Avrupa

2025 Bulgaristan Hükümet Krizi: Siyasal ve Toplumsal Dinamikleri

Hükümetin istifası kısa vadede protesto hareketinin talep ettiği bir sonuç gibi görünse de Bulgaristan siyasetinde uzun vadeli istikrarı garanti etmemektedir
Hükümetin düşmesi, ülkeyi kısa sürede yeniden seçim tartışmalarına sürükleyebilir; ancak sorunlar yalnızca seçimlerle çözülebilecek basitlikte değildir.
Bu krizi karakterize eden en önemli unsurlardan biri Bulgaristan’da genç kuşağın politik mobilizasyonundaki belirgin artıştır.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Bulgaristan, Balkanlar’ın tarihsel geçişkenliğini, Doğu ile Batı arasındaki siyasal kültürel etkileşimleri ve Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin getirdiği dönüşüm baskılarını aynı anda içinde barındıran, siyasi yapısı kırılgan ama toplumsal dinamizmi yüksek bir ülkedir. Post-komünist dönemden bu yana demokratikleşme çabalarıyla kurumsal istikrar arayışı arasında gidip gelen Bulgaristan’da siyaset, çoğu zaman parçalı koalisyonlara, sık değişen hükümetlere ve kamuoyunun devlete duyduğu güvenle ilgili dalgalanmalara sahne olmuştur. Ekonomik geçiş sürecinin yarattığı eşitsizlikler, oligarkların etkisi, yolsuzluğa dair köklü algılar ve genç nüfusun gelecek kaygısı, ülkenin siyasal atmosferini uzun yıllardır belirleyen temel unsurlar arasında yer almaktadır. 

Bu nedenle Bulgaristan’da yaşanan her siyasi kriz, yalnızca güncel politik konjonktürün değil, aynı zamanda sistematik yapısal sorunların ve demokratik temsil mekanizmasının zayıflayan yönlerinin bir yansıması olarak değerlendirilmektedir. Tarihsel olarak protesto kültürü güçlü olan ülkede, toplumsal tepki çoğu zaman siyasal değişimin önemli bir tetikleyicisi olmuş ve kurumların meşruiyet tartışmalarını genişletmiştir. 

Tam da bu bağlam içinde 2025 yılının Aralık ayında ülkede ortaya çıkan hükümet krizi, Bulgaristan’ın hem siyasal hem toplumsal dokusundaki süreklilik arz eden kırılganlıkların yeni bir tezahürü olarak dikkat çekmiştir. Aylarca biriken memnuniyetsizliklerin, ekonomik belirsizliklerin ve özellikle genç kuşağın artan taleplerinin yoğunlaştığı bu süreç, hükümetin istifasıyla sonuçlanan geniş çaplı protestoları beraberinde getirerek Bulgaristan’ın demokratik yönetişim sorunlarını yeniden ulusal ve uluslararası gündemin merkezine taşımıştır.

Kriz süreci başlangıçta ekonomik nitelikli bir tartışmayla görünürlük kazanmış, hükümetin hazırladığı 2026 bütçe taslağı kamuoyunda geniş tepki yaratmıştır. Özellikle özel sektöre yönelik vergi artışları, sosyal güvenlik yükümlülüklerindeki değişiklikler ve bazı sektörlerde devlet müdahalesini artıran düzenlemeler, ekonomik aktörlerde belirsizlik yaratmış, toplumda ise artan hayat pahalılığıyla birleşen bir memnuniyetsizlik dalgasına yol açmıştır.[i] Buna rağmen bütçe taslağı geri çekildikten sonra protestoların aynı yoğunlukla devam etmesi, krizin temel dinamiklerinin ekonomik olmaktan çok siyasal karakterde olduğunu göstermiştir. 

