Analiz

Yeni Zelanda’nın AUKUS’a Katılımı: Riskler ve Zorluklar

AUKUS’un ikinci sütununa katılmak, Yeni Zelanda’nın bağımsız dış politikasına zarar verebilme ve dünyadaki konumu açısından önemli riskler taşıma potansiyeline sahiptir.
Özellikle de bu yılın Kasım ayında yapılacak olan başkanlık seçimleriyle ilgili belirsizlikler düşünüldüğünde ABD’nin politikalarını takip etmek riskli bir strateji olabilir.
Yeni Zelanda’nın da AUKUS’a katılması, dünya genelindeki iki büyük bloğun daha hızlı bir şekilde bölünmesine ve böylece bölgedeki gerilimi artırma potansiyeline sahip olabilir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

AUKUS, Asya Pasifik’te Çin’in etkisini sınırlama girişimlerinin bir parçası olarak Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İngiltere ve Avustralya tarafından 2021 yılında oluşturulan iki aşamalı bir savunma anlaşmasıdır.[1] AUKUS’un ilk aşaması, Avustralya’nın önümüzdeki otuz yıl içinde ABD ve İngiltere’den sekiz ila on nükleer enerjiyle çalışan denizaltıyı satın almasını içerirken, ikinci ayağı, yapay zeka, kuantum hesaplama ve siber yetenekler gibi yeni ileri savunma teknolojilerindeki bilgilerin paylaşımına odaklanmaktadır.[2]

Yeni Zelanda’nın uzun bir nükleer silahsızlanma geçmişine sahip olması ve bu bağlamda ilk aşamaya katılması için bir öneri bulunmamasına rağmen, ikinci ayağına katılımı hakkında süregelen tartışmalar göz önüne alındığında, Yeni Zelanda’nın AUKUS’a katılımına ilişkin riskleri ve zorlukları incelemek, bölgesel stratejik dinamikleri ve Yeni Zelanda’nın ulusal çıkarlarını anlamak açısından önemlidir.

Temmuz 2023 tarihinde Yeni Zelanda Hükümeti, yeni bir ulusal güvenlik stratejisi yayınlamıştır.[3]  Bu yeni güvenlik stratejisi, temelde dört ana prensibe dayanmaktadır. İlk prensip, Yeni Zelanda’nın liberal, bağımsız ve çok kültürlü demokrasiye sahip olan jeopolitik benzersizliğine atıfta bulunmaktadır. İkinci prensipe dayanan yeni strateji, terörizm ve iklim değişikliğinden Yeni Zelanda demokrasisini zayıflatma girişimlerine kadar uzanan 12 ulusal güvenlik sorununu vurgulamaktadır. Bu güvenlik sorunlarını oluşturan hiçbir zorluk öncelikli olarak belirtilmemiş olsa da jeostratejik rekabet ve kurallara dayalı uluslararası sistemdeki tehditlere net bir vurgu yapıldığı görülmektedir.

Bir diğer prensip, ortaklıkların önemini vurgulamaktadır. Bilindiği üzere Avustralya, Yeni Zelanda’nın en yakın ortağı ve tek resmi müttefikidir. Bu çerçevede Avustralya, Yeni Zelanda’nın güvenliği açısından vazgeçilmez olarak nitelendirilmiştir. Son olarak ortak çıkar alanlarında barışçıl işbirliği arayışıyla birlikte Çin’in küresel imajını yükseltmesi, jeopolitik değişimlerin ana itici gücü olarak değerlendirilmiştir.

Yeni Zelanda Hükümeti, AUKUS’un ikinci ayağına katılımıyla ilgili önemli konuları değerlendirirken, ülkenin yeni ulusal güvenlik stratejisinin belirlediği temel prensipleri ve jeopolitik konumu göz önünde bulundurarak, bu anlaşmanın ulusal çıkarlara ne tür katkılar sağlayabileceği konusunu önemli bir husus olarak ele almaktadır. Öncelikle Yeni Zelanda’nın nükleer olmayan güvenliğe ve Pasifik’le daha yakın ilişkilere dayanan bağımsız dış politikası dikkate alındığında AUKUS’un ikinci sütununa katılmak, Yeni Zelanda’nın bağımsız dış politikasına zarar verebilme ve dünyadaki konumu açısından önemli riskler taşıma potansiyeline sahiptir.

