Küresel güç mücadelesinin dünyadan uzaya taşındığı 2025 yılı uzay diplomasisinin “yumuşak güç” kavramını yeniden tanımladığı bir dönüm noktası olarak diplomatik tarihe geçmektedir. Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ulusal Uzay İdaresi (CNSA) ve ticari iştiraklerinin liderliğinde yürütülen program Long March (Uzun Yürüyüş) serisinin fırlatma sıklığıyla en yoğun takvimini geride bırakırken bu hareketliliği salt bir teknolojik gövde gösterisi yahut Washington’la sürdürülen rekabetin bir yansıması olarak okumak eksik bir analiz olacaktır. Pekin yönetiminin uzaydaki bu yükselişi Küresel Güney ve bilhassa Afrika kıtası üzerinde inşa ettiği “Uzay İpek Yolu” projesinin somutlaşmış halidir.
Bu bağlamda 2025 yılı Çin’in uzay faaliyetleri açısından niceliksel bir sıçramaya sahne olmuştur. Farklı sayım yöntemlerine göre değişmekle birlikte yıl genelinde 80’in üzerinde yörüngesel fırlatma teşebbüsünde bulunulmuş ve bu tempo Çin’i yeni bir rekor eşiğine taşımıştır.[i] Fırlatma temposunun Afrika’ya dönük uydu hizmeti ve ortak üretim paketleriyle eşzamanlı ilerlediği bu süreç, başkentlerde imzalanan kalkınma protokollerinin gökyüzündeki dijital mührü niteliğindedir.
Afrika kıtasındaki uzay faaliyetleri uzun yıllar Batılı güçlerin hibe temelli ve sembolik jestleri arasında sıkışmışken Pekin’in 2025 vizyonu bu paradigmayı kökten değiştirmektedir. Kahire’den Dakar’a Addis Ababa’dan Abuja’ya uzanan hatta Çin destekli uydular artık “gösteriş” alanından çıkıp doğrudan devlet kapasitesini etkileyen “uygulama” alanına hizmet etmektedir. Bu yeni dönemde devlet kapasitesinin tanımı değişmekte ve uluslararası ilişkiler uzmanlarının masasında şu kışkırtıcı soru yerini almaktadır: “Devlet kapasitesi artık bütçeyle mi ölçülür yoksa uzaydaki veriyle mi?”
Pekin’in Afrika stratejisindeki esas kırılma kıta ülkelerine anahtar teslim sistemler satmanın ötesine geçerek bu teknolojinin üretimi ve veri analizi konusunda yerel kapasiteyi geliştirme taahhüdüdür. 10 Aralık 2025 tarihinde CAS Space tarafından geliştirilen Lijian-1 Y11 roketiyle gerçekleştirilen ve dokuz farklı yükü yörüngeye taşıyan fırlatma bu stratejinin omurgasını oluşturmaktadır. Mısır’ın SPNEX uydusunun başarıyla ayrılması ve yörüngeye yerleşmesi Kahire’nin yerli üretim kapasitesini artıran en yeni örnektir.[ii] Bu hamle Afrika’nın uzay teknolojilerini bir “prestij kalemi” olarak görmekten ziyade ulusal kalkınma planlarının merkezine yerleştirmesine olanak tanımaktadır. Mısır, bu fırlatma ile kıtadaki “üretici” konumunu pekiştirirken Çin teknoloji transferine ne denli açık olduğunu kanıtlayarak Batılı rakiplerine kıyasla daha cazip bir ortak profili çizmektedir.
Söz konusu teknoloji transferi özellikle Sahra Altı Afrika’da kronikleşen gıda güvenliği ve iklim değişikliği sorunlarının çözümünde somut çıktılar üretmektedir. 2025 yılı boyunca Sahel kuşağında etkisini gösteren kuraklık riskinin yönetilmesinde Çin menşeli uzaktan algılama uyduları risk haritalaması ve rekolte tahminlerinde karar döngüsünü hızlandırmıştır. Yerel hükümetlerin tarımsal rekolte öngörülerinde bulunmasını sağlayan bu veri akışı geleneksel yöntemlerle yapılan arazi taramalarının yerini almaktadır. Toprak nemi, bitki sağlığı ve su kaynaklarının uzaydan takibi Afrika tarımının modernizasyonunda traktörden veya gübreden çok daha işlevsel bir araç haline gelmiştir.
