Hindistan-Çin Sınır Anlaşmazlıklarının Değerlendirilmesi

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

9 Eylül 2022 tarihinde varılan anlaşma sonucunda Hintli ve Çinli askerlerin sınırdaki bazı tartışmalı bölgelerden geri çekileceği açıklanmıştır.[1] Sınırın sadece bir bölümünde gerçekleşen bu çekilmenin ne ifade ettiğini anlayabilmek için tüm sınır anlaşmazlıklarının araştırılması önem arz etmektedir. Zira taraflar, daha önce varılan anlaşma kapsamında Fiili Kontrol Hattı (LAC) olarak bilinen sınır boyunca herhangi bir silahlı çatışmaya girmekten kaçınmaktadırlar. Kırk yılı aşkın bir süredir herhangi bir ölüm olayıyla sonuçlanmayan sınır gerginliği, 15 Haziran 2020 tarihinde Galwan Vadisi’nde meydana gelen olay sonrası bozulmuş, yirmi Hint askerinin öldüğü ve kırk askerin esir alındığı çatışmalardan sonra ikili ilişkiler, diplomatik ve askerî açıdan gerilmiştir.  

Sınırdaki Anlaşmazlık Noktaları

3488 km uzunluğundaki Hindistan-Çin sınırı üç sektöre ayrılabilir. Bunlar; Cemmu ve Keşmir Eyaleti’nin karşısında Batı Sektörü; Sikkim ve Arunuçhal Pradeş’in karşısında Doğu Sektörü ve Himaçal Pradeş ve Uttarkand’ın karşısındaki Orta-Merkez Sektörü’dür. Her üç sektörde de Hindistan’ın Çin’le çözülmemiş sınır anlaşmazlıkları vardır. Doğu ve Batı sınırındaki anlaşmazlıklar, dünyada sıkça gündem olmasına rağmen merkez sektördeki anlaşmazlıklar fazla bilinmemektedir.

Doğu sektöründeki sınır anlaşmazlığı, McMahon Hattı’nın Çin tarafından tanınmamasıyla ilgilidir. Söz konusu sınır hattı, İngiliz kontrolündeki Hint Hükümeti’nin 1914 yılında Tibet Hükümeti’yle yaptığı anlaşmayla çizilmiştir. Söz konusu anlaşma, Çin tarafından kabul edilmemektedir. Çünkü Tibet’in böyle bir anlaşmayı imzalayacak bir egemenliğinin olmadığını iddia etmektedir. Çin, günümüzde Hindistan’ın kontrolünde bulunan Arunaçal Pradeş’in tamamını, Güney Tibet’in bir parçası olarak görmekte ve McMahon Hattı’nı reddetmektedir.[2]  

Batı’daki sınır anlaşmazlığı, Cemmu ve Keşmir Eyaleti’ndeki Ladakh, Aksai Çin ve Demochek bölgeleriyle ilgilidir. 1962 yılındaki savaşta Çin, Aksai Çin ve Demochek bölgesini ele geçirmiştir. Ayrıca Pakistan, sınırdaki topraklarının bir kısmını Çin’e devretmiştir.

Orta sektör ise Hindistan tarafından kontrol edilen ve Çin’in üzerinde hak iddia ettiği toprakları ifade etmektedir. Bu alanlar; Uttarkand ve Himaçal Pradeş’te yer alan Chumar, Kaurik, Shipki La, Nelang ve Laptha’dır. Çin, bu bölgelerin Tibet’in bir parçası olduğunu iddia etmektedir.

2020 Çatışmaları

15 Haziran 2022 tarihindeki çatışmalar, Fiili Kontrol Hattı’nın Hindistan tarafında inşa edildiği iddia edilen iki Çin üssü ve gözlem kulesi konusundaki anlaşmazlıktan dolayı çıkmıştır. Yeni Delhi’nin iddiasına göre, bu çatışmadan bir hafta öncesi taraflar gerilimi azaltmak için bir anlaşmaya varmışlar; ancak Çin birlikleri, Galwan Vadisi’nde geçici “yapılar” kurmak süratiyle hattı ihlal etmiştir.

Çatışmalar, Hint devriyesinin Çin birliklerinin geri çekildiği iddiasını doğrulamak için tepeye yaklaşmasıyla patlak vermiştir. Çin’e ait büyük bir asker grubu, Hint birlikleriyle karşı karşıya gelmiş ve bu karşılaşma, kısa süre içerisinde silahlı çatışmaya dönüşmüştür. Çinli birlikler, yirmi Hintli askeri öldürmüş, düzinelerce askeri yaralamış ve esir almıştır. 1975 yılından bu yana ilk kez ölümle sonuçlanan bu çatışmanın başlıca iki nedeni olduğu belirtilmektedir. En önemli neden, Hindistan’ın 2019 yılında Cemmu ve Keşmir Eyaleti’ne özerklik sağlayan 370. maddeyi yürürlükten kaldırması olarak görülmektedir. Böylece Hindistan, Çin’le tartışma yaşadığı Ladakh’ta tam kontrol sahibi olmuştur. Buna ek olarak Çin, Hindistan’ın sınır bölgelerindeki yol yapımına ve kontrol noktası inşasına tepki göstermektedir. Zira Çin, Hindistan’ın kontrol hattı boyunca inşa ettiği 255 km’lik Darbuk-Shyok-Daulat Beg Oldie (DSDBO) yolunu bölgedeki çıkarlarına bir tehdit olarak görmektedir.[3]

