Analiz

2025 Venezuela Ekonomisinde Petrolün Belirleyici Rolü

Petrol üretimi, 2019 yılından beri en yüksek seviyeye çıksa da enflasyon %275’e tırmanma riski taşımaktadır.
Kamu çalışanlarının gelirleri artarken, özel sektörde asgari ücret 1,1 dolara kadar gerilemiştir.
ABD yaptırımları ve kur oynaklığı, büyüme rakamlarının sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir.

Paylaş

2025 yılının ilk yarısında Venezuela ekonomisinin en parlak alanı tartışmasız şekilde enerji sektörü olmuştur. Venezuela Devlet Petrol Şirketi (PDVSA), Chevron’la yürütülen ortak girişimlerin sona ermesi üzerine sahaların kontrolünü tamamen devralmıştır. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Hazine Bakanlığı’na bağlı Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi’nin (OFAC) Chevron’a sadece “varlık koruma” ve “asgari personel” tutma izni vermesi, Karakas’ın üretim süreçlerini merkezileştirme isteğini kolaylaştırmıştır. Buna karşın Vaşington’un yeni kısıtlamaları ve Dragon gaz sahasına yönelik lisans iptali, Trinidad ve Tobago’yla yürütülen stratejik işbirliğini sekteye uğratmıştır.

Bu karmaşık tabloda Repsol ve Eni gibi Avrupalı enerji devlerinin Venezuela’daki faaliyetlerini sürdürme kararı, hükümete önemli bir nefes alanı sağlamıştır. Özellikle Eni’nin “sosyal kriz yaşanmaması” gerekçesiyle gaz üretimini garanti etmesi, enerji arzının istikrara kavuşmasında kritik rol oynamıştır. Chevron’a daha sonra verilen gizli nitelikli yeni operasyon lisansı da piyasalara “yaptırımların yumuşayabileceği” sinyalini göndererek yatırımcıların beklentilerini olumlu yönde etkiledi.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) raporu, 2025 yılının ilk yarısında Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) %7,7 oranında büyüdüğünü kaydetmektedir. Haziran ayında günlük petrol üretiminin 1 milyon 69 bin varile çıkması, 2019 yılından bu yana en yüksek seviyeyi temsil etmektedir. Kuruluş, yılın tamamı için %5,8’lik bir büyüme öngörmektedir.[i]

Ancak bu güçlü rakamlar, uluslararası petrol fiyatlarının %23’lük düşüşü nedeniyle gelirlerde sınırlı bir artışa yol açmıştır. 8,025 milyar dolarlık petrol ihracatı, 2024 yılının sadece biraz üzerinde gerçekleşmiş ve satışların %77’si Çin’e yapılmıştır. Dolayısıyla üretim artışı, gelirlerin aynı oranda yükselmesini sağlamamıştır. Bu durum, Venezuela’nın dış ticaret dengesini kırılgan bırakmaya devam etmektedir.

Ekonomik büyüme rakamlarının gölgesinde enflasyonist baskılar son derece yüksek seyrini sürdürmektedir. Yılın ilk yarısında kümülatif enflasyon %123’e ulaşmıştır ve yıl sonunda %275’e varması beklenmektedir. Bu, Latin Amerika’nın en yüksek oranı anlamına gelmektedir.[ii]

Bolivarın yılın ilk altı ayında %52 oranında değer kaybetmesi, döviz piyasasındaki istikrarsızlığın ciddiyetini ortaya koymaktadır. Merkez Bankası, piyasaya 1,8 milyar dolar müdahale kaynağı aktarmasına rağmen kurdaki oynaklığı dizginlemekte zorlanmaktadır. Bu tablo, dolarizasyon eğilimlerini güçlendirirken, yerel para birimine olan güveni de sürekli aşındırmaktadır.

Hükümet, ekonomik büyümeyi toplumsal memnuniyete çevirmek amacıyla kamu çalışanlarının gelirlerini artırmıştır. “Ekonomik Savaş Bonusu” sayesinde kamu sektöründeki asgari aylık gelir 131 dolardan 161 dolara, emeklilerin geliri 112 dolara, emekli maaşları ise 50 dolara yükseltilmiştir.[iii] Bu artışlar, resmi döviz kuruna endekslenerek enflasyonun etkisini kısmen sınırlamayı hedeflemektedir.

Ancak bu politikaların kapsamı dar ve özel sektör çalışanları için tablo çok daha karamsardır. Özel sektörde kapsamlı minimum gelir 41,4 dolara, nominal asgari ücret ise yalnızca 1,1 dolara gerilemiştir. Bu, 2024 yılına göre %66,5’lik dramatik bir düşüş demektir. UNDP’nin hesaplamasına göre bu rakam, 710 dolarlık temel gıda sepetinin yalnızca %5,6’sını karşılayabilmektedir. Ortalama bir ailenin temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için 18 asgari ücret gerekmektedir. Dolayısıyla kamudaki sınırlı iyileşmeler, özel sektörün derin yoksulluğunu dengeleyememektedir.

Venezuela’nın finansal sistemi de kırılganlığını sürdürmektedir. Kredi hacminin GSYH’ye oranı yalnızca %2,6 düzeyindedir. Bu oran on yıl önce %22 olarak kaydedilmiştir.[iv] Kredi kanallarının bu denli daralması, özel sektörün yatırım yapma kapasitesini ciddi biçimde sınırlamaktadır. Chevron’a tanınan yeni lisans gibi olumlu gelişmeler yabancı sermaye için bir umut ışığı olsa da yaptırımların kalıcılığı ve hukuki belirsizlikler yatırımcıların temkinli davranmasına yol açmaktadır.