Sahadaki bu teknik işbirliği diplomatik zeminde karşılığını bulmaktadır. Eylül 2024’te kabul edilen ve 2025-2027 dönemini kapsayan Çin-Afrika İşbirliği Forumu (FOCAC) Pekin Eylem Planı 2025 yılı itibarıyla kâğıt üzerindeki bir metin olmaktan çıkıp işleyen bir mekanizmaya dönüşmüştür. Kasım 2025’te Afrika Birliği ve Çinli yetkililerin katılımıyla gerçekleştirilen uygulama sempozyumu (Post-FOCAC) uzay işbirliğinin bu planın merkezinde yer aldığını teyit etmiştir.[iii] Yer istasyonu kurulumları ve veri paylaşım protokolleri ile somutlaşan bu süreç Pekin yönetiminin kıtayı dijital bir bağımlılık ilişkisinden uzaklaştırıp ortak bir teknolojik ekosisteme dahil etme hedefini yansıtmaktadır. Benzer şekilde Senegal’in 2024’te imzaladığı Uluslararası Ay Araştırma İstasyonu (ILRS) katılım protokolü 2025 yılında kurumsal görünürlük kazanmıştır.[iv] Bu durum ortaklığın yeryüzüyle sınırlı kalmayıp uzaya çıktığının bir göstergesidir.
Devletler arası bu protokollerin işleyişinde 2025 yılının uzay diplomasisi açısından en dikkat çekici boyutu devlet tekelindeki CNSA’nın yanında Çinli ticari uzay firmalarının Afrika pazarında boy göstermeye başlamasıdır. Lijian-1 Y11 fırlatması Çin’in devlet kapasitesini özel sektörün esnekliğiyle birleştirerek Afrika ülkelerine “ticari uzay diplomasisi” sunduğunu kanıtlamaktadır. Batı dünyasının Afrika’ya yönelik uzay politikaları genellikle hibe veya şartlı krediler ekseninde ağır bürokratik süreçlerle ilerlerken Çinli ticari firmaların sunduğu “hızlı tedarik–hızlı konuşlandırma modeli” Afrika liderleri nezdinde daha pragmatik bulunmaktadır. Afrikalı uzmanların tasarım ve üretim süreçlerine dahil edilmesi psikolojik bariyerleri yıkmakta ve “bizim uydumuz” algısını güçlendirmektedir. Bu aidiyet hissi ilişkilerin sürdürülebilirliği açısından ticari anlaşmalardan çok daha sağlam bir zemin oluşturmaktadır.
Sivil ve ticari uygulamaların sağladığı bu entegrasyonun ötesinde uzay teknolojilerinin güvenlik boyutundaki yansımaları Afrika jeopolitiğinde dengeleri değiştirmektedir. Özellikle Gine Körfezi ve Afrika Boynuzu gibi deniz haydutluğu faaliyetlerinin yoğun olduğu bölgelerde okyanus gözetleme uyduları stratejik birer istihbarat aracı işlevi görmektedir. Çin’in 2025 yılında fırlattığı yeni nesil uydulardan sağlanan anlık deniz trafiği verileri Afrika donanmalarının operasyonel kabiliyetini artırmakta ve kıyı güvenliğinin sağlanmasında çarpan etkisi yaratmaktadır. Söz konusu işbirliği, Batı başkentlerinde endişeyle karşılansa bile Afrika liderleri nezdinde “stratejik otonomi” arayışının bir parçası olarak değerlendirilmektedir. Çin bu verileri sağlayarak kıtadaki güvenlik mimarisinde bağımlılık üreten bir süreklilik inşa etmektedir. Veri akışının devamlılığı Pekin ile Afrika başkentleri arasındaki ilişkilerin maliyetini yükselterek siyasi tutarlılığı pekiştirmektedir.
