Avustralya-Çin İlişkilerinin Geleceği

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Uzun zamandır Çin’i ziyaret edeceği konuşulan Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, söz konusu daveti kabul ettiğini açıklamıştır.[1] Böylelikle 2020 yılında bozulan ilişkilerin yeniden canlanacağı tahmin edilmektedir. Bu noktada Avustralya’nın Çin’le ilgili planlarının ne olduğu çok sık tartışılmaktadır. İkili ilişkiler uzun yıllardır “diyalog kurmak” veya “rekabet etmek” arasında gidip gelmektedir.

Herkesin hemfikir olduğu husus ise tarafların bölgesel politika ve ulusal değerler noktasında çok farklı çizgileri savunmasıdır. Buna rağmen yapıcı diyaloğun taraflar arasındaki yanlış anlaşılmaları ve görüş ayrılıklarını azaltacağı tahmin edilmektedir.  Geçtiğimiz bir buçuk yıl boyunca yapılan üst düzey görüşmeler sonucunda bazı ticari kalemlerdeki ambargolar nihayet kaldırılmıştır.

Ziyaret tarihleri henüz teyit edilmemiş olsa da Başbakan Albanese’nin ekim sonu veya kasım başında Pekin’e gitmesi beklenmektedir. Albanese’nin selefi Scott Morrison gibi isimlerin öne sürdüğü karşı argüman ise, hükümetin seyahatten önce Pekin’den daha fazla taviz alması gerektiği yönündedir. Ancak Albanese Hükümeti eş zamanlı olarak AUKUS kapsamında İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) nükleer enerjiye sahip denizaltılar edinme planını tüm hızıyla sürdürmektedir. Kanberra, bir yandan Çin’in askeri faaliyetlerinden endişe duyarak güvenlik hamlelerine ağırlık verirken diğer yandan onu kontrol etmek için diyalog kurmaya yönelmektedir.

Örneğin Başbakan Albanese, Güney Çin Denizi’ndeki son anlaşmazlıklar nedeniyle Çin’den giderek uzaklaşan Filipinler’i yakın zamanda ziyaret etmiştir. Zira Avustralya, söz konusu denizlerde Filipinler’le ortak deniz devriyeleri planlamaktadır. Bunun yanı sıra Kanberra, Çinli telekomünikasyon şirketi Huawei’nin 5G ağından yasaklanması gibi temel politikalarını sürdürmektedir. Tayvan Boğazı’ndaki gerginliklerle ilgili Pekin’i uyarmaya devam eden Avustralya, ayrıca Çin’in öncülüğündeki bölgesel ticaret anlaşmalarından da uzak durmaktadır.

Avustralya, Çin’le diyalog arayışlarını sürdürürken Başbakan Albanese, 7 Eylül 2023 tarihinde Endonezya’nın başkenti Cakarta’da Çinli mevkidaşı Li Keqiang’la görüşmüştür. Oldukça samimi ve yapıcı geçtiği belirtilen görüşmede Albanese, mevcut ticari engellerin kaldırılmasının her iki ülkenin de çıkarına olacağını savunmaya devam etmiştir. Bu toplantıda Avustralyalı delegeler arasında eski bakanlar Craig Emerson ve Julie Bishop da yer almıştır. Görünüşe göre bu toplantıda AUKUS gibi olumsuz meseleler doğrudan gündeme getirilmemiştir. Yine Çin, Avustralya’nın kendisini bir “tehdit” olarak görmesinden rahatsızlık duymakta ve bunun stratejik bir hata olacağını sıklıkla dile getirmektedir.[2] Eğer her iki ülke de anlaşmazlıklarını çözebilir ve yapıcı bir diyalog kurmayı başarabilirse bu, Çin ile diğer Batılı ülkeler açısından da bir rol model olabilir.

Çin, Avustralya’nın Batı’nın baskısı altında kaldığını görmekte ve onu yabancı etkilerden uzaklaşmaya çağırmaktadır. Eğer Kanberra yönetimi, kendi ulusal çıkarları doğrultusunda hareket ederse Pekin’le pozitif yönlü ilişkiler geliştirebilecektir. Ancak İngiltere ve ABD’nin baskıları sonucunda Avustralya, bölgesel jeopolitikte Batı’nın yanında konumlanmaktadır.  Pekin’e göre; Kanberra, bu stratejik hatasını sürdürmeye devam etmektedir. Buna rağmen Çin, Avustralya dahil olmak üzere Batılı güçlerle diyaloğa her zaman bir açık kapı bırakmaktadır.

