Tarih:

Paylaş:

C+C5 Zirvesi’nin Sonucu: Xian Deklarasyonu

Benzer İçerikler

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Çin ile Orta Asya ülkeleri arasındaki münasebetler, son zamanlarda stratejik boyutlara ulaşmıştır. Kuşak ve Yol Girişimi çerçevesinde Orta Koridor kapsamındaki etkileri, bölge ülkelerinin değerini arttırmaktadır. Aynı zamanda Rusya-Ukrayna Savaşı’nın küresel etkileri de Orta Asya devletlerine yönelik ilgiyi arttırmış ve Pekin’in politikalarını da şekillendirmiştir.

Bölge ülkeleriyle bütüncül bir şekilde bağlarını kuvvetlendirmek ve derinleştirmek isteyen Çin’in C+C5 formatındaki mekanizmayla Orta Asya’daki etkisini ve nüfuzunu arttırdığı söylenebilir.

Bununla birlikte karşılıklı işbirlikleri ve geleceğe dönük yeni projeler için de zemin oluşturulmaktadır. Bu kapsamda 18-19 Mayıs 2023 tarihlerinde Çin’in Xian kentinde düzenlenen C+C5 Zirvesi de birçok açıdan mühimdir. Orta Asya ülkelerinin liderlerinin bizzat katılımıyla gerçekleştirilen zirve, işbirliği ve ortaklıklarını güçlendiren bir etki meydana oluştururken; Pekin’in bölgedeki varlığını derinleştirdiğinin de bir göstergesidir.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, her bir bölge ülkesinin lideriyle gerçekleştirdiği görüşmelerle ikili işbirliklerini revize ederken; ortak politikalar çerçevesinde de kazan-kazan temelli ilişkilerin sürdürülebilirliğini vurgulayacak adımlar atmıştır. Bu kapsamda zirve çerçevesinde ortak ticari-iktisadi, enerji, ulaşım ve güvenlik bağlarının geliştirilmesi, ilişkilerin kurumsal anlamda yapılandırılması gibi konularda mutabakat sağlanmıştır.

Zirve sonrasında imzalanan Xian Deklarasyonu ise taraflar arasındaki münasebetlerin mevcut yapısı ve geleceğe yönelik işaretleri barındırması hasebiyle oldukça mühimdir. 15 maddelik deklarasyonda şu maddeler yer almaktadır:[1]

