24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı, her ne kadar sahada Moskova ile Kiev’in karşı karşıya geldiği ve iki aktörün anlaşmazlıklarının neticesinde cereyan eden bir savaş olsa da arka planda Rusya-Batı rekabetinin bir sonucudur. Kuşkusuz söz konusu savaş, küresel güvenlik denklemlerini kırılganlaştırmış ve çeşitli coğrafyalardaki krizler tırmanışa geçmiştir. Bu bağlamda Rusya-Batı mücadelesinin yansıması olarak tırmanan krizlerden biri de Kosova Krizi’dir.
En temelde Kosova Krizi, Balkanlar’daki demografik heterojenliğin yansıması olarak Kosova’nın iç dinamikleri ve bölge devletlerinin yönelimleriyle ilişkili olsa da Balkanlar’ın aynı zamanda Güneydoğu Avrupa olması, krizin tırmanışını tetiklemektedir. Yani Batı’nın yaptırım baskısıyla yüzleşmek durumunda kalan ve Ukrayna’daki savaşta arzu ettiği tabloya ulaşamayan Rusya, Balkanlar üzerinden Batı’ya “Yakın çevrendeki krizler üzerinden seni istikrarsızlaştırabilirim.” mesajını vermektedir. Bu anlamda Kremlin, Rusya’nın Ukrayna kaybettiği bir savaşın tüm dünyanın kaybedeceği bir sürece evrileceğini ima etmektedir. Balkanlar da bu noktada krizler ve çatışmalar üzerinden Batı üzerindeki baskının arttırılmak istendiği bir alan olarak dikkat çekmektedir. Kuşkusuz mevzubahis mesajın verilmesi noktasında Moskova yönetiminin pan-Slavizm bağlamında etki edebildiği Sırpların rolü büyüktür.
Sırbistan’ın “Büyük Sırbistan” ideali de düşünüldüğünde, Belgrad yönetiminin tüm Sırpların korucusu olma gayesiyle hareket ettiği söylenebilir. Bu yüzden de Kosova’nın kuzeyinde yaşayan Sırpların durumu özelde Sırbistan ile Kosova’nın ve hatta Kosova nüfusunun büyük çoğunluğunun Arnavut olması hasebiyle Arnavutluk’un ve genelde ise Rusya ile Batı’nın karşı karşıya gelmesine sebebiyet verebilir.
Rusya’nın Balkanlar üzerinden Batı’ya baskı yapmasının Ukrayna’daki savaşın ardından tırmanışa geçmesi de bundan kaynaklanmaktadır. Nitekim 2022 yılının Nisan ayından itibaren Kosova’nın kuzeyinde yaşanan seçim tartışmaları ve 2022 senesinin Kasım ayında patlak veren plaka ve tek tip kimlik krizi, Piriştine yönetimi ile Kosovalı Sırpları karşı karşıya getirmiştir. Bu da bölgede savaş çanlarının çalmasına yol açmıştır. Yaşanan gerilimin nihayetinde ulaştığı nokta ise Kosova’nın kuzeyinde; yani Sırpların yoğun olduğu bölgede Sırpların boykot çağrısının gölgesinde yapılan seçimlerin ardından seçilen üç belediye başkanının yemin etmesiyle meydana gelen protestolardır.[1] Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Kosova Görev Gücü’nün (KFOR) hedef alındığı protestolara ilişkin Kosova polisi, durumun kontrol altında olduğunu dile getirse[2] de Kosova’daki Sırpların en büyük partisi olan Sırp Listesi, protestoların devam edeceğini açıklamıştır.[3]
Anlaşılacağı üzere, Kosova’daki durum son derece kırılgandır. Bu söz konusu Kosova’nın güvenliğinin sağlama noktasında KFOR görev yapmaktadır. Üstelik Kosova Başbakanı Albin Kurti’nin bölgede yaşanan gelişmelerin ardından yaptığı çağrı neticesinde NATO, söz konusu ülkeye 700 asker daha göndereceğini açıklamıştır.[4] Bu da Rusya’nın pan-Slavist argümanlar üzerinden Sırplar aracılığıyla bölgeyi istikrarsızlaştırma girişimine karşı Batı’nın Kosova’daki nüfuzunu arttırmaya yöneldiği şeklinde yorumlanabilir.
