Batı’nın Asya-Pasifik’te Nüfuz Arttırma Çabaları ve Bölge Devletlerinin Rolü

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Asya-Pasifik Bölgesi’nin politik konjonktürü, kutuplar ve ittifaklar üzerinden inşa edilmektedir. Bu bağlamda Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) bölgede rekabet ettiği devletler olarak Çin ve Kuzey Kore öne çıkmaktadır.

Çin, 2008 senesinde başlayan küresel ekonomik krizin ardından 2010 yılında Japonya’yı geçerek dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olmuştur.[1] Pekin, daha sonraki dönemlerde de büyüyen ekonomisiyle birlikte küresel tedarik zincirinin tepesine çıkmıştır.[2]  Söz konusu durum, Çin’in Soğuk Savaş sonrasında Batı ekseni karşısında çok kutupluluğu savunan bir aktör olarak yükselmesini sağlamıştır.

ABD ve NATO, Soğuk Savaş döneminde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ne (SSCB) karşı avantajlı sonuçlar elde ettiği çevreleme politikasını, günümüzde Çin’e karşı uygulamaktadır.[3] Bahse konu olan durum da Pekin ile Batı arasındaki rekabete bölgesel bir çerçeve kazandırmaktadır.

Asya-Pasifik ülkeleri, Çin ve Batı arasındaki rekabetin ortasında kalmaktadırlar. Avustralya, Yeni Zelanda, Filipinler, Vietnam, Japonya ve Güney Kore, Batı’nın bölgedeki müttefikleri olarak ön plana çıkmaktadır. Bu noktada Japonya ve Güney Kore, gerek jeopolitik konumları, gerek ekonomik güçleri, gerek Çin’le yürüttükleri mücadele ve gerekse de Kuzey Kore kaynaklı tehdidi yakından hisseden devletler olmalarından kaynaklı olarak diğer aktörlere nazaran Batı’nın gözünde daha kritik bir öneme sahiptirler.

Bölgede Washington, Tokyo ve Seul ortaklığıyla hayata geçirilen tatbikatlar dikkat çekicidir. Zira Asya-Pasifik jeopolitiği ve Washington-Pekin rekabeti açısından bu tatbikatların önemli olduğu söylenebilir. Bu noktada Güney Kore Devlet Başkanı Yoon-suk Yeol, 15 Ağustos 2023 tarihinde Güney Kore ve Japonya’nın artık evrensel değerleri paylaşan ve ortak çıkarlara sahip birer ortak olduğunu söylemiştir. Aynı zamanda Güney Kore’nin Kuzey Kore’den gelen tehditlere karşı Japonya ve ABD’yle üçlü güvenlik işbirliğine gittiğini belirtmiştir.[4] Yoon-suk Yeol, şu ifadeleri kullanmıştır:[5]

“Güvenlik ve ekonomi konusunda işbirliği yapan ortaklar olarak Güney Kore ve Japonya, gelecek odaklı bir şekilde işbirliği ve ticaret yaparken, dünya genelinde barış ve refaha ortaklaşa katkıda bulunabilecekler. Kore Cumhuriyeti, ABD ve Japonya arasındaki üçlü güvenlik işbirliğinin önemi Kore Yarımadası’nda ve bölgede giderek artıyor. Kuzey Kore’nin nükleer ve füze tehditlerini temelden engellemek için Kore Cumhuriyeti, ABD ve Japonya keşif varlıkları konusunda yakın işbirliği yapmalı ve Kuzey Kore’nin nükleer silah ve füze verilerini gerçek zamanlı olarak birbirleriyle paylaşmalıdır.”

Bu noktada Güney Kore’nin resmi adının kullanılması ve Çin yerine Kuzey Kore ve Kuzey Kore’nin yarattığı nükleer tehdide daha çok vurgu yapılması öneme haizdir. Zira bu durum Pyongyang kaynaklı tehdidin ne derece yükseldiğinin ve Seul’un bu durumdan ne kadar rahatsız olduğunun somut birer çıktısıdır.

Bu durumun ABD ve NATO’nun da işine geldiği söylenebilir. Zira Batı, Asya-Pasifik’te Çin’i çevreleme stratejisi kapsamında Kuzey Kore’yi kullanışlı bir enstrüman olarak görmekte ve kullanmaktadır. Nitekim Batı’nın bölgedeki Kuzey Kore karşıtı birçok hamlesi, temelde Çin’i de hedef almaktadır. Sonuç olarak Asya-Pasifik’teki gerilimin kısa vadede bir çözüme ulaşmayacağı ve mevcut konjonktür bu şekilde devam ettikçe bölgesel rekabetin de artarak süreceği öngörülebilir.


[1] “JP Morgan Bond Chief Bob Michele Sees Worrying Echoes of 2008 in Market Calm”, Consumer News and Business Channel, https://www.cnbc.com/2023/06/09/recession-jpmorgan-bond-chief-bob-michele-sees-worrying-echoes-of-2008.html, (Erişim Tarihi: 13.06.2023); “China Overtakes Japan as World’s Second-Biggest Economy”, British Broadcasting News, https://www.bbc.com/news/business-12427321, (Erişim Tarihi: 13.06.2023); “The World’s Largest Economies”, World Data Info, https://www.worlddata.info/largest-economies.php, (Erişim Tarihi: 14.06.2023).

[2]  “China’s Dominance in Global Supply Chains”, The German Marshall Fund of the United States, https://www.gmfus.org/news/chinas-dominance-global-supply-chains, (Erişim Tarihi: 21.06.2023).

[3] “The History of Containment Policy”, Thought co, https://www.thoughtco.com/definition-of-containment-2361022, https://www.thoughtco.com/definition-of-containment-2361022, Erişim Tarihi: 21.06.2023).

[4] “Yoon Says Japan is Partner Sharing Universal Values, Pursuing Common Interests”, China Global Television Network, https://news.cgtn.com/news/2023-08-15/China-U-S-S-Korea-Japan-defense-alliance-harms-regional-peace-1mhGvA3xvWg/index.html, (Erişim Tarihi: 21.06.2023).

[5] Aynı yer.

Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan GÜLTEN
Zeki Talustan Gülten, 2021 yılında Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden “Amerikan Dış Politikası” başlıklı bitirme teziyle ve 2023 yılında da Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Dış Ticaret bölümünden mezun olmuştur. Halihazırda Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda Tezli Yüksek Lisans öğrenimine devam eden Gülten, lisans eğitimi esnasında Erasmus+ programı çerçevesinde Lodz Üniversitesi Uluslararası ve Politik Çalışmalar Fakültesi’nde bir dönem boyunca öğrenci olarak bulunmuştur. ANKASAM’da Asya-Pasifik Araştırma Asistanı olarak çalışan Gülten’in başlıca ilgi alanları; Amerikan Dış Politikası, Asya-Pasifik ve Uluslararası Hukuk’tur. Gülten, iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Benzer İçerikler