Sınır Müzakereleri

Hindistan-Çin sınırına ilişkin ilk ciddi müzakereler, 1960 yılında başlamış; fakat bundan kısa süre sonra 1962 yılında iki ülke arasında savaş çıkmıştır. 1967 senesinde de benzer sınır çatışmaları devam etmiştir. 1979 yılında diplomatik ilişkiler yeniden kurulana kadar ikili münasebetler yıllarca donmuş halde kalmıştır. Diplomatik ilişkiler yeniden kurulur kurulmaz her iki taraf da sınır müzakerelerine koyulmuş; ancak siyasi irade olmaksızın süregelen müzakereler başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

Müzakerelerin formatı değişiklik arz etse de muhtevası aynı kalmış ve 2020 yılındaki çatışmaya kadar bu görüşmeler sürmüştür. Bu toplantılarda çalışma grupları, yol gösterici ilkeler, güven artırıcı önlemler, genel çerçeveler, çalışma mekanizmaları gibi isimler kullanılmıştır.[4]

1981-1987 yılları arasında 8 tur üst düzey görüşme, 1988-2002 yılları arasında 14 ortak çalışma grubu toplantısı ve 2003-2020 yılları arasında özel temsilciler arasında 17 görüşme yapılmıştır. 2020 yılındaki çatışmalardan sonra taraflar, sadece mevcut gerginliği yatıştırmak ve sınır anlaşmazlıklarını çözmek için değil; aynı zamanda birliklerin geri çekilmesini sağlamak açısından da ikili müzakerelerin sayısını ciddi şekilde arttırmışlardır. 2020 çatışmalarından 2021 senesinin Temmuz ayına kadar geçen süreçte Hindistan ile Çin arasında her zamankinden daha fazla müzakere yapılmıştır. Bunlar şöyle sıralanabilir:

  • Kolordu komutanı düzeyinde 12 görüşme
  • General seviyesinde 10 görüşme
  • Tuğgeneral düzeyinde 55 görüşme
  • Çatışmanın önlenmesi için 1450 telefon görüşmesi

Sınır Meselesinde Son Gelişmeler

2022 senesinin Temmuz ayında Hindistan, bir kez daha Çin’den birliklerini sürtüşme noktasından geri çekmesini istemiştir.[5] Bunun yanı sıra Yeni Delhi, Çin’den kritik bölgelerdeki sınır devriyelerini de sonlandırmasını talep etmiştir. Çin, bu süreçte sınırdaki birliklerini ve devriyelerin sıklığını arttırmakla birlikte savaş uçaklarıyla sınırda provokatif eylemlerde bulunmaya devam etmiştir. Bunun üzerineHindistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Ajit Doval, Çin’in herhangi bir sınır ihlaline müsamaha göstermeyeceğini söylemiştir.[6] Zira Pekin yönetimi, özellikle 16. tur sınır görüşmelerinin hemen öncesinde savaş uçaklarını Ladakh çevresinde uçurarak Hindistan’ı birçok kez provoke etmiştir.

Sınır görüşmelerinden sonra Hindistan Savunma Bakanlığı, her iki tarafın da askeri ve diplomatik kanallar aracılığıyla yakın temasta kalmayı ve diyaloğu sürdürmeyi kabul ettiğini açıklamıştır. Bu süreçte hem Hindistan hem de Çin, sınırlara asker sevkiyatı yapmaya ve füze sistemleri konuşlandırmaya devam etmiştir. 21 Eylül 2022 tarihinde Hindistanlı üst düzey komutanlar, Çin’in gerek sınır bölgesinde gerekse de denizlerde zorlu bir meydan okuma gerçekleştirdiğini yinelemiştir.[7]

Hindistan’ın temel iddiası, Çin’in statükoyu tek taraflı olarak ihlal ettiği yönündedir. Pekin ise Yeni Delhi’nin durumu yanlış değerlendirdiğini ve uzlaşmayı ihlal ettiğini savunmaktadır. Her iki taraf da sınırın gerçekte nerede olduğu konusunda anlaşamadığı için sınır gerginlikleri devam etmektedir. Her iki ordu da sınır konusunda farklı düşüncelere sahip olduğu için sınır devriyelerini karşı devletin sınırları içerisinde yapabilmektedir. Bu durum, her iki taraf için de geçerlidir. Hindistan ile Pakistan arasında tartışmalı Keşmir Sorunu olmasına rağmen geçici sınır açıkça tanımlandığı için benzer krizler yaşanmamaktadır. Pakistan ve Hindistan orduları, hangi noktaya kadar devriye gezeceklerini tam olarak bilmektedir. Ancak Hindistan ile Çin arasında böyle bir durum yoktur. Bu yüzden de Hindistan ve Çin arasındaki sınır çatışmaları önlemek amacıyla geçici sınırın belirlenmesi yönünde bir beklenti oluşmaktadır. Bunun sağlanması halinde her iki ordunun en uç devriye noktaları belirlenecek, dolayısıyla herhangi bir karşılaşma ve çatışma olasılığı da ortadan kalkacaktır.

