ABD ABD’ye Karşı!

Paylaş

Bu başlık da nereden çıktı böyle, ne demek ABD ABD’ye karşı diyebilirsiniz. Belki de birçoğunuzun aklına şu an için ABD içindeki Trump karşıtlığı ekseninde gelişen ikinci bir Amerikan iç savaşı olasılığı da gelmiş olabilir. Ama durum öyle değil; en azından başlıkta kastetmeye çalıştığım içerik itibarıyla…

Ne mi demeye çalışıyorum? Arzu ederseniz bunu öncelikle ilgili muhataplardan birinin son günlerde yaptığı, muhtemelen birçoğumuzun dikkatinden kaçmış olan önemli bir açıklama üzerinden ifade etmeye çalışayım. Ardından yukarıdaki “2 ABD” ile neyi kastettiğimi açık bir şekilde belirtip, bu konudaki kendi görüş ve analizimi ortaya koymaya çalışacağım.

Bu kişi Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker. Juncker’ın ABD’ye yönelik salvolarını “öngörü adı altında” paylaştığı zamanlama kadar, bunun için seçtiği gazete de oldukça önemli. Avrupa Komisyonu Başkanı bu açıklamasını, daha doğrusu tehdit gibi uyarılarını Anglo-Sakson dünyanın başkenti üzerinden İngiliz Financial Times aracılığıyla veriyor. Dolayısıyla, tam bir nokta atış durumu söz konusu.

Trump, “Sinir Bozucu”, “Şaşırtıcı” Ve…

Juncker’ın çıkış noktası Birlik (Avrupa Birliği’ni kastediyor) olmaz ise neler yaşanabileceğiyle ilgili. Bir diğer önemli husus ise, Birliğin dağılma sürecinde ABD’nin, daha doğrusu onun Devlet Başkanı Donald Trump’ın üstlendiği “sinir bozucu”, “şaşırtıcı” ve “dağıtıcı rol” ile ilgili. (Bu arada, “sinir bozucu” ve “şaşırtıcı” ifadeleri Juncker’a ait, bunu da belirtmekte fayda var. Bu ifadeler, AB’nin ABD’ye karşı hissettiği duyguları ortaya koyması açısından oldukça önemli).

Juncker bu noktada şu hususlara dikkatleri çekiyor…

AB üyesi ülkeleri “İngiltere gibi olup Birlik’ten ayrılmaya özendiren” ve “Önce Amerika” diyen Başkan Trump; AB’nin önemini kavrayamamış, Avrupa tarihini anlamayan, AB’yi bilmeyen ve onun hakkında en ufak bir fikri olmayan liderdir. Hatta öyle bir lider ki, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk’la beni karıştırıyor. Uluslararası politika böyle bir şey. Her şey detaylarda gizli.

Amiyane tabirle Avrupa Komisyonu Başkanı Juncker, Trump’ı ABD tarihinin gelmiş geçmiş en cahil ve bencil başkanı olarak nitelendiriyor. Bunu da: “Savaş sonrası dönemde ilk kez bir Amerikan başkanı Avrupa işleriyle ilgilenmediği izlenimi veriyor” ifadesiyle “diplomatik bir nezaket” çerçevesinde dile getiriyor.

AB Çökerse Balkanların Batısında Savaş Çıkar! 

Juncker bu tespitini 28 Şubat’ta ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’e şu sözleriyle aktardığını ifade ediyor: “Böyle söylemeyin, diğer üyelere Birlik’ten ayrılma çağrısı yapmayın, AB çökerse Balkanlar’ın batısında savaş çıkar. Bu ülkeleri tek başına bırakırsak -Bosna Hersek, Sırp Cumhuriyeti, Makedonya, Arnavutluk ve tüm o ülkeler- yine savaş çıkar. Yani Juncker, Pence’e: Cahille cahil olmayın, sen ve arkadaşların okumuş adamsınız, AB dağılırsa size Balkanları dar, Rusya ile de papaz ederiz diyor.

Fakat Juncker’ın burada atladığı ya da bilinçli olarak göz ardı etmeye çalıştığı bir husus var: AB ve hatta NATO çökerse, asıl savaş Avrupa’nın kendi içinde çıkar ve Almanya başta olmak üzere, AB projesi üzerinden saman altı su yürütenler bundan çok fazla zarar görür.