İkinci olarak terörizm ve iklim değişikliği gibi ulusal güvenlik sorunlarını ele alan ve jeostratejik rekabet ve uluslararası sisteme yönelik tehditlere vurgu yapan yeni güvenlik stratejisi bağlamında, AUKUS’un bu sorunlara nasıl bir katkı sağlayacağı ve Yeni Zelanda’nın mevcut güvenlik zorluklarına nasıl bir yanıt vereceği ele alınabilir. Bununla birlikte çok az Pasifik ülkesi, AUKUS’un iklim değişikliğinin temel güvenlik tehdidini ele aldığını düşünmekte veya onu “nükleer olmayan” bir bileşene sahip olarak kabul etmektedir. Özellikle ASEAN ülkeleri, bunu “Çin’le faydasız bir düşmanlık ilişkisi kurmak” şeklinde görmektedir.[4]

Yeni güvenlik stratejisi kapsamında Avustralya’nın Yeni Zelanda’nın güvenliği açısından hayati bir ortak olduğu ifade edilmiştir. Uzun bir süredir iki partinin de Avustralya’nın Yeni Zelanda’nın en yakın ve en önemli müttefiki olduğu konusunda anlaşmış olduğu ortadadır. Diğer yandan Avustralya’nın ABD’yle güçlü ilişkileri göz önüne alındığında, daha sıkı bir işbirliği Yeni Zelanda’nın ABD’nin stratejik etkilerine daha fazla bağımlı hale gelme riskini taşıyabilir.

Nitekim Avustralyalı eleştirmenler de AUKUS’un üyelerini ABD’nin özel ticaret kontrollerine kilitleyebilecek, araştırma bağımsızlığını tehlikeye atabilecek ve uluslararası araştırma ve geliştirme işbirliğini engelleyebilecek stratejik bir girişim olduğunu savunmaktadır.[5] Özellikle de bu yılın Kasım ayında yapılacak olan başkanlık seçimleriyle ilgili belirsizlikler düşünüldüğünde ABD’nin politikalarını takip etmek riskli bir strateji olabilir.

Avustralya’yla yakın ilişkiler, AUKUS’a katılımın mutlaka Yeni Zelanda’nın stratejik çıkarlarına uygun olduğu anlamına gelmemektedir. Yeni Zelanda her ne kadar Avustralya’yla ikili ilişkilerine ağırlık verse de hükümet, Çin’le ilişkinin özellikle ekonomik açıdan güçlü olduğunu kabul etmekte ve Çin’le olumlu ilişkiler kurmaya devam etmek için elinden geleni yapacağını da belirtmektedir.

Yeni Zelanda’nın kendine özgün dünya görüşü, AUKUS ülkelerinin Çin’e yönelik yaklaşımıyla tam olarak uyumlu değildir. Nitekim Çin, Yeni Zelanda’nın en büyük ticaret ortağıdır. Yeni Zelanda’nın her ikisi de Çin tarafından stratejik rakipler olarak görülen ABD ve Avustralya’yı da içeren AUKUS’a dahil edilmesi, Çin’le ekonomik ilişkileri sekteye uğratabilme riskini taşımaktadır.

Yeni Zelanda’nın ulusal güvenlik stratejisine göre, mevcut güvenlik ortamı bir dizi zorlukla karşı karşıyadır. Bu durumda temel soru, AUKUS’un ikinci sütununda yer alan son teknoloji savunma teknolojilerine erişimin, Yeni Zelanda gibi nispeten küçük bir aktör için bu zorlukların azaltılmasına yardımcı olup olmayacağıdır. AUKUS’un yeni savunma teknolojileri üzerinde tekel sahibi olmadığı gerçeğinden hareketle, ikinci sütuna katılımın Yeni Zelanda’nın Hint-Pasifik bölgesinde veya diğer bölgelerdeki özgün çıkarlarını ve değerlerini önemli ölçüde artıracağına dair çok az kanıt mevcuttur.[6] Ayrıca bilim, araştırma, ve yeniliği finanse etmek amacıyla diğer önemli uluslararası ilişkileri tehlikeye atacak tartışmalı bir savunma düzenlemesine katılmanın, Yeni Zelanda’nın stratejik çıkarlarını nasıl değerlendirdiği sorusunu gündeme getirmektedir.

