Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası Batı’nın Moskova’ya yönelik yatırımları çoğunlukla ülkenin enerji gelirlerine darbe vurmayı amaçlamıştır. Ancak yaptırımların etkisini azaltmak için Rusya’nın geliştirdiği en dikkat çekici yöntemlerden biri, uluslararası kamuoyunda “Gölge Filo” olarak bilinen gemi ağını devreye sokmak olmuştur. Bu filo, yaptırımları delmek amacıyla organize edilen, genellikle yaşlı, sigortasız ve mülkiyeti belirsiz petrol tankerlerinden oluşan geniş ve düzensiz bir ağdır.
Gölge Filo’nun temel işlevi, Rusya’dan çıkan ham petrol ve rafine ürünlerin dünya piyasalarına, özellikle de Asya ülkelerine taşınmasını sağlamaktır.[1] G7 ve Avrupa Birliği (AB) tarafından 2022 sonunda yürürlüğe konan 60 dolar tavan fiyat uygulaması ve buna paralel sigorta yasağı, Batılı ülkelerden nakliyat ve sigorta hizmeti alan tankerlerin Rus petrolünü taşımasını fiilen engellemiştir. Bu noktada Gölge Filo devreye girerek Rusya’ya ekonomik bir can simidi olmuştur. Sovyetler döneminden kalma gemiler, İran ve Venezuela gibi yaptırım deneyimi olan ülkelerin kullandığı yöntemlerle yeniden canlandırılmıştır.
Bu gemiler çoğu zaman Otomatik Tanımlama Sistemi (AIS) olarak bilinen konum bildirim sistemini kapatarak gizlilik içinde sefer yapmaktadır. Bunun yanında yasal sorumluluktan kaçmak için mülkiyetleri Panama, Liberya, Marshall Adaları gibi offshore merkezlerde kurulu paravan şirketlere ait görünmektedir. Ayrıca bu tankerlerin çoğu sigortasız şekilde faaliyet göstermekte ya da Rusya’ya dost ülkelerden temin edilen düşük profilli sigorta şirketleri aracılığıyla çalışmaktadır.
Rus Gölge Filosu sadece ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir araçtır. Rusya’nın enerji sevkiyatlarını sürdürebilmesi, savaşın ekonomik yükünü hafifletmesine ve mali kaynak yaratmasına olanak tanımaktadır. Bu nedenle Gölge Filo, Avrupa’nın yaptırım politikalarını etkisizleştirme konusunda önemli bir zafiyet noktası haline gelmiştir. AB ve müttefikleri, Rusya’nın Ukrayna işgali sonrası enerji sektörüne yönelik kapsamlı yaptırımlar uygulamaya koymuştur. Bu yaptırımların temel hedefi, Rus enerji gelirlerini azaltarak savaşın finansmanını zorlaştırmaktı. Ancak Rusya’nın Gölge Filo Stratejisi, AB yaptırımlarının etkinliğini ciddi şekilde zayıflatmaktadır.
Avrupa’nın uyguladığı yaptırımların başında; Rus petrolü ihracatında tavan fiyat uygulaması (60 dolar/varil), Rus tankerlerine sigorta yasağı ve Avrupa limanlarından Rus enerji ürünlerinin yasaklanması bulunmaktadır.[2] Bu önlemler, Batılı sigorta şirketlerinin ve finans kurumlarının Rus tankerleriyle çalışmasını engelleyerek lojistik zincirini bozmaya yöneliktir. Ancak Rusya, özellikle Asya pazarlarına yönelik sevkiyatlarda, yaptırımlardan kaçan Gölge Filo’yu kullanarak bu engelleri aşmaya çalışmaktadır.
AB, söz konusu filoyu izlemek ve engellemek için yeni izleme teknolojileri ve işbirliği mekanizmaları geliştirmiştir. Uydu tabanlı izleme sistemleri ve AIS verilerindeki tutarsızlıklar tespit edilmeye çalışılmaktadır. Ayrıca AB ülkeleri ve ortakları deniz yetkilileri aracılığıyla Gölge Filo’ya ait gemilerin faaliyetlerini sınırlandırmak için koordineli operasyonlar yapılmaktadır. Ancak Gölge Filo’nun yapısı ve kullandığı yöntemler, yaptırımların uygulanmasını zorlaştırmaktadır. Gemiler AIS sinyalini kapatmakta, mülkiyetlerini offshore şirketler üzerinden gizlemekte ve yaptırım uygulamayan ülkelerin limanlarını kullanmaktadır. Bu durum, yaptırımların uygulama ve denetim aşamasında ciddi hukuki ve operasyonel zorluklar doğurmaktadır. Özellikle gemilerin gerçek sahiplerinin tespiti ve uluslararası hukukta yaptırım delme iddialarının kanıtlanması karmaşık bir süreç olarak öne çıkmaktadır.
