Azerbaycan Enerji Bakanı Perviz Şahbazov’un Arnavutluk’un Korça kentinde düzenlenen Nur Projesi tanıtım etkinliğine katılımı, Azerbaycan’ın Batı Balkanlar’daki enerji stratejisine ivme kazandırmıştır. Etkinliğe Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Altyapı ve Enerji Bakanı Belinda Balluku ve SOCAR Balkan yetkilileri de katılmış; bu temas yalnızca teknik bir yatırım tanıtımı değil, aynı zamanda Azerbaycan’ın enerji diplomasisinde artan bölgesel etkisinin sembolü olarak değerlendirilmiştir.[1]
Söz konusu proje, 2024 yılının Kasım ayında Bakü’de düzenlenen COP29 zirvesinde imzalanan mutabakat zaptının somutlaşan ilk sonucu niteliğinde olup Şubat 2025 tarihinde Tiran’da açılan “SOCAR Gas Albania” ofisiyle kurumsal boyuta taşınmıştır.[2] SOCAR tarafından finanse edilen proje, Arnavutluk’un Korça kentini doğalgaz altyapısıyla buluşturmayı hedeflemektedir. Bu nedenle projenin tamamlanması, ülkenin enerji arz güvenliğini artırma ve enerji çeşitliliğini sağlama stratejileri açısından kritik bir eşik olarak değerlendirilebilecektir. Yaklaşık 21 milyon Euro bütçeye sahip olan bu proje, 2025-2027 döneminde kademeli olarak hayata geçirilecektir. Bu çerçevede ilk aşamada Korça şehir merkezinde doğalgaz iletim ve dağıtım ağı kurulması, sonraki aşamalarda ise altyapının Pogradec ve Ersekë gibi çevre yerleşimlere genişletilmesi planlanmaktadır.[3]
Projenin teknik yapısının, sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) terminali, kompresör istasyonları ve Trans Adriyatik Boru Hattı (TAP) ile entegrasyonu sağlayacak ara bağlantı hatlarını içermesi, Azerbaycan gazının Arnavutluk iç pazarına etkin şekilde taşınmasını mümkün kılabilecektir. Bu doğrultuda Korça’da yalnızca hanelerin değil, aynı zamanda sanayi, tarım ve turizm sektörlerindeki işletmelerin de doğalgaz erişimine kavuşması beklenmektedir. Bu durum, bölgesel ekonomik dinamizmin enerji maliyetleri üzerinden desteklenmesi açısından önemli yansımalar doğurabilecektir.
Arnavutluk’un uzun yıllardır enerji üretiminde neredeyse tamamen hidroelektrik kaynaklara bağımlı kalması, ülkeyi enerji güvenliği açısından kırılgan bir yapıya mahkûm etmiş ve özellikle kış aylarında halkı odun ve kömür gibi çevreye zararlı geleneksel ısınma yöntemlerine yönlendirmiştir. Bu nedenle doğalgaz altyapısının bölgeye entegre edilmesi, yalnızca teknolojik bir modernleşme değil, aynı zamanda sosyal refah ve çevresel sürdürülebilirlik açısından da stratejik bir dönüştürücü işlev görecektir.[4]
Bu bağlamda Nur Projesi, Arnavutluk’un dışa bağımlılığını azaltacak, AB enerji normlarıyla daha uyumlu bir politika geliştirmesine katkı sağlayacak ve karbon emisyonlarının azaltılması yönündeki hedeflerine somut destek sunacaktır. Proje için Korça’nın seçilmesi, bölgenin hem sert iklim koşulları hem de halkın kamu hizmetlerine uyumlu davranış alışkanlıkları açısından pilot uygulama için elverişli bir zemin sunmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle Korça’nın başarılı bir model oluşturması durumunda, projenin diğer bölgelere yayılması kuvvetle muhtemeldir. Ayrıca projenin tamamlanmasıyla beraber Arnavutluk için geleneksel ısınma biçimlerinin yerini doğalgaz temelli, daha çevre dostu sistemlerin alması, Arnavutluk’un karbon emisyonları açısından AB normlarına daha fazla yakınlaşmasını mümkün kılacaktır.
Nur Projesi’nin hayata geçirilmesi aynı zamanda Arnavutluk’un enerji arz güvenliğini pekiştirerek bölgesel kalkınma üzerinde doğrudan ve olumlu etkiler yaratacaktır. Doğalgaz altyapısının devreye girmesiyle hem hane halkı hem de ticari kullanıcılar için sürdürülebilir, düşük maliyetli enerjiye erişim kolaylaşacak ve bu durum, ekonomik canlılığı artırarak yerel kalkınmayı destekleyecektir.
Öte yandan doğalgaz kullanım kültürünün Arnavutluk’ta henüz yaygın olmaması, altyapının ilk yıllarda tam kapasiteyle işletilmesini geciktirebilir. Bu nedenle kamu bilgilendirme ve kullanım teşviki politikalarının eş zamanlı yürütülmesi gerekecektir. SOCAR’ın projedeki tek yatırımcı pozisyonu, enerji sektöründe şeffaflık, rekabet ve regülasyon açısından ileride eleştirilere yol açabilir. Bundan dolayı düzenleyici kurumların denetleyici işlevlerini güçlendirmesi beklenmektedir.
Azerbaycan açısından ise Nur Projesi, Güney Gaz Koridoru’nun yalnızca Batı’ya doğalgaz sevkiyatı için değil, aynı zamanda Avrupa iç pazarına doğrudan ulaşan yeni bir dağıtım stratejisinin hayata geçirilmesi anlamına gelmektedir. Bu doğrultuda SOCAR’ın Avrupa enerji piyasasındaki kurumsal etkisinin ve görünürlüğünün artması mümkün görünmektedir. Ek olarak bu altyapı projesinin, AB üyeliği için teknik yeterlilik kriterlerini yerine getirmeye çalışan Arnavutluk’a özellikle enerji faslında (Fasıl 15) daha somut bir müzakere zemini kazandırması muhtemeldir. Bu da projenin sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasi bir kaldıraç etkisi yaratabileceğini göstermektedir.
Proje, Avrupa enerji denkleminde Rusya dışı bir alternatif olarak jeopolitik etkisini artıracak, SOCAR’ın bölgesel entegrasyon kapasitesi üzerinden uzun vadeli diplomatik faydalar doğurabilecektir. Yerel düzeyde istihdamın artması, teknik bilgi birikiminin yayılması ve yeni altyapı yatırımlarının tetiklenmesi de projenin somut sosyoekonomik çıktıları arasında yer alabilir.
Bölgesel düzeyde ise Kuzey Makedonya, Karadağ ve Kosova gibi komşu ülkeler doğalgaz altyapısına entegre olabilecek potansiyel adaylar olarak öne çıkmaktadır. Bu da Nur Projesi’nin yalnızca ulusal değil, çok taraflı bir enerji dönüşüm sürecinin tetikleyicisi olabileceğini göstermektedir. Ayrıca bu tür altyapı yatırımlarının Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında dolaylı şekilde entegre edilmesi, bölgesel lojistik ve enerji koridorlarında yeni işbirliği olanaklarının ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilecektir.
Nur Projesi’yle beraber yalnızca Azerbaycan ile Arnavutluk arasında enerji alanında kurumsallaşmış bir işbirliği mekanizması oluşturmakla kalınmayacak, aynı zamanda Balkanlar’da doğalgaz temelli enerji altyapısının dönüşümü hızlandırılarak bölgesel enerji entegrasyonuna ivme kazandırılacaktır. Azerbaycan, bu projeyle Avrupa enerji sistemine doğrudan yatırım yapan ilk Güney Kafkasya ülkesi konumuna ulaşacak; Arnavutluk ise AB’ye uyum sürecinde enerji faslında teknik yeterliliğini pekiştirme şansı elde edecektir. Projenin çevre dostu niteliği, hem karbon emisyonlarının azaltılmasına hem de yeşil dönüşüm hedeflerinin somutlaşmasına katkı sunacaktır.
Sonuç olarak Nur Projesi, yalnızca iki ülke arasındaki enerji ilişkilerinin derinleşmesini değil, aynı zamanda Güneydoğu Avrupa’da doğalgaz temelli çok taraflı işbirliği modellerinin kalıcı hale gelmesini mümkün kılabilir. Bu durum, Avrupa’nın doğu sınırlarında stratejik enerji dengelerinin yeniden şekillenmesine zemin hazırlayacaktır.
[1] “Azerbaijan’s Energy Minister Attends Presentation of Nur Project – Gasification of Korça City”, AZERTAC, https://azertag.az/en/xeber/azerbaijans_energy_minister_attends_presentation_of_nur_project__gasification_of_korcha_city-3514215, (Erişim Tarihi: 29.04.2025).
[2] “Azerbaijan’s Energy Minister Launches Nur Gas Project in Albania”, Caucasus Watch, https://www.caucasuswatch.de/en/news/azerbaijans-energy-minister-launches-nur-gas-project-in-albania.html, (Erişim Tarihi: 29.04.2025).
[3] “Albania and SOCAR Launch Gasification Project in Korça”, CE Energy News, https://ceenergynews.com/oil-gas/albania-and-socar-launch-gasification-project-in-korca/, (Erişim Tarihi: 29.04.2025).
[4] “Prezantimi i projektit të gazifikimit në qytetin e Korçës”, Ministria e Infrastrukturës dhe Energjisë, https://www.infrastruktura.gov.al/prezantimi-i-projektit-te-gazifikimit-ne-qytetin-e-korces/, (Erişim Tarihi: 29.04.2025).