Analiz

Özbekistan’da Paralimpik Sporun Yükselişi

Taşkent’te inşa edilen Olimpiyat Köyü ve Paralimpik Park, Orta Asya’nın en büyük spor kompleksleri arasında yer almaktadır.
Özbekistan, spor yatırımlarını sadece uluslararası başarı için değil, toplumsal kapsayıcılık ve eşitlik için de bir araç olarak görmektedir.
2028 Los Angeles Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları için hazırlanan kapsamlı strateji, Özbekistan’ın sporda sürdürülebilir kalkınma vizyonunu ortaya koymaktadır.

Paylaş

Paralimpik spor, engelli bireylerin hem ulusal hem de uluslararası düzeyde farklı branşlarda yarışma, spor yapma ve kendilerini geliştirme olanağı buldukları bir harekettir. 1948 yılında Dr. Ludwig Guttmann vasıtasıyla İkinci Dünya Savaşı’nda yaralanan gazilerin rehabilitasyon edilebilmesi gayesiyle başlatılan spor etkinlikleri, zaman içerisinde Paralimpik Oyunları’nın başlamasına zemin hazırlamıştır.

Paralimpik spor, günümüzde engelli kişilerin fiziksel kapasitelerini daha da geliştirmenin yanı sıra eşitliği, toplumsal katılımı ve insan onurunu yükselten bir alan şeklinde de tanımlanmaktadır. Bu yönüyle Paralimpik hareket, sporun yalnızca fiziksel performans olarak değil, bunun yanı sıra da insanları bir araya getiren bir köprü vazifesi sağlamaktadır.

Paralimpik Oyunlar, engelli kişilerin farklı becerileri ve yetkinliklerine uygun şekilde tasarlanmış çok sayıda spor branşını kapsamaktadır. Bu oyunlarda yüzme, atletizm, judo, bisiklet,  masa tenisi, atıcılık ve halter gibi bireysel branşların dışında tekerlekli sandalye tenisi, tekerlekli sandalye basketbolu gibi takım veya ikili branşlar da büyük bir öneme sahiptir.

Özbekistan’da Paralimpik sporu, toplumun tüm gruplarını spor aracılığıyla hayata katılımını kuvvetlendiren ve ulusal spor politikalarının kapsayıcılığını beklenenin üzerinde artıran unsur şeklinde değerlendirilmektedir. Hükümet, Paralimpik branşları yalnızca engelli bireyler için değil, devletin genel spor stratejisinin ayrılmaz parçası olarak görmektedir. Bu hareket, Özbekistan’ın sahip olduğu genç nüfusa fırsat eşitliği sağlamakta, uluslararası arenada ise ülkenin kapsayıcı kalkınma vizyonunu yansıtmaktadır. Bu sebeple spor, Özbekistan için sosyal politikaların kuvvetlenmesine katkıda bulunan stratejik bir araç olarak değerlendirilmektedir.

Vizyonun en somut örneklerinden biri, Özbekistan’ın Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda elde ettiği büyük başarıdır. Özbekistanlı judocu Diyora Keldiyorova’nın ülke tarihinde ilk altın madalyayı kazandırması, ulusal spor tarihinde dönüm noktası olmuştur. Bu kapsamda Taşkent’te onun adını taşıyan modern bir judo salonu açılmış, sporun eğitim kurumlarıyla bir bütün halini alması sağlanmıştır.[i]

Bu başarının yanı sıra Özbekistan, 2027 yılında planlanan Uluslararası Görme Engelliler Spor Federasyonu (IBSA) Dünya Oyunları’na hazırlık yapmaktadır. IBSA heyeti, 2025’de inşa edilen Olimpiyat ve Paralimpik Parkı’nı incelemiş ve projenin ilerleyişini olumlu olarak değerlendirmiştir. Yüz hektarı aşkın alana yayılan bu kompleks, altı kapalı salon, 15 bin kişilik yarı kapalı stadyum, bisiklet pistleri, olimpik yüzme havuzları ve çok amaçlı alanlarla birlikte Orta Asya’nın en büyük spor tesislerinden biri olmaya aday durumdadır. Bu projede erişilebilirlik standartlarının eksiksiz şekilde uygulamaya konulması, sporun herkes için ulaşılabilir olduğunu göstermektedir. Rampalar, engelsiz girişler ve yönlendirme sistemleriyle birlikte bu projenin sadece uluslararası standartlara uygun değil, aynı zamanda kalıcı bir toplumsal miras oluşturma gayesi taşıdığını ortaya koymaktadır.[ii]

Taşkent Olimpiyat Köyü, 2025 yılında Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in katılımıyla halkın hizmetine açılmıştır. Yaklaşık 290 milyon dolarlık yatırımın ardından inşa edilen bu kompleks, 12 bin kişilik atletizm stadyumu, engel durumuna göre oluşturulan olimpik standartlarda yüzme merkezi, dövüş sporları ve takım sporlarının gerçekleştirilebileceği alanlarla birlikte donatılmıştır. Bunun yanı sıra da enerji verimliliği ilkelerine uygun olarak yapılan yapılar, güneş panelleri ve modern mimariyle bir araya gelen sürdürülebilirlik yaklaşımı, Özbekistan’ın spor yatırımlarında çağdaş standartları benimsediğini ortaya koymaktadır.[iii]