Göz ardı edilmemesi gereken bir nokta da Batı’nın kendi içerisindeki bölünmüşlüktür. ABD, çeşitli coğrafyalarda Rusya’yı tahrik eden ve çatışmalar üzerinden yıpratmak isteyen bir tavır içerisindedir. Ukrayna’daki savaşın uzamasını isteyen aktörlerin başında da Washington yönetimi gelmektedir. Buna karşılık Avrupa Birliği (AB) krizlerin ağır maliyetlerinden sakınmakta ve güvenliksizleşme olasılığından kaygı duymaktadır. Bundan mütevellit 30 Mayıs 2023 tarihinde yaptığı açıklamada AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, taraflar arasında diyalog düzenlemek için çalıştığını ifade etmiştir.[5] Benzer şekilde 30 Mayıs 2023 tarihinde Fransa Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada da Kosova’daki gerilimin yatıştırılmasının Avrupa’nın güvenliği açısından önemli olduğu belirtilmiştir.[6] Yaşanan gelişmelere dair endişelerini dile getiren bir diğer isim ise Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’dır.[7] Bu da Tiran yönetiminin Kosova konusundaki hassasiyetiyle yakından ilişkilidir. Bununla birlikte Tiran’ın “Büyük Arnavutluk” idealinin bulunduğu ve işlerin kontrolden çıkması halinde Balkanların bir kez daha Balkanlaştırılabileceği söylenebilir.
Üzerinde durulması gereken bir başka husus da Rusya’nın Sırplar üzerinden birtakım hedeflerine ulaşmak istemesine rağmen Belgrad yönetiminin aslında kendi ulusal çıkarlarını göz önünde bulunduran her devlet gibi güç merkezleri arasındaki dengeleri gözeterek çok yönlü ve çok boyutlu bir dış politika uygulamak istediğidir. Yani Sırbistan, bir yandan Rusya’yla ilişkilerini sürdürmek isteyen ve bu bağlamda Moskova’ya yaptırım uygulamaktan kaçınan bir devletken; diğer taraftan da Batı yönelimi de olan bir aktördür. Bu anlamda Sırbistan dış politikasının bir boyutunu da AB üyeliği hedefi oluşturmaktadır. Söz konusu hedefin krizin derinleşmesinin engellenmesi bakımından fırsat sunduğu söylenebilir. Fakat her şeye rağmen sürecin Belgrad’ı tercih yapmaya zorlama ihtimali de vardır.
Vaziyeti açmak gerekirse, Kosova’nın bağımsızlığı, en temelde Rusya’ya pan-Slavizm politikasının sınırlarının ve sınırlılıklarının gösterildiği hadise olmuştur. Aynı şekilde bu bağımsızlık, Belgrad’a da “Büyük Sırbistan” idealinin realiteden kopuk olduğunu göstermiştir. Fakat buna rağmen gerek Rusya gerekse de Sırbistan, Kosova’nın bağımsızlığını tanımamaktadır. Bu anlamda tercih yapmak durumunda kalan bir Belgrad’ın Batı’dan kopmak durumunda kalması ihtimal dahilindedir.
En temelde bu olasılık, Sırbistan’ın kendi içindeki bölünmüşlükten kaynaklanmaktadır. Nitekim 29 Mayıs 2023 tarihinde Sırbistan Cumhurbaşkanı Alexander Vucic, Kosovalı Sırpları, NATO unsurlarıyla çatışmaya girmemeye çağırarak sürecin NATO’nun bölgedeki asker sayısını arttırmasıyla neticelendiğine dikkat çekmiş ve protestoların Kurti’nin amaçlarına hizmet ettiğini belirtmiştir. AB üyeliği hedefi hasebiyle rasyonel zeminde kalmaya özen gösteren ve sağduyulu bir söylem geliştiren Vucic’in aksine Sırbistan’da aşırı sağ olarak nitelendirilebilecek güçlü bir siyasi eğilim vardır. Zaten bu yüzden de Vucic’in açıklamalarının akabinde Belgrad’da Cumhurbaşkanı’nın duruşunu eleştiren protestolar düzenlenmiştir.[8]
Nihayetinde mevzubahis protestolar, tercih yapmak durumunda kalan bir Belgrad’ın Rusya’nın beklentileriyle örtüşen bir siyaset anlayışını içselleştirebileceğine işaret etmektedir. Bu da Sırp liderin AB bağlamında krizi yatıştırmaya çalışan yaklaşımının aksine; gelecekte Sırbistan’ın yalnızca Kosova’da değil; Bosna Hersek’te de Sırp milliyetçiliğinin yükselişe geçmesine yol açacak stratejiler geliştirebileceğinin habercisidir. Aynı zamanda bu durum, Balkanlardaki etnik gerilimi yükseltecek ve dolayısıyla bölge, Batı-Rusya rekabeti bağlamında dış güçlerin müdahalesine daha açık hale gelecektir.
