İslam İşbirliği Teşkilatı’nda Afganistan Gündemi

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

29 Kasım 2021 tarihinde Suudi Arabistan, Afganistan merkezli gelişmelerin İslam Dünyası’nı yakından ilgilendirdiği gerçeğinden hareketle, İslam İşbirliği Teşkilatı’nı (İİT) konuya ilişkin bir toplantı yapmaya çağırmıştır. Bu kapsamda Suudi Basın Servisi’nden yapılan açıklamada, “Suudi Arabistan Krallığı, Afganistan’daki insani durumu ve atılacak adımları tartışmak üzere İİT ülkelerini olağanüstü bakanlar toplantısı düzenlemeye çağırdı.”[1] denilmiştir.

Kuşkusuz bu girişim, Riyad yönetiminin Afganistan’ın geleceğinde etkili olmak istemesinin doğal bir sonucudur. Birinci döneminde Taliban’ı tanıyan az sayıda devletten biri olan Suudi Arabistan, her ne kadar 1998 yılından itibaren El Kaide terör örgütü lideri Usame Bin Ladin’in kendilerine iade edilmemesi sebebiyle Taliban’la çeşitli sorunlar yaşamışsa da bu dönemdeki politika, biraz da Riyad’ın uluslararası toplumla ve özellikle de temel müttefiki olan Washington’la birlikte çalışma arzusundan kaynaklanmıştır.

Şimdi ise Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Afganistan’dan çekilmesi tamamlanmıştır. Dolayısıyla yeni bir jeopolitik gerçeklik söz konusudur. Üstelik Washington yönetimi, çekilme sürecini Doha Anlaşması doğrultusunda; yani Taliban’la yaptığı müzakereler çerçevesinde planlamıştır. Halihazırda ABD’nin bahse konu olan organizasyonla çeşitli temaslarda bulunduğu bilinmektedir. Bu ortamda Riyad da Afganistan’daki gelişmelerin dışında kalmak istememekte ve Taliban’la münasebetlerinde yeni bir sayfa açmaya hazırlanmaktadır. Zaten bu yüzden de Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal Bin Farhan’ın Kabil ziyareti gerçekleşmiş ve mevzubahis ziyaretin ardından İİT’in olağanüstü zirve organize etmesi gündeme gelmiştir.

Suudi Arabistan’ın çağrısına ilk olumlu yanıtı ise toplantıya ev sahipliği yapacak olan Pakistan vermiştir. Kendisi henüz Taliban yönetimini tanımamasına rağmen Taliban’ın tanıtılması için aktif çaba harcayan ve bu amaca yönelik çeşitli konferanslar düzenleyen İslamabad yönetimi, İİT Zirvesi’ne de ev sahipliği yapmak istediğini duyurmuştur. Nitekim Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi, Riyad’ın Afganistan’daki durumu gözden geçirmek ve ülkeye yardım etmek için acil bir dışişleri bakanları toplantısı düzenleme teklifini memnuniyetle karşıladıklarını ifade etmiştir.[2]

Belirtmek gerekir ki; Suudi Arabistan’ın girişimi, Afgan Sorunu karşısında İslam Dünyası’nın benimseyeceği tutuma liderlik etme amacı taşımaktadır. Bir diğer ifadeyle dış politikasında İslam Dünyası’nın lideri olma arzusu bulunan Riyad yönetimi, Afgan Sorunu’nu da bu kapsamda araçsallaştırmak ve Afganistan’da azami kazanım elde etmek istemektedir. Buna karşılık Pakistan ise Afgan Sorunu’nda inisiyatifi kendi elinde tutmaya çalışmaktadır.

Bilindiği gibi Taliban mensuplarının büyük çoğunluğu Pakistan menşeili Diyobendi medreselerinde dini eğitim almıştır. Bu nedenle de Pakistan’ın Taliban’ı uluslararası işbirliği zeminine çekebilecek temel aktör olduğu iddia edilmektedir. Mevcut durumda İİT ülkelerinin İslamabad’ın söz konusu konumunu kullanmak istedikleri ve Afgan Sorunu’na yapıcı bir çözüm üretebilmek amacıyla Pakistan’ın ev sahipliğini kabul ettikleri söylenebilir. Zira 4 Aralık 2021 tarihinde yaptığı açıklamada Pakistan Dışişleri Bakanı Kureyşi, bahse konu olan toplantının 19 Aralık 2021 tarihinde İslamabad’da gerçekleşeceğini ve bu konuda uzlaşma sağlandığını duyurmuştur.[3]

Riyad’ın önerisiyle gündeme gelen zirvenin İslamabad’da düzenlenmesi ise Afgan Sorunu karşısında Pakistan-Suudi Arabistan işbirliğinin gelişeceğine işaret etmektedir. Her ne kadar İslam Dünyası’ndaki konumunu güçlendirme çabası bağlamında Pakistan’ın beklentileri, Suudi Arabistan’ın çıkarlarıyla tam olarak örtüşmese de tarafların Taliban’la geçmişe dayanan ilişkilerinin bulunması, bu işbirliğini mümkün kılmaktadır.

