29 Nisan 2025 tarihinde Rio de Janeiro’da düzenlenen BRICS Dışişleri Bakanları Toplantısı hem mevcut üyeler hem de genişleme süreciyle katılan yeni üyeler açısından çok taraflılık, küresel yönetişim ve jeopolitik dönüşüm başlıklarında önemli bir zeminde gerçekleşmiştir. Bu toplantı, gelişmekte olan ülkelerin küresel düzlemde daha görünür hale gelme iradesini açıkça ortaya koymuştur. Toplantının ev sahipliğini üstlenen Brezilya Dışişleri Bakanı Mauro Vieira, BRICS’in küresel sistemdeki güç asimetrilerine karşı ortak hareket etme iradesini vurgulamış; bu çerçevede özellikle BRICS+ yapısının küresel temsil ve karar alma mekanizmalarında daha adil bir sistem için stratejik bir adım olduğunu ifade etmiştir.
Vieira’nın konuşmasında, Küresel Güney’in kalkınma öncelikleri ve Birleşmiş Milletler (BM) reformu talebi öne çıkmıştır.[1] Mauro Vieira’nın güç asimetrilerine yaptığı vurgu, özellikle Batı merkezli sistemin sürdürülemezliğine dönük bir eleştiri olarak okunabilir. BRICS+ yapısının “daha adil bir temsil” hedefi, gelişmekte olan ülkelerin uluslararası sistemdeki tarihsel dışlanmışlığına karşı bir yanıt niteliğindedir. Toplantı, BRICS’in normatif gücünü artırma ve küresel düzeni yeniden şekillendirme arzusunun altını çizmektedir.
Toplantıya Çin’i temsilen katılan Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi Siyasi Büro üyesi ve Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin açıklamaları ise hem Çin’in BRICS vizyonunu hem de güncel uluslararası sisteme dair eleştirilerini yansıtan önemli ipuçları sunmuştur. Wang Yi, BRICS’in yalnızca bir işbirliği platformu olmadığını, aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerin meşru taleplerini küresel düzleme taşıyan stratejik bir aktör haline geldiğini belirtmiştir.[2] Bu açıklama, Çin’in uzun süredir savunduğu “Küresel Güney’in yükselişi” söylemiyle doğrudan örtüşmektedir. Wang Yi, BRICS’in büyüyen etkisini “uluslararası manzarada tarihi değişimlerin itici gücü” olarak tanımlamış, bu yönüyle BRICS’in Batı merkezli uluslararası düzenin karşısında alternatif bir yapısal blok olarak konumlandığını ima etmiştir. Bu söylem, Çin’in çok kutupluluk ve küresel yönetişimde reform çağrılarını destekleyen dış politikasının bir yansımasıdır. Özellikle ABD’nin uluslararası düzen üzerindeki tek taraflı etkisine karşı BRICS’in “daha adil ve makul” bir küresel yönetişim modeli sunduğu vurgulanmıştır.
Wang Yi’nin çok taraflılığa yaptığı vurgu ise Çin’in Batı tarafından domine edilen uluslararası örgütlerin reform ihtiyacına işaret etmektedir.[3] Bu doğrultuda BRICS’in yalnızca ekonomik değil aynı zamanda siyasi ve stratejik yönünün de güçlendirilmesi gerektiğini savunmuştur. Wang, “BM merkezli uluslararası sistemin otoritesinin korunması gerektiğini” vurgularken, bu sistemin yalnızca belli ülkelerin çıkarlarını değil, tüm insanlığın ortak menfaatlerini yansıtması gerektiğini dile getirmiştir.
Wang Yi’nin “Çin tarafı ortak kalkınma ve canlanmayı teşvik etmeye hazırdır” açıklaması, Çin’in BRICS ülkeleriyle ekonomik ve teknolojik işbirliğini derinleştirme arzusunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu ifade, Çin’in yalnızca kendi ekonomik büyümesini değil, aynı zamanda BRICS ülkelerinin kalkınma süreçlerine aktif katkıda bulunmayı hedeflediğini de göstermektedir. Kuşak ve Yol Girişimi çerçevesinde Çin’in altyapı yatırımları ve ticaret ağları yoluyla küresel etki alanını genişletme çabası, BRICS ile olan ilişkilerde daha somut bir temel oluşturmaktadır. Ayrıca Çin’in BRICS içindeki liderliğini pekiştirme amacı, bağımsızlık temelli ekonomik işbirliklerinin güçlendirilmesi yönündeki çabalarını da desteklemektedir. Özellikle Yeni Kalkınma Bankası gibi alternatif finansal yapılarla Batı’nın hegemonik etkisine karşı bir denge oluşturma çabası, Çin’in küresel ekonomideki bağımsızlık arzusunun bir yansımasıdır. Bu strateji, sadece ekonomik işbirliğini değil, aynı zamanda güç dinamiklerinin yeniden şekillendirilmesine dair bir vizyonu da işaret etmektedir.
