Tarih:

Paylaş:

Avrupa ile Çin Arasında Hazar Denizi’nin Artan Önemi

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

2013 yılında Çin’in Kazakistan’dan dünyaya duyurduğu Kuşak-Yol Projesi’nin temel amacı, Çin’den Avrupa’ya uzanacak olan çeşitli hatların inşa edilmesiydi. Küresel bir vizyonla hareket eden ve güzergahlar belirleyen Çin, milyarlarca doları aşan yatırımlarla projeyi hayata geçirmeye başlamıştır. Ülkelerde altyapı yatırımları yapan Çin, en kısa zamanda, en az maliyetle ve en güvenli bölgelerden Batı’yla olan ticareti sürdürmeyi amaçlamıştır. Ayrıca Pekin yönetimi, proje kapsamında çeşitli ülkelerde ekonomik temelli işbirlikleri geliştirmeyi hedeflemektedir.

Çin’in Batı’ya ulaşması noktasında yaşadığı ana sorunlardan en önemlisi, güzergahtaki ülkelerdeki istikrarsızlıklar, güvenlik tehditleri ve yaşanan çatışmalardır. Bu durum hem yatırımların hem de ticari malların güvenliğini tehlikeye düşürmektedir. Bunun karşısında ise Pekin yönetimi, görece daha güvenli olduğu ve işbirlikleri gerçekleştirdiği ülkelere yönelmektedir. Avrupa ülkelerinin de tehditlerden uzak ve en az maliyetle ticaretin sürdürülebilmesi konusunda Çin’le benzer bir tutuma sahip olduğu söylenebilir.

Bu noktada Çin ile Avrupa arasında öne çıkan en önemli güzergahlardan biri Hazar Denizi’nin de bulunduğu Orta Hat’tır. Çin’den başlayarak Avrupa’ya uzanan hat iki kola ayrılmaktadır. Kuzey kol olarak tanımlayabileceğimiz rota, Çin-Kazakistan-Hazar Denizi-Azerbaycan şeklinde devam etmektedir. Güney kol ise Çin-Kırgızistan-Özbekistan-Türkmenistan-Hazar Denizi-Azerbaycan güzergahında ilerlemektedir. Azerbaycan’da birleşen hatlar daha sonra Gürcistan üzerinden Türkiye’ye ve neticede Avrupa’ya ulaştırılmaktadır. Zengezur Koridoru’nun hayata geçirilmesiyle birlikte bu rota, daha da kısalacaktır.

Hazar Denizi açısından bakıldığında, öncelikle son dönemlerde denizin iki tarafında bulunan Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan arasında bir yakınlaşma söz konusudur. Zira Azerbaycan ile Türkmenistan, 2021 yılının Ocak ayında Hazar Denizi’nde Dostluk sahasına dair anlaşmaya varmıştır. Kazakistan da 2022 yılının Ocak ayından bu yana hem Azerbaycan’la hem de Gürcistan’la çeşitli temaslarda bulunmuştur.

Söz konusu temasların temel amacı ise Orta Asya ile Kafkasya arasında inşa edilecek güçlü bağlarla güvenli ve işler bir güzergah inşa etmektir. Orta Hat’tın daha işlek ve kazançlı olması için de bölge devletlerinin Avrasya nazarında önemli bir vizyon belirlediği söylenebilir. Zira Kazakistan, Çin’in Orta Hat’tı kullanması konusunda çağrıda bulunmuştur.[1]

Hazar Denizi’nde ülkeler arasındaki yakınlaşmanın Çin ile Avrupa arasında güvenli bir bağ kurulmasına imkan tanıdığı söylenebilir. Bu noktada Çin’in ve Avrupa ülkelerinin Hazar politikaları ve Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan’la olan ilişkileri büyük bir önem arz etmektedir. Öncelikle Çin’in üç ülkeyle de önemli ilişkileri olduğu bilinmektedir. Örneğin Azerbaycan, Çin’in Kafkasya’da ilişkilerinin en yoğun olduğu ülkedir. Kazakistan, Pekin yönetimi nezdinde jeopolitik ve jeoekonomik açıdan hayati öneme sahiptir. Zira Batı’ya ulaşma noktasında en istikrarlı ve kısa mesafeli güzergahların önemli bir kısmı, Kazakistan topraklarından geçmektedir. Türkmenistan ise başta enerji olmak üzere pek çok alanda Çin’le yoğun ilişkilere sahiptir.

