Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, geçtiğimiz haftalarda Tayvan’a ziyarette bulunmuştur. Pelosi, ziyaretinin amacını “ABD’nin kendi kendini yönetebilme hakkına sahip olan ada ülkesine duyduğu sarsılmaz bağlılığını göstermek.” şeklinde açıklamıştır.[1] Bu ziyareti özel kılan nokta ise Pelosi’nin 25 yıl sonra Tayvan’ı ziyaret eden en üst düzey ABD yetkilisi olmasıdır. Washington ile Pekin arasındaki rekabetin küresel düzeyde tırmandığı bir dönemde, böylesi bir ziyaretin gerçekleşmesinin temel amaçları; kıtada ABD varlığını hissettirebilmek ve Washington yönetimiyle rekabet edebilme gücüne sahip belki de tek aktör olan Pekin’e gözdağı vermektir.
Söz konusu ziyaret, 2022 yılının Ağustos ayının ilk günlerinden itibaren tüm dünya gündemini etkisi altına almıştır. Geçmişten beri Tayvan’la sorunlu ilişkilere sahip olan adayı, ihtiyaç olması halinde zorla kendi topraklarına bağlanması gereken ayrılıkçı bir bölge olarak gören[2] ve Washington’la gergin ilişkilere sahip olan Pekin, bu gelişmeden büyük rahatsızlık duymuştur. Çin de bu duruma, Tayvan yakınlarında daha önce bölgede eşi görülmemiş bir askeri tatbikata başlayarak yanıt vermiştir. Hem Tayvan’a hem de Washington yönetimine misilleme niyetiyle yapılan tatbikatlar, bölgede ABD, Çin ve Tayvan arasında savaş yaşanma ihtimalinin gündeme gelmesine sebebiyet vermiştir.
Pelosi, mevzubahis tatbikatlara karşı meydan okurcasına Tayvan ziyaretine devam ederken; ABD’den “Washington yönetiminin Çin’in egemenlik haklarına müdahale etmediği ve yalnızca bölgedeki demokrasilerin desteklendiği”[3] şeklinde açıklama gelmiştir. Çin ise hiçbir ülkenin Tayvan’ı bağımsız bir devlet olarak tanımamasını ve “ayrılıkçı” olarak gördüğü ada yönetimiyle diplomatik temaslar kurmamasını istemektedir. Nitekim Pekin, Tayvanlıları anavatanlarına dönmeleri gereken ayrılıkçılar şeklinde nitelendirmektedir. Aynı zamanda Çin, Tayvan’ın anakarayla birleşmesi noktasında gerekirse sert güç kullanımından kaçınmayacağını da vurgulamaktadır.[4]
ABD Başkanı Joe Biden ise Çin’in Tayvan’a yönelik bir işgal denemesinde, ABD’nin ada yönetiminin yanında yer alarak askeri müdahalede bulunacağına ve Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan sonra Washington yönetiminin adayı koruma taahhüdünün çok daha güçlü hale geldiğine dair söylemlerde bulunmuştur.[5] Tüm bu açıklamalar, Pelosi’nin ziyareti ve Çin’in Tayvan yakınlarındaki eylemleri; sıcak çatışma olasılığını ön plana çıkarmıştır.
ABD’nin Çin’le küresel çapta rekabet edebilme ve bölgedeki varlığını gözler önüne serme amacı taşıyan bu eylem ve söylemleri, aynı zamanda Washington yönetiminin siyasi gelenekleriyle de uyuşmaktadır. Örneğin ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman’ın Çin’i “güce aç ve şiddete susamış bir ülke” olarak tanımlaması,[6] Eski ABD Başkanı George W. Bush’un İran, Irak ve Kuzey Kore’yi “şer üçgeni” şeklinde nitelendirmesiyle benzerlik arz etmektedir.
Bunun yanı sıra Pelosi’nin adayı ziyaret etmesi, orada yalnızca bölgenin demokrasisini desteklemek için bulunduklarını söylemesi ve Biden’ın Çin’in Tayvan’ı işgali durumunda askeri müdahalede bulunacaklarını dile getirmesi hem ABD’nin Soğuk Savaş yıllarındaki çevreleme politikasına ve dolayısıyla George F. Kennan’ın yine aynı yıllarda uyguladığı “dişsiz diplomasi” stratejisinden hem de ABD’nin “demokrasi” ve “insan hakları” terimleri üzerinden meşrulaştırmaya çalıştığı askeri müdahalelerindeki yöntemlerinden izler taşımaktadır.
Kısacası ABD’nin içinde bulunduğu durum ve geçmişin izlerini barındıran söz konusu stratejiler, Washington yönetiminin Çin’i tıpkı Soğuk Savaş dönemindeki Sovyetler Birliği ve 2000’li yıllardaki terörizm tehdidi gibi küresel liderliğine karşı bir rakip olarak gördüğüne işaret etmektedir.