  • Taraflar, Orta Asya ülkeleri ile Çin arasındaki verimli işbirliğinin geliştirilmesi konusunda hemfikirdir. Aynı zamanda ortak bir kadere sahip daha yakın bir topluluk yaratma arzusu teyit edilmiştir.
  • Mevcut zirve çerçevesinde, Orta Asya ve Çin Devlet Başkanlarının bir araya gelmesi için bir mekanizmanın resmi olarak oluşturulduğu beyan edilmiştir. Zirve, dönüşümlü olarak iki yıl arayla bir kez Çin’de, bir defa da Orta Asya devletlerinden birinde alfabetik sırayla gerçekleştirilecektir. Bahse konu olan formatın oluşumunu hızlandırmak için bakanlar düzeyinde toplantılar için bir mekanizma kurulması da öngörülmüştür.
  • Orta Asya devletleri, “Tek Çin İlkesi”ne bağlılıklarını teyit etmiş; Çin ise Orta Asya devletlerinin kalkınma yolunu, ulusal bağımsızlıklarını, egemenliklerini ve toprak bütünlüklerini koruma çabalarını ve bağımsız dış ve iç politikalarını desteklediğini bildirmiştir.
  • Taraflar; devlet güvenliğinin, siyasi istikrarın ve anayasal düzenin sağlanmasının kilit öneme sahip olduğu konusunda hemfikir olduklarını bildirmişlerdir. Bununla birlikte meşru devlet gücünü itibarsızlaştırma ve “renkli devrimleri” kışkırtma girişimlerine ve ayrıca herhangi bir şekilde diğer ülkelerin iç işlerine müdahaleye kararlılıkla karşı çıkmışlardır.
  • Kuşak ve Yol Girişimi ile Orta Asya ülkelerinin ulusal kalkınma projeleri arasındaki uyumun sağlanması ve korunması hususu vurgulanmıştır. Bu kapsamda 2026 yılına kadar Kırgız Cumhuriyeti Ulusal Kalkınma Programı, 2030 senesine kadar Tacikistan Cumhuriyeti Ulusal Kalkınma Stratejisi, Türkmenistan’ın “Büyük İpek Yolu’nun Canlandırılması” ve 2022-2026 için Yeni Özbekistan Kalkınma Stratejisi, yüksek düzeyde tamamlayıcılık ve karşılıklı fayda ile karakterize edilen yeni bir işbirliği mimarisi oluşturmak için çeşitli alanlarda pratik işbirliğini güçlendirmek için çalışılacağı taahhüt edilmiştir.
  • Ticari-iktisadi bağların güçlendirilmesine de önem verileceği belirtilmiştir. Yeni Ekonomik Diyalog için bir strateji geliştirmek üzerinde durulmuştur. Aynı zamanda yeşil yatırım projeleri geliştirilmesi, Orta Asya-Çin Sanayi ve İşbirliği Forumu düzenlenmesi, ortak değer zincirleri oluşturmak gibi konularda mutabakat sağlanmıştır.
  • Karşılıklı etkileşimin arttırılması ve ulaşımın kolaylaştırılması kapsamında Orta Asya’nın en önemli trans-Avrasya ulaşım merkezlerinden biri olarak statüsünün iyileştirilmesi, çok modlu transit ve Çin-Orta Asya yönlerinde ulaşımın geliştirilmesi ihtiyacı dile getirilmiştir. Bu kapsamda tarafların Çin’den Orta Asya’ya giden yeni demiryollarının ve mevcut demiryollarının ve yolların modernizasyonu da dahil olmak üzere ulaşım altyapısını ortaklaşa geliştirecekleri deklare edilmiştir. Dolayısıyla Çin-Kırgızistan-Özbekistan Demiryolu Projesi, Çin-Tacikistan-Özbekistan Otoyolu ve Batı-Çin-Batı Avrupa Otoyolu’nun işletilmesi daha değerli hale gelmiştir.
  • İşbirliği sektörleri arasında tarım, sulama, gıda güvenliği ve hayvancılık gibi konuların ehemmiyetine dikkat çekilmiştir.
  • Enerji alanındaki işbirliği kapsamında ise enerji geliştirme, tüm üretim zinciri boyunca işbirliği kurma, petrol, doğalgaz ve kömür dahil olmak üzere geleneksel enerji kaynakları alanında işbirliğini daha da genişletme konusunda “Orta Asya-Çin” ortaklıklarının oluşturulması desteklenmiştir. Bu çerçevede Türkmenistan-Çin Doğalgaz Boru Hattı’nın dördüncü hattının inşaatının hızlandırılmasından duyulan memnuniyet de dile getirilmiştir. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın etkilerinden biri olarak değişen enerji arz-talep dengesinin Orta Asya-Çin işbirliğinde temel bileşenlerden biri olarak öne çıktığı görülmektedir. İlerleyen dönemlerde de enerji temelli işbirliği projeleri kapsamında yeni mekanizmaların oluşturulmasının oldukça muhtemel olduğu not edilmelidir. Nitekim hidrojenin geliştirilmesi için uluslararası bir yol haritasının geliştirilmesi, öncelikli alanlardan biri olarak kaydedilmiştir.
  • Orta Asya ülkeleri ile Çin arasındaki eğitim, bilim, kültür, turizm, arkeoloji, arşiv, fiziksel kültür ve spor, medya ve düşünce kuruluşları gibi alanlarda kültürel ve insani işbirliğinin güçlendirilmesi yönünde ortak bir irade ortaya konulmuştur. Bu bağlamda Pekin, Kültürel İpek Yolu Projesi’nin uygulanması önerisinde bulunmuştur.
  • İklim değişikliği konusu da deklarasyonda yer alan başlıklardan biri olmuştur. Taraflar, “yeşil” çözümlerin ortak kullanımının ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak için etkili önlemler olarak hizmet etmek üzere tasarlandığını vurgulayarak iklim direnci ve uyum alanında daha yakın işbirliği çağrısında bulunmuştur.
  • Afganistan merkezli gelişmelerin de ele alındığı toplantı deklarasyonunda, Almatı’da Orta Asya ve Afganistan için Birleşmiş Milletler (BM) Bölgesel Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Merkezi’nin kurulması girişimine de yer verilmiştir. Aynı zamanda terörizmi, ayrılıkçılığı ve aşırıcılığı tüm biçimleri ve tezahürleriyle şiddetle kınayan taraflar, uyuşturucu kaçakçılığı, uluslararası organize suç ve siber suçla ortaklaşa mücadele etmeye, kilit projelerin ve kitlesel olayların güvenliğini sağlama konusunda birlikte hareket etmeyi taahhüt etmişlerdir. Ortak Güvenlik ve Refah için Samarkand Dayanışma Girişimi de bu açıdan ehemmiyet taşımaktadır.
  • Orta Asya devletleri, Çin’in ortaya koyduğu Küresel Kalkınma Girişimi, Küresel Güvenlik Girişimi ve Küresel Medeniyet Girişimi çerçevesinde aktif olarak işbirliği yapmaya hazır olduklarını beyan etmişlerdir. “Orta Asya-Çin Dijital Veri Güvenliği İşbirliği Girişimi”nin müşterek biçimde teşvik edildiği beyan edilmiştir.
  • Son olarak taraflar, uluslararası barış, güvenlik ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasında BM’nin merkezi rolünü güçlendirme taahhüdünü yeniden teyit etmiştir.

