Bölgesel Güvenlik Ortamını Güçlendirme Çabaları: Kazakistan Cumhurbaşkanı’nın Soçi Ziyareti

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Kazakistan, bağımsızlığını kazandığı dönemden itibaren bağımsızlığını, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü korumaya öncelik veren bir yaklaşımla hareket etmiş ve bu nedenle de dış politikasında güç merkezleri arasındaki dengeyi göz önünde bulunduran çok vektörlü-yönlü bir diplomasi anlayışı uygulamıştır.  Bu çerçevede Kazakistan, dünyadaki birçok ülkeyle karşılıklı çıkarlara öncelik veren ve dolayısıyla kazan-kazan yaklaşımıyla şekillenen ilişkiler geliştirmeye odaklanmıştır. Eşitlik ve karşılıklı saygı çerçevesinde kurulan münasebetler, günümüzde Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Kasım Cömert Tokayev’in liderliğinde daha ileri bir seviyeye taşınmaktadır.

Belirtmek gerekir ki Sayın Tokayev’in politikaları, iç ve dış güvenliğin tesisinin yanı sıra ülkenin ekonomik kazanımlarını da arttırmış ve arttırmaktadır. Elbette bu yaklaşım, Kazakistan’ın yatırım çekmesini sağlamıştır. Bu da Kazak halkına müreffeh bir gelecek sunmaktadır. Bu nedenle de Yeni Kazakistan inşa sürecinin en önemli sac ayağını çok vektörlü. dış politika anlayışı oluşturmaktadır. Elbette Sayın Tokayev’in liderliğinde geliştirilen yapıcı ilişkiler, ülkenin güvenliğine de hizmet etmektedir. Bu kapsamda Sayın Tokayev’in liderliğindeki Kazakistan; Rusya, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Çin, Avrupa Birliği (AB), gibi büyük güçlerle sağlıklı ilişkiler kurarken; Orta Asya-Güney Asya bağlantısallığı bağlamında bölge devletleriyle ilişkilerini önemsemekte ve Türkiye başta olmak üzere Türk Dünyası ülkeleriyle entegrasyon süreçleri yürütmektedir.

Bahse konu olan çok yönlü dış politika anlayışının yansıması olarak Sayın Tokayev, 19 Ağustos 2022 tarihinde Rusya’nın Soçi kentini ziyaret etmiştir. Söz konusu ziyarettin ardından yapılan açıklamaya göre, iki devletin ortak askeri tatbikat yapması planlanmaktadır. Bu da bölgesel güvenliğin tesisi noktasında Kazakistan’ın işbirliğine dayalı yapıcı politikalar uyguladığını teyit etmektedir. Zira istikrarsızlıklarla anılan ve kaosa sürüklenmek istenen Avrasya jeopolitiğinde Kazakistan, her ulus devlet gibi kendi bekası ve güvenliğini tesis etmeye çalışmaktadır.

Aslında devletlerin güvenliklerini ve egemenliklerini sürdürme arzusuyla en çok tercih ettiği yöntemlerden biri ittifaklara dahil olmaktır. Lakin kurulan ittifakların zaman zaman dünyadaki kutuplaştırmayı arttırarak istikrarsızlıkları derinleştirdiği de görülmektedir. İşte bu risklere rağmen başta Kazakistan olmak üzere Orta Asya devletleri güç merkezleri arasındaki dengeleri gözeten yaklaşımıyla sağlıklı bir duruş ortaya koymaktadır. Bir diğer ifadeyle Kazakistan ve diğer bölge ülkeleri, temelde bölgesel güvenlik, işbirliği ve refah ortamını geliştirmeye öncelik veren stratejiler geliştirmektedir.

Bu noktada Sayın Tokayev’in Soçi ziyaretine dönmek gerekirse iki ülke arasında ortak tatbikat vurgusuna değinilmelidir. Zira Kazakistan, 2022 yılının Ağustos ayında ABD ve diğer Orta Asya ülkelerinin yanı sıra Moğolistan ve Pakistan’ın dahil olduğu “Bölgesel İşbirliği-2022” askeri tatbikatına katılmıştır. Bu da Nur-Sultan yönetiminin çeşitli aktörlerle işbirliği gerçekleştirerek Avrasya’nın güvenliğinin arttırılmasını hedeflendiğine işaret etmektedir. Bir diğer ifadeyle Kazakistan, bölgenin büyük güçler arasındaki rekabet alanı olmasını istememekte ve farklı devletlerle geliştirdiği işbirlikleri vesilesiyle bölgesel güvenliğin tesisine dönük bir çaba harcamaktadır.

Çok yönlü bir dış politikada dostluğu ve dayanışmayı sürdürmenin ve bölgesel barışın güçlendirilmesinin sağlanmasında askeri düzeyde anlaşmaların ve tatbikatların mühim bir yere sahip olduğu söylenebilir. Bu nedenle de Kazakistan’ın bir yandan Rusya’yla; diğer taraftan da ABD’yle ortak tatbikatlarda yer alması, Nur-Sultan yönetiminin çok vektörlü dış politika anlayışının teyidi niteliğinde olduğu söylenebilir.

