karşı kara operasyonlarında belli bir başarı sağlaması, Kiev’in başta ABD olmak üzere NATO ülkelerinden ciddi destek almasında etkili olmuştur. ABD ve İngiltere, Ukrayna’nın Rusya’yla devam eden savaşında yenilgi almasını istememekte ve bu nedenle Ukrayna’ya ciddi destek vermeye çalışmaktadır. Ne var ki; benzer yaklaşımlara sahip olan mevzubahis devletlerden her biri, aynı zamanda kendi politikasını uygulamaya ve kendi çıkarlarına öncelik vermeye devam etmektedir.

Rusya-Ukrayna Savaşı sona erdiğinde İngiltere, Karadeniz bölgesinde ve Doğu Avrupa’da etkili olmayı arzulamaktadır. ABD ise halihazırda Avrupa’nın tamamında etkili olduğu için böyle bir sınırlama yapmamaktadır. Almanya ise Doğu Avrupa’yı kendi nüfuz alanı olarak görmektedir. Berlin yönetimi, Doğu Avrupa’daki politikasını Rusya’yı da hesaba katarak hayata geçirmeye çalışmaktadır. Bu noktada İngiltere’nin Almanya’dan farkı, tamamen Ukrayna’nın yanında yer almayı gerektiren “Rusya karşıtı” bir politika izlemesidir.

ABD ve İngiltere’nin aksine Almanya’nın Ukrayna’ya silah vermeme konusundaki ısrarının bir diğer nedeni, Rusya’nın enerji kaynaklarıyla ilgilidir. Zira Moskova yönetiminin Avrupa’ya ihraç edilen doğalgazı kesmesi, Almanya’da enerji fiyatlarının artmasıyla sonuçlanmıştır.

Berlin’in Ukrayna’ya yönelik askeri destek politikası iki şekilde okunabilir: Öncelikle Almanya, Kiev’in talep ettiği silahları vermeyerek Moskova’ya bir mesaj iletmekte ve Rusya’nın enerji konusunda geri adım atmasını beklemektedir. İkincisi, Almanya Dışişleri Bakanı’nın Kiev’i ziyaret etmesi, yine Rusya’ya bir mesaj olup; Kremlin’in enerji politikasını değiştirmemesi durumunda Ukrayna’ya taarruz silahlarının verilebileceğini göstermektedir.

Ukrayna’nın bazı bölgelerde elde ettiği kazanımlar ve Rusya’nın görece başarısızlığı, Kiev Hükümeti’nin yanı sıra NATO üyesi ülkeleri de hem heyecanlandırmış hem de harekete geçirmiştir. Aynı zamanda ülkeler arasında bir rekabete de neden olmuştur. Nitekim zafere koşan bir Ukrayna’nın yanında olunması, başarılı bir dış politika izlenimi verecektir. Söz konusu ülkeler, bunu hem iç kamuoylarında kullanacaklar hem de Ukrayna-Rusya Savaşı’nın sona erdiğinde, bölgede söz sahibi ülke konumuna yükseleceklerdir.

Avrupa’da yaşanan enerji krizi, iktidarların eleştirilmesine yol açmaktadır. Ukrayna Ordusu’nun Rusya karşısındaki zaferinin öne çıkartılması, Kiev’i destekleyen ülkelerin hükümetlerini eleştirenlere karşı savunma işlevi görecektir. Çünkü Avrupa’daki enerji krizinin nedeni Rusya-Ukrayna Savaşı’dır. Söz konusu çatışmanın uzaması da Ukrayna’nın desteklenmesi ve Rusya’yla karşı karşıya gelinmesi olarak görülmektedir. Bu bağlamda Ukrayna’nın başarısı, mevzubahis eleştirilerin ikinci plana itilmesine olanak sağlayacaktır.

Tüm bunlara rağmen Almanya’nın Ukrayna’ya silah yardımı yapıp yapmayacağı sorusunun cevabı belirsizliğini korumaktadır. Fakat vurgulamak gerekir ki; Berlin yönetiminin Ukrayna’ya silah yardımı yapılmasının kendilerine siyasi kazanım sağlayacağı yönündeki senaryoları göz ardı etmediği aşikardır.  