Gerçekleştirilen altyapı yatırımları, Özbekistan’ın sadece ev sahibi olma kapasitesini değil, bütün bunların dışında sporun toplumsal tabana yayılmasına verdiği önemi de sergilemektedir. Spor köyü yalnızca elit sporculara değil, ayrıca üniversite öğrencilerine, okul sporlarına ve yerel topluluklara da hizmet etmesi bakımından da dikkat çekmektedir. Bu vesileyle spor, bir tek uluslararası yarışmalarda madalya kazanma aracı şeklinde değil, aynı zamanda toplum sağlığını iyileştiren, gençleri disiplinli çalışmaya teşvik eden ve ulusal kimliği güçlendiren bir unsur haline dönüşmektedir.

Özbekistan’ın göstermiş olduğu gayretler, 2028 Los Angeles Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları için hazırlanan kapsamlı stratejiyle birlikte desteklenmektedir. 2024 Paris Oyunları’nda ülkenin elde ettiği başarılardan hareketle ortaya konan bu strateji, sporda sürdürülebilir gelişimi hedefleyen on maddelik bir yol haritası sunmaktadır. Plan kapsamında 14 bölgesel olimpiyat dairesi kurulmuş, genç yeteneklerin sistematik bir şekilde keşfedilmesi için üç aşamalı olarak sunulan “Yeni Özbekistan Olimpiyat Zirveleri” tasarlanmıştır. Bunun yanı sıra özel spor kulüplerinin ulusal sisteme dahil edilmesi, sporculara burs verilmesi, başarılı antrenörlerin teşvik edilmesi gibi yenilikler de bu stratejinin temel bileşenleri arasında yer almaktadır. Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’in sporculara hitaben gerçekleştirdiği konuşmada ifade ettiği gibi, her bir başarı devletin bayrağını dünyada yükseltmekte ve genç nesiller için ilham kaynağı olmaktadır.[iv]

Sonuç olarak, Özbekistan’ın Paralimpik spor alanındaki gelişmeleri hem altyapı hem de kurumsal stratejiler bakımından ülkeye dikkat çekici bir ivme kazandırmıştır. IBSA Dünya Oyunları hazırlıkları, Taşkent’teki Olimpiyat Köyü’nün açılışı ve Los Angeles 2028 stratejisi, devletin sporu sadece bir performans alanı olarak değil, toplumsal gelişimin ana unsurlarından biri olarak gördüğünü kanıtlamaktadır. Sporun bireyler arasındaki dönüştürücü gücü, engellerin aşılması ve toplumsal bütünleşmede önemli bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır. Özbekistan’ın bu başarısı, Paralimpik sporların bir tek engelli bireyler için değil, tüm toplum için bir eşitlik, gurur ve umut kaynağı olduğunu da ortaya koymaktadır

[i] “Tashkent 2025 Asian Youth Para Games not going ahead, alternative host city being sought”, Asian Paralimpic Comitee, https://asianparalympic.org/tashkent-2025-asian-youth-para-games-not-going-ahead-alternative-host-city-being-sought/, (Erişim Tarihi: 08.09.2025).

[ii]“Offical IJF Partners, Incredible School Dojo Opens in Tashkent”, IJF, https://www.ijf.org/news/show/incredible-school-dojo-opens-in-tashkent,(Erişim Tarihi: 08.09.2025).

[iii] “Uzbekistan Unveils “Olympic Village with World-Class Sports Facilities in Tashkent”, Kursiv, https://uz.kursiv.media/en/2025-08-18/uzbekistan-unveils-olympic-village-with-world-class-sports-facilities-in-tashkent/, (Erişim Tarihi: 08.09.2025).

[iv] “Uzbekistan Unveils Strategy for 2028 Olympics and Paralympics”, Kursiv, https://uz.kursiv.media/en/2025-07-02/uzbekistan-unveils-strategy-for-2028-olympics-and-paralympics/, (Erişim Tarihi: 08.09.2025).

Dilara Cansın KEÇİALAN
Dilara Cansın KEÇİALAN
Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olan Dilara Cansın KEÇİALAN, Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı'nda yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi alanında yüksek lisans eğitimini sürdüren Keçialan, ayrıca Atatürk Üniversitesi'nde Yeni Medya ve Gazetecilik bölümünde öğrenim görmektedir. ANKASAM'da Avrasya Araştırma Asistanı olarak görev yapan Keçialan'ın başlıca ilgi alanları Avrasya ve özellikle Orta Asya bölgesidir. İngilizce, Rusça ve az derecede Ukraynaca bilmekte olup Kazakça öğrenmektedir.

Benzer İçerikler