Güney Kore’de 10 Nisan 2024 tarihinde gerçekleştirilen Parlamento Seçimleri, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol’un görevdeki ilk iki yılına ilişkin bir referandum olarak da görülmüştür.[1] Yüzde 67’lik nispeten yüksek bir katılımla seçmenler, Yoon’un muhafazakar Halkın İktidarı Partisi’ni yenilgiye uğratmış ve partinin 300 sandalyeli Ulusal Meclis’teki payı 114’ten 108’e düşmüştür. Muhalefetteki Demokrat Parti ise 175 sandalye kazanarak Ulusal Meclis’teki büyük çoğunluğunu korumuştur.
Yoon Hükümeti’nin Washington’la yakın işbirliğine rağmen dış politikada tam olarak nasıl bir çizgi izleyeceğine dair şüpheler devam etmektedir. Nitekim Seul, Pekin’le siyasi temaslarını da artırma arayışındadır. Bu anlamda Güney Kore, mayıs ayı sonlarında Çin-Japonya-Güney Kore üçlü zirvesine ev sahipliği yapmayı planlamaktadır.
Yoon Hükümeti, son yıllarda artan “Kuzey Kore tehdidini” bertaraf etmek amacıyla ABD ve Japonya’yla güvenlik işbirliğine ağırlık vermiştir. Söz konusu “tehdit” nedeniyle Yoon’un dış ve ulusal güvenlik politikasında ABD ve Japonya’yla ortaklığın artarak sürmesi beklenmektedir. Yine de muhalefetin kazanımları, Yoon’un dış politikasındaki eğilimin değişmesine yol açabilir. Bu bağlamda, muhalefetin baskıları nedeniyle Güney Kore’nin Japonya’yla yakınlaşma girişimleri de başarısızlıkla sonuçlanabilir.
Güvenlik alanında daha fazla işbirliğini sağlayabilmek adına Tokyo’yla olan tarihsel uyuşmazlıkları çözmek isteyen Yoon Hükümeti, bu politikasını ilerletebilme noktasında muhalefetin baskısıyla karşılaşabilir. Bu bağlamda muhalefet, Yoon’un tarihi mağduriyetleri gidermek için Tokyo’dan daha büyük tavizler almasını talep edebilir. Bu da ABD, Japonya ve Güney Kore arasındaki üçlü işbirliği sürecini sekteye uğratabilir. 2023 yılında Camp David üçlü zirvesinde açıklanan kararların hayata geçirilmesi de riske girebilir.
Muhalefetin baskısı aynı zamanda Yoon Hükümeti’nin Pyongyang’la ilişkilerini de ciddi anlamda etkileyebilir. Bu anlamda Koreler arası barış ve geleneksel birleşme politikasının sürdürülebilmesi oldukça zorlaşabilir. Yoon Hükümeti’nin iki Kore’yi özgürlük ve demokrasi ilkelerini de içeren revize edilmiş birleşme planı, muhtemelen muhalefetin eleştirisiyle karşılaşacaktır.
Yoon Hükümeti, görevdeki iki yıl boyunca hem iç hem dış politikada önemli belirsizlikler, zorluklar ve baskılarla karşılaşmıştır. Bu yüzden hükümetin geleceği, görevdeki ilk iki yılından önemli ölçüde farklı olmayabilir. Zira seçim sonuçlarının Güney Kore’deki siyasetinin genel gidişatını değiştirmesi pek mümkün görünmemektedir.
Güney Kore’de hükümetin yeni dönemde Ukrayna’ya destek, Güney Çin Denizi ve Kuzey Kore gibi konularda proaktif dış politika gündemini sürdürüp sürdüremeyeceği belirsizliğini korumaktadır. Bu siyaset, bir yandan ülkenin ulusal imajını yükseltirken, diğer yandan küresel jeopolitikte bir tercih yapmak anlamına da gelebilir. Zira Seul, yakın zamanda mart ayında üçüncü Demokrasi Zirvesi’ne ev sahipliği yapmıştır. Mayıs ayında ise Yapay Zeka Güvenliği Zirvesi ile Çin-Japonya-Kore üçlü zirvesine ev sahipliği yapması beklenmektedir. Bunun yanı sıra Güney Kore’nin NATO’yla işbirliğini artırması, bölgesel kutuplaşmanın hızlanmasına yol açabilir.
Kuzey Kore ve Japonya’yla yaşanan sorunlar, hükümetin iç siyasette büyük baskılarla karşılaşmasına neden olurken, küresel politikalarda özellikle ABD ve Çin’le ilişkiler noktasında daha özgür hareket etmesi beklenebilir. Bu bağlamda Güney Kore’nin Hint-Pasifik’e yönelik stratejilerinin güçlenerek devam etmesi muhtemeldir. Zira 28 Aralık 2022 tarihinde ülke tarihinde ilk kez geliştirilen Hint-Pasifik stratejisinin ilerletilmesi gündeme gelebilir.[2]
Bölgenin özgür ve açık kalması, Güney Kore’nin ulusal güvenliğiyle yakından ilişkilendirilmektedir. Bu yüzden dolayı ASEAN ülkeleri başta olmak üzere müttefik güçlerle işbirliği ve dayanışmanın artırılması önem kazanacaktır. Nitekim Seul’ün ticaretinin büyük bir kısmı (yaklaşık 4’te 3’ü) bölge ülkeleriyle gerçekleşmektedir. Bölgenin artan öneminden dolayı Güney Kore’nin yakın çevresine yönelik yeni stratejiler geliştirmesi beklenmektedir. Bölgeyi tehdit eden gelişmeler, aynı zamanda Yoon Hükümeti’nin dış politikadaki önemli zorlukları olacaktır.
“Küresel Pivot Ülke” hedefini ortaya koyan Güney Kore, bölgede daha fazla sorumluluk almaya niyetli olduğunu belirtmektedir. Bu kapsamda tüm dünya milletleriyle işbirliği yapmaya hazır olduğunu söylemektedir. Güney Kore, en büyük ticaret ortağı olan Çin ile ana askeri müttefiki olan ABD arasında denge arayışı içindedir. Bu strateji, gelecek dönemde Yoon Hükümeti’nin en önemli zorluklarından biri olabilir.
[1] “South Korean President Yoon faces foreign policy challenges after the National Assembly election”, The Conversation, https://theconversation.com/south-korean-president-yoon-faces-foreign-policy-challenges-after-the-national-assembly-election-227650, (Erişim Tarihi: 20.04.2024).
[2] “Strategy for a Free, Peaceful and Prosperous Indo-Pacific Region”, The Government of Republic of Korea, https://www.mofa.go.kr/viewer/skin/doc.html?fn=20221228060752073.pdf&rs=/viewer/result/202212, (Erişim Tarihi: 20.04.2024).