Çin’in Orta Asya’daki Güçlü Rolü

Paylaş

Bu yazı şu dillerde de mevcuttur: English Русский

Rusya-Ukrayna Savaşı’nın getirdiği konjonktürde Orta Asya coğrafyasının küresel siyasetteki önemi artmıştır. Bölgeye yönelik ilginin artmasının bir sonucunda son dönemlerde imzalanan işbirliği ve ortaklık anlaşmaları da çoğalmıştır. Enerji krizinin yarattığı etkiyle işbirliği çeşitliliği sağlayan Avrupalı aktörlerin yanı sıra bölgede etkin olma stratejisi yürüten Asya güçleri de mevcuttur.

Bu noktada Hindistan, Çin ve Japonya gibi ülkelerin ön plana çıktığı görülmektedir. Bilhassa Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’nin de etkisiyle bölge ülkeleriyle olan münasebetlerinde önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Orta Koridor’un artan değeri ve taşıdığı stratejik önem de Çin-Orta Asya bağlarını güçlendirmektedir.

Bu noktada artan işbirliğinin son örneği Özbekistan ile Çin arasında imzlanan işbirliği paketi olmuştur. 29 Mart 2023 tarihinde Özbekistan ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında ticaret, ekonomi ve enerji alanlarında işbirliğine ilişkin bir dizi anlaşma imzalanmıştır. Taraflar arasında yenilenebilir enerji kaynakları ve ticareti alanındaki işbirliğinin yanı sıra Taşkent’teki yerel yönetim ile Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi arasında ortaklık kurulmasına ilişkin anlaşmalar da yapılmıştır. Ayrıca Navoi ve Fergana bölgelerinde güneş enerjisi santrallerinin inşasına ilişkin Mutabakat Zaptı da imzalanmıştır.[1]

İşbirliği alanlarını çeşitlendiren Özbekistan ile Çin arasında 2022 yılının Eylül ayında da ticaret, yatırım, mali ve teknik işbirliği alanlarında 15 milyar dolarlık anlaşmalar imzalanmıştır.[2] İkili arasındaki ortaklıkların adım adım ilerletildiği görülