Biden Yönetiminin Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’nde Orta Asya ve Kafkasya

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), 12 Ekim 2022 tarihinde Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’ni yayınlamıştır.[1] Belgenin yayınlanmasının ardından Washington yönetiminin çeşitli bölgelere ve konulara dair olan yaklaşımı tartışma konusu olmuştur. Belgede, ABD’nin Orta Asya ve Kafkasya’ya yönelik yaklaşımı da ortaya konulmuştur.

Belgenin giriş kısmında ABD Başkanı Joe Biden’in imzasıyla yayınlanan yazıda, dünyanın her yerinde Amerikan liderliğine duyulan ihtiyacın arttığı iddia edilmektedir.[2] Bu açıdan Beyaz Saray’ın hem dünyaya hem de bölgelere olan yaklaşımına çeşitli eleştiriler getirilebilir. Zira uluslararası ilişkiler, temelde eşit devletler arasında kurulan bağlarla alakalıdır. Orta Asya devletleri de bağımsızlıklarını, egemenliklerini, toprak bütünlüklerini ve üniter yapılarını güçlendirme düşüncesiyle karşılıklı çıkar ve saygı kapsamında çok yönlü-vektörlü bir dış politika anlayışı geliştirmiştir. Ancak ABD’nin söz konusu yaklaşımının Orta Asya ve Kafkasya’nın yanı sıra çeşitli bölgelerde ve devletlerde rahatsızlık yaratacağı söylenebilir.

Belgedeki Orta Asya kavramı, ilk olarak Rusya’yla ilişkili bölümde geçmektedir. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının incelendiği kısımda Beyaz Saray, Moskova’nın son on yıldır emperyalist bir dış politika yürüttüğünü ve bunun akabinde Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başladığını öne sürmektedir. Ancak saldırının aniden gelişmediği vurgulanmakta ve emperyalist dış politikanın geçmiş dönemlerde de çeşitli ipuçları barındırdığı iddia edilmektedir. Bu noktada Rusya’nın Suriye başta olmak üzere çeşitli coğrafyalarda istikrarsızlık yarattığı ve Orta Asya da dahil olmak üzere muhtelif bölgelerde demokratikleşme süreçlerini baltaladığı dile getirilmektedir.[3]

Belgede Orta Asya ifadesinin geçtiği ikinci yer, Avrasya’ya vurgu yapılan kısımdır. Bu bölümde, Washington yönetimi tarafından bölge ülkelerinin bağımsızlıklarının, egemenliklerinin ve toprak bütünlüklerinin desteklendiği vurgulanmaktadır. Bu noktada Orta Asya devletlerinin taviz vermeyecekleri konular üzerinden ABD’nin güven kazanmaya çalıştığı söylenebilir. Bununla birlikte Washington yönetimi, bölge devletlerinin demokratik kalkınmasını ve dayanıklılığını arttıracak çabaları teşvik edeceğini de belirtmiştir.[4]  

Mevzubahis belgenin ele aldığı konulardan biri de ABD’nin Orta Asya ülkeleriyle gerçekleştirdiği C5+1 formatındaki toplantılardır. Bu kapsamda dört temel amaca dikkat çekilmektedir. Bunlar; çevre noktasında iklim değişikliğine uyum, bölgesel bazda enerji ve gıda güvenliğinin sağlanması, bölgedeki entegrasyonun arttırılması ve Orta Asya’nın küresel pazarlarla daha fazla bağlantı kurmasıdır.[5]

Söz konusu başlıklar, Orta Asya başkentlerinin son dönemde ehemmiyet arz ettiği konulardır. Özellikle de küresel ısınmasının yarattığı olumsuz etkiler, yeşil ekonomiye geçiş ve her geçen gün derinleşen su sorunları, bölgenin istikrarı ve geleceğiyle yakından alakalıdır. Ayrıca bu durum, gıda güvenliğini de mühim bir mesele haline getirmektedir. Tüm bunlara ek olarak Orta Asya devletleri gerek bölgesel gerekse de uluslararası örgütlerle olan ilişkilerini geliştirmek suretiyle entegrasyon süreçlerini hızlandırmak istemektedir. Bu da özelde Orta Asya’nın ve genelde Avrasya’nın istikrar kazanmasını sağlamakta ve hem ABD’nin hem de Avrasya devletlerinin çıkarlarına hizmet etmektedir.  

