Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon) yayınladığı son rapora göre, Çin’in nükleer savaş başlığı stoğu, son iki yıl içerisinde hızla artarak 400’ü bulmuştur ve Çin, bu stoğu mevcut hızda genişletmeye devam ederse, 2035 yılına kadar yaklaşık 1.500 nükleer savaş başlığına sahip olacaktır.[1] Buna karşılık Soğuk Savaş’ın mirası olarak hem Rusya’nın hem de ABD’nin nükleer başlık sayılarının 5 binin üzerinde olduğu tahmin edilmektedir.
Öte yandan Çin’in ise dünya lideri olması için ekonomik performansının yanı sıra küresel düzeydeki caydırıcılığının da makul seviyelerde artması beklenmektedir. Pekin yönetimi, büyük güçlerin nükleer stok seviyelerine henüz ulaşamamışken; büyük bir yıkıma maruz kalmaktan endişe etmektedir. Buna Rusya kaynaklı nükleer tehditler de dahildir. Nükleer savaşın kazananın olmayacağını belirten Çin, nükleer güç kullanma tehdidine de karşı çıkmaktadır.
Çin hem Rusya hem Kuzey Kore kaynaklı nükleer tehditlerden rahatsızdır ve kendisini büyük bir yıkıma uğratacak böyle bir savaş riskini azaltmayı amaçlamaktadır. Örneğin Kuzey Kore, yakın zamanda kıtalararası bir balistik füze ateşleyerek ABD’nin nükleer tehditlerine karşılık vereceğini ilan etmiştir. Bunun üzerine Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’a mektup yazarak Pekin’in dünya barışı için Pyongyang’la çalışmaya istekli olduğunu dile getirmiştir.[2]
Çin, Rusya kaynaklı nükleer tehditlerden de çekinmektedir. Bu yüzden Batılı bazı analistler, geçmişte Rusya-Çin sınır çatışmalarının yaşandığını hatırlatarak Rusya’nın doğu sınırında Çin için bir tehdit oluşturabileceğini ve bu sebeple Çin’in Rusya’ya karşı her zaman tetikte olduğunu öne sürmektedir. Örneğin Express’e verdiği demeçte Amerikalı askeri uzman Dr. John Callahan, Rusya’nın “nükleer silah kullanmadan Çin’e karşı bir şansının olmayacağını” vurgulayarak şu yorumda bulunmuştur:[3]
“Özellikle Sibirya’da savaşacaklarını düşünürsek, Rusya’nın yeteneği çok sınırlı olacaktır. Diyelim ki; Çinliler, Sibirya’yı işgal etti. Bu durumda Rusların nükleer silahlarını kullanma ihtimali oldukça yüksek. Çünkü Ukrayna’dan tamamen ayrılmaları ve ağır silahlarını Çinlilerle savaşmak için dünyanın öbür ucuna götürmeleri gerekecek.”
Batı medyası, Rusya ve Çin arasında bir anlaşmazlık ya da çatışma çıkma olasılığından sık sık söz etmektedir. Özellikle de İngiliz basın kuruluşları, iki aktör arasında bir anlaşmazlık olduğuna dair algı yaratmak ve ikisini birbirine düşürmek istemektedir. Çünkü İngiltere, taraflar arasındaki “bu donmuş krizleri” yeniden alevlendirmek istemektedir. Buradaki amaç, Çin-Hindistan sınır anlaşmazlıklarının benzerini Moskova-Pekin hattında tesis etmektir. Yani Rusya ile Çin’in arasını açmaktır. Buradaki en elverişli araç ise nükleer tehditlerdir.
