Günümüzde ulus devlet tartışmaları devam ederken devlet-üstü yapılanmaların küresel sistemdeki rolleri de önemli bir konu haline gelmiştir. Bu bağlamda ön plana çıkan örgütlerden bir yapısı itibarıyla benzeri bulunmayan Avrupa Birliği’dir (AB). AB, kurulduğu dönemden bu yana Avrupa’nın ekonomik kalkınması ve demokratik gelişimine önemli katkılar sunmuştur. AB, uluslararası siyasette askeri bir kuvvet olmaktan öte ekonomik açıdan önemli bir aktördür. Zira AB, üyesi devletlere bu faydaları sağlarken bir yandan da savaş yerine diplomasiyi teşvik etmektedir. Özellikle küresel sistem içerisinde bir kaynak yarışı içinde olan ve dolayısıyla birbirleri için ezeli rakip olarak nitelendirilen Avrupa devletleri arasındaki çatışmaların yeniden yaşanmasını engellemiştir. Avrupa’yı her şeyden önce kendisinden koruyan bir yapı olarak değerlendirilebilecek bu örgüt, görece küçük devletler için de oldukça faydalıdır. Bilhassa ekonomik olarak yadsınamayacak bir gücü söz konusudur.
AB, üye devletlerin politikalarını etkilerken Rusya-Ukrayna Savaşı’yla beraber önemli sorunlar yaşamıştır. Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) ve onun nezdinde Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) meydan okuyan Rusya’nın bu hamlesi AB’yi de olumsuz etkilemiştir. Avrupa’nın enerji sağlayıcısı olarak nitelendirilen Rusya, enerji arzını keserek Avrupalı devletlerin enerji ihtiyaçlarını sekteye uğratmıştır. Bu bağlamda Avrupalı devletler, AB bünyesinde ortak dış siyaset ve güvenlik politikaları izlemeyi amaçlamışlardır. Özellikle Rusya’ya karşı kollektif bir duruş sergilemek istediklerini söylemek mümkündür. Bunu yapabilmek için de Avrupa’nın hızlı bütünleşmesine duyulan inançla yönlerini Balkanlar’a çevirmişlerdir.
AB, Balkanlar’a yönelirken özellikle Bosna Hersek’le diyaloglarını güçlendirmek istemiştir. Bu bağlamda iki aktör çeşitli temaslar kurmuştur. AB’nin Avrupa bütünleşmesi hedefi son zamanlarda hızlansa da ödün vermek istemediği iki konu vardır. Bunlardan biri AB sınırları içerisindeki olası güvenlik sorunlarına dair işbirliğidir. Diğeriyse ekonomik bütünleşmedir. Ayrıca demokrasi endekslerine de önem verilmektedir. Bosna Hersek’in AB süreci hız kazanırken söz konusu sürecin sağlıklı ilerlemesi için tarafların görece hassas davrandıklarını söylemek mümkündür. Zira işbirliğine ve istişareye açık olduğunu her fırsatta uluslararası kamuoyuna göstermek isteyen Bosna Hersek’in Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası kuruluşlar nezdindeki Daimi Temsilciliği organizasyonunda AGİT Güvenlik İşbirliği Forumu gerçekleştirilmiştir. Bu toplantı, Bosna Hersek’in Ocak-Nisan 2023 döneminde AGİT Güvenlik İşbirliği Forumu Başkanlığı’nı başarıyla gerçekleştirilmesiyle sonuçlanmıştır.[1]
Bosna Hersek’in hızlanan AB üyeliği sürecinde mutabakat sağlanılmak istenen bir diğer konuda ekonomidir. AB üyesi devletlerin örgüt tarafından desteklendiği bilinmektedir. Bu bağlamda ortak politikalar izlemek isteyen AB’nin ticari adımlar konusunda Bosna Hersek’ten hassasiyet beklediğini söylemek mümkündür. Konuyla ilgili olarak Avrupa Komisyonu, Bosna Hersek’in kendisiyle önceden istişare olmaksızın tek taraflı ticaret önlemlerinden kaçınmasını beklediğini dile getirmiştir.[2]
Bosna Hersek ve AB’nin güçlenen ilişkilerindeki temel itici güçlerden biri de güvenlik endişesidir. Özellikle AB’nin Bosna Hersek’i de kendi bünyesine katmaya yönelik süreçte adaylık statüsü vermesi önemli bir hamle olarak değerlendirilebilir. Bu hamleyi AB’nin Bosna Hersek Delegasyonu Başkanı, yerel makamlara ve vatandaşlara açık bir sinyal olarak değerlendirmiştir.[3]
Bosna Hersek ve AB arasındaki ilişkiler her ne kadar iyiye gitse de sürecin tamamen sorunsuz ilerlediğini söylemek mümkün değildir. Zira Sırp Cumhuriyeti bu ilişkide görmezden gelinemez. Özellikle Bosnalı Sırp lider Milorad Dodik’in son derece olumsuz bir etkisi vardır. Bilhassa Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le yakınlığıyla ön plana çıkan Dodik’in adımları tarafların işini zorlaştırmaktadır.