AUKUS’un ikinci ayağı her ne kadar nükleer olmayan işbirliği çerçevesi dahilinde tartışılsa da yapay zeka da dahil olmak üzere ikinci sütun teknolojileri halihazırda ABD ve İngiltere’nin nükleer silah komuta ve dağıtım sistemlerinin modernizasyonuna katkıda bulunmaktadır. Bu durum, Güney Pasifik’te nükleerden arınmış bir bölge kuran ve nükleer silahların kullanımını, bulundurulmasını, depolanmasını ve en önemlisi konuşlandırılmasını yasaklayan Rarotonga Antlaşması’nın ilkeleri ile uyuşmamaktadır. Ayrıca bu durum, nükleer silahsızlanma konusunda öncü bir rol üstlenen Yeni Zelanda’nın ulusal nükleer silahsızlanma yasalarını ve uluslararası anlaşmaları destekleyen diplomatik duruşuna zarar verebilecek potansiyel bir risk taşımaktadır.

Kanada, Güney Kore ve Japonya gibi benzer görüşlere sahip ülkelerin AUKUS’a katılmasıyla ilgili tartışmaların yaşandığı bir dönemde Yeni Zelanda’nın da AUKUS’a katılması, dünya genelindeki iki büyük bloğun daha hızlı bir şekilde bölünmesine ve böylece bölgedeki gerilimi artırma potansiyeline sahip olabilir.

Halihazırda Pasifik Adası ve ASEAN ülkeleri arasında Yeni Zelanda’nın AUKUS’un ikinci sütununa olası katılımının büyük güç rekabetini artırabileceğine dair endişeler süregelmektedir. Bu durumun Yeni Zelanda’nın bölgesel liderliğini zayıflatabileceği ve iklim değişikliği gibi yerel ulusal güvenlik kaygılarının önemini de azaltabileceği düşünülmektedir. Bu aynı zamanda Yeni Zelanda’nın geleneksel müttefiklerinden farklı, bağımsız, kurallara dayalı, nükleer olmayan bir dış politika öngören bir Okyanusya ülkesi olarak diplomatik duruşuna da zarar verebilme riskini taşımaktadır. Bu bağlamda Yeni Zelanda’nın çıkarlarının ve değerlerinin en iyi şekilde korunmasının, AUKUS’a karşı dikkatli bir tutumun sürdürülmesiyle sağlanabileceği söylenebilir. Son kararını vermeden önce Yeni Zelanda’nın en büyük ticaret ortağı olan Pekin’le olan ilişkilerini gözetmesi ve söz konusu jeopolitik riskleri dikkate ele alması son derece önemli olacaktır.


[1] “AUKUS security partnership” UK Parliament, House of Lords Library, https://lordslibrary.parliament.uk/aukus-security-partnership/, (Date of Access: 02.05.2024).

[2] Aynı yer.

[3] “NZ’s first national security strategy signals a ‘turning point’ and the end of old certainties”, The Conversation, https://theconversation.com/nzs-first-national-security-strategy-signals-a-turning-point-and-the-end-of-old-certainties-210885, (Date of Access: 02.05.2024).

[4] “NZ started discussing AUKUS involvement in 2021, newly released details reveal”, The Conversation, https://theconversation.com/nz-started-discussing-aukus-involvement-in-2021-newly-released-details-reveal-228776, (Date of Access: 03.05.2024).

[5] Aynı yer.

[6] “Moving closer to Australia is in New Zealand’s strategic interest – joining AUKUS is not”, The Conversation, https://theconversation.com/moving-closer-to-australia-is-in-new-zealands-strategic-interest-joining-aukus-is-not-223843, (Date of Access: 03.05.2024).

Ezgi KÖKLEN
Ezgi KÖKLEN
Ezgi Köklen, 2023 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden “Role of the Belt and Road Initiative in China’s Middle East Policy” bitirme projesiyle yüksek şeref öğrencisi olarak mezun olmuştur. Mezun olmadan önce bir dönem Güney Kore’de Myongji Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Diplomasi Bölümü’nde değişim öğrencisi olarak eğitim almıştır. Mezun olduktan sonra yüksek lisans eğitimini almak için Çin’e gitmiştir. Şu anda Tsinghua Üniversitesi’nde Çin Siyaseti, Dış Politikası ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde yüksek lisans eğitimine devam eden Ezgi’nin ilgi alanlarını Doğu Asya güvenliği, Çin dış politikası ve Kuşak ve Yol Projesi kapsamında bölgesel işbirlikleri oluşturmaktadır. Ezgi, ileri derece İngilizce, orta seviye Korece ve başlangıç seviyesinde Çince bilmektedir.

Benzer İçerikler