Kuşkusuz özelde Orta Asya devletlerinin ve genelde ise çok yönlü dış politika uygulayan tüm devletlerin önceliği farklı aktörlerle sağlıklı ilişkiler geliştirmek, dostlukları güçlendirmek, iç ve dış güvenliği sağlamaktır. Özellikle de dünyada artan krizler karşısında, bölgesel istikrarın tesis edilmesi ve güçlü ilişkiler kurulmasına öncelik veren bu yaklaşım hem iç ve dış güvenliğe katkı sağlamakta hem de küresel düzeyde kalıcı bir barış ortamının yaratılmasına hizmet etmektedir. Bu kapsamda Soçi’de gerçekleştirilen zirve son derece önemlidir. Zira Kazakistan, eylemlerinin merkezine bölgesel güvenlik ortamının iyileştirilmesini koymaktadır.

Soçi’de alınan kararlardan bir diğeri de yine tatbikatlarla ilişkilidir. Çünkü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Sayın Tokayev arasındaki görüşmede, Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) çerçevesinde çeşitli tatbikatların yapılması kararlaştırılmıştır. Bu durum, üye devletler arasındaki ilişkilerin çok daha kurumsal bir hale gelmesini ve güvenlik arayışlarının çerçevesinin belirli bir zemine oturmasını sağlamaktadır.

Bilindiği gibi Avrasya, müdahaleler ve kışkırtmalar nedeniyle istikrarsızlıklara gebe bir coğrafyadır. Bu da bölge ülkelerinin çeşitli tehditler algılamasını beraberinde getirmektedir. Bunun en önemli örneği de 2022 senesinin başında yaşanan Trajik Ocak Olayları’dır. Bahsi geçen olaylar esnasında Kazakistan, terör gerçeğiyle yüzleşmek durumunda kalmış; fakat Sayın Tokayev’in insanı merkeze alan sağduyulu siyaset anlayışı, bu krizin aşılmasını kolaylaştırmıştır. Ancak benzer güvenlik tehditlerinin önüne geçilebilesi için bölgesel ve küresel işbirliğinin güçlendirilmesinin zaruriyet arz ettiği de açıktır.

Sayın Tokayev’in Soçi ziyaretinde Kazakistan ile Rusya arasındaki ilişkilerin kurulmasının 30. yılına dikkat çekilmiştir. Bu bağlamda taraflar, ikili ilişkilerin güçlendirilmesine dönük bir irade beyanında da bulunmuşlardır. Bununla birlikte Kazakistan ve Rusya, dünyanın en uzun ortak kara sınırına sahiptir. Söz konusu durum ise genelde Orta Asya’da ve özelde Kazakistan’da yaşanabilecek bir istikrarsızlığın, Rusya’yı da olumsuz etkileyeceği anlamına gelmektedir. Dolayısıyla tarafların ortak tehdit algısı çerçevesinde aralarındaki işbirliğini güçlendirmeleri oldukça normaldir.

Soçi’de gerçekleştirilen toplantının iki temel özelliğinin bulunduğunu söylemek mümkündür. Öncelikle Sayın Tokayev, ülkesinin çok vektörlü dış politika anlayışını sürdürme konusunda kararlı olduğunu net bir şekilde ortaya koymuştur. Çünkü Kazakistan, bağımsızlığını, egemenliği, toprak bütünlüğünü ve üniter yapısını bu yolla en az maliyetli ve en güçlü bir şekilde tesis edebileceğinin farkındadır. İç ve dış güvenlik arayışına hizmet eden ve ülkenin bağımsızlığından beri uygulanan bu politika, gelinen aşamada olgunlaşmış, sağlıklı bir zemine oturmuş ve Kazakistan’ı Ulu Bozkır’ın ortasında yükselen bir kutup yıldızına dönüştürmüştür. Dolayısıyla Sayın Tokayev, mevzubahis yaklaşımın sürdürülmesine yönelik çalışmalarının bir parçası olarak Soçi’ye ziyarette bulunmuştur.

İkinci olarak Kazakistan, özelde Orta Asya ve genelde Avrasya’nın barış, refah ve güvenlik merkezine dönüşebileceğine inanmaktadır. Bu yüzden de kutuplaşmayı reddeden bir yaklaşımla hareket etmektedir. Bunun yansıması olarak da Kazakistan Ordusu, bir yandan ABD’yle müşterek tatbikatlar yaparken; diğer taraftan Rusya’yla ilişkilerini geliştirmektedir.

Neticede Sayın Tokayev’in Soçi ziyareti, Kazakistan-Rusya ilişkilerinin gelişmesine hizmet eden bir gelişme olsa da meseleyi bununla sınırlı kalacak şekilde okumak eksik bir değerlendirme olacaktır. Çünkü Sayın Tokayev, uyguladığı politikalarla yalnızca Nur-Sultan-Moskova hattındaki ilişkilerin gelişmesine odaklanmamakta; bunun çok daha ötesinde bölgesel güvenliğin sağlanmasını merkeze alan bir yol haritası ortaya koymaktadır.

Dr. Doğacan BAŞARAN
Dr. Doğacan BAŞARAN
Dr. Doğacan BAŞARAN, 2014 yılında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2017 yılında Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda sunduğu ‘’Uluslararası Güç İlişkileri Bağlamında İkinci Dünya Savaşı Sonrası Hegemonik Mücadelelerin İncelenmesi’’ başlıklı teziyle almıştır. Doktora derecesini ise 2021 yılında Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı‘nda hazırladığı “İmparatorluk Düşüncesinin İran Dış Politikasına Yansımaları ve Milliyetçilik” başlıklı teziyle alan Başaran’ın başlıca çalışma alanları Uluslararası ilişkiler kuramları, Amerikan dış politikası, İran araştırmaları ve Afganistan çalışmalarıdır. Başaran iyi derecede İngilizce ve temel düzeyde Farsça bilmektedir.

Benzer İçerikler