ABD, AB(D)’yi Çökertiyor!

ABD bunun farkında olduğu için çok rahat. O yüzden, anlaşıldığı kadarıyla Almanya ve bir kaç ötekiye ayar vermeye ve Avrupa’yı yeni bir formatta yapılandırmaya çalışıyor. Şu anki AB’nin ABD’den daha çok Almanya’nın işine geldiğini görüyor ve bundan ötürü de yükselen doğu ve Türk-İslam dünyası karşısında yeni bir Batı yapılanmasına gitmeye çalışıyor.

Nitekim Juncker da bunu ağzından kaçırıyor. Juncker’ın ağzındaki baklayı çıkardığı ve İngiliz Financial Times’ta yer alan ifade ise üç aşağı beş yukarı şu şekilde: “Trump, ABD’deki başkanlık seçimlerini kazandıktan sonra verdiği bir röportajda Avrupa Birliği’ne baktığınızda Almanya’yı görüyorsunuz. Aslında (AB), Almanya için bir araç. Bu nedenle İngiltere’nin AB’den çıkmasını çok akıllıca buluyorum diye konuşmuştu. Ayrıca, AB’nin dağılmanın eşiğinde olduğunu da savunmuştu.”

Juncker “Vallahi Billahi” Modunda…

Juncker, son bir çırpınışla ABD’ye; korkma, hedefimiz yeni bir ABD (Avrupa Birleşik Devletleri) değil. Hele hele ABD’yi, yani sizi hedef alacak, sizin sözünüzün dışına çıkacak en ufak bir girişim içinde değiliz, Almanya’nın böyle bir hedefi yok, ortada koskoca bir yanlış anlaşılma var diyor.

Ama ABD’ye güvence vermeye çalışan Juncker yine yanlış yapıyor. Çünkü her şey bir tarafa bu mesajı verdiği adresin kendisi bile başlı başına hatalı. Juncker bu mesajı nereden mi verdi?

Söyleyeyim: Alman ZDF Kanalı üzerinden; yani, Almanya’dan! Ne de olsa Trump koskoca bir cahil ve bunun ne anlama geldiğini eminim anlamamıştır (!). Anlamadığından dolayı ABD, ABD’ye karşı ve Trump bundan dolayı de facto Avrupa Birleşik Devletleri’nin ipini çekmiş durumda.

Korkunun ecele hiç ama hiç faydası yok! Projenin sahibi, projesini iptal ediyor. Ve açıkçası, kimseye onu yedirmeye de niyeti yok. O yüzden, “AB’nin 100. yıldönümünü de kutlayacağız” diyen Juncker rüya görüyor.

