AB-Orta Asya Bağlantı Konferansı: Küresel Ağ Geçidi

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

18 Kasım 2022 tarihinde Özbekistan’ın kadim şehri Semerkant, önemli bir zirveye daha ev sahipliği yapacak ve bölgesel-küresel meselelerin ele alındığı mühim bir platform haline geldiğini bir kez daha tüm dünyanın gözleri önüne serecektir. Söz konusu zirve, “Avrupa Birliği (AB)-Orta Asya Bağlantı Konferansı: Küresel Ağ Geçidi” başlığıyla gerçekleştirilecektir. Böylelikle Semerkant’taki konferans, AB’nin 1 Aralık 2021 tarihinde kabul edilen “Küresel Ağ Geçidi Stratejisi”nin ardından yapılan ilk toplantı olacaktır. 

Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Mirziyoyev’in yapıcı çabaları neticesinde toplanan konferansta Orta Asya ülkelerinin liderleri ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell bir araya gelecektir. Toplantıya ilişkin yayınladığı yazıda Borrell, zirvede üç ana temanın ele alınacağını belirtmiştir. Bu temalar; ulaştırma bağlantısı, enerji bağlantısı ve dijital bağlantı olarak açıklanmıştır.[1] Esasen bu üç tema, AB’nin Orta Asya açılımının anlaşılmasını da mümkün hale getirmektedir.

Halihazırda AB’nin en önemli gündem maddesi, Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle yaşanan enerji krizinin aşılmasıdır. Bu kapsamda birlik, alternatif enerji tedarikçileri aramayı sürdürmektedir. Bu konuda Orta Asya hem zengin kaynakları bakımından hem de Orta Koridor vesilesiyle sunduğu güvenli, kısa ve düşük maliyetli rota açısından ön plana çıkmaktadır. Dolayısıyla Borrell’in gündemindeki temel konunun Hazar merkezli enerji projelerinin yoğunlaştırılması olduğu ifade edilebilir.

Diğer bir gündem maddesi ise Asya ile Avrupa ve özellikle de dünyanın üretim atölyelerinden biri olan Çin ile Avrupa arasındaki bağlantının sağlanmasının taşıdığı önem hasebiyle ulaştırma koridorlarıdır. Nitekim Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle Kuzey Koridoru’nda meydana gelen tıkanıklık göz önünde bulundurulduğunda, bu konuda da Orta Koridor’u çok daha etkin kullanmaya dönük stratejilerin AB nezdinde ehemmiyet arz ettiği söylenebilir. Kuşkusuz Orta Koridor’un böylesi bir canlılık kazanması, bölge devletlerinin de çıkarlarına uygundur. Çünkü Orta Asya devletleri, yabancı yatırım çekmeye dönük bir çaba içerisindedir. Ulaştırma bağlantılarının güçlendirilmesi ise ekonomik ilişkilerin derinleşmesi anlamına gelecektir. Bu da AB’nin bölgenin kalkınmasına yaptığı katkının daha da artması demektir.

AB, 2014-2020 yılları arasında çeşitli fonlar üzerinden Orta Asya ülkelerine 1,1 milyar avro yardımda bulunmuştur. Bu rakamın 2021-2024 yılları arasında ise 390 milyon avro olması öngörülmektedir.[2] Ulaştırma ve enerji bağlantısallığının güçlenmesi ise ilişkilerdeki ticaret hacminin arttırılmasının yanı sıra altyapıların geliştirilmesi için yapılacak yardımlar nedeniyle belirtilen miktarların çok daha üzerinde yardımların gerçekleşebileceği şeklinde yorumlanabilir. Zaten AB-Orta Asya Ekonomik Forumu üzerinden başlatılan süreç ve 5 Kasım 2021 tarihinde Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te düzenlenen ilk toplantı da bunu teyit eden bir gelişme olarak hafızalardaki yerini korumaktadır.

Halihazırda bölge ülkelerinin yürüttüğü reform süreçlerinin başlıca amacı da halklarına müreffeh bir gelecek yaratmaktır. Bu kapsamda gerçekleştirilen reformların liberalleşme amacı taşıdığı ve yönünün Batı olduğu söylenebilir. Dolayısıyla enerji ve ulaştırma koridorları üzerinden derinleşecek ilişkilerin bölgenin kalkınma hedeflerine dair beklentilerine hizmet edeceği öne sürülebilir. Nitekim Borrell, bölge devletlerinin yaptığı reformları desteklediğini dile getirmiştir.[3]

