1956 yılında Avrupa Yayın Birliği (EBU) tarafından başlatılmış olan Eurovision Şarkı Yarışması, sadece müziksel performansların sergilendiği bir sahne değil, aynı zamanda Avrupa kültürel kimliğinin inşa edildiği ve sınandığı bir alan olarak gelişmiştir. Zaman içinde Avrupa’nın yumuşak güç araçlarından biri hâline gelen bu yarışma, katılımcı ülkelerin yalnızca sanatsal temsillerini değil, aynı zamanda uluslararası normlara ve ortak değerlere olan aidiyetlerini de göstermelerine olanak sağlamıştır. Bu çerçevede İsrail’in yarışmadaki varlığı, Avrupa’nın sınırlarının kültürel olarak nasıl belirlendiğine dair anlamlı bir örnek sunmuştur. İsrail, 1973 yılından bu yana Eurovision’da yer almış, dört kez birincilik elde ederek bu platformda kalıcı bir aktör hâline gelmiştir. Coğrafi olarak Avrupa kıtasında yer almamasına rağmen EBU üyesi olması sayesinde bu yarışmaya katılabilmektedir. Bu katılım, İsrail’in Batı’yla olan kültürel ve medya temelli bağlarının göstergesi olarak yorumlanmıştır.
2025 yılında ise bu varlık, alışılmadık bir tartışma ekseninde yeniden sorgulanmaya başlanmıştır. Özellikle 7 Ekim sonrası yaşanan gelişmelerin ardından İsrail’in Gazze’de yürüttüğü operasyonlar uluslararası kamuoyunda sert tartışmalara neden olmuş, bu durum kültürel alanlara da yansımıştır. Bu bağlamda Eurovision 2025’te İsrail’in temsilcisi Yuval Raphael’in seslendirdiği “October Rain” adlı şarkının yarışmaya kabul edilmesi bile bazı kesimler tarafından protestoyla karşılanmıştır. Her ne kadar şarkının sözlerinde politik bir gönderme bulunmadığı belirtilmiş olsa da “Gazze’deki gerçekleri romantize ettiği” yönündeki eleştiriler yoğunlaşmıştır. Yarışmanın düzenleyicileri, söz konusu parçanın sözlerini değiştirttiğini ve yarışma kurallarına uygun hale getirildiğini açıklamıştır.[1] Ancak sosyal medyada şarkının halk oylarında birinci gelmesi, jüri tarafından ise düşük puanlarla ikinci sıraya yerleştirilmesi, yarışmanın demokratik işleyişine dair yeni tartışmaları beraberinde getirmiştir.
Aktarılan bilgilere göre, özellikle İspanya, Belçika, İrlanda ve İsviçre gibi ülkelerde jüri oylarıyla halk oyları arasında büyük farklar oluşmuş, bu farklar “dijital kampanyalarla yönlendirilmiş duygusal mobilizasyon” olarak değerlendirilmiştir.[2] İsviçre yayıncısı SRF’den yapılan açıklamada “Kampanyalar üzerinden yapılan kitlesel yönlendirme, müziğin özgünlüğünü gölgelemektedir.” ifadeleri kullanılmıştır. Bu yorumlar, Eurovision’un yalnızca bir müzik yarışması değil, aynı zamanda toplumların siyasi duyarlılıklarının yansıdığı bir alan hâline geldiğini göstermiştir.
İspanya Başbakanı Pedro Sánchez, mayıs ayında yaptığı bir açıklamada, Rusya’nın 2022 yılında Ukrayna’yı işgali nedeniyle yarışmadan çıkarılmasını örnek göstererek, benzer bir yaptırımın İsrail için de gündeme gelmesi gerektiğini savunmuştur. Sánchez, “Rusya dışlandığında kimse ses çıkarmadı. Şimdi de aynı ilke geçerli olmalıdır.” demiştir.[3] Bu açıklama, yarışmanın gelecekteki siyasi reflekslerinin belirlenmesinde önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilmiştir. Sánchez’in bu açıklaması sonrasında İspanya’daki devlet televizyonu RTVE ve bazı sivil toplum kuruluşları da benzer çağrılarda bulunmuştur.[4]
Bu çağrılara karşılık olarak Almanya, Avusturya ve İsviçre gibi ülkeler ise İsrail’in yarışmada kalmasını savunmuştur. Almanya’nın kamu yayıncısı ARD, İsrail’in yarışmadan çıkarılması hâlinde Almanya’nın da yarışmadan çekileceğini belirtmiştir. Bu açıklama EBU cephesinde doğrudan doğrulanmasa da Batı Avrupa’da İsrail’e yönelik tarihsel sorumluluk ve kültürel dayanışmanın bir tezahürü olarak yorumlanmıştır. Avusturya’dan ORF yetkilileri ise “Eurovision siyasal değil, sanatsal bir alandır. Katılım, siyasi duruşa değil, yayıncı üyeliğine göre belirlenir.” şeklinde açıklama yapmıştır.[5]
3 Temmuz 2025 tarihinde Londra’da gerçekleşen EBU toplantısı, bu tartışmaların kurumsal bir zemin kazandığı kritik bir eşik olmuştur. Toplantıya EBU üyesi yayıncılar katılmış, İsrail’in üyeliği ve 2026 yarışmasındaki yeri tartışılmıştır. Toplantı sonunda henüz kesin bir karar alınmamış, nihai kararın savaşın seyrine bağlı olarak 2025 kışında verileceği belirtilmiştir. EBU tarafından yapılan açıklamada “EBU, siyasi krizlerin kültürel yapıları sekteye uğratmaması gerektiğine inanır, ancak mevcut çatışmanın seyrine bağlı olarak üyelik konusunu tekrar değerlendirebiliriz.” ifadesi kullanılmıştır.[6] Bu açıklama, EBU’nun normatif ilkeler ile fiili baskılar arasında sıkıştığını göstermiştir.