Pekin’in kıtadaki bu sessiz ilerleyişi, Washington ve Brüksel hattında yeni bir rekabet alanının doğuşuna işaret etmektedir. Batılı devletlerin güvenlik endişeleri ve veri gizliliği üzerinden geliştirdiği söylemler Afrika başkentlerindeki somut ihtiyaçların aciliyeti karşısında zayıf kalmaktadır. Çin’in sağladığı teknoloji “pragmatik bir paket” olarak sunulurken Batı’nın yaklaşımı normlar ve denetim vurgusu taşımaktadır. Aciliyet ve kapasite ihtiyacı duyan Afrika yönetimleri için pragmatik paket daha işlevsel görülmektedir. Bilhassa BeiDou Navigasyon Uydu Sistemi’nin Afrika genelindeki sinyal erişimi ve entegrasyon çabası 2025 itibarıyla görünür biçimde artmıştır. Bu durum bazı sektörlerde GPS haricinde tercih setini genişleterek kıtanın dijital altyapısının Çin standartlarına göre şekillenmesine zemin hazırlamaktadır. Bu genişleme teknik bir seçenek artışının ötesinde standartlar üzerinden nüfuz üretme yarışını hızlandırmaktadır.
Nihayetinde 2025 yılı sonu itibarıyla Çin’in uzay programı insanlığın ortak mirası olan uzayı keşfetme idealinden öte yeryüzündeki jeopolitik rekabetin en keskin enstrümanlarından biri haline gelmiştir. Aralık ayındaki yoğun fırlatma trafiği ve Afrika ile derinleşen ortaklıklar kıtanın kalkınma hamlesinde uzay teknolojilerinin kaldıraç etkisi yarattığını kanıtlamaktadır. Tarımdan güvenliğe iletişimden afet yönetimine kadar hayatın her alanına dokunan bu projeler Çin’in süper güç olma iddiasını somutlaştırmaktadır. Devlet kapasitesinin artık beton binalar veya kalabalık ordularla ölçülmesinden ziyade yörüngeden akan verinin hızı ve doğruluğu ile değerlendirildiği bir çağdayız. Çin bu gerçeği herkesten önce kavramış ve Afrika ile kurduğu sessiz ittifakla geleceğin dünyasını inşa etmeye başlamıştır. Bu tabloda belirleyici husus Afrika’nın veri tüketen bir pazar konumunda mı kalacağı yoksa veri yönetişimini kural koyucu düzeyde şekillendiren bir aktör mü olacağıdır.
[i] Brett Tingley, “Record Launches, Reusable Rockets and a Rescue: China Made Big Strides in Space in 2025.” Space.com, 24 Aralık 2025. https://www.space.com/space-exploration/launches-spacecraft/record-launches-reusable-rockets-and-a-rescue-china-made-big-strides-in-space-in-2025. (Erişim Tarihi: 26.12.2025).
[ii] “China Launches Lijian-1 Rocket, Sending 9 Satellites into Orbit.” IMSilkroad (Xinhua), 11 Aralık 2025. https://en.imsilkroad.com/p/348736.html. (Erişim Tarihi: 26.12.2025).
[iii] “Opening Statement at the Post-FOCAC Symposium on Implementing the Beijing Action Plan (2025–2027).” African Union Peace and Security Department, 26 Kasım 2025. https://www.peaceau.org/en/article/opening-statement-at-the-post-focac-symposium-on-implementing-the-beijing-action-plan-2025-2027. (Erişim Tarihi: 26.12.2025).
[iv] Rihab Ben Moussa, “Senegalese Space Agency Joins the International Association for Deep Space Exploration.” Space in Africa, 10 Eylül 2025. https://spaceinafrica.com/2025/09/10/senegalese-space-agency-joins-the-international-association-for-deep-space-exploration/. (Erişim Tarihi: 26.12.2025).