Ayrıca ABD’nin Dragon sahasına verdiği lisansı iptal etmesi, bölgesel enerji işbirliklerini zora sokmaktadır. Bu adım, Trinidad ve Tobago’nun yanı sıra Karayipler genelinde enerji arz güvenliği açısından da negatif yansımalar yaratmaktadır.

Kamu ve özel sektör arasındaki gelir uçurumu, sosyal eşitsizliği daha da derinleştirmektedir. Kamu çalışanlarının göreli olarak korunmuş maaşları, özel sektördeki düşük ücretlerle keskin bir tezat oluşturmakta ve “iki katmanlı” bir ekonomi yaratmaktadır. Gıda fiyatlarındaki sürekli artış ve yerel para biriminin değer kaybı, orta sınıfın erimesini hızlandırmaktadır.

Bu koşullar, göç eğilimlerini de canlı tutmaktadır. 2015 yılından bu yana yaklaşık 7 milyon Venezuelalının ülkeyi terk ettiği tahmin edilmektedir. 2025 yılında petrol üretiminin artması, göçü tamamen durdurabilecek bir etki yaratmamıştır; çünkü ücretlerin reel alım gücü hâlâ son derece düşüktür.

Ekonomideki bu karmaşık tablo, Karakas’ın uluslararası ilişkilerinde de yansımalarını bulmaktadır. Vaşington’un yaptırımları kısmen esnetmesi, Chevron’a özel lisans verilmesi ve bazı Avrupalı şirketlerin faaliyetlerini sürdürmesi, Venezuela’ya dış kaynaklı kısmi bir rahatlama sağlamıştır. Ancak ABD’nin Dragon sahası gibi kritik projeleri hedef alması, ekonomik toparlanmanın kırılganlığını ortaya koymaktadır.

Bu durum, Nicolás Maduro hükümetinin jeopolitik manevra alanını da daraltmaktadır. Çin ve Rusya’yla derinleşen enerji ortaklıkları, ABD’nin bölgedeki nüfuzunu dengelemeye yönelik olsa da dolar bazlı küresel finans sistemine erişim kısıtlı kaldığı sürece Venezuela’nın ekonomik manevra kapasitesi sınırlıdır.

UNDP’nin raporu, Venezuela’nın 2025 yılında kaydettiği büyümenin “petrol bağımlı ama kırılgan” bir nitelik taşıdığını açıkça ortaya koymaktadır. Petrol üretimindeki artış ve kamu sektöründeki maaş düzenlemeleri kısa vadeli bir canlılık yaratmış olsa da yapısal sorunlar devam etmektedir: hiperenflasyon, hızla değer kaybeden ulusal para, yatırım eksikliği ve yaptırım kaynaklı dış ticaret kısıtları bunlardan bazılarıdır. 

Venezuela ekonomisinin önümüzdeki aylardaki seyri; petrol fiyatlarının gidişatı, ABD’nin yaptırım politikalarındaki olası değişiklikler ve hükümetin enflasyonla mücadele konusundaki kararlılığına bağlı olacaktır. Petrol üretimi rekor kırsa bile finansal sistemin daralması ve özel sektördeki alım gücü kaybı sürdükçe bu büyümenin geniş kitlelerin yaşam standartlarına yansıması sınırlı kalabilir.

Sonuç olarak 2025 yılının ilk yarısında kaydedilen %7,7’lik büyüme, Venezuela için bir “dönüm noktası” değil, daha çok “kırılgan bir toparlanma” anlamına gelmektedir. Petrol sektöründeki yükseliş, enflasyon ve yaptırımların gölgesinde ülke ekonomisinin temel zafiyetlerini kapatmaya yetmemektedir. Gerçek bir ekonomik iyileşme için makroekonomik istikrar, finansal derinleşme ve özel sektörün yeniden canlandırılması yerinde bir adım olacaktır. Aksi hâlde 2025 yılının ikinci yarısında, enerji gelirlerindeki artışa rağmen toplumun büyük çoğunluğu için alım gücü düşüşü ve sosyal eşitsizlikler sürebilir.


[i] Ruiz, Luis Alejandro. “UNDP: Venezuela Grows in 2025, but Oil Rebound Clashes with Inflation and Sanctions”, Guacamaya, guacamayave.com/en/undp-venezuela-grows-in-2025-but-oil-rebound-clashes-with-inflation-and-sanctions/, (Erişim Tarihi: 14.09.2025).

[ii] Aynı yer.

[iii] Aynı yer.

[iv] Aynı yer.

Ali Caner İNCESU
Ali Caner İNCESU
Ali Caner İncesu, 2012 yılında Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun olmuştur. Eğitimine Kapadokya Üniversitesi Turist Rehberliği ön lisans programında devam etmiş ve 2017 yılında mezun olmuştur. 2022 yılında Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nde Seyahat İşletmeciliği ve Turizm Rehberliği alanlarında yüksek lisans eğitimlerini başarıyla tamamlamıştır. 2024 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde University of Maryland Global Campus (UMGC) Siyaset Bilimi lisans programından mezun olmuştur. 2023 yılı itibarıyla Kapadokya Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde doktora eğitimine devam etmektedir.2022 yılında Paraguay Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nde (Ankara) özel danışmanlık görevi de yürüten İncesu, ileri seviyede İspanyolca ve İngilizce bilmekte olup İngilizce ve İspanyolca dillerinde yeminli tercümandır.Çalışma alanları Latin Amerika, uluslararası hukuk ve turizmdir.

Benzer İçerikler