AB, Rusya-Ukrayna Savaşı’yla beraber Rusya’ya çeşitli yaptırımlarda bulunmuştur. Ancak bu yaptırımları uygulayan sadece AB değildir. Avrupa’da birçok devlet hem AB hem de NATO üyesidir. NATO’nun bölgedeki girişimleri artmakla beraber ABD de Rusya’ya çeşitli yaptırımlar uygulamıştır. Özellikle Avrupa’daki enerji krizinin ardından yaşanan ekonomik bunalım, AB üyesi devletlerin çıkarlarını olumsuz etkilemiştir. Buradan hareketle ABD, Avrupa bütünleşmesinin önündeki engelleri kaldırılmasını amaçlamaktadır. Bilhassa her ne kadar farklı görüşler olsa da güvenlik açısından AB üyesi devletlerin NATO’ya güvenmesi önemli bir faktördür. Bu bağlamda ABD hem Avrupa devletleri üzerindeki etkisini korumak hem de Rusya’ya bir siyasi manevra alanı bırakmamak için Bosna Hersek nezdinde oklarını Dodik’e çevirmiştir. ABD’nin Bosna Hersek Büyükelçisi Michael Murphy, ülkesinin Bosna Hersek’teki yozlaşmış politikacılara sessiz kalmayacağını ifade etmiştir.[4]
Bu açıklamalar, bir süredir devam eden Dodik aleyhindeki kamuoyunu güçlendirmiştir. Ayrıca ABD’nin Bosna Hersek’teki yatırımlarını sekteye uğrattığını söylemek mümkündür. Zira ABD, günümüze kadar Sırp Cumhuriyeti’ne 638 milyon dolar yatırım yapmıştır.[5] ABD ve Sırp Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler sadece ekonomik açıdan değil; diplomatik gerilimlere de sahne olmuştur. Özellikle ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in Dodik’i Putin’e benzetmesi uluslararası kamuoyunda oldukça ses getirmiştir.[6] Bu diyaloglar, ABD’nin Bosna Hersek’e yeni yaklaşımı olarak değerlendirilmiştir. Blinken’in açıklamasından sonra geri adım atması beklenirken; Dodik’in Putin’e benzetilmesine sevindiği yönündeki açıklamasıysa Rusya’ya ve ABD’ye bakışını gözler önüne sermektedir.[7]
Tüm bunlardan hareketle Rusya-Ukrayna Savaşı’yla beraber AB’nin güvenlik endişelerinin arttığı ve dolayısıyla yüzünü Balkanlar’a çevirdiğini söylemek mümkündür. Bilhassa Bosna Hersek’in Avrupa bütünleşmesi sürecinin önemli bir aktörü olduğu açıktır. Ancak Sırp Cumhuriyeti lideri Dodik’in diğer taraflarla aynı paydada olduğunu söylemek yanlış olacaktır. NATO ve AB üyelerinin benzerliği, ABD’yi bir sınava tabi tutmaktadır. Bu süreçte Rusya’ya manevra alanı vermek istemeyen ABD, Bosna Hersek-AB yakınlaşmasında engelleri ortadan kaldırmak için inisiyatif almakta ve dolayısıyla Dodik’e karşı sert bir tutum sergilemektedir.
[1] “Successful Realization of BiH’s Chairmanship of the OSCE Forum for Security Cooperation”, Sarajevotimes, https://sarajevotimes.com/successful-realization-of-bihs-chairmanship-of-the-osce-forum-for-security-cooperation/, (Erişim Tarihi: 30.03.2023).
[2] “EC Expects BiH to Refrain From Undertaking Unilateral Trade Measures”, Sarajevotimes, https://sarajevotimes.com/ec-expects-bih-to-refrain-from-undertaking-unilateral-trade-measures/, (Erişim Tarihi: 31.03.2023).
[3] “Vice-President of the Federation of BiH Met With the Head of the EU Delegation in BiH”, Sarajevotimes, https://sarajevotimes.com/vice-president-of-the-federation-of-bih-met-with-the-head-of-the-eu-delegation-in-bih/, (Erişim Tarihi: 31.03.2023).
[4] “Ambasador Murphy: SAD Neće Šutjeti o Korumpiranim Političarima u BiH”, Aljazeera, https://balkans.aljazeera.net/news/balkan/2023/3/28/ambasador-murphy-sad-nece-sutjeti-o-korumpiranim-politicarima-u-bih, (Erişim Tarihi: 28.03.2023).
[5] “The U.S. Invested 638 Million Dollars in the Republika Srpska”, Sarajevotimes, https://sarajevotimes.com/the-u-s-invested-638-million-dollars-in-the-republika-srpska/, (Erişim Tarihi: 30.03.2023).
[6] “US Secretary of State Blinken Sent a Fierce Message to Dodik, Comparing Him to Putin”, Sarajevotimes, https://sarajevotimes.com/us-secretary-of-state-blinken-sent-a-fierce-message-to-dodik-comparing-him-to-putin/, (Erişim Tarihi: 29.03.2023).
[7] “Dodik Replied to Blinken: I am Glad That He is Talking About Me and Comparing Me to Putin”, Sarajevotimes, https://sarajevotimes.com/dodik-replied-to-blinken-i-am-glad-that-he-is-talking-about-me-and-comparing-me-to-putin/, (Erişim Tarihi: 31.03.2023).