AB’nin yaptırımları sürekli güncellenmekte ve Gölge Filo’ya karşı daha etkili araçlar geliştirilmekte olsa da bu mücadelenin uzun soluklu ve çok boyutlu olduğu görülmektedir. Rus Gölge Filosu, sadece ekonomik ve yaptırım boyutuyla değil, aynı zamanda deniz güvenliği ve çevresel sürdürülebilirlik açısından da Avrupa için ciddi riskler oluşturmaktadır. Bu filoda yer alan yaşlı ve teknik bakımı yetersiz tankerler, özellikle deniz kazalarına ve petrol sızıntılarına karşı yüksek risk taşımaktadır. Ayrıca Gölge Filo’da yer alan tankerlerin çoğu standart sigortalamadan yoksundur veya düşük kalite sigorta şirketleriyle çalışmaktadır. Bu durum, olası bir kazada veya çevre felaketinde tazminat süreçlerinin işlememesine yol açabilir ve Avrupa’nın kıyı güvenliği ile çevresel zararların giderilmesi konusundaki yükünü artırabilir.
Gölge Filo, sadece yaptırım ve ekonomik bir sorun olmayıp Avrupa’nın deniz güvenliği ve çevresel sürdürülebilirliği için de önemli bir tehdit unsuru olarak görülmektedir. Bu nedenle Avrupa’nın denizcilik güvenliği stratejilerinde Gölge Filo’ya yönelik özel tedbirler geliştirmesi gerekmektedir. Rus Gölge Filosu’na karşı Avrupa’nın tek başına alabileceği önlemler sınırlı kalmaktadır. Bu nedenle uluslararası işbirliği ve koordinasyon, Gölge Filo’nun etkili bir şekilde kontrol altına alınmasında kilit rol oynamaktadır. AB, NATO müttefikleri ve diğer uluslararası aktörlerle birlikte ortak mekanizmalar geliştirerek hem yaptırımların uygulanmasını hem de Gölge Filo’nun takibini güçlendirmektedir.
Birçok ülke, Gölge Filo’nun tespitinde uydu ve radar sistemlerini paylaşmakta, gemi tescil bilgilerinin şeffaflaştırılması için uluslararası hukuki adımlar atmaktadır. Ayrıca Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) ve Finansal Eylem Görev Gücü (FATF) gibi kurumlar, yaptırım delme faaliyetlerine karşı küresel standartlar oluşturmakta ve deniz taşımacılığındaki şeffaflığı artırmaya çalışmaktadır. Özellikle Baltık Denizi ve Kuzey Avrupa limanlarında, Rus tankerlerinin hareketlerinin sıkı kontrolü için ortak devriyeler ve bilgi paylaşımı yapılmaktadır. Ayrıca Asya-Pasifik bölgesinde de Gölge Filo’ya yönelik gözlem ve yaptırım uygulama çabaları yoğunlaşmıştır. Bu uluslararası koordinasyon, Gölge Filo’nun faaliyet alanını daraltmakta ve yaptırımların uygulanabilirliğini artırmaktadır.
Sonuç olarak, Gölge Filo’ya karşı mücadelede uluslararası işbirliği ve koordinasyonun güçlendirilmesi, hukuki düzenlemelerin sıkılaştırılması ve denizcilik sektöründe şeffaflık artırıcı tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bu sayede, yaptırımların etkinliği artırılabilir ve Gölge Filo’nun bölgesel ve küresel riskleri minimize edilebilir. Özetle Gölge Filo’ya karşı etkili bir mücadele, çok boyutlu ve uzun soluklu bir yaklaşım gerektirmektedir. Yaptırımların uygulanması, teknolojik yatırımlar, hukuki düzenlemeler ve uluslararası koordinasyonun güçlendirilmesi kritik unsurlardır. Avrupa’nın bu süreçte alacağı kararlar, bölgesel istikrar ve enerji güvenliği açısından belirleyici olacaktır.
[1] “What is Russia’s ‘shadow fleet’ of oil tankers?”, Reuters, https://www.reuters.com/markets/commodities/key-points-about-russias-shadow-fleet-oil-tankers-2025-05-15/, (Erişim Tarihi:24.05.2025).
[2] “Europe’s long, arduous battle against Russia’s ‘shadow fleet’ is far from over”, Euronews, https://www.euronews.com/my-europe/2025/05/24/europes-long-arduous-battle-against-russias-shadow-fleet-is-far-from-over, (Erişim Tarihi: 24.05.2025).