Daha da ötesi, o rüya bir kâbusa dönüşmek üzere…

Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin EROL
1969 Dörtyol-Hatay doğumlu olan Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 1993 yılında mezun oldu. BÜ’de 1995 yılında Yüksek Lisans çalışmasını tamamlayan Erol, aynı yıl BÜ’de doktora programına kabul edildi. Ankara Üniversitesi’nde doktorasını 2005’de tamamlayan Erol, 2009 yılında “Uluslararası İlişkiler” alanında doçent ve 2014 yılında da Profesörlük unvanlarını aldı. 2000-2006 tarihleri arasında Avrasya Stratejik Araştırmaları Merkezi (ASAM)’nde görev yapan Erol, ASAM’ın Genel Koordinatörlük görevini de bir dönemliğine yürütmüştür. 2009 yılında Stratejik Düşünce Enstitüsü’nün (SDE) Kurucu Başkanlığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundu. Uluslararası Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi (USGAM)’nin de kurucu başkanı olan Prof. Erol, Yeni Türkiye Stratejik Araştırmalar Merkezi (YTSAM) Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Başkanlığını da yürütmektedir. Prof. Erol, Gazi Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (GAZİSAM) Müdürlüğü görevinde de bulunmuştur. 2007 yılında Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı (TÜRKSAV) “Türk Dünyası Hizmet Ödülü”nü alan Prof. Erol, akademik anlamdaki çalışmaları ve medyadaki faaliyetlerinden dolayı çok sayıda ödüle layık görülmüştür. Bunlardan bazıları şu şekilde sıralanabilir: 2013 yılında Çağdaş Demokratlar Birliği Derneği tarafından “Yılın Yazılı Medya Ödülü”, 2015 yılında “APM 10. Yıl Hizmet Ödülü”, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) tarafından “2015 Yılın Basın-Fikir Ödülü”, Anadolu Köy Korucuları ve Şehit Aileleri “2016 Gönül Elçileri Medya Onur Ödülü”, Yörük Türkmen Federasyonları tarafından verilen “2016 Türkiye Onur Ödülü”. Prof. Erol’un 15 kitap çalışması bulunmaktadır. Bunlardan bazılarının isimleri şu şekildedir: “Hayalden Gerçeğe Türk Birleşik Devletleri”, “Türkiye-AB İlişkileri: Dış Politika ve İç Yapı Sorunsalları”, “Avrasya’da Yeni Büyük Oyun”, “Türk Dış Politikasında Strateji Arayışları”, “Türk Dış Politikasında Güvenlik Arayışları”, “Türkiye Cumhuriyeti-Rusya Federasyonu İlişkileri”, “Sıcak Barışın Soğuk Örgütü Yeni NATO”, “Dış Politika Analizinde Teorik Yaklaşımlar: Türk Dış Politikası Örneği”, “Krizler ve Kriz Yönetimi: Aktörler ve Örnek Olaylar”, “Kazakistan” ve “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”. 2002’den bu yana TRT Türkiye’nin sesi ve TRT Radyo 1 (Ankara Radyosu) “Avrasya Gündemi”, “Stratejik Bakış”, “Küresel Bakış”, “Analiz”, “Dosya”, “Haber Masası”, “Gündemin Öteki Yüzü” gibi radyo programlarını gerçekleştirmiş olan Prof. Erol, TRT INT televizyonunda 2004-2007 yılları arasında “Arayış”, 2007-2010 yılları arasında Kanal A televizyonunda “Sınır Ötesi” ve 2020-2021’de de BBN TÜRK televizyonunda “Dış Politika Gündemi” programlarını yapmıştır. 2012-2018 yılları arasında Millî Gazete’de “Arayış” adlı köşesinde dış politika yazıları yayımlanan Prof. Erol’un ulusal-uluslararası medyada çok sayıda televizyon, radyo, gazete, haber siteleri ve dergide uzmanlığı dahilinde görüşlerine de başvurulmaktadır. 2006-2018 yılları arasında Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde ve Ankara Üniversitesi Latin Amerika Araştırmaları Merkezi’nde (LAMER) de dersler veren Prof. Erol, 2018’den bu yana Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak akademik kariyerini devam ettirmektedir. Prof. Erol, 2006 yılından itibaren Ufuk Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde de dersler vermiştir. Prof. Erol’un başlıca ilgi ve uzmanlık alanları ve bu kapsamda lisans, master ve doktora seviyesinde verdiği derslerin başlıcaları şu şekilde sıralanabilir: “Jeopolitik”, “Güvenlik”, “İstihbarat”, “Kriz Yönetimi”, “Uluslararası İlişkilerde Güncel Sorunlar”, “Türk Dış Politikası”, “Rus Dış Politikası”, “ABD Dış Politikası”, “Orta Asya ve Güney Asya”. Çok sayıda dergi ve gazetede yazıları-değerlendirmeleri yayımlanan Prof. Erol’un; “Avrasya Dosyası”, “Stratejik Analiz”, “Stratejik Düşünce”, “Gazi Bölgesel Çalışmalar”, “The Journal of SSPS”, “Karadeniz Araştırmaları gibi” akademik dergilerde editörlük faaliyetlerinde bulunan Prof. Erol, “Bölgesel Araştırmalar”, “Uluslararası Kriz ve Siyaset Araştırmaları”, “Gazi Akademik Bakış”, “Ege Üniversitesi Türk Dünyası İncelemeleri”, “Ankara Uluslararası Sosyal Bilimler”, “Demokrasi Platformu” dergilerinin editörlüklerini hali hazırda yürütmekte, editör kurullarında yer almaktadır. 2016’dan bu yana Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Kurucu Başkanı olarak çalışmalarını devam ettiren Prof. Erol, evli ve üç çocuk babasıdır.

Benzer İçerikler