Analiz

Tiflis’in Jeopolitik Hesabı: Radikal Batıcılığa Direniş ve Pragmatik Tarafsızlık

Vize krizinde Tiflis, ulusal egemenliği önceliklendirip Batı’nın dayatmalarına karşı mesafeli tutum sergilemektedir.
Gürcistan, GRP liderliğinde Batı’nın baskılarına rağmen Rusya’yla çatışmadan kaçınan ve jeopolitik çıkarlarını önceleyen bağımsız bir politika izlemektedir.
Ayrılıkçı bölgelerde sözde ilhakın resmileşmesini önlemeyi hedefleyen Gürcistan, radikal Batı yanlılığından uzak ve dengeci bir çizgi izlemektedir.

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Gürcistan’ın son dönemde izlediği dış politika ve iç siyasî denge stratejisi, özellikle Gürcü Rüyası Partisi’nin (GRP) liderliğinde daha rasyonel, ulusal odaklı ve realist bir perspektife evrilmiştir. İrakli Garibaşvili döneminde temkinli bir denge politikası benimseyen Gürcistan, Batı’nın artan baskısına rağmen Rusya’yla doğrudan bir çatışmadan uzak durmayı tercih etmiş ve ülkenin jeopolitik istikrarını önceliklendirmiştir.

İrakli Kobakhidze’nin başbakanlık döneminde ise GRP iktidarı, dış politika yönelimini daha da netleştirerek Batı’nın Gürcistan’dan radikal Batıcı bir rejim ve Rusya karşıtı cephe politikası beklentilerine karşı ulusal egemenliği ön plana çıkarmıştır. Bu dönemde Batı’dan gelen yoğun siyasî baskılara rağmen Tiflis yönetimi kendi ulusal çıkarlarını merkeze alan bağımsız bir dış politika çizgisi izlemiş, Gürcistan’ın ikinci cepheye çekilmesini kesin biçimde reddederek devletin uzun vadeli jeopolitik çıkarlarını pragmatik bir zeminde muhafaza etmiştir.[1]

Bu ulusal odaklı yaklaşımın en somut yansımalarından biri sınır dışı politikalarında net şekilde görülmektedir. Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Andriy Sibiga’nın iddialarına rağmen GRP hükûmeti, sınır yönetiminde yalnızca Ukrayna değil, birçok farklı ülkenin yasa dışı göç faaliyetlerini hedef alarak ülkenin güvenliğini önceliklendiren bir uygulama yürütmektedir.[2] 2025 yılının Haziran ayı itibarıyla transit bölgelerde belgeleri eksik çok sayıda Ukraynalı vatandaşın bulunması uluslararası kamuoyunda yankı uyandırsa da Gürcistan, Rusya’yla çatışmaya sürüklenmeden göç rejimini hukukî ve güvenlik temelli bir şekilde uygulamaya devam etmektedir. Aynı zamanda Bangladeş, İran, Irak, Kırgızistan, Pakistan, Rusya, Türkiye ve diğer Orta Asya ülkeleri vatandaşlarının da sınır dışı edilmesi, Gürcistan’ın bu politikada tarafsız ve kapsamlı bir kontrol mekanizması yürüttüğünü ve sınır güvenliğini Batı’nın siyasî baskılarından bağımsız olarak şekillendirdiğini ortaya koymaktadır.[3]

Vize serbestisi meselesi bağlamında Gürcistan’ın tavrı yine bağımsız ve ulusal menfaat odaklı bir perspektifi yansıtmaktadır. Avrupa Komisyonu’nun temel haklar bahanesiyle dayattığı şartlar, Batı’nın Gürcistan’da Batı yanlısı radikal bir rejim kurma hedefinin bir uzantısı olarak okunmaktadır. Gürcistan yönetimi, özellikle “yabancı ajanlar yasası” ve LGBT propagandasını sınırlayan yasal düzenlemeler üzerinden Batı tarafından hedef alınmakta; ancak GRP iktidarı, bu düzenlemeleri ülkenin sosyal istikrarı ve ulusal güvenliği açısından zorunlu araçlar olarak değerlendirmektedir. 2025 yılının Ocak ayından itibaren diplomatik ve kamu pasaportlarına uygulanan kısıtlamaların genel nüfusa yayılması tehdidine rağmen Gürcistan, Avrupa Birliği’nin (AB) taleplerine boyun eğmeyip kendi ulusal kimliğini ve güvenliğini önceleyen bağımsız duruşunu korumaktadır.[4]