Xian Deklarasyonu, taraflar arasındaki çoklu işbirliği seçeneklerini ve gelecek projelerini ortaya koymasının yanı sıra küresel anlamda etki oluşturma niyetinin izlendiğini de göstermektedir. BM vurgusunun sıkça yapılması, taraflar arasındaki ortaklıkların ve arzu edilen girişimlerin uluslararası destek görmesini sağlamayı amaçlamaktadır. BM’nin yanı sıra ŞİÖ ve CICA gibi çok taraflı kuruluşlar aracılığıyla da diyaloğun arttırılması ve güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.

Deklarasyonun işaret ettiği bir diğer nokta ise Orta Asya devletleri ile Çin arasındaki münasebetlerin mevcut işbirliği alanlarına ek olarak yeni sektörlerde de yoğunlaştırılmasını öngörüyor olmasıdır.

Diğer taraftan karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesi hususunda bir kurumsallaşma gayesinin olduğu da görülmektedir. İşbirliği mekanizmalarının kurulması, bakanlıklar düzeyindeki oluşumlar ve çeşitli girişimler, tarafların ortaklıkları kurumsal zeminde güçlendirmek istediğine işaret etmektedir.

Neticede Orta Asya-Çin Zirvesi’nin taraflar arasındaki münasebetlere yeni bir canlılık ve boyut kazandırdığı görülmektedir. 2025 yılında Kazakistan’da düzenlenecek olan ikinci zirvenin bu heyecanla gerçekleştirileceği öngörülebilir. Bu tarihe kadar kadar ortaklıklarda yapılacak yeni düzenlemeler ve kurumsallaşma faaliyetleriyle C+C5 formatının stratejik etkiler doğuracak nitelikte gelişeceği söylenebilir.


[1] “Xi’an Declaration of the China-Central Asia Summit”, New Central Asia, https://www.newscentralasia.net/2023/05/20/xian-declaration-of-the-china-central-asia-summit/, (Erişim Tarihi: 22.05.2023).

Şeyma KIZILAY
Şeyma KIZILAY
Şeyma KIZILAY, 2016 yılında Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2019 yılında Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda sunduğu ‘’Uluslararası İlişkilerde Ulus İnşası Bağlamında Irak Örneği” başlıklı teziyle almıştır. Doktora eğitimine Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda devam eden Kızılay, tez aşamasındadır. Başlıca çalışma alanları; güvenlik, terörizm, Afganistan ve Pakistan’dır. Kızılay, iyi derecede İngilizce ve orta seviyede Arapça bilmektedir.