BRICS dışişleri bakanlarının sonuç bildirgesinde yer alan bölgesel krizlere dair ifadeler, BRICS’in küresel normatif düzeni şekillendirme çabalarının ve içindeki görüş ayrılıklarının bir yansımasıdır. Filistin-İsrail çatışması, Rusya-Ukrayna Savaşı, Sudan’daki iç savaş, Haiti’deki insani kriz ve Venezuela’ya yönelik yaptırımlar gibi konulara ilişkin açıklamalar, BRICS’in bölgesel krizlere yaklaşımındaki çeşitliliği ve çok taraflılık anlayışını gözler önüne sermektedir. Özellikle Gazze’ye dair yapılan çağrılar, Batı’nın yaygın politikasından farklı olarak insani yardım, ateşkes ve müzakere gibi diplomatik yolları ön plana çıkararak BRICS ülkelerinin daha bağımsız ve insani bir dış politika anlayışını benimsediğini göstermektedir. Ancak bu çağrılar somut bir çözüm önerisine dönüşmemiş ve büyük ölçüde temenni düzeyinde kalmıştır. Bu durum, BRICS içindeki farklı görüşlerin ve stratejik çıkarların çözülmediğini ortaya koymaktadır.
BRICS içindeki bu farklılıklar, özellikle Ukrayna Krizi’nde belirginleşmiştir. Hindistan’ın tarafsızlık politikası ile Çin’in Rusya’ya yakın bir duruş sergilemesi, BRICS’in ortak güvenlik stratejileri geliştirme kapasitesini sınırlamaktadır. Bu durum, BRICS’in genişlemesinin ve kolektif politikalarda derinleşmesinin zorluklarını da gözler önüne sermektedir. Ancak genel olarak bildirgede yer alan egemenlik, iç işlerine karışmama ve kalkınma hakkı gibi normların tekrarı, BRICS’in Batı merkezli söyleme karşı alternatif bir normatif yapı inşa etmeye çalıştığını göstermektedir. Bu normatif duruş, BRICS ülkelerinin küresel yönetişimde daha bağımsız bir rol üstlenme isteklerini pekiştirmektedir. Ancak bu hedefin gerçekleştirilmesi için ortak bir güvenlik politikası ve somut çözüm önerileri geliştirmeleri gerekmektedir.
Sonuç olarak 29 Nisan 2025 tarihinde Rio de Janeiro’da gerçekleşen BRICS Dışişleri Bakanları Toplantısı, küresel çok kutupluluk ve çok taraflılık açısından önemli bir adım olmuştur. Toplantıda BRICS’in yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda küresel yönetişimde de etkili bir aktör olma hedefi pekiştirilmiştir. Çin ve Brezilya’nın açıklamaları, Batı odaklı düzenin ötesine geçerek daha adil ve bağımsız bir küresel sistemin gerekliliğini vurgulamıştır. Ancak üyeler arasındaki görüş ayrılıkları, özellikle güvenlik meselelerinde BRICS’in ortak bir politika geliştirmesini zorlaştırmaktadır. Bu zorluklara rağmen BRICS’in küresel düzene karşı alternatif bir yapı kurma hedefi hala belirgin bir şekilde sürmektedir.
[1] “BRICS Foreign Ministers convey positions on reforming global governance, strengthening multilateralism, and promoting peace”, BRICS Brasil, https://brics.br/en/news/brics-foreign-ministers-convey-positions-on-reforming-global-governance-strengthening-multilateralism-and-promoting-peace, (Erişim Tarihi: 05.05.2025).
[2] “The Session for Ministers of Foreign Affairs / International Relations from BRICS Members and Partner Countries Held in Rio de Janeiro”, Ministry of Foreign Affairs The People’s Republic of China, https://www.mfa.gov.cn/eng/wjbzhd/202505/t20250501_11614800.html, (Erişim Tarihi: 05.05.2025).
[3] Aynı Yer.