Üstelik bu yöndeki açıklamalar İngiltere’yle sınırlı değildir. Örneğin Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Pekin ziyareti esnasında Cinping’in Ukrayna’daki savaşı sonlandırabilmek için Moskova yönetimi üzerindeki nüfuzunu kullanabileceğini söylemiştir. Ayrıca Rusya’nın nükleer tehditlerinin “son derece tehlikeli” olduğu konusunda hemfikir olduklarını açıklamıştır. Çin makamları da Avrasya’da nükleer silah kullanımına ve kullanma tehdidine karşı olduklarını teyit etmiştir. Bu sözlerden sonra Batılı güçler, Çin’in “yumuşak karnı”nın Ukrayna’daki savaş ve daha ziyade nükleer mesele olduğunu görmüş ve bu konu üzerinden Pekin’i baskılamaya çalışmıştır.
Batı’ya göre;Çin’i kendi yanlarına çekmenin yolu, onu “yumuşak karnı”ndan vurmaktır. Bu doğrultuda Batılı aktörler, Çin’i “Rusya tehdidi” konusunda sürekli uyarmış ve Moskova’ya karşı cephe alması için baskı yapmıştır. Scholz’dan sonra hem ABD Başkanı Joe Biden hem de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, G20 Zirvesi esnasında Cinping’den nükleer tehditlerin önlenmesi noktasında destek istemiştir.[4]
Cinping ise ikili görüşmelerden sonra bu mevzunun basına yansıtılmasından rahatsız olmuştur. Bu konuda özellikle de Kanada Başbakanı Justin Trudeau’ya ağır eleştirilerde bulunmuştur.[5] Cinping, Trudeau’ya toplantıda konuşulan tüm meselelerin basına sızdırıldığını ve bunun diplomatik teamüllere uygun olmadığını söylemiştir. Trudeau ise Kanada’nın şeffaf ve açık bir devlet olduğunu ve bu yapılanların gayet doğal karşılanması gerektiğini dile getirmiştir.
Cinping, bundan sonra yapılacak görüşmelerde henüz masaya oturmadan önce şartların belirlenmesi önerisinde bulunmuştur.[6]Yani Çin, toplantıda konuşulanların basına sızdırılmaması için önceden şartları belirlemek istemektedir. Nitekim Batılılarla yapılan görüşmelerde, özellikle nükleer mevzusunun basınla paylaşılması, Çin’in Rusya’yla ilişkilerine zarar verebilir. Pekin, bunu önlemek maksadıyla tedbir almaya başlayabilir. Genel itibarıyla Cinping, söz konusu görüşmelerden sonra Batı’nın genel anlamda Rusya ve özel olarak da nükleer mevzusuyla ilgili konuşulanları basına sızdırmasından endişe ediyor olabilir.
Cinping, resmi davet üzerine Pekin’i ziyaret eden Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Cherles Michel’le yaptığı görüşmede, Ukrayna Krizi’nin siyasi yollarla çözülmesi çağrısında bulunmuştur. Toplantıda Michel, aynı Scholz ve Macron’un yaptığı gibi, Cinping’in Ukrayna’daki savaşı sonlandırabilmek için Rusya üzerindeki nüfuzunu kullanmasını istemiştir.[7] Böylece Pekin, Avrupa üzerinden Rusya’ya Ukrayna’daki savaşını sonlandırması çağrısı yapmaktadır. Çin’in bu mesajı, Avrupa aracılığıyla vermesi anlamlıdır.
Anlaşılacağı üzere Pekin, savaşın uzamasından ve özellikle Moskova’nın nükleer tehditlerinden rahatsız olduğunu göstermeye başlamıştır. Ancak Çin, bu zafiyetinin Batı tarafından görülmesini istememektedir. Çünkü Batılılar, Çin’i “yumuşak karnı”ndan yakalayıp onu köşeye sıkıştırmak ve Rusya’dan ayırmak isteyeceklerdir. Çin’in niyeti ise Rusya’yı dizginlemek ve dünyada büyük bir nükleer yıkımın yaşanmasına engel olmaktır. Bunun dışında Pekin, Moskova’yla stratejik ortaklığına devam etmektedir.