Öte yandan Çin tarafında da durum oldukça benzerdir. Çin’in Ukrayna Savaşı’nda ABD’yi suçlaması[7] ve Pelosi’nin Tayvan ziyaretinden sonra adaya yakın sularda askeri tatbikatlar gerçekleştirmesi, Pekin yönetiminin küresel çapta artık tam anlamıyla ABD’ye diş göstermeye başladığını ve rekabeti askeri bir çatışmaya kadar ilerletebilecek seviyeye geldiğini göstermektedir. Tatbikatlar bittikten sonra Çin Ordusu tarafından bu tarz tatbikatların ilerleyen dönemlerde de devam edeceğinin açıklanması,[8] bölgedeki gerilimin kısa sürede sona ermeyeceğinin habercisi olarak yorumlanabilir.
Tüm bunlara ek olarak Tayvan yönetiminin de ABD’nin bölgedeki varlığından memnun olduğu söylenebilir. Tayvan’ın Birleşik Krallık resmi temsilcisi olan Kelly Wu-Chiao Hsieh’in hem ABD ve müttefiki olan devletlere, Çin’in askeri tatbikatlarına verilecek bir yanıt olarak Tayvan Boğazı’ndaki “orta çizgiyi” ve “seyir özgürlüğünü” korumak amacıyla operasyon düzenlemeleri yönünde çağrı yapması hem de İngiltere’ye seslenerek kurallara dayalı uluslararası prensipleri destekleme ve adayla daha yakın güvenlik, ticaret ve yatırım ilişkileri kurma talebini dile getirmesi[9], Tayvan’ın bölgedeki yalnızlığını açık bir şekilde gözler önüne sermekte ve ada yönetiminin bu güvensizlik hissine karşı müttefik arayışında olduğunu ortaya koymaktadır.
Neticede Çin’e karşı müttefik arayışında ön plana çıkan aktörün “uluslararası düzenin jandarması” şeklinde adlandırılan ve Çin’in küresel çaptaki en büyük rakibi şeklinde nitelendirilen ABD olması şaşırtıcı değildir. Aslında bu durum, Soğuk Savaş yıllarında Batı Avrupa devletlerinin Doğu’daki komünizm tehdidine karşı ABD’nin yanında saf tutmaları ve Washington yönetiminin önderliğinde bir ittifak kurarak entegrasyon sürecine girmeleriyle büyük benzerlik göstermektedir.
[1] “Pelosi Arrives in Taiwan Vowing U.S. Commitment; China Enraged”, Reuters, https://www.reuters.com/world/asia-pacific/pelosi-expected-arrive-taiwan-tuesday-sources-say-2022-08-02/, (Erişim Tarihi: 12.08.2022).
[2] “China Says Taiwan Military Drills Are over After Pelosi Visit”, BBC, https://www.bbc.com/news/world-asia-china-62492350, (Erişim Tarihi: 12.08.2022).
[3] “US Clear About One China Policy, Doesn’t Support Taiwan Independence: Kirby”, Business Standard¸ https://www.business-standard.com/article/international/us-clear-about-one-china-policy-doesn-t-support-taiwan-independence-kirby-122080200096_1.html, (Erişim Tarihi: 23.08.2022).
[4] “The Bane of Legitimacy”, Newsitem, https://thecolumnist.org/news/newsitem/the-bane-of-legitimacy?utm_source=google&utm_medium=cpc&utm_campaign=g&utm_content=615003486892&utm_term=pelosi%20visit%20taiwan, (Erişim Tarihi: 12.08.2022).
[5] “Biden: US Would Intervene with Militarily to Defend Taiwan”, Apnews, https://apnews.com/article/russia-ukraine-biden-taiwan-china-4fb0ad0567ed5bbe46c01dd758e6c62b, (Erişim Tarihi: 12.08.2022).
[6] “US warns Pacific Islands of Struggle Against Coercive Regimes”, Mint, https://www.livemint.com/news/world/us-warns-pacific-islands-of-struggle-against-coercive-regimes-11659864624920.html, (Erişim Tarihi: 12.08.2022).
[7] “China Says the US is the ‘Main Instigator’ of the War in Ukraine”, Aljazeera, https://www.aljazeera.com/news/2022/8/10/china-accuses-us-as-main-instigator-of-the-war-in-ukraine, (Erişim Tarihi: 12.08.2022).
[8] “China Says Taiwan military Drills are over After Pelosi Visit”, BBC, https://www.bbc.com/news/world-asia-china-62492350, (Erişim Tarihi: 12.08.2022).
[9] “US and Allies Should Move to Protect ‘Freedom of Navigation’, Says Taiwan Enjoy”, The Guardian, https://www.theguardian.com/world/2022/aug/11/us-protect-freedom-of-navigation-says-taiwan-envoy-china, (Erişim Tarihi: 12.08.2022).