Sonuç olarak Ukrayna, yeni bir savaş stratejisi belirleme çabasındadır. Bunun için de NATO üyesi ülkelerin desteğine ihtiyaç duymaktadır. NATO üyesi aktörlerin çoğu, böyle bir desteği vermeye hazırdır. Bu da diğer ülkeleri de cesaretlendirmektedir. Ukrayna’nın başlattığı taarruz hareketinin nereye kadar başarılı olacağı ise henüz belirsizdir. Fakat taarruz hareketleri, karşı tarafın da benzeri bir atağa geçmesini tetikleyebilir. Dolayısıyla Rusya’nın savaş kapasitesi ve taktik hesapları bunu belirleyecektir. Ukrayna Ordusu’nun taarruzunun devam etmesi ve Rusya’nın buna karşı koyamaması halinde, Moskova yönetiminin gücünün azaldığı anlaşılacaktır. Böylesi bir tabloda, zaferin tadını alan Batılı ülkelerin Ukrayna’ya silah yardımlarını artıracağı öngörülebilir.


[1] “Байден одобрил выделение Украине $675 млн военной помощи”, Kommersant, https://www.kommersant.ru/doc/5549036, (Erişim Tarihi: 12.09.2022).

[2] “Ukraine live briefing: Putin claims Russia has ‘lost nothing’ in Ukraine; Kyiv reports gains in the North”, The Washington Post, https://www.washingtonpost.com/world/2022/09/07/russia-ukraine-war-latest-updates/, (Erişim Tarihi: 12.09.2022).

[3] ““Каждая попытка уничтожить HIMARS будет стоить России дорого”. Украинский эксперт объясняет, как новое оружие влияет на события на фронте”, Nastoyaşaya Vremya, https://www.currenttime.tv/a/ukrainskiy-ekspert-obyasnyaet-kak-novoe-oruzhie-vliyaet-na-sobytiya-na-fronte/31949159.html, (Erişim Tarihi: 12.09.2022).

[4] “Статья Залужного о ситуации на фронте: военный аналитик отметил важнейшие моменты”, 24 Kanal, https://24tv.ua/ru/zaluzhnyj-napisal-statju-o-situacii-fronte-samye-vazhnye-momenty_n2153038, (Erişim Tarihi: 12.09.2022).

[5] “Главный генерал США назвал наступление ВСУ на Херсон “тщательно продуманным и эффективным”, Liga- Novini, https://news.liga.net/politics/news/glavnyy-general-ssha-nazval-nastuplenie-vsu-na-herson-tschatelno-produmannym-i-effektivnym, (Erişim Tarihi: 12.09.2022).

[6] “Алексей Резников о “Рамштайне”: вооружать Украину будут долго и тщательно”, BBC News, https://www.bbc.com/russian/news-62862465, (Erişim Tarihi: 12.09.2022).

[7] “DPA: глава МИД ФРГ прибыла в Киев во второй раз после начала спецоперации РФ на Украине”, Tass, https://tass.ru/mezhdunarodnaya-panorama/15712595?utm_source=google.com&utm_medium=organic&utm_campaign=google.com&utm_referrer=google.com, (Erişim Tarihi: 12.09.2022).

[8] “Германия поможет Украине с разминированием”, Nezavisimaya Gazeta, https://www.ng.ru/world/2022-09-11/5_8536_germany.html, (Erişim Tarihi: 12.09.2022).

[9] “Шольц блокирует поставку в Украину 100 современных немецких танков — Welt”, Hromadske, https://hromadske.ua/ru/posts/sholc-blokiruet-postavku-v-ukrainu-100-sovremennyh-nemeckih-tankov-welt, (Erişim Tarihi: 12.09.2022).

Dr. Sabir ASKEROĞLU
Dr. Sabir ASKEROĞLU
Lisans öğrenimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamlayan Dr. Sabir Askeroğlu, yüksek lisans derecesini Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda almıştır. Doktora eğitimini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda tamamlayan Dr. Askeroğlu, çeşitli düşünce kuruluşlarında görev yapmıştır. Başlıca ilgi alanları, Avrasya çalışmaları ve Rus dış politikası olan Dr. Askeroğlu, iyi derecede Rusça ve İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler