Tarih:

Paylaş:

ANKASAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, Milliyet Gazetesi’nde Türk-Amerikan İlişkilerinde Yeni Dönem Dinamiklerini ve Jeopolitik Gerçeklik Temelli İşbirliği Arayışlarını Değerlendirdi

Benzer İçerikler

‘90 dakikalık görüşme derin bir mana taşıyor’

ANKASAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol: Türk-Amerikan ilişkileri Trump ile birlikte yeni bir döneme girmiş vaziyette. Trump, Türkiye ve ABD’yi Akdeniz, Kıbrıs ve Suriye dahil farklı bölgelerde karşı karşıya getirmeye çalışan bir takım plan, proje ve eylemlere karşı telefon diplomasisi üzerinden ‘Ankara ile daha güçlü bir işbirliğini hedefliyoruz’ şeklinde güçlü bir mesaj vermiş durumda. Dolayısıyla Washington-Ankara hattındaki bu telefon diplomasisi, zamanlaması itibarıyla Tel Aviv’e de bir uyarı niteliğinde kabul edilebilir. Trump, Netanyahu’ya ‘makul ol’ mesajını bir kez daha vermek zorunda kalmış görünmekte. 90 dakikalık görüşme, bu açıdan semboliğin ötesinde daha geniş ve derin bir mana taşımaktadır. Türkiye’ye ve Türk-Amerikan ilişkilerine yeni dönem boyutuyla verilen önemi ortaya koymaktadır. Trump, yeni dönemde Türkiye’den vazgeçmeyeceği mesajını vermiştir. Zira Trump, yeni dünya ve Türkiye gerçeğiyle birlikte, ABD gerçeğini de göz önünde tutan gerçekçi bir politika peşinde ve Türkiye olmaksızın başta Türk yakın çevresi olmak üzere, Doğu-Batı arasındaki merkez coğrafyada istediği sonucu elde edemeyeceğinin ve bunun çok maliyetli olacağının farkındadır.

Özellikle krizlerin Ortadoğu’dan Güney Asya ve muhtemelen Orta Asya’ya doğru kaymaya başlayacağı bir dönemde, diğer aktörler gibi ABD açısından da Türkiye vazgeçilmez bir aktör konumunda. Türkiye’nin 5 Deniz Havzası’ndaki jeopolitik-jeostratejik-jeoekonomik pozisyonu ve sahip olduğu potansiyel, diğer aktörler gibi ABD’yi de hiç kuşkusuz daha gerçekçi bir tutum izlemeye zorlamaktadır. İsrail ve diğer aktörlerin, örneğin Yunanistan’ın çaresiz kaldığı durum da bu gerçeklikten kaynaklanmaktadır. İkili ilişkilerde Türkiye ABD’den daha somut adımlar beklemektedir. Yeni ilişki formülasyonu sürecinde buna engel oluşturan CAATSA yaptırımlarının kalkması ve F-35 süreçlerine dönüş bu açıdan büyük önem arz etmekte. Ankara ve Washington ziyaretleri ile birlikte bu sorunların da büyük ölçüde aşılacağı bir dönem zaten başlamış olacaktır.