Londra’daki toplantı sonrasında alınan kararın bir tür “zamana yayılmış erteleme” olduğu ve kesin tavır alınmasından kaçınıldığı anlaşılmaktadır.[7] Bu durum, hem Almanya ve Avusturya gibi ülkelerin baskısı hem de İspanya ve İrlanda gibi ülkelerden gelen talepler arasında bir denge kurma çabası olarak yorumlanmıştır. Yine de bu süreçte dikkat çeken bir gelişme, bazı yayıncıların jüri sistemine dair reform önerilerinde bulunmasıdır. The Guardian’ın haberinde, “halk oylamasının duygusal mobilizasyonlara açık olduğu ve jüri oylarının kültürel kaliteye odaklandığı” yönünde görüşlerin arttığı aktarılmıştır.[8] Bazı yayıncılar, halk oylarının etkisinin azaltılması veya jüri-halk oylarının ağırlığının yeniden düzenlenmesini talep etmiştir.[9]
Bu bağlamda yarışmanın “kültürel diplomasi” işlevi giderek artmış, müziksel performansların ötesine taşan bir anlam kazanmıştır. İsrail’in Eurovision’daki varlığı, yalnızca bir ülkenin sanatsal temsili değil, aynı zamanda Avrupa’nın normatif çerçevesinin nasıl işleyeceğine dair bir test alanına dönüşmüştür. EBU’nun bu süreçte tarafsızlık ilkesini korumaya çalıştığı, ancak aynı zamanda kamuoyu baskısı ve üye yayıncılar arasındaki gerilimi yönetmek zorunda kaldığı görülmüştür. Bu durum, kültürel alanda siyasi etkilerin dolaylı olarak nasıl şekillendiğini de göstermiştir.
Sonuç olarak Eurovision yarışması, 2025 yılı itibarıyla tarihindeki en tartışmalı dönemlerinden birine girmiştir. İsrail’in yarışmadaki geleceği yalnızca EBU’nun teknik kararlarına değil, Avrupa kamuoyunun hassasiyetlerine ve bölgedeki çatışmanın seyrine bağlı hâle gelmiştir. Eurovision’un kültürel alanla siyaset arasındaki sınırları ne ölçüde koruyabileceği, bu süreçte alınacak kararlara göre şekillenecektir. İsrail’in katılımı, bazıları için bir dayanışma göstergesi, bazıları içinse normatif bir tutarsızlığın sembolü olmuştur. Müzik ve kültürün siyasetin gölgesinde kalmadan sürdürülebilmesi için Eurovision’un yeni kurumsal refleksler geliştirmesi gerekecektir. Bu süreç, kültürel diplomasi açısından önemli bir eşik olarak tarihsel kayıtlara geçmiştir.
Önümüzdeki kış alınacak nihai karar, yalnızca 2026 yarışması için değil, aynı zamanda Eurovision’un temel ilkeleri, meşruiyeti ve Avrupa kültürel topluluğunun kapsayıcılığı açısından da belirleyici olacaktır. Kurumun tarafsızlık ilkesi ile etik sorumluluğu arasında denge kurması zorunluluğu, bu süreci yalnızca kültürel değil, yönetimsel açıdan da karmaşık hâle getirmiştir. Eurovision 2025 sonrası süreç, müzik üzerinden kurulan kültürel diplomasinin sınırlarını yeniden çizecek bir dönem olacaktır. Bu nedenle İsrail’in varlığı, sadece bir ülke meselesi değil, Avrupa’nın kültürel kriz yönetimi pratiğinin bir yansıması olarak tarihe geçmiştir.
[1] Guy Hedgecoe & Paul Glynn, “Spanish PM calls for Israel ban at Eurovision”, BBC, https://www.bbc.com/news/articles/cn7zx836v6do, (Erişim Tarihi: 03.07.2025).
[2] ‘Martin Belam, “It is time to ask if the rules allow abuse’: broadcasters call for overhaul of Eurovision voting after Israeli near win”, The Guardian, https://www.theguardian.com/tv-and-radio/2025/may/21/eurovision-public-vote-israeli-near-win-social-media-campaigns?utm_source=chatgpt.com, (Erişim Tarihi: 03.07.2025).
[3] Aynı yer.
[4] Greta Aira, “Spanish Prime Minister Pedro Sánchez calls for Israel to be excluded from Eurovision over Gaza war”, Euronews, https://www.euronews.com/culture/2025/05/19/spanish-prime-minister-pedro-sanchez-calls-for-israel-to-be-excluded-from-eurovision-over-, (Erişim Tarihi: 03.07.2025).
[5] Giannis Argyriou, “Germany Threatens to Withdraw from Eurovision if Israel is Excluded”, Eurovisionfun, https://eurovisionfun.com/en/2025/05/germany-threatens-to-withdraw-from-eurovision-if-israel-is-excluded/ (Erişim Tarihi: 03.07.2025).
[6] Aynı yer.
[7] “Ran Boker, Israel narrowly avoids Eurovision suspension: ‘If war drags on, staying in will be difficult’, Ynet News, https://www.ynetnews.com/culture/article/bkk8exvrle, (Erişim Tarihi: 03.07.2025).
[8] Aynı yer.
[9] Giannis Argyriou, “Breaking News: Israel Remains in Eurovision for Now | Final Decision in Winter, Depending on War Developments”, Eurovisionfun, https://eurovisionfun.com/en/2025/07/breaking-news-israel-remains-in-eurovision-for-now-final-decision-in-winter-depending-on-war-developments/, (Erişim Tarihi: 03.07.2025).