Bu noktada koridorların güvenliği meselesinin daha sık gündeme geldiği çağımızda Trans-Afgan rotasının da Orta Koridor çerçevesinde yorumlanması mümkündür. Aynı zamanda koridorların güvenliği, Orta Asya’nın istikrarını gerektirmektedir. Bu sebeple de zirvede Afgan Sorunu’nun da ele alınacağı ifade edilebilir. Bu çerçevede Orta Asya devletlerinin genel yaklaşımıyla da uyumlu bir biçimde Afganistan’ı uluslararası işbirliği zeminine çekecek projelerin gündeme geleceği ve söz konusu ülkedeki istikrarın arttırılmasını amaçlayan insani yardım faaliyetlerine ağırlık verilmesi üzerinde mutabık kalınacağı söylenebilir. Zaten meseleye ilişkin yaptığı açıklamada Borrell de “Afganistan’daki duruma ilişkin işbirliğimizi hızlandırmak istiyoruz.” demiştir.[4]

Zirve kapsamında ele alınacak üçüncü tema ise çağın gerekliliklerine uygun bir şekilde ekonomilerin ve toplumların dijitalleşmesidir. Zira küreselleşmeyle birlikte dünyanın her yerinde bilgiye erişim kolaylaşmakta ve dijital sistemler e-devlet gibi sistemler üzerinden devletlerin vatandaşlarına hizmet etmesinde de kırtasiyeciliğin devre dışı bırakılmasına katkı sağlamaktadır. Benzer bir durum bankacılık, güvenlik vb. alanlarda da görülmekte ve dijitalleşme hayatın her boyutuna bir şekilde dahil olmaktadır. Bununla birlikte dijitalleşmenin siber terörizm başta olmak üzere çeşitli tehditleri barındırdığı da aşikardır. Avrupa teknolojik seviyesini bu anlamda Orta Asya’nın dijitalleşmesine katkı sağlayan bir araç olarak sunmak ve bölgedeki etkisini bu yolla arttırmak istemektedir. Semerkant’taki konferansta bu meselenin ana temalardan biri olması da bundan kaynaklanmaktadır.

Tüm bunlara ek olarak Semerkant Zirvesi’nde bir başka küresel sorun olan iklim değişikliği ve bu bağlamda yeşil ekonomi hedeflerinin de değerlendirileceği açıklanmıştır.[5] Her ne kadar AB’nin Orta Asya yöneliminde fosil yakıtlara olan bağımlılığı belirleyici etken olsa da hem birlik hem de bölge devletleri orta ve uzun vadede iklim hedeflerine ulaşılması noktasında kararlıdır. Bu yüzden de yeşil ekonomi hedefi, birliğin bölge başkentleriyle olan münasebetlerini geliştirmesine katkı sağlayan bir etkendir.

Sonuç olarak 18 Kasım 2022 tarihinde gerçekleşecek AB-Orta Asya Bağlantı Konferansı, ulaştırma, enerji ve dijitalleşme konularında Orta Asya ile AB arasındaki bağlantıların güçleneceğine işaret etmektedir. Üstelik bu durum, sadece AB-Orta Asya bağlantısallığına değil; Doğu-Batı etkileşimine özellikle de Orta Koridor üzerinden katkı yapabilecek önemli fırsatların ortaya çıktığını göstermektedir. Dolayısıyla Rusya-Ukrayna Savaşı’yla birlikte gündeme gelen koridorların güvenliği meselesi, Hazar merkezli girişimleri her zamankinden daha önemli hale getirmiştir. Bu yüzden de AB, “Orta Asya Açılımı”nı hızlandırmaktadır.


[1] Joseph Borrell, “Josep Borrell: We Are Well Underway To Build A Stronger, Broader, More Modern Partnership with the Five Countries of Central Asia.”, EEAS, https://www.eeas.europa.eu/delegations/uzbekistan/josep-borrell-we-are-well-underway-build-stronger-broader-more-modern_en, (Erişim Tarihi: 15.11.2022).

[2] Aynı yer.

[3] Aynı yer.

[4] “Central Asia: Remarks by High Representative/Vice-President Josep Borrell to the Press”, EEAS, https://www.eeas.europa.eu/eeas/central-asia-remarks-high-representativevice-president-josep-borrell-press_en, (Erişim Tarihi: 15.11.2022).

[5] Borrell, a.g.m.

Dr. Doğacan BAŞARAN
Dr. Doğacan BAŞARAN
Dr. Doğacan BAŞARAN, 2014 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2017 yılında Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda sunduğu ‘’Uluslararası Güç İlişkileri Bağlamında İkinci Dünya Savaşı Sonrası Hegemonik Mücadelelerin İncelenmesi’’ başlıklı teziyle almıştır. Doktora derecesini ise 2021 yılında Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı‘nda hazırladığı “İmparatorluk Düşüncesinin İran Dış Politikasına Yansımaları ve Milliyetçilik” başlıklı teziyle alan Başaran’ın başlıca çalışma alanları Uluslararası ilişkiler kuramları, Amerikan dış politikası, İran araştırmaları ve Afganistan çalışmalarıdır. Başaran iyi derecede İngilizce ve temel düzeyde Farsça bilmektedir.

Benzer İçerikler