Hindistan, Çin’den sınır bölgelerinde karşılıklı bir sınırın çizilmesini istemiş; fakat Çin sürekli olarak bunu reddetmiştir. Örneğin bu talep, 2015 Hindistan Başbakanı Narendra Modi tarafından Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’e iletilmiş; ancak Çin bununla ilgilenmemiştir. Bunun yerine Pekin, sınır bölgelerinde her iki tarafın da altyapı inşa etmesini karşılıklı olarak engelleyen “davranış kurallarının” kabul edilmesi istemektedir. Bunun sebebi, Çin’in sınırda halihazırda daha fazla karayolu ve diğer altyapı tesislerine sahip olmasıdır. Hindistan ise 1962 savaşından sonra sınır bölgelerini geliştirmeyi ihmal etmiştir. Bu nedenle de son yıllarda hem yol yapımına ağırlık vermiş hem de devriyelerinin sıklığını arttırmıştır. Bu da Çin’in rahatsızlığına yol açmaktadır.

Çin, mevcut gerilimlerin temel sebebinin Hindistan’ın altyapı inşası ve askeri konuşlandırması olduğunu iddia etmektedir. Buna cevap olarak sınırın kendi tarafındaki altyapıyı geliştirerek ordunun bölgeye hızlı şekilde konuşlanmasını sağlamaya çalışmaktadır. Fakat aynı şeyi Hindistan’ın yapmasına izin vermemektedir.  

Taraflar arasındaki sınır sorunlarının çözümü için mevcut konjonktür uygun değildir. Çin’in Ladakh bölgesinde sınır kontrol hatlarının ötesine geçmesi, Hindistan’ın sert tepkisine ve çatışmalara yol açmaktadır. 16. tur müzakerelerden sonra Hint ve Çin askerileri, Ladakh’taki iki tartışmalı bölgeden çekilmesine rağmen diğer sektörlerdeki anlaşmazlık devam etmektedir.  

Mevcut koşullarda taraflar, kontrol ettiği alanları, yani mevcut statükoyu korumak suretiyle yeni bir sınır anlaşması imzalama yoluna gidebilir. Ancak Hindistan tarihsel olarak bu düşünceyi reddetmektedir. Çin de böyle bir kalıcı çözümle ilgilenmektedir. Tarafların uzlaşmaya yaklaştığı en iyi çözüm, sınır çatışmalarını önlemek için tüm hat boyunca geçici bir sınırın belirlenmesidir. Hindistan, bunu teklif etmesine rağmen Çin buna yanaşmamaktadır.


[1] “India, China to Withdraw from Disputed Border Area by Monday”, Reuters, https://www.reuters.com/world/india/india-says-disengagement-along-disputed-area-with-china-be-completed-by-sept-12-2022-09-09/, (Erişim Tarihi: 21.09.2022).

[2] “Achilles Heel in India’s Border Defence with China!”, India Defence Review, http://www.indiandefencereview.com/news/achilles-heel-in-indias-border-defence-with-china/, (Erişim Tarihi: 21.09.2022).

[3] “Five Things to Know About the India-China Border Standoff”, Al Jazeera, https://www.aljazeera.com/news/2020/6/22/five-things-to-know-about-the-india-china-border-standoff, (Erişim Tarihi: 21.09.2022).

[4] “India-China Border Impasse: What would be a Common-Sense Solution?”, RT, https://www.rt.com/op-ed/538338-india-china-border-solution/, (Erişim Tarihi: 21.09.2022).

[5] “India Again Asks China to Withdraw Troops from Friction Points”, Times of India, https://timesofindia.indiatimes.com/india/india-again-asks-china-to-withdraw-troops-from-friction-points/articleshow/92941892.cms, (Erişim Tarihi: 21.09.2022).

[6] “India Will not Tolerate any Transgression by China: NSA Ajit Doval”, NDTV, https://www.ndtv.com/india-news/national-security-adviser-ajit-doval-on-india-china-india-will-not-tolerate-any-transgression-by-china-nsa-ajit-doval-3086719, (Erişim Tarihi: 21.09.2022).

[7] “China Remains a Formidable Challenge, Says Navy Chief”, The Hindu, https://www.thehindu.com/news/national/china-remains-a-formidable-challenge-pakistan-is-continuing-military-modernisation-says-navy-chief/article65914474.ece, (Erişim Tarihi: 21.09.2022).

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler