Avrasya’nın kalbinde yer alan Orta Asya, 1990 yılından sonraki dönemde Soğuk Savaş’ın son ermesiyle değişen dünyayla birlikte küresel güç mücadelesinin cereyan ettiği oyun sahalarından biri haline gelmiştir. Zengin yer altı kaynakları ve bulunduğu jeopolitik konum, Orta Asya’nın mühim bir merkeze dönüşmesinde belirleyici rol oynamıştır. Rusya, Çin ve Hindistan gibi ülkelerle komşu olması, Hazar Bölgesi’nde bulunması ve kuzey-güney ile doğu-batı yönlü koridorların merkezinde olması, bölgenin jeopolitik, jeostratejik ve jeoekonomik ehemmiyetini arttırmıştır.
Anlaşılacağı üzere Orta Asya’nın önemi, sadece jeopolitik özelliklerinden ve yeraltı zenginliklerinden kaynaklanmamaktadır. Aynı zamanda Avrasya’da yaşanan rekabet, jeopolitik kırılmalar ve ülkeler arasındaki saldırgan politikalar da bölgeyi doğrudan etkilemektedir. Bunun son örneklerinden biri de Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından Avrupalı devletlerin Orta Asya’ya yönelmesidir. Bu jeopolitik kırılmaların ve dünyada artan tansiyon Orta Asya’nın zenginliklerini daha değerli hale getirmektedir.
Avrupa’nın Orta Asya’ya yönelme süreci, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ardından gözle görünür bir şekilde ivme kazansa da aslında daha eskiye dayanmaktadır. Örneğin Avrupa Birliği (AB), 2007 yılında Orta Asya’ya yönelik ilk strateji belgesini kabul etmiştir.[1] 2019 senesinde de son strateji belgesini yayınlamıştır.[2] Kabul edilen bu strateji belgelerinde AB Konseyi, amaçlarını Orta Asya’da dayanıklılığı, refahı ve bölgesel işbirliğini teşvik etmeye odaklanmak şeklinde özetlemektedir. Bu süreçte reformlar, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve serbest piyasa ekonomisi, AB’nin öncelikleri arasında yer almaktadır.[3]
2019 yılındaki strateji belgesiyle bölgesel işbirliğine yatırım yaparak daha entegre bir Orta Asya pazarı oluşturulması, çevresel bozulma ve terörizm gibi sorunlarla mücadele edilmesi ve Afganistan’da istikrarı tesis edebilmek için Orta Asya devletleriyle işbirliğinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır.
Bu kapsamda dayanıklılık ve refah için ortaklık oluşturulması hedeflenmiştir.[4] AB, bu süreçte Orta Asya’yla ilişki kurabilmek ve etki alanı oluşturabilmek için strateji belgelerinden yola çıkarak dört araç geliştirmiştir. Bunlar; AB kapsamında finansal araçlar, üye ülkelerin kurdukları ilişkiler çerçevesinde finansal araçlar, ikili anlaşmalar ve kurulacak olan siyasi diyalog kanallarıdır.[5] 5 Kasım 2021 tarihinde ilk AB-Orta Asya Ekonomik Formu düzenlenmiştir. Ayrıca Avrupa’dan Orta Asya’ya çeşitli seviyelerde ziyaretler gerçekleşmiştir.
Rusya-Ukrayna Savaşı’yla birlikte Avrupa’nın Rusya’yla olan ilişkilerinin bozulması sonucunda Avrupa’daki enerji ihtiyacı hat safhaya çıkmıştır. Bu noktada farklı alternatifler arayışına yönelen Avrupa devletleri hem ulusal hem de birlik kapsamında kurdukları ilişkilerle Orta Asya devletlerine yönelmişlerdir. Bu politika, özellikle de savaşın başlamasıyla gözle görülür bir hal almıştır. Ayrıca Kafkasya’da belirli bir seviyede de olsa istikrarın sağlanması, Avrupa için Avrasya’nın kalbindeki yeni alternatif kaynaklara ulaşmanın önündeki engellerin kalkması demektir.
Avrupa’nın Orta Asya’ya yönelmesindeki nedenlerden biri Çin’e ulaşmanın bu noktada daha kısa ve daha az maliyetli olmasıdır. Bilhassa da Orta Koridor’un istikrar kazanması ve taşımacılık ile ulaşımın yanı sıra enerji kaynaklarına ulaşılmasına imkân tanıması da önem taşımaktadır. Orta Asya devletleri arasında bulunan uyum ve istikrar, mevzubahis bölgenin güvenli bir yatırım alanı olduğuna dair algıyı güçlendirmektedir. Diğer yandan bölge ülkelerinin gerçekleştirdiği reformlar ve ekonomik çerçevede liberalleşme adımları, AB’yi cezbeden ana faktörler arasında yer almaktadır.
