Analiz

2025 Seçimleri Öncesi Şili’de Siyasal Yönelimler: Jeannette Jara Örneği

Jeannette Jara’nın adaylığı, geçiş sonrası dönemde Şili siyasetindeki daha geniş çaplı gerilimleri ve dönüşümleri özetlemektedir.
Jara’nın siyasi kariyeri, sendika aktivizmi, kamu hizmeti ve yasama müzakerelerine dayanan bir geçmişe sahiptir.
Jara, otoriter popülizme boyun eğmeden bu korkuları gidermeye çalışan bir yaklaşım benimsemiştir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Jeannette Jara’nın “Birlik için Şili Koalisyonu”nun cumhurbaşkanı adayı olarak öne çıkması, ülkenin güncel siyasi gidişatında önemli bir dönüm noktasını işaret etmektedir. Şili Komünist Partisi’nin de dahil olduğu geniş bir merkez sol ittifak tarafından aday gösterilmesi, Şili solunun derin siyasi, ekonomik ve sosyal sorunlar karşısında konumunu yeniden tanımlamaya çalışırken hem konsolidasyonunu hem de dönüşümünü simgelemektedir. Ülke, 16 Kasım 2025 tarihinde yapılacak genel seçimlere hazırlanırken, Jara’nın adaylığı sadece muhafazakâr ve aşırı sağ bloğun yeniden yükselişine meydan okumakla kalmamış, aynı zamanda da sol blok için önemli bir yapılanmayı da temsil etmiştir.

Şili’nin mevcut siyasi tablosu, Cumhurbaşkanı Gabriel Boric’in yönetiminin mirası ve izlediği yolla şekillenmektedir. 2021 yılında Şili tarihinin en genç cumhurbaşkanı olarak seçilen ve sol eğilimli yeni nesil liderliği temsil eden Boric’in cumhurbaşkanlığı, kapsamlı anayasa değişikliği, yapısal emeklilik reformu ve sosyal harcamaların artırılması gibi iddialı reformist hedeflerle başlamıştır. Boric’in eski Çalışma Bakanı Jeannette Jara, sadece onun siyasi varisi olarak değil, aynı zamanda ilerici gündemi daha pragmatik ve seçmenlerin hoşuna gidecek temellere oturtmaya çalışan bir figür olarak da öne çıkmaktadır.

Jara’nın siyasi kariyeri, sendika aktivizmi, kamu hizmeti ve yasama müzakerelerine dayanan bir geçmişe sahiptir. Çalışma Bakanı olarak görev yaptığı dönemde, haftalık çalışma süresini 45 saatten 40 saate indiren ve işçi haklarını güçlendiren iş reformlarının kabul edilmesi en önemli başarıları arasındadır.[1] Bu politikalar, merkez sol yelpazede geniş destek görmüştür. Onun popülaritesi, Komünist Parti’nin ideolojik olarak katı veya ana akım yönetimden kopuk olduğu şeklindeki geleneksel algıyla tezat oluşturan teknokratik ve reformist imajından kaynaklanmaktadır. Ön seçimlerde yaklaşık yüzde 60 oy alarak koalisyonunun adaylığını garantileyen Jara, Carolina Tohá ve ilerici milletvekili Gonzalo Winter gibi daha merkezci isimleri geride bırakarak koalisyonun farklı ideolojik akımlarını birleştirme kapasitesini kanıtlamıştır.[2]

Jara’nın 2025 seçimleri için hazırladığı platform üç temel sütuna odaklanmaktadır: Ekonomik kalkınma, sosyal eşitlik ve kamu güvenliği.  Mevcut lityum çıkarma sözleşmelerinin çok uluslu şirketlere fazla avantaj sağladığını eleştiren Jara, özel sektörle işbirliği içinde çalışacak ancak küresel yeşil dönüşüm için hayati önem taşıyan bu mineral üzerinde stratejik kontrolü elinde tutacak ulusal bir lityum şirketi kurulmasını savunduğunu vurgulamaktadır. Aynı zamanda Keynesçi ve kalkınmacı bir ekonomik yönelimi yansıtan, servet dağılımı ve sanayi politikasında daha proaktif bir rol oynayan bir devleti desteklemektedir.