Bu süreçte Fransa, Estonya ve Polonya gibi ülkelerden gelen sert söylemler de Gürcistan’ın Batı’ya bağımlı hale getirilmesi yönünde bir baskı politikası izlenildiğini göstermektedir. Fransa Büyükelçisi Sheraz Gasri, vizesiz rejimi teknik bir yükümlülük ihlali meselesi gibi sunmaya çalışırken,[5] Estonya ise açık şekilde siyasî cezalandırma amacıyla Gürcistan yargı ve yönetim yetkililerine kişisel yaptırımlar uygulamaktadır.[6] Polonya Dışişleri Bakanı Sikorski de aynı şekilde iç siyasete müdahil olarak GRP hükûmetini doğrudan hedef almakta ve Gürcistan’da Batı güdümlü bir siyasî dönüşüm yaratma niyetini açıkça ortaya koymaktadır.[7] GRP’nin bu baskılara rağmen ulusal çıkar odaklı pozisyonunu koruması, Batı’nın dayattığı tek kutuplu jeopolitik tasarıma karşı rasyonel bir devlet aklının göstergesi niteliğindedir.

Avrupa Parlamentosu (AP) ve Batı medyasında Gürcistan’a yönelik kullanılan dilin açık biçimde ideolojik olduğu ve sahadaki gerçekleri yansıtmaktan uzak olduğu görülmektedir. CNN’in Gürcistan’ı Çin, İran ve Rusya eksenine kaymakla suçlaması, aslında ülkenin Batı’nın hegemonyacı tasarımlarına entegre olmaya zorlanmasını yansıtmaktadır.[8] AP’nin Gürcistan’a yönelik raporları da benzer şekilde radikal Batıcı bir ajandayı yansıtarak ülkenin kendi millî kararlarını verme hakkını hedef almakta, seçimleri Batı onayı olmadan geçersiz sayma gibi Batı merkezli standartsız bir tavır sergilemektedir.[9]

Ekonomik alanda ise Gürcistan’ın yaklaşımı tamamen ulusal çıkarlara dayalı pragmatik bir politika çerçevesinde şekillenmektedir. Batı’dan gelen siyasî baskılara rağmen Gürcistan, Rusya’yla sürdürülebilir ve çıkar temelli ekonomik ilişkilerini sürdürmekte, özellikle turizm ve ticaret alanlarında Moskova’yla işlevsel ve kârlı bir bağ kurmaktadır. 2025 yılının ilk yarısında Gürcistan’a gelen turistler içinde en yüksek payı yine Rus vatandaşlarının oluşturması ve Batum gibi şehirlerin ekonomik dinamizminin büyük ölçüde Rusya’yla sağlanması, Gürcistan yönetiminin dış politikasında reel çıkarları önceliklendiren yaklaşımını açıkça göstermektedir.[10] Bu pragmatik denge siyaseti Gürcistan’a ekonomik istikrar sağlamakta ve bölgesel kaos ortamında ülkenin güvenliğini korumaya imkân tanımaktadır.

Gürcistan’ın son dönemde benimsediği dış politika perspektifi, Batı’nın sertleştirdiği söylem ve yaptırım baskılarına rağmen daha temkinli ve jeopolitik gerçekçiliğe dayanan bir doğrultuda şekillenmektedir. Özellikle 2008 savaşının ardından topraklarının önemli bir bölümünün fiilen işgal altında kalması, Tiflis yönetimini gelecekte yeni bir askerî veya diplomatik felaketi önlemeye yönelik daha dikkatli bir stratejiye yöneltmiştir. GRP liderliğinde sürdürülen bu dış politika çizgisi, Rusya’yla doğrudan gerilimi artırmaktan kaçınarak statükoyu koruma refleksi geliştirmiş, Abhazya ve Güney Osetya’daki ayrılıkçı yönetimlerin Rusya’ya ilhakının resmileşmesini önleyici bir açık kapı politikasını gündemde tutmuştur.

