Yeni Zelanda Ulusal Partisi, 23 Kasım 2023 tarihinde “ACT Yeni Zelanda” ve “Yeni Zelanda Birinci Partisi” ile hükümet kurma konusunda anlaşmaya vardığını açıklamıştır. Böylelikle, geçici bir hükümet yönetiminde haftalarca süren müzakereler ve siyasi belirsizlik sona ermiştir.
Merkez sağdaki Ulusal Parti, 14 Ekim 2023 tarihinde genel seçimde en fazla oy alan parti olmuş, ancak çoğunluk hükümeti kurmak için hem sağcı ACT Yeni Zelanda hem de popülist Yeni Zelanda Birinci Partisi’nin desteğine ihtiyaç duymuştur. Müzakereler, üç parti arasında önümüzdeki üç yıl boyunca ortak bir siyasi gündem oluşturma ve bakanlık pozisyonlarını paylaşma çabaları nedeniyle uzun sürmüştür.[1]
Yeni Başbakan Christopher Luxon, konuyla ilgili şu ifadeleri kullanmıştır:[2]
“Müzakereleri ilgili partilerle tamamladığımız bir noktada olduğumuzu duyurmaktan memnuniyet duyuyorum. Bu anlaşmalar şu anda onay için partilere sunuldu. Bu akşam onay almayı umuyoruz. Gerçekten heyecanlıyız.”
Muhafazakâr Ulusal Parti, orta gelirli Yeni Zelandalılara refah vaat ederek ve tarihsel olarak yüksek enflasyonu kontrol altına ve ülkenin borcunu azaltma sözü vererek seçmenlerin oylarını alabilmiştir. Partinin, Merkez Bankası’na enflasyonun %1 ila %3 arasına düşürülmesi için görev verebileceği düşünülmektedir.[3]
Yeni koalisyon hükümetinin oluşturulması, İşçi Partisi tarafından yönetilen sol eğilimli hükümetin altı yılının sona ermesine neden olacaktır. İşçi Partisi, ülkenin uzun Covıd-19 karantinası ve yaşam maliyetinin yükselmesi nedeniyle birçok Yeni Zelandalının desteğini kaybetmişti.[4]
Ulusal Parti’nin en fazla oyu alarak seçimi kazanması, hükümetin başa gelme potansiyelini belirlemiştir. Ancak, çoğunluğu sağlamak için diğer sağcı partilerle ittifak yapma ihtiyacı, politik istikrar ve yönetimde birleşik bir vizyon oluşturma zorluğunu ortaya koymaktadır.
Ulusal Parti’nin ACT Yeni Zelanda ve Yeni Zelanda Birinci Partisi ile koalisyon kurması, farklı politik görüşlerin ve taleplerin birleştirilmesi gerekliliğini göstermektedir. Koalisyon hükümetleri, farklı çıkarları dengeleme ve halkın geniş kesimlerini temsil etme becerisi gerektirir.
Ulusal Parti’nin vaat ettiği orta gelirli bireylere rahatlama ve yüksek enflasyonu kontrol altına alma taahhüdü, hükümetin ekonomik politikalarının merkezine yerleştirilmiş gibi görünmektedir. Bu, hükümetin ekonomik istikrar ve vatandaşların refahına odaklanma niyetini yansıtabilir.
Merkez Bankası’nın enflasyonu %1 ila %3 arasına düşürme planı, ekonomik politikaların odak noktalarından biridir. Bu tür bir politika değişikliği, enflasyonla mücadelede daha belirgin ve odaklı bir yaklaşım getirebilir. Ancak uygulanmasıyla ilgili pratik zorluklar ve ekonomik sonuçlar da değerlendirilmelidir.
Yeni Zelanda’nın önceki sol eğilimli hükümeti, Covid-19 kısıtlamaları ve yaşam maliyetindeki artış nedeniyle eleştiri almıştı. Yeni hükümetin bu sorunlara nasıl yaklaşacağı ve önceki politikalara nasıl bir alternatif sunacağı önemlidir.
Koalisyon hükümetinin oluşturulma sürecinin uzun sürmesi, toplumsal belirsizlik yaratabilir. Halk, yeni hükümetin sorunlara hızlı ve etkili bir şekilde çözüm getirme kapasitesine yönelik beklentilere sahip olabilir. Yeni hükümetin politika ajandasının ve bakanlık atamalarının duyurulması, ekonomik, sosyal ve dış politika alanlarında nasıl bir yönelim izleneceğine dair daha net bir anlayış sağlayacaktır. Sonuç olarak Yeni Zelanda’nın yeni koalisyon hükümeti, seçim vaatlerini yerine getirme, toplumsal beklentilere cevap verme ve ülkenin ekonomik sağlığını güçlendirme konularını dikkatlice değerlendirecektir. Hükümetin karşılaştığı zorluklar ve yakaladığı başarılar, ülkenin politik ve ekonomik geleceğini şekillendirecek
[1] “New Zealand’s National Party Clinches Deal to Form Government”, Reuters, https://www.reuters.com/world/asia-pacific/new-zealands-national-party-reaches-deal-form-government-2023-11-23/, (Erişim Tarihi: 23.11.2023).
[2] Aynı yer.
[3] Aynı yer.
[4] Aynı yer.