Sosyal politika konusunda Jara, Boric’in yeniden dağıtım gündemiyle sürekliliği vurgularken, kurumsal pragmatizme daha fazla önem vermektedir. Boric’in görev süresi boyunca kısmen uygulanan emeklilik reformuna verdiği destek, Şili’nin yüksek oranda özelleştirilmiş emeklilik sistemine yönelik halkın memnuniyetsizliğini dikkate aldığını göstermektedir. Ancak Jara’nın yaklaşımı, radikal bir reformdan çok yapısal bir uyumla karakterize edilmektedir. Bu yaklaşım, eşitsizliği ve halkın memnuniyetsizliğini giderirken sürdürülebilirliği sağlamayı amaçlamaktadır. Önerileri, ideolojik taahhütleri teknokratik etkinlikle birleştirmeyi amaçlamakta ve Boric’in daha iddialı reformlarının çoğunu baltalayan siyasi çıkmazları önlemeye çalışmaktadır.

Kamu güvenliği, kampanyanın siyasi açıdan en hassas konusu ve Jara’nın karmaşık bir seçim ortamında adımlarını dikkatli atması gereken bir alandır. Şili, son yıllarda, özellikle Santiago ve Valparaíso gibi kentsel alanlarda şiddete dayalı suçlarda ve uyuşturucuyla ilgili faaliyetlerde önemli bir artış yaşamıştır. Bu endişeler, kamuoyunu önemli ölçüde değiştirmiş ve siyasi sağın, özellikle José Antonio Kast ve Evelyn Matthei’nin, suça karşı sert politikalar savunması için verimli bir zemin oluşturmuştur.

Jara, otoriter popülizme boyun eğmeden bu korkuları gidermeye çalışan bir yaklaşım benimsemiştir. Sivil özgürlükleri ve anayasal normları koruyan bir çerçeve içinde kolluk kuvvetlerine daha fazla fon ayrılmasını, polis kapasitesinin modernizasyonunu ve biyometrik sınır kontrol teknolojilerinin kullanılmasını savunmaktadır.[3] Jara’nın bu tutumu, otoriter güvenlik söylemleri ile kamu düzenine demokratik yaklaşımlar arasında bir ayrım yapmaya çalışmaktadır.

Jeopolitik açıdan bakıldığında Jara’nın adaylığı Şili’nin uluslararası uyumunda olası değişikliklerin de sinyalini vermektedir. Şili, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ile güçlü ekonomik bağlarını sürdürürken; Jara, ticaret ilişkilerinin, özellikle Çin ve Hindistan gibi yükselen güçlerle çeşitlendirilmesinin önemini vurgulamıştır. Bu tutum, çok kutuplu küresel ekonomi bağlamında dış ortaklıkların yeniden dengelenmesi yönündeki daha geniş Latin Amerika eğilimiyle uyumludur. Jara’nın dış politika duruşu, bölgesel entegrasyon, insan hakları ve çok taraflılığa olan bağlılığını da içermektedir. Bu, Şili’nin uzun süredir devam eden diplomatik geleneklerinin devamını yansıtırken, Latin Amerika’nın dünya sahnesinde daha fazla söz sahibi olmasını savunmaktadır.