Gürcistan yönetimi, Rusya’nın ayrılıkçı bölgelerde tıpkı Ukrayna’da olduğu gibi referandum düzenlememiş olmasını, gelecekte olası bir diyalog penceresi olarak okumakta ve bu nedenle Batı’nın talep ettiği radikal Rusya karşıtı tutumun bu bölgelerin tamamen kaybedilmesine yol açabileceğini hesap etmektedir. Ülke içerisindeki toplumsal yapının köklerinde güçlü bir millî ve dinî muhafazakârlığın hâkim olduğunu bilen mevcut iktidar, Batı’nın değerler merkezli taleplerine toplumda gerçek bir taban olmadığını görmekte ve her iktidar döneminde iç dengeleri zorlamadan, daha çok ulusal çıkar temelli bir yönelimi tercih etmektedir.

Önümüzdeki döneme yönelik en kritik başlıklardan biri olan AB’yle vizesiz seyahat rejimi de bu jeopolitik ve toplumsal gerçeklikler ışığında değerlendirilebilir. Brüksel’den gelen üst düzey açıklamalar vize serbestisinin askıya alınabileceği sinyallerini verse de Gürcistan yönetiminin ulusal çıkar önceliğini terk etmeyeceği görülmektedir. Tiflis için vize serbestisi önemli bir kazanım olmakla birlikte ülkenin egemenlik haklarını ve iç siyasî hassasiyetlerini aşındıracak dayatmalar karşısında bu kazanımın ikinci planda tutulduğu gözlemlenmektedir. Özellikle Batı’nın LGBT dayatmaları, “yabancı ajanlar yasası” üzerinden iç politikaya müdahale girişimi ve radikal Batıcı söylemlerinin Gürcü toplumunun kültürel kodlarıyla örtüşmemesi, iktidarı toplumsal istikrarı koruma refleksiyle daha mesafeli bir Batı yaklaşımına sevk etmektedir. Bu nedenle kısa vadede Brüksel’le ilişkilerde soğukluk devam edecek, vizesiz rejim konusunda baskılar artacak; ancak Gürcistan, millî egemenliği ve jeopolitik çıkarlarını merkeze alan bağımsız çizgisini koruyarak Batı’nın olası sert yaptırımlarına karşı ulusal refleksini sürdürmeye devam edecektir.

Sonuç itibarıyla Gürcistan, özellikle GRP öncülüğünde son dönemde dış politika ve iç siyasetinde jeopolitik gerçekçiliği ve ulusal öncelikleri önceleyen rasyonel bir yaklaşımı kurumsallaştırmıştır. Batı’nın artan baskısına ve radikal Batıcı taleplerine rağmen ülke, toplumsal ve jeopolitik gerçekliklerin dayattığı zorunluluklarla daha dengeci ve realist bir çizgide hareket etmeyi tercih etmektedir. Rusya’yla doğrudan gerilimden uzak durarak, Abhazya ve Güney Osetya’nın Ukrayna’daki Donetsk ve Luhansk gibi doğrudan Rusya’ya sözde ilhakına zemin hazırlamamakta ve diplomatik çözüm ihtimalini açık tutarak uzun vadeli ulusal menfaatlerine hizmet eden tarafsız bir dış politika izlemektedir. Gürcü toplumunun muhafazakâr ve millî-dinî kodlarını dikkate alan mevcut yönetim, Batı’nın toplumsal mühendislik dayatmalarına kapı aralamadan iç siyasî istikrarını muhafaza etmekte, vizesiz seyahat rejimi gibi Batı kaynaklı siyasî baskılara da gerektiğinde direnç göstermektedir. Bu bağlamda Gürcistan önümüzdeki dönemde Batı’yla çatışmacı bir sürecin maliyetlerini gözeterek ancak milli egemenliğini temel alan bağımsız ve pragmatik dış politika çizgisini sürdürmeye devam edecek, Rusya’yla açık çatışmadan kaçınarak bölgesel statükoyu koruyan, jeopolitik akılcılığı ön planda tutan bir aktör kimliğini daha da pekiştirecektir.