Diğer taraftan İİT üyesi ülkelere bakıldığında; Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan gibi Afganistan’a kıyıdaş devletlerin yaklaşımlarının da Afganistan’ı uluslararası projelere dahil ederek kapsamlı bir işbirliğinin sağlanmasına dayandığı görülmektedir. Bu devletlerin stratejileri, söz konusu ülkeyi yatırımlar yapılabilen bir ülkeye dönüştürme arzusuyla şekillenmektedir. Zira bölge devletleri, Taliban’la de facto işbirlikleri geliştirmekte ve bunun barış ve refaha giden yol olduğuna inanmaktadır. Yani Riyad ve İslamabad, Afganistan’ı uluslararası toplumdan izole edecek bir stratejinin yıkıcı etkilerinin olacağı fikrinde yalnız değildir.

Kuşkusuz Taliban’ın bölgesel süreçlerin dışına itilmesi, Afganistan’daki insani krizi ağırlaştıracak, yapılmak istenen yardımları zorlaştıracak, bahse konu olan ülkede radikalleşmenin artmasına sebebiyet verecek ve bu da göç hareketini hızlandıracaktır.

Sorunun çözümü ise bu ülkeye insani yardımların ulaştırılmasından geçmektedir. Bu durum, Afganistan’ı insanca yaşanabilir bir ülkeye dönüştürecek ve radikalleşmeyi dizginleyecektir. Bu da insanların göç etmesine sebebiyet veren temel nedenlerin ortadan kalkması anlamına gelecektir. Bu yüzden de İİT Zirvesi, İslam Dünyası’nın Afgan Sorunu karşısında attığı olumlu bir adım ve güzel bir başlangıçtır. Lakin zirveden somut bir sonucun çıkacağını söylemek de mümkün değildir. Bu kapsamda Tacikistan ve İran gibi Taliban’a mesafeli yaklaşan, Afganistan merkezli gelişmelere dair çeşitli kaygıları bulunan ve bu nedenle yeni arayışlar içerisinde olan üye devletlerin de sürece katkı verecek bir tavır takınması ihtiyacı dikkat çekmektedir. Elbette bu hedefe yönelik yürütülecek diplomasi, bölgesel ve küresel barışa da büyük katkı sağlayacaktır.


[1] “Saudi Arabia to Convene Extraordinary OIC Meeting to Discuss Afghanistan”, Saudi Gazetta, https://saudigazette.com.sa/article/614141, (Erişim Tarihi: 29.11.2021).

[2] “پاکستان: آماده میزبانی نشست کشورهای اسلامی درباره افغانستان هستیم”, IRNA, https://shortest.link/1W10, (Erişim Tarihi: 30.11.2021).

[3] “Pakistan, Afganistan Konulu İİT Liderliğindeki Uluslararası Toplantıya Ev Sahipliği Yapacak”, Voice of Amerika, https://www.voanews.com/a/pakistan-to-host-oic-led-international-meeting-on-afghanistan/6339510.html, (Erişim Tarihi: 07.12.2021).

Dr. Doğacan BAŞARAN
Dr. Doğacan BAŞARAN
Dr. Doğacan BAŞARAN, 2014 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2017 yılında Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda sunduğu ‘’Uluslararası Güç İlişkileri Bağlamında İkinci Dünya Savaşı Sonrası Hegemonik Mücadelelerin İncelenmesi’’ başlıklı teziyle almıştır. Doktora derecesini ise 2021 yılında Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı‘nda hazırladığı “İmparatorluk Düşüncesinin İran Dış Politikasına Yansımaları ve Milliyetçilik” başlıklı teziyle alan Başaran’ın başlıca çalışma alanları Uluslararası ilişkiler kuramları, Amerikan dış politikası, İran araştırmaları ve Afganistan çalışmalarıdır. Başaran iyi derecede İngilizce ve temel düzeyde Farsça bilmektedir.

Benzer İçerikler