Bu noktada öne çıkan faktör, yıllardır dile getirilen yolsuzluk iddialarının, şeffaf olmayan karar alma süreçlerinin ve hükümetin belirli siyasi ve ekonomik aktörlerle olan ilişkilerinin geniş toplum kesimlerinde ciddi bir temsil sorunu yarattığıdır. Protestoların temel sloganlarının ve taleplerinin hükümet istifası, yolsuzlukla mücadele mekanizmalarının güçlendirilmesi ve kurumsal reform gibi başlıklara odaklanması, tepkilerin yalnızca bütçeye ilişkin olmadığı, çok katmanlı bir siyasal rahatsızlığın dışavurumu olduğu yönündeki değerlendirmeleri güçlendirmiştir.[ii]

Bu krizi karakterize eden en önemli unsurlardan biri Bulgaristan’da genç kuşağın politik mobilizasyonundaki belirgin artıştır. Özellikle Gen Z olarak tanımlanan 18-28 yaş arası kesimin protestolara rekor düzeyde katılım göstermesi, ülkenin sosyo-politik dönüşümünde yeni bir moment yakalandığını göstermiştir.[iii] Uzun süredir yurt dışına göç eğilimi yüksek olan, istihdam ve gelir güvencesi konusunda kaygıları belirginleşen bu kuşak, hükümetin şeffaflık ve hesap verebilirlik konularında başarısız olduğu algısını güçlü biçimde dile getirmiştir. Gençlerin sokaktaki varlığı, protesto hareketinin enerjisini yükseltmiş, toplumsal meşruiyetini genişletmiş ve krizin kısa sürede iktidarın sarsılmasına yol açan bir baskı unsuru hâline gelmesini sağlamıştır. Bu durum aynı zamanda Bulgaristan’da siyasal katılım dinamiklerinde bir dönüşüm yaşandığını; geleneksel siyasi elitlerin söylemlerinin karşılık bulmakta zorlandığını ve genç kuşağın siyasal taleplerinin artık göz ardı edilemeyecek bir ağırlığa ulaştığını göstermektedir.

Kriz yalnızca iç politik dinamiklerle değil, Bulgaristan’ın kurumsal yapısının uzun süredir devam eden istikrarsızlığıyla da yakından bağlantılıdır. Ülkede son dört yılda yedi seçim yapılmış olması, hükümetlerin ortalama ömrünün ciddi ölçüde kısaldığını, koalisyonların kırılganlaştığını ve siyasal aktörler arasındaki güven seviyesinin düştüğünü göstermektedir.[iv]Bu durum, hükümetlerin uzun vadeli reformlar yapmasını zorlaştırmış ve siyaseti kısa vadeli çıkar hesaplarının şekillendirdiği bir alana dönüştürmüştür. 

2025 krizi öncesinde iktidarın parlamentoda birden fazla kez güvensizlik oylamasıyla karşı karşıya kalması, hükümetin parlamenter çoğunluk üzerindeki kontrolünün zayıfladığını ve siyasi meşruiyetinin tartışmalı hâle geldiğini göstermektedir. Dolayısıyla Aralık 2025 tarihinde yaşanan istifa, teknik olarak bütçe tartışmalarının veya anlık protestoların değil, daha geniş bir kurumsal meşruiyet krizinin sonucudur.

Krizde rol oynayan bir diğer kritik unsur, hükümetin bazı siyasi ve ekonomik aktörlerle olan ilişkilerinin gündeme gelmesidir. Kamuoyunda uzun süredir tartışılan oligarşik yapılanmalar, siyasi elitlerin belirli ekonomik gruplarla kurduğu yakın ilişkiler ve bunların kamusal ihale süreçleri üzerindeki iddia edilen etkileri, toplumsal güvensizliği derinleştirmiştir. Protestocuların tepkileri yalnızca hükümete değil, daha geniş bir “siyasal sistem” eleştirisine yönelmiş; devlet kurumlarının bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü ve demokratik hesap verebilirlik gibi konular protestolarda merkezi yer tutmuştur.[v] Bu bağlamda krizi yalnızca hükümet istifasıyla sınırlı görmek mümkün değildir. Asıl tartışma; devletin kurumsal işleyişi, yargı bağımsızlığı, medya özgürlüğü ve kamu yönetiminin temizliği üzerine odaklanmaktadır.

Hükümetin istifası kısa vadede protesto hareketinin talep ettiği bir sonuç gibi görünse de Bulgaristan siyasetinde uzun vadeli istikrarı garanti etmemektedir. İstifa kararı bir yandan halkın demokratik baskı kapasitesini ve kolektif mobilizasyon gücünü ortaya koyarken, diğer yandan ülkenin siyasi kırılganlığını ve kurumsal zaaflarını yeniden görünür kılmıştır.[vi] Hükümetin düşmesi, ülkeyi kısa sürede yeniden seçim tartışmalarına sürükleyebilir; ancak sorunlar yalnızca seçimlerle çözülebilecek basitlikte değildir. Bulgaristan’da kalıcı bir çözüm ancak yolsuzlukla mücadele konusunda bağımsız ve etkili mekanizmaların kurulması, kamu yönetiminde şeffaflık standartlarının yükseltilmesi, gençlerin ekonomik beklentilerine yönelik kapsamlı politikaların geliştirilmesi ve en önemlisi de siyasi aktörler arasındaki güvenin yeniden inşa edilmesiyle mümkün olabilir.

Sonuç olarak 2025 Bulgaristan hükümet krizi, ülkenin demokratik yönetişim yapılarındaki kırılganlığı, siyasal temsil sisteminin zayıflayan meşruiyetini ve toplumun özellikle genç kesiminin yükselen taleplerini açık biçimde ortaya koymuştur. Kriz, yalnızca mevcut iktidarın düşüşüne değil, aynı zamanda Bulgaristan’da demokrasi, hukuk devleti ve devlet-toplum ilişkileri konusunda yeniden düşünme ihtiyacına işaret etmektedir. Bu bakımdan 2025 krizi, geçici bir siyasi çalkantıdan ziyade Bulgaristan’ın gelecekteki siyasi mimarisini şekillendirecek bir yeniden yapılanma sürecinin başlangıcı olarak değerlendirilebilir. Bu sürecin nasıl evrileceği ise hem siyasi aktörlerin sorumluluk bilinciyle hareket etmesine hem de toplumun demokratik katılım iradesinin sürdürülebilirliğine bağlıdır.


[i] “Bulgarian government resigns after mass anti-corruption protests”, Euronewshttps://www.euronews.com/2025/12/11/bulgarians-demand-government-resign-in-mass-protests-over-corruption, (Erişim Tarihi: 11.12.2025).

[ii] “Bulgarian government resigns after mass anti-corruption protests”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2025/dec/11/bulgarian-government-resigns-mass-anti-corruption-protests(Erişim Tarihi: 11.12.2025).

[iii] “Mihail Ivanov, Bulgaria protests: Why did Gen Z turn out in record numbers?”, DWhttps://www.dw.com/en/bulgaria-protests-why-did-gen-z-turn-out-in-record-numbers/a-75093957, (Erişim Tarihi: 11.12.2025).

[iv] “’The government resigns’: Bulgaria’s PM steps down after anti-corruption protests”, France 24, https://www.france24.com/en/europe/20251211-the-government-resigns-bulgaria-s-pm-steps-down-after-anti-graft-protests, (Erişim Tarihi: 11.12.2025).

[v] Aynı yer.

[vi] Aynı yer.

Sena BİRİNCİ
Sena BİRİNCİ
Sena Birinci, 2024 yılında Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı zamanda Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi'nden çift anadal yapmıştır. Şu anda Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nde Siyaset ve Sosyal Bilimler alanında yüksek lisans eğitimine devam eden Sena’nın ilgi alanlarını Avrupa siyaseti, Avrupa Birliği ve seçim siyaseti oluşturmaktadır. Sena, ileri derece İngilizce, başlangıç seviyesinde Rusça bilmektedir.

Benzer İçerikler