Rusya-Ukrayna Savaşı sonrasındaki süreçte Avrupa’dan Orta Asya’ya önemli ziyaretler gerçekleşmiştir. Bunlardan en çok dikkat çeken ziyaret, AB Konseyi Başkanı Charles Michel’in gerçekleştirdiği ziyarettir. 26-28 Ekim 2022 tarihleri arasında Özbekistan ile Kazakistan’ı ziyaret eden Michel, Orta Asya devletlerinin liderleri ve temsilcileriyle gerçekleştirilen ilk zirveye katılmıştır. Taraflar arasında hem ikili hem de Avrupa-Orta Asya kapsamında çeşitli kararlar alınmıştır. Örneğin AB ile Özbekistan arasındaki ilişkilerin daha da derinleştirilmesi kabul edilmiştir. Diğer yandan liderler, uluslararası hukuka uygun bir şekilde barış, güvenlik, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve sürdürülebilir kalkınma konularında birlikte çalışacaklarını teyit ettikleri bir bildiri yayınlamıştır.[6]
Diğer bir önemli ziyaret ise AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell tarafından gerçekleştirilmiştir. Borrell, zirvede ulaştırma bağlantısı, enerji bağlantısı ve dijital bağlantı konularını ele alacağını açıklamıştır.[7] Zira söz konusu ayrıntılara bakıldığında, AB ile Orta Asya arasındaki ilişkilerin derinleştiği ve genişlediği görülmektedir. Çok boyutlu hale gelen ilişkiler, dijital bağlantı gibi konuları içererek çağa uygun bir özellik kazanmaktadır.
Son olarak ikili ilişkiler çerçevesinde çeşitli ziyaretler gerçekleşmektedir. Örneğin 30 Ekim – 2 Kasım 2022 tarihleri arasında Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Kazakistan ve Özbekistan’ı ziyaret etmiştir. Baerbock, ülkeler arasındaki ilişkilerin eşitlik çerçevesinde kurulması gerektiğini söyleyerek Kazakistan’ın yeraltı kaynaklarına ve Özbekistan’ın başta demografik özellikleri olmak üzere ülkelerin çeşitli artılarına yoğunlaşmıştır.[8] Zira Almanya, Avrupa’nın en büyük ekonomilerinden ve sanayi merkezlerinden biridir.
Bununla birlikte enerji konusunda dışarıya bağımlıdır. Bu sebeple Rusya’yla yaşanan çatışmalı süreçten en olumsuz etkilenen devletlerden biridir. Dolayısıyla Orta Asya, Almanya gibi devletler nazarında kritik önem kazanmaktadır.
Neticede, Orta Asya’nın çeşitli nedenlerden dolayı Avrupa nazarındaki değeri ve önemi artmaktadır. Söz konusu durum, doğrudan yoğunlaşan bir ilgiyi beraberinde getirmektedir. Rusya’yla yaşanan çatışma sürecinde AB, benimsediği politikalarla söz konusu ilgiyi çeşitli seviyelerde ve konularda göstermektedir. Orta Asya devletleri de benimsedikleri çok yönlü dış politika kapsamında Avrupa’yı önemli bir aktör olarak görmektedir. Özellikle Avrupa’nın ekonomik kaynakları, teknoloji ve sanayideki gelişmişlik seviyesi, uzun süredir devam ettirdiği barış ve istikrar ortamı ile süreklilik arz eden yapısal entegrasyon süreci Orta Asya için önemli fırsatlar ve yol haritası sunmaktadır. Bu kapsamda Orta Asya’nın ve AB’nin rekabetten ziyade uzlaşıya ve işbirliğine açık olması ilişkilerin sıfır toplamlı bir kapsamda şekillenmeyeceğini göstermektedir.
[1] “The EU and Central Asia: Strategy for a New Partnership”, Council of the European Union, 10113(7), 2007, http://aei.pitt.edu/38858/1/st10113.en07.pdf, (Erişim Tarihi: 25.11.2022).
[2] “EU Builds a Strong and Modern Partnership with Central Asia”, European Union External Action, https://www.eeas.europa.eu/sites/default/files/factsheet_centralasia_2019.pdf, (Erişim Tarihi: 25.11.2022).
[3] “Central Asia: Council Adopts a New EU Strategy for the Region”, EU Debates, News&Opinions, https://www.pubaffairsbruxelles.eu/eu-institution-news/central-asia-council-adopts-a-new-eu-strategy-for-the-region/, (Erişim Tarihi: 25.11.2022).
[4] “EU Builds a Strong…”, a.g.m.
[5] Katrin Böttger-Julian Plottka, “A New Start for the EU Central Asia Policy in 2021? Current State, Developments and Perspectives for the Revision of the EU Central Asia Strategy”, L’Europe en Formation, 385/1, 2018, s. 50,
[6] “President Michel visits Central Asia”, European Council, https://www.consilium.europa.eu/en/european-council/president/news/2022/10/28/20221028-pec-visits-central-asia/, (Erişim Tarihi: 25.11.2022).
[7] Doğacan Başaran, “AB-Orta Asya Bağlantı Konferansı: Küresel Ağ Geçidi”, ANKASAM, https://www.ankasam.org/ab-orta-asya-baglanti-konferansi-kuresel-ag-gecidi/, (Erişim Tarihi: 25.11.2022).
[8] Göktuğ Çalışkan, “Baerbock’un Orta Asya Ziyaretlerinde Enerji Faktörü ve Kazakistan”, ANKASAM, https://www.ankasam.org/baerbockun-orta-asya-ziyaretlerinde-enerji-faktoru-ve-kazakistan/, (Erişim Tarihi: 25.11.2022).