Aral Gölü, 20. yüzyılda insan müdahalesiyle yok edilen en büyük doğal su kaynaklarından birisi olarak dikkat çekmektedir. Bir zamanlar dünyanın dördüncü büyük gölü olan Aral, uygulanan yanlış tarımsal kalkınma ve su yönetimi sebebiyle büyük oranda kurumuş ve bu durum, bölgesel ölçekte ciddi ekonomik, çevresel ve toplumsal sonuçların oluşmasına neden olmuştur. Özbekistan’ın kuzeybatısındaki Karakalpakistan bölgesi, bu felaketten dolayı en fazla zarar gören yerlerden biri olmuştur. Son zamanlarda bu göl çevresinde kaybolan kültür, yaşam ve çevresel dengeyi yeniden canlandırmak amacıyla pek çok umut verici girişimler başlatılmıştır. Bunların en önemlisi, 2025 yılında ilk defa düzenlenen Aral Kültür Zirvesi olmuştur.
Aral Gölü’ne hayat veren iki büyük nehir olan Amu Derya ve Siri Derya, 1960’lı yıllardan itibaren Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) tarım politikaları doğrultusunda pamuk tarlaları oluşumuna yönlendirilmişti. Bu siyaset, göl suyunun hızla bir şekilde çekilmesine neden olmuştur. 1980’li yıllara gelindiğinde göl, orijinal hacminin yarısından fazlasını kaybetmişti. Bütün bunların yanı sıra 2007 yılında gölün kuzeydoğu kısmı tamamen kurumuştu. Bunun bir çıktısı olarak da göl çevresindeki iklim koşulları değişmiş, çölleşme hızlanmış, biyolojik çeşitlilik ciddi olarak azalmış ve balıkçılıkla hayatını idame ettiren binlerce insanın işsiz kalmasıyla sonuçlanmıştır
Karakalpakistan’da kuruyan göl yatağından havalanan tuzlu toz fırtınaları, halk sağlığını tehdit etmeye devam etmiş ve bunun bir neticesi olarak da hayvancılık, tarım ve balıkçılık gibi temel geçim kaynakları yok olmuştur.[1] Kuruyan topraklar, SSCB zamanından kalma toksik atıklarla birleşerek çevre ve insan sağlığı üzerinde uzun vadeli olumsuz tesirler bırakmıştır. Bunun yanı sıra SSCB döneminde gölün yakınlarında biyolojik silah deneyleri yapılmış, bunun bir neticesi olarak söz konusu alan, insanlar ve diğer canlılar için yanılması güç bir duruma neden olmuştu.
Bütün bunların dışında 4-6 Nisan 2025 tarihleri arasında Karakalpakistan’ın başkenti Nukus’ta düzenlenen Aral Kültür Zirvesi’yle bu alanda yeni bir başlangıç yapılması hedeflenmiştir. Özbekistan Sanat ve Kültür Geliştirme Vakfı (ACDF) aracılığıyla desteklenen bu zirve, bilim, tasarım, sanat ve kültürü kullanmak suretiyle Aral Gölü bölgesini yeniden canlandırmayı hedefleyen çok disiplinli bir platformdur. Bu zirvenin esas amacı, yalnızca kültürel etkileşim yaratmak değil, aynı zamanda bölgenin sürdürülebilir kalkınmasına katkı sağlayacak yeni fikirlerin geliştirilmesi ve uygulanmasıdır. Etkinlikte panel tartışmaları, sanat gösterileri, yerel el sanatlarının sergilendiği pazarlar ve ağ kurma forumları düzenlenmiştir. Bunun yanı sıra zirve, her 18 ayda bir tekrar edilmek üzere tasarlanarak sürekli bir değişim ve fikir üretim alanına dönüştürülmüştür.
ACDF Başkanı Gayane Umerova, bu bölgenin kırılgan ekosistemine yaratıcı pek çok farklı projeler aracılığıyla eleştirel ilgi ve sürdürülebilir çözümler getirmek istediklerini belirtmiştir. Ona göre sanat ve tasarım; yerel toplulukları birleştirme, İnovasyonu teşvik etme ve ekolojik duyarlılığı artırma açısından güçlü araçlardır. Bütün bunların yanı sıra bu zirve, çevreyle uyumlu kalkınma modellerini somutlaştırabilmek gayesiyle Nukus’ta bulunan eski Istiqlol Parkı’nın sürdürülebilir dönüşümünü örnek proje olarak sunmuştur. Bu proje; biyolojik çeşitliliği destekleyici, ekolojik tasarım ve kamusal alanların yeniden işlevlendirilmesi gibi önemli konuları içermektedir. Böylelikle zirve, yalnızca teorik söylemlerle değil, uygulanabilir modellerle de ön plana çıkmaktadır. Ayrıca turizm sektörü, Özbekistan’ın ulusal kalkınma stratejisinde öncelikli alanlardan biri olarak konumlandırılmaktadır. Bu çerçevede Aral Kültür Zirvesi’ne katılan yerli ve uluslararası temsilciler, Karakalpakistan bölgesinin zengin tarihî ve kültürel mirası sayesinde önemli bir turizm destinasyonu hâline gelebileceğini de belirtmişlerdir.[2]
Aral Kültür Zirvesi, yalnızca yerelde değil, ayrıca uluslararası bir etkileşim alanı da yaratmıştır. Zirveyle paralel olarak gerçekleşen Semerkant Uluslararası İklim Forumu’na Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Orta Asya devletlerinden 2.000’in üzerinde yetkili ve uzman katılım sağlamıştır. Bu forumda, su kıtlığı, çölleşme ve iklim değişikliği konularına karşı bölgesel işbirliğinin artırılması gerektiği vurgulanmıştır. Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev, Aral bölgesinde iki milyondan fazla hektarın kuraklığa dayanıklı bitkiler ekildiğini açıklamıştır. Bu girişimler, “Yashil Makon (Yeşil Mekân)” projesi kapsamında yürütülmekte olup çevreyi iyileştirmenin dışında bölgedeki toplulukların da kuvvetlendirilmesini amaçlamaktadır.[3]
Sonuç olarak Aral Gölü’nün zaman içinde yok olması, modern tarihin insan kaynaklı çevresel krizlerinden biridir. Fakat bu felaketin ardından Karakalpakistan bölgesinde başlatılan bu zirveyle bu bölgenin yalnızca bir kayıp mekân olarak değil, bununla birlikte sürdürülebilir dönüşüm alanı ve kültürel yeniden doğuş olarak da yeniden tanımlanabileceğini göstermiştir. Ayrıca yerel ekonominin canlandırılması, kültürel mirasın korunması ve uluslararası işbirlikleriyle desteklenen sürdürülebilir projeler, bölgenin geleceği için umut vadetmektedir.
[1] “Aral Sea crisis: Uzbekistan launches Aral Culture Summit to boost development in the region”, Euro News, https://www.euronews.com/green/2025/04/07/aral-sea-crisis-uzbekistan-launches-aral-culture-summit-to-boost-development-in-the-region (Erişim Tarihi: 04.05.2025).
[2] “Aral Culture Summit 2025”, e-flux, https://www.e-flux.com/announcements/648706/aral-culture-summit-2025/, (Erişim Tarihi: 04.05.2025).
[3] “Culture, Climate, and Clean Water: Summit Outlines New Efforts to Restore the Aral Sea Region”, The Times Of Central Asia, https://timesca.com/culture-climate-and-clean-water-summit-outlines-new-efforts-to-restore-the-aral-sea-region/, (Erişim Tarihi: 04.05.2025).