[1] “Kobakhidze Zayavil o Shantazhe YES iz-za Otkaza Gruzii Otkryt Vtoroy Front Protiv RF”, TASS, https://tass.ru/mezhdunarodnaya-panorama/24547445, (Erişim Tarihi: 19.07.2025).

[2] Andrii Sybiha, “Russia is weaponizing the deportation of Ukrainian citizens through Georgia”, X, https://x.com/andrii_sybiha/status/1946526214425813071, (Erişim Tarihi: 19.07.2025).

[3] “Gruziya Deportirovala 26 Inostrantsev, v Tom Chisle Grazhdan RF”, Zemin, https://www.yerzemin.com/display/gruziya-deportirovala-26-inostrancev-v-tom-chisle-grazhdan-rf/339013, (Erişim Tarihi: 19.07.2025).

[4] “Gruziya Mozhet Lishitsya Bezviza s YES, Yesli ne Vypolnit Yego Rekomendatsii”, TASS, https://tass.ru/mezhdunarodnaya-panorama/24551831, (Erişim Tarihi: 19.07.2025).

[5] Sheraz Gasri, “Visa free travel is based on mutual commitments”, X, https://x.com/Sherzag/status/1946199633421607063, (Erişim Tarihi: 19.07.2025).

[6] “Foreign Minister Tsahkna: We Sanctioned 19 More Georgian Officials”, Respublic of Estonia – Ministry of Foreign Affairs, https://www.vm.ee/en/news/foreign-minister-tsahkna-we-sanctioned-19-more-georgian-officials, (Erişim Tarihi: 19.07.2025).

[7] “Radoslav Sikorski – Shezghudvebi Unda Dautsesdet Mat, Vints Pasukhismgebelni Arian Represiebze da Ara Kartvel Khalkhs”, Interpressnews, https://www.interpressnews.ge/ka/article/843905-radoslav-sikorski-shezgudvebi-unda-daucesdet-mat-vinc-pasuxismgebelni-arian-represiebze-da-ara-kartvel-xalxs, (Erişim Tarihi: 19.07.2025).

[8] Jill Dougherty, “As Democracy in Georgia Collapses, Russia, China and Iran See an Opening”, CNN World, https://edition.cnn.com/2025/07/16/europe/georgia-protests-russia-china-iran-influence-intl-cmd, (Erişim Tarihi: 19.07.2025).

[9] Sergio Cantone, “Georgia Faces European Parliament’s Criticism Over Rule of Law and Russian Influence”, Euronews, https://www.euronews.com/my-europe/2025/07/10/georgia-faces-european-parliaments-criticism-over-rule-of-law-and-russian-influence, (Erişim Tarihi: 19.07.2025).

[10] Atorus, “Turisty iz Rossii okazalis’ na pervom meste po chislu vizitov v Gruziyu”, Telegram, https://t.me/atorus/32065, (Erişim Tarihi: 19.07.2025).

Ergün MAMEDOV
Ergün MAMEDOV
Ergün Mamedov, 2020 yıllında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler tezli yüksek lisans bölümüne kabul almış ve 2022 yılında tezini başarıyla savunarak mezun olmuştur. Eğitimine hâlihazırda 2022 yılında başladığı Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Uluslararası İlişkiler ana bilim dalında doktora öğrencisi olarak devam etmektedir. Gürcistan vatandaşı olan Ergün Mamedov, ileri düzeyde Gürcüce, orta düzeyde İngilizce ve başlangıç düzeyinde Rusça bilmektedir. Başlıca ilgi alanları, Güney Kafkasya ve Türk Dünyası coğrafyaları merkezli güncel diplomasi gündemi ve siyasî tarihtir.

Benzer İçerikler