Ancak Jara’nın cumhurbaşkanlığına giden yolu henüz kesinlik kazanmış değildir. 2025 seçimleri, önceki seçim döngülerinden önemli ölçüde farklı bir bağlamda gerçekleştirilecektir. 2023 yılında zorunlu oy kullanma uygulamasının yeniden getirilmesinden bu yana seçim dinamikleri önemli ölçüde değişmiş ve daha önce resmi siyasetten uzak duran geniş kesimler sandığa gitmiştir. Bu durum genel olarak daha muhafazakar adayların lehine olmuştur. Son belediye ve anayasa referandum sonuçlarında sağ kanadın galip gelmesi de bunu açıkça göstermektedir. Son anketler, eski savunma bakanı ve Providencia’nın merkez sağ belediye başkanı Evelyn Matthei ile otoriter eğilimleri olan aşırı sağcı popülist José Antonio Kast’ın, varsayımsal ikinci tur seçimlerinde şu anda Jara’nın önünde olduğunu göstermektedir.[4] Matthei, sağın daha ılımlı ve teknokratik yüzünü yansıtmakta ve iş dünyasının çıkarlarına ve muhafazakar orta sınıf seçmenlere hitap etmektedir. Kast ise daha ideolojik ve kutuplaştırıcı bir alternatif sunmakta ve söylemlerinde geçmişteki otoriter rejimleri çağrıştırmaktadır.

Şili’deki başkanlık seçimlerinin iki turlu sisteme dayalı yapısı, koalisyon oluşturma ve seçmenlerin yeniden düzenlenmesinin belirleyici olacağı anlamına gelmektedir. Jara, sadece merkez solun desteğini pekiştirmekle kalmayıp mevcut yönetimden hayal kırıklığına uğramış ılımlı ve bağımsız seçmenlere de hitap etmek zorundadır. Kampanyası, ilerici kimliğini korumak ile seçmenlerin istikrar, güvenlik ve ekonomik fırsat taleplerini karşılamak arasındaki gerilimi hassas bir şekilde yönetmelidir. Ayrıca kişisel ılımlılığına rağmen Komünist Parti ile olan bağlantısı, Soğuk Savaş döneminden kalma önyargılar ve ideolojik aşırılık endişeleri nedeniyle merkezci seçmenler arasında çekiciliğini sınırlayabilir.

Sonuç olarak Jeannette Jara’nın adaylığı, geçiş sonrası dönemde Şili siyasetindeki daha geniş çaplı gerilimleri ve dönüşümleri özetlemektedir. Komünist Parti’den pragmatik, reform odaklı bir aday olarak ortaya çıkması, yerleşik siyasi ikilemleri sorgulamakta ve Latin Amerika’da sol siyasetin değişen doğasını yansıtmaktadır. Aynı zamanda başarısı, suç, eşitsizlik ve kurumsal güven gibi acil sorunlara inandırıcı çözümler sunma ve bölgenin büyük bir kısmında görülen sağa kayma eğilimine direnebilecek geniş bir seçim koalisyonu oluşturma becerisine bağlı olacaktır. 2025 Şili seçimlerinin sonucu, ülkenin siyasi ekonomisinin yakın geleceğini belirleyecek ve aynı zamanda giderek daha değişken ve parçalanmış bir demokratik ortamda ilerici yönetimin geleceği için de bir gösterge olacaktır.


[1] “Jeannette Jara is a coalition Communist who wants to be Chile’s next president”, Reuters, https://www.reuters.com/world/americas/jeannette-jara-is-coalition-communist-who-wants-be-chiles-next-president-2025-07-22, (Erişim Tarihi: 23.07.2025).

[2] Aynı yer.

[3] Aynı yer.

[4] “Chile’s far right advances as gang violence reshapes election”, Financial Times, https://www.ft.com/content/57548dbe-8f88-4fb5-abf1-fd04e58c6f23, (Erişim Tarihi: 23.07.2025).

Ayşe Azra GILAVCI
Ayşe Azra GILAVCI
Ayşe Azra Gılavcı, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler okumaktadır. İleri derecede İngilizce bilen Azra'nın başlıca ilgi alanları; Latin Amerika ve ABD dış politikasıdır.

Benzer İçerikler