İfade etmek gerekir ki; Balkanlar, etnik anlamdaki heterojen yapısı nedeniyle kırılgan bir güvenlik denklemine sahiptir. Bu durum, bölge devletlerinin kolaylıkla karşı karşıya gelebilmesine yol açmaktadır. Kosova merkezli olarak yaşanan gelişmeler de bunu teyit eder mahiyettedir. Süreç, Kosova, Kosova Sırplar ve Sırbistan üçgeninde cereyan etse de bölgesel boyutta Arnavutluk’un da yaşanan gelişmeleri yakın takip ettiği görülmektedir.
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın Moskova ile Batı arasındaki hesaplaşmayı hızlandırması ise jeopolitik anlamda kırılgan fay hatlarına sahip olan Balkanlar’da Rusya-Batı mücadelesini de hızlandırmıştır. Bunun yansımalarını Kosova Krizi’nde de görmek mümkündür. Neticede Balkanlar’ın Kosova üzerinden bir kez daha Balkanlaştırılma riskiyle karşı karşıya olduğu söylenebilir.
[1] “Gradonačelnici tri opštine na sjeveru Kosova položili zakletvu”, Al Jazeera, https://balkans.aljazeera.net/news/balkan/2023/5/25/gradonacelnici-tri-opstine-na-sjeveru-kosova-polozili-zakletvu, (Erişim Tarihi: 31.05.2023).
[2] “Situation in Northern Kosovo under Control Police Says”, Albanian Daily News, https://albaniandailynews.com/news/situation-in-northern-kosovo-under-control-police-says-, (Erişim Tarihi: 31.05.2023).
[3] “Kosovo’s Largest Serbian Party Vows To Continue Protests Until Demands Met”, RFRL, Kosovo’s Largest Serbian Party Vows To Continue Protests Until Demands Met, (Erişim Tarihi: 31.05.2023).
[4] “NATO raspoređuje dodatnih 700 vojnika na Kosovu”, Al Jazeera, https://balkans.aljazeera.net/videos/2023/5/30/nato-rasporedjuje-dodatne-snage-na-kosovu, (Erişim Tarihi: 31.05.2023).
[5] “Borrel radi na organizaciji dijaloga Kosova i Srbije na visokom nivou”, Al Jazeera, https://balkans.aljazeera.net/news/balkan/2023/5/30/borrel-radi-na-organizaciji-dijaloga-kosova-i-srbije-na-visokom-nivou, (Erişim Tarihi: 30.05.2023).
[6] “France Says It Vital European Security Calm Kosovo”, Reuters, https://www.reuters.com/world/europe/france-says-it-vital-european-security-calm-kosovo-%20tensions-2023-05-30/, (Erişim Tarihi: 30.05.2023).
[7] “Rama zabrinut zbog dešavanja na sjeveru Kosova: Ovo je opasno i nepotrebno”, Oslobodjenje, https://www.oslobodjenje.ba/vijesti/region/rama-zabrinut-zbog-desavanja-na-sjeveru-kosova-ovo-je-opasno-i-nepotrebno-863701, (Erişim Tarihi: 31.05.2023).
[8] “Nekoliko stotina građana na protestu u Beogradu nezadovoljni odnosom države prema krizi na Kosovu”, Al Jazeera, https://balkans.aljazeera.net/videos/2023/5/29/nekoliko-stotina-gradjana-na-protestu-u-beogradu-nezadovoljni-odnosom-drzave-prema-krizi-na-kosovu, (Erişim Tarihi: 31.05.2023).
