Analiz

Eurovision Şarkı Yarışması’nda İspanya’nın İsrail Tutumu

İspanya’nın bu normatif çıkışı, Avrupa genelinde başka ülkelerden de kurumsal ve siyasi destek görmüştür.
Eurovision gibi mega-etkinliklerin meşruiyeti, yalnızca sanatsal yetkinlikle değil, aynı zamanda normatif tutarlılıkla da ölçülecektir.
İspanya’nın bu süreçte üstlendiği rol, kültürel sahnede hak temelli dış politikanın nasıl şekillenebileceğine dair önemli bir örnek teşkil etmektedir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Eurovision Şarkı Yarışması, yalnızca sanatsal bir rekabet değil, aynı zamanda Avrupa kimliğinin, kültürel diplomasinin ve normatif gücün sembolü haline gelmiş ulus-ötesi bir platformdur. Ancak bu uluslararası kültürel etkinlik, giderek daha fazla jeopolitik gerilimlerin ve normatif çatışmaların tezahür ettiği bir zemine dönüşmektedir. 2025 yılı itibarıyla İsrail’in Gazze Şeridi’nde sürdürdüğü askeri operasyonların yoğunluğu ve bu duruma ilişkin uluslararası tepkiler, ülkenin Eurovision’daki mevcudiyetini tartışmalı hale getirmiştir. Avrupa Yayın Birliği’nin (EBU) kurumsal üyelerinden biri olan ve “Büyük Beşli (Big Five)” kategorisindeki ülkeler arasında yer alan İspanya, bu tartışmada normatif değerler temelinde pozisyon alan başat aktörlerden biri olmuştur. Bu çalışma, İspanya’nın söz konusu krizdeki tutumunu, ilgili ulusal ve uluslararası tepkileri ve Eurovision’un kültürel meşruiyeti açısından ortaya çıkan sonuçları değerlendirmektedir.[i]

İspanya Başbakanı Pedro Sánchez, uluslararası hukuka ve insan hakları normlarına referansla, İsrail’in yalnızca siyasi değil aynı zamanda kültürel forumlardan da uzaklaştırılması gerektiğini ileri sürmüştür. Sánchez’in açıklamaları, özellikle Rusya’nın Eurovision’dan uzaklaştırılması örneğiyle karşılaştırmalı bir argüman üzerine inşa edilmiştir. Bu yaklaşım, “normatif tutarlılık” ilkesiyle ilişkilendirilmektedir, yani devletlerin benzer ihlallere karşı benzer tepkiler göstermesi gerektiği yönündeki beklentiye dayanmaktadır.[ii] Başbakan’ın bu açıklaması, yalnızca hükümet düzeyinde kalmamış; aynı zamanda İspanya’nın kamu yayın kuruluşu RTVE tarafından da kurumsal düzeyde desteklenmiştir. RTVE, EBU’ya resmi bir başvuruda bulunarak İsrail’in yarışmaya dahil edilmesinin yeniden değerlendirilmesini ve bu hususta üyeler arasında açık bir tartışma yürütülmesini talep etmiştir. Bu girişim, uluslararası kurumlar içindeki üyelik sorumluluğu ve demokratik hesap verebilirlik ilkeleri açısından da dikkate değerdir.

İsrail’in Eurovision 2025’teki temsilcisi Yuval Raphael’in performansı, jüriden düşük puan almasına rağmen, halk oylamasında birincilik elde ederek toplamda ikinci sıraya yerleşmiştir. Bu durum, kültürel katılımın arkasında olası devlet destekli medya ve iletişim stratejileri olup olmadığı sorularını gündeme getirmiştir. Nitekim, İsrail Hükümeti Reklam Ajansı’nın sosyal medya platformları üzerinden organize ettiği kampanyaların kamuoyunun oylama davranışlarını yönlendirmeye yönelik olduğu iddia edilmiştir. Bu gelişme, kültürel etkinliklerin hibrit savaş tekniklerinin bir parçası olarak kullanılabileceğini ve “yumuşak güç” araçlarının istismarına açık olduğunu göstermektedir.

RTVE, “televoting” sisteminin güvenilirliği ve şeffaflığına ilişkin ciddi endişeler dile getirerek, oylama sonuçlarının bağımsız bir denetim sürecine tabi tutulmasını talep etmiştir. Bu girişim, seçim ve oylama süreçlerinin yalnızca siyasal değil, aynı zamanda kültürel alanlarda da demokratik meşruiyetin temel unsurları olarak görüldüğünün bir göstergesidir.