Diğer taraftan Orta Asya’nın çeşitli pazarlarla bağlantı kurması, kapitalist ekonomik sistemin merkezlerinden olan ABD’nin çıkarlarıyla uyumludur. Zira ABD hem yeni pazarlara ulaşabilecek hem de ticari ilişkiler üzerinden Orta Asya devletleriyle ilişkilerini güçlendirecektir.

Kafkasya’ya bakıldığında ise ABD, Ukrayna örneğinden hareketle, diğer ülkelerdeki demokrasilerin istikrarını ve direncini arttıracağını vurgulamaktadır. Bu doğrultuda Washington, Gürcistan’ın Avrupa’ya entegre olma isteğini ve önemli kurumsal reformlar yapılmasına dair taahhüdünü destekleyeceğini dile getirmiştir. Zira Avrupa’nın Gürcistan’a yakın olması nedeniyle kurulacak güçlü bağlar, ABD’nin Kafkasya’daki nüfuzunu arttıracaktır.

Belgede Kafkasya’ya yönelik bir diğer ifade ise Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki normalleşme süreciyle ilişkilidir. Çünkü Biden yönetimi, Güney Kafkasya’daki çatışmaların çözülmesine yönelik diplomatik çabaları destekleyeceğinin altını çizmiştir.[6] Kuşkusuz bölgede istikrarın sağlanması, Batılı devletlerin ve sermayenin kuracağı ilişkileri kolaylaştıracaktır.

Sonuç olarak ABD’nin Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’ndeki temel amacı, Rusya gibi çeşitli ülkeleri ötekileştirerek kendi nüfuzunu kalıcı hale getirmektir. Özellikle de Orta Asya ve Kafkasya’nın post-Sovyet coğrafyalar olduğu düşünüldüğünde, Washington yönetiminin bu bölgelere verdiği önemin sebebi daha iyi anlaşılmaktadır. Dolayısıyla ABD, Orta Asya ve Kafkasya’daki devletlerin tehdit algılarını harekete geçirerek bu ülkelerin Rusya’yla olan ilişkilerinin zarar görmesini amaçlamaktadır. Ancak bu politika, ortak çıkarları gözeten bir yaklaşımla yürütülmemekte ve Washington yönetiminin küresel liderliğini pekiştirme hedefi doğrultusunda hayata geçirilmektedir.


[1] “National Security Strategy”, The White House, https://www.whitehouse.gov/wp-content/uploads/2022/10/Biden-Harris-Administrations-National-Security-Strategy-10.2022.pdf, (Erişim Tarihi: 18.10.2022).

[2] “National Security Strategy”, a.g.m., s. 2.

[3] “National Security Strategy”, a.g.m., s. 25.

[4] “National Security Strategy”, a.g.m., s. 39.

[5] Aynı yer.

[6] Aynı yer.

Dr. Emrah KAYA
Dr. Emrah KAYA
ANKASAM Dış Politika Uzmanı Dr. Emrah Kaya, Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezundur. Yüksek lisans derecesini 2014 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde hazırladığı “Latin Amerika'da Sol Liderlerin Yükselişi ve Uluslararası Politikaya Etkisi: Venezuela-Bolivya Örneği” başlıklı teziyle almıştır. Kaya, doktora derecesini de 2022 yılında aynı üniversitede hazırladığı "Terörle Mücadelede Müzakere Yöntemi: ETA-FARC-LTTE-PKK" başlıklı teziyle elde etmiştir. İyi derecede İngilizce bilen Kaya'nın başlıca çalışma alanları; Orta Asya, Latin Amerika, terörizm ve barış süreçleridir.

Benzer İçerikler