ANKASAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, 28 Haziran 2019 tarihinde Kanal B kanalında Güncel programında dış politikadaki son gelişmeleri değerlendirdi.
Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, küresel aktörlerin durum tespitini yaparak G20 zirvesini değerlendirdi. Sözlerine bu minvalde başlayan Erol, “Burada 2 önemli husus var. Birincisi çivisi çıkmış bir dünya. Bu dünya içerisinde aktörlerin hepsi birbiriyle sorunlu ilişkilere sahip. İkincisi ise bu çivisi çıkmış dünyadaki Trump faktörü ve bu örgütlerin her geçen gün azalan önemidir. Trump, AB, NATO ve BM dahil olmak üzere bütün örgütleri bitirmeye yönelik bir politika izliyor. Dolayısıyla G20’ye baktığımızda normalde bütün ülkelerin ortak bir takım menfaat alanları oluşturup dünyanın başta çevre olmak üzere yoksulluk, sefalet gibi mevzuların konuşulacağı bir platform olmak yerine aralarındaki sorunları, krizleri aşmaya yönelik birtakım arayışları olan platforma dönüşmüştür.” dedi.
Başkan Erol, “Baktığımızda Trump’ın gelişiyle birlikte Amerika açısından en temel sorun ekonomi olarak şekillenmiştir. Fakat Amerika, ekonomi sorunlarını aşmayı Dünya ile daha fazla uzlaşma ve işbirliği yapmak yerine bütün ülkeleri tehdit ederek ve tamamen liberalizmin ruhuna aykırı bir şekilde içe kapalı ekonomi politikasıyla başlattığı ticaret savaşlarıyla çözme yoluna gitti.” İfadesini kullandı. Bugün Amerika’nın uyguladığı siyasetin normal şartlarda G20’nin kuruluş felsefesine ve ruhuna aykırı olduğunu vurgulayan Erol, G20 liderlerinin önümüzdeki sürece yönelik önemli mahiyette bir sonuç elde edeceklerini düşünmediğini ifade etti. G20 aile fotoğrafına da değinen Erol, Trump’ın davranışlarının bir liderden beklenmeyecek davranışlar olduğunu söyleyerek “Amerika’ya ve G20’ye ne kadar “saygı” duyduğunu göstermiştir.” yorumunu yaptı.
Programın devamında Rusya ile ilgili görüşlerini bildiren Erol Sovyetler birliğinin komünist ideolojinin iflasıyla sona erdiğini hatırlatarak, Putin’inde şu an da liberalizm bağlamında dikkatli bir dil kullanarak, bu ideolojinin gücünü ve etkisini kaybettiğini; dahası artık sisteme sorunlar getirdiğini; ve bundan dolayı başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyadaki tüm devletlerin yeni birtakım yasalar çıkartması gerektiğini, kendi ülkelerindeki sorunları çözmesine yönelik adımlar atma gerekliliğini vurguladığını öne sürdü.
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın Amerika’nın artık kapitalizmi, liberal düzeni temsil etmediğini ve ABD’nin kendi içine kapanmak suretiyle liberalizmin ruhuna aykırı hareket ettiğini ortaya koyan sözlerini hatırlatan Erol, “Maas Liberalizmi bitirmekten ziyade Amerika’yla arasındaki güç mücadelesinde artık sistemde AB’nin liderliği alması gerektiğini vurgulamış ve AB liderlerine çağrı yapmıştır. Bu çağrıda temsil makamı olarak kendisine yani Almanya’ya işaret etmiştir.” dedi.
Başkan Erol, İngiltere’nin yeni uluslararası sistemde konumlanmak istediğini ve bütün aktörlerle de ilişkisini yeniden tesis etmek istediğini öne sürerek “Bundan dolayı İngiltere’nin birincil politikası bütün devletlerle nasıl bir ortak gelecek inşa edebilirim ve ne tür işbirlikleri yapabilirim şeklinde evrilmiştir. Ama Brexit süreci de şunu gösteriyor ki İngiltere bu tür krizleri o kadar çok da rahat atlatacak değil. İkinci olarak Amerika’nın İngiltere’ye ne kadar manevra alanı sağlayacağı da çok önemli.” İfadelerini kullandı.
Sözlerinde Çin’le devam eden Başkan Erol, “Çin güçlendikçe daha önceki birtakım sorunları gündeme getiriyor ve kendi büyük haritasını ortaya koyuyor. Büyük Çin projesini dünyaya kabul ettiriyor. Daha önce yumuşak güç, güler yüz politikası varken artık sopa politikasını göstermeye çalışan bir Çin var.” Açıklamasında bulundu. Çin’in Bir taraftan devletlerle işbirliği yapmaya çalışıp diğer taraftan da yakın çevresini veya sorunlarını gündeme getirmek suretiyle kaba güce dayalı bir politika uygulayabileceği somut mesajlar verdiğini söyleyen Erol, “Bu ülke yeri geldiğinde Amerika ile tansiyonu rahatça yükseltebiliyor ve her türlü olasılığa hazırım mesajını verebiliyor. Dolayısıyla tüm dünya başta Amerika olmak üzere yeni bir dil geliştirmeye çalışıyor.” dedi.