Avrupa ise bir süredir Orta Asya ve Kafkasya’yla olan bağlarını geliştirmektedir. Özellikle de Azerbaycan’ın Hazar Denizi’ndeki stratejik konumu bunu bir gereklilik haline getirmektedir. İkinci Karabağ Savaşı’nın ardından Kafkasya’da inşa edilen düzenin istikrar getirmesi, Avrupa’ya bölge ülkeleriyle sağlıklı ilişkiler kurma noktasında olanak sağlamıştır. Avrupa ülkelerinin ulaşım ve taşımacılığının yanı sıra enerji konusunda da Hazar ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmek istediği bilinmektedir. Bu amaçla da Nabucco, TANAP ve TAP gibi boru hatları projelerini desteklediği bilinmektedir. Bunun yanı sıra Hazar’ın doğusuyla sağlıklı ilişkiler kurabilmek için çeşitli seviyelerde hem Kazakistan hem de Türkmenistan’a ziyaretler düzenlenmektedir.

Sonuç olarak Orta Hat’tın aktif bir şekilde kullanılması Avrasya’da güçlü ve kazan-kazan mantığıyla şekillenen bağların inşa edilmesi demektir. Özellikle de Orta Asya ve Kafkasya’nın stratejik konumlarının bir kazanca dönüştürülmesi ülkelerin sürdürülebilir kalkınmasına imkan sunacaktır. Bu durum ise bölgeler ve ülkeler arasındaki birlikteliği güçlendirecektir. Ayrıca Avrasya’nın kalbinde ekonomik olarak istikrar kazanan ülkelerin terör örgütleri, radikal unsurlar ve ayrılıkçı gruplarla mücadele etmesinin önü açılacaktır. Bu kapsamda Orta Asya ve Kafkasya’nın güvenliğinin ve istikrarının sağlanması, doğrudan Avrasya’nın güvenliğine de katkıda bulunacaktır. Zira Afganistan merkezli sorunların devam ettiği ve ekonomik nedenlerle toplumsal hareketlerin yaşandığı bir dönemde Avrasya’nın en önemli ihtiyacı, dayanışma halinde olan ve çeşitli sorunlara kendi başlarına karşı koyabilen güçlü ulus-devletlerdir.


[1] “Kazakh Prime Minister Calls To Intensify Cooperation Through Trans-Caspian International Transport Route At Boao Forum For Asia”, The Central Asia, https://thecentralasia.com/neighbors/china/22/04/2022/kazakh-prime-minister-calls-to-intensify-cooperation-through-trans-caspian-international-transport-route-at-boao-forum-for-asia/ (Erişim Tarihi: 30.08.2022).

Dr. Emrah KAYA
Dr. Emrah KAYA
ANKASAM Dış Politika Uzmanı Dr. Emrah Kaya, Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezundur. Yüksek lisans derecesini 2014 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde hazırladığı “Latin Amerika'da Sol Liderlerin Yükselişi ve Uluslararası Politikaya Etkisi: Venezuela-Bolivya Örneği” başlıklı teziyle almıştır. Kaya, doktora derecesini de 2022 yılında aynı üniversitede hazırladığı "Terörle Mücadelede Müzakere Yöntemi: ETA-FARC-LTTE-PKK" başlıklı teziyle elde etmiştir. İyi derecede İngilizce bilen Kaya'nın başlıca çalışma alanları; Orta Asya, Latin Amerika, terörizm ve barış süreçleridir.