Nitekim Çin, Rusya’nın Batı’ya yönelttiği tehditlere uzun bir süre göz yummuş veya sesini çıkarmamıştır. Aksine Moskova’yla Batı’yı yıpratmak için işbirliği yapmıştır. Çünkü Batı’nın yıpranması, Çin’in çıkarınadır. Ancak Rusya ile Batı arasında daha büyük bir savaş riski söz konusu olduğunda Çin, geri adım atmaktadır. Çünkü bu savaşın bir noktadan sonra kendi çıkarlarına zarar vereceğinin farkındadır. Üstelik Çin, Rusya’yı nükleer silah kullanmaktan alıkoyacak güce sahiptir. Lakin Moskova’yı ikna edebilecek bir aktör varsa o da Pekin’dir. Çünkü Çin, Soğuk Savaş mantalitesine karşı olduğunu söylemektedir. Soğuk Savaş, Rusya’nın halihazırda Batı’yla ilişkilerinde yaptığı şeydir ve Çin, bunu kırmak istiyor gibi görünmektedir.
Sonuç olarak Batı’nın öfkesi, Rusya’yla beraber Çin’e de yönelmektedir. Pekin ise Moskova’yla kurduğu bağların dünyayla olan ilişkilerine zarar verdiğini görmeye başlamıştır. Bu yüzden de Çin, Batılı devletleri Pekin’e davet ederek “dünya barışından yana olduğunu” ve “Rusya’nın savaşını desteklemediğini” birincil ağızdan ifade etmektedir. Bu anlamda Pekin, Moskova’yı gücendirmeden Batı’ya kendisini doğru ifade etmek ve savaş riskini azaltmak istemektedir. Nükleer mesele ise Çin’in Rusya’yla arasını bozabilecek hassas bir mevzu olarak ön plana çıkmaktadır.
[1] “China Could Have 1,500 Nuclear Warheads By 2035: Pentagon Report”, CNN, https://edition.cnn.com/2022/11/29/politics/china-nuclear-arsenal-military-power-report-pentagon/index.html, (Erişim Tarihi: 02.12.2022).
[2] “Xi Tells Kim China Willing to Work with N. Korea for ‘World Peace’: KCNA”, Strait Times, https://www.straitstimes.com/asia/east-asia/chinas-xi-in-message-to-n-koreas-kim-says-willing-to-work-together-for-regional-global-stability-kcna, (Erişim Tarihi: 02.12.2022).
[3] “Russia Vs China: Putin ‘Would Not Stand Chance’ Against Xi in Potential Military Standoff”, Express, https://www.express.co.uk/news/world/1657052/putin-news-russia-china-putin-xi-nuclear-weapons-russia-latest-news-spt, (Erişim Tarihi: 02.12.2022).
[4] “Macron Welcomes China’s Ability to Put Pressure on Russia”, Irısh Times, https://www.irishtimes.com/world/europe/2022/11/18/macron-welcomes-chinas-ability-to-put-pressure-on-russia/, (Erişim Tarihi: 02.12.2022).
[5] “Chinese President Xi Jinping Scolds Canada’s Justin Trudeau for Leaking Meeting Details to The Press”, Sky, https://news.sky.com/story/chinese-president-xi-jinping-scolds-canadas-justin-trudeau-for-leaking-meeting-details-to-the-press-12749115, (Erişim Tarihi: 02.12.2022).
[6] “Çin Devlet Başkanı Cinping Kameralar Karşısında Kanada Başbakanı Trudeau’yu Azarladı”, Tgrt Haber, https://www.tgrthaber.com.tr/dunya/cinping-kameralar-karsisinda-kanada-basbakani-trudeauyu-azarladi-2855757, (Erişim Tarihi: 02.12.2022).
[7] “Remarks By President Charles Michel Following the Meeting with Chinese President Xi Jinping”, Consilium, https://www.consilium.europa.eu/en/press/press-releases/2022/12/01/remarks-by-president-charles-michel-following-his-visit-to-china/,(Erişim Tarihi: 02.12.2022).