Başbakan Albanese’nin Çin ziyaretinden önce ekim ayının sonlarında ABD Başkanı Joe Biden’la görüşmek üzere Washington’a gideceği konuşulmaktadır. Böylece Avustralya’nın Çin’le ilişkilerinde ABD’nin baskısı altında kalmaya devam edeceği anlaşılmaktadır.

Çin, ABD’nin baskısı altında olan bölgedeki her aktörle karşılıklı güveni yeniden tesis etmek için çabalamaktadır.[3] Pekin, bölgesel aktörle ilişkilerini bozan tarafın Batılı güçler olduğunu çok iyi bilmektedir. Bunu tersine çevirebilmek ve yapıcı bir diyalog başlatmak için Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 2022 yılının Kasım ayında Bali’de gerçekleşen G20 Zirvesi’nde birçok Batılı liderle görüşmüştür. Görüştüğü aktörlerden biri de Avustralya Başbakanı Antony Albanese’dir. Bundan bir ay sonra ise Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong Pekin’e gitmiştir.

İkili ilişkilerdeki bu yumuşamanın bir sonucu olarak Çin, bu yılın başında Avustralya’dan kömür ithalatını yeniden başlatacaklarını açıklamıştı. Fakat diğer kalemlerdeki ambargolar halen devam etmektedir. Bu açılımdan memnun olan Avustralya, diğer ekonomik kalemlerde de ambargoların kaldırılması için çalışmaktadır. Albanese Hükümeti, bu engellerin ortadan kaldırılmasının hem Avustralya hem de Çin’in çıkarına olduğunu belirtmektedir. En nihayetinde Canberra yönetimi, Batı’nın blok siyasetinden uzaklaşarak kazan-kazan anlayışıyla Pekin’e yaklaşmaya başlayabilir. Diğer taraftan Çin, Avustralya’ya karşı tamamen açık kapı siyaseti izlememektedir. Bazı ambargoları halen kaldırmamıştır. Yani Pekin, ikili ilişkileri düzeltmekte fazla acele etmemektedir. Çünkü bir güvensizlik söz konusudur. Eğer Canberra, ABD’nin öncülüğündeki kutuplaştırıcı eylemlerden uzak durursa Pekin’le ilişkilerini geliştirmeye devam edebilir. Eğer ABD ve Japonya’yla birlikte daha fazla güvenlik hamleleri yaparsa Çin’i kendisinden uzaklaştıracaktır.


[1] “Albanese’s China trip suggests a smoother relationship rather than a cosy one”, The Guardian, https://www.theguardian.com/australia-news/2023/sep/08/anthony-albanese-china-trip-beijing-australia-china-relationship, (Erişim Tarihi: 15.09.2023).

[2] “Australia Warned Not to Become US’ ‘Spearhead’, As ‘2+2’ Meeting Goes Beyond Hyping ‘China Threats’”, Global Times, https://www.globaltimes.cn/page/202212/1281371.shtml, (Erişim Tarihi: 15.09.2023).

[3] “China Tells Australia Both Sides Should Address Each Other’s’ Legitimate Concerns”, Swiss Info, https://www.swissinfo.ch/eng/china-tells-australia-both-sides-should-address-each-others–legitimate-concerns/48038986, (Erişim Tarihi: 15.09.2023).

Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk TAMER
Dr. Cenk Tamer, 2014 yılında Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Aynı yıl Gazi Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Çalışmaları Bilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 2016 yılında “1990 Sonrası İran’ın Irak Politikası” başlıklı teziyle master eğitimini tamamlayan Tamer, 2017 yılında ANKASAM’da Araştırma Asistanı olarak göreve başlamış ve aynı yıl Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Doktora Programı’na kabul edilmiştir. Uzmanlık alanları İran, Mezhepler, Tasavvuf, Mehdilik, Kimlik Siyaseti ve Asya-Pasifik olan ve iyi derecede İngilizce bilen Tamer, Gazi Üniversitesindeki doktora eğitimini “Sosyal İnşacılık Teorisi ve Güvenlikleştirme Yaklaşımı Çerçevesinde İran İslam Cumhuriyeti’nde Kimlik İnşası Süreci ve Mehdilik” adlı tez çalışmasıyla 2022 yılında tamamlamıştır. Şu anda ise ANKASAM’da Asya-Pasifik Uzmanı olarak görev almaktadır.

Benzer İçerikler