İspanya’nın bu normatif çıkışı, Avrupa genelinde başka ülkelerden de kurumsal ve siyasi destek görmüştür. İrlanda (RTÉ), İzlanda (RÚV) ve Belçika (VRT) gibi yayıncı kuruluşlar, EBU nezdinde benzer taleplerde bulunmuş, yarışmanın normatif yönünün daha açık biçimde tartışılmasını istemişlerdir. Aynı zamanda 72 eski Eurovision katılımcısının imzaladığı ortak mektup da İsrail’in yarışmadan uzaklaştırılmasını savunarak bu taleplere toplumsal meşruiyet kazandırmıştır.[iii]

İspanyol siyasi elitleri arasından Başbakan Yardımcısı Yolanda Díaz, Eurovision’un İsrail’in Gazze’deki eylemlerini “meşrulaştırmak” veya “aklamak” için kullanıldığını ileri sürmüş, Podemos lideri Ione Belarra ise etkinliği “politik örtbas” olarak nitelendirerek demokratik ülkeleri boykota çağırmıştır. Bu açıklamalar, kültürel etkinliklerin sadece eğlence değil, aynı zamanda normatif ve sembolik anlamlar taşıyan alanlar olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.

Eurovision’un organizatörü olan EBU, hükümetlerin değil kamu yayıncılarının oluşturduğu bir birlik olduğu vurgusunu yaparak siyasi talepleri doğrudan karşılamak yerine üyeler arasındaki uzlaşıyı önceleyen bir yaklaşım benimsemiştir. EBU yetkilisi Martin Green’in açıklamaları, kurumun apolitik yapısını koruma gayretiyle birlikte, üyelerden gelen etik talepler karşısında esneklik gösterme çabası arasında bir denge kurmaya çalıştığını göstermektedir. Ancak bu yaklaşım, uluslararası normlara bağlılık ve etik sorumluluk gibi temel ilkelerle kurumsal tarafsızlık arasında yaşanan gerilimin bir yansıması olarak değerlendirilebilir.[iv]

İspanya’nın 2025 Eurovision Şarkı Yarışması bağlamında sergilediği normatif ve ilkesel tutum, uluslararası kültürel etkinliklerin tarafsızlık ilkesine rağmen siyasal çatışmalardan izole olamayacağını göstermektedir. Kültürel diplomasi, artık yalnızca ulusların kendilerini ifade ettikleri bir araç değil, aynı zamanda etik sorumlulukların, insan hakları normlarının ve uluslararası hukukun sembolik düzeyde test edildiği bir alan haline gelmiştir. Bu bağlamda Eurovision gibi mega-etkinliklerin meşruiyeti, yalnızca sanatsal yetkinlikle değil, aynı zamanda normatif tutarlılıkla da ölçülecektir. EBU gibi kuruluşlar, gelecekte benzer krizlerde daha sağlam bir yönetişim mekanizması geliştirmedikçe kültürel tarafsızlık iddiası ile normatif yükümlülükler arasındaki dengeyi sağlamakta zorlanacaktır. İspanya’nın bu süreçte üstlendiği rol, kültürel sahnede hak temelli dış politikanın nasıl şekillenebileceğine dair önemli bir örnek teşkil etmektedir


[i] “Eurovision 2025: Spain calls for a debate with geopolitical overtones”, Bursa.ro, https://www.bursa.ro/eurovision-2025-spain-calls-for-a-debate-with-geopolitical-overtones-07904550, (Erişim Tarihi: 20.05.2025).

[ii] “Spain’s PM wants Israel out of international cultural events over Gaza war”, Reuters, https://www.reuters.com/world/middle-east/spains-pm-wants-israel-out-international-cultural-events-over-gaza-war-2025-05-19/, (Erişim Tarihi: 20.05.2025).

[iii] “Leader of Podemos party in Spain urges ‘all democratic countries’ to boycott Eurovision because of Israeli participation”, Anadolu Ajansı, https://www.aa.com.tr/en/europe/leader-of-podemos-party-in-spain-urges-all-democratic-countries-to-boycott-eurovision-because-of-israeli-participation/3160475, (Erişim Tarihi: 20.05.2025).

[iv] Aynı Yer.

Ayşe Azra GILAVCI
Ayşe Azra GILAVCI
Ayşe Azra Gılavcı, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler okumaktadır. İleri derecede İngilizce bilen Azra'nın başlıca ilgi alanları; Latin Amerika ve ABD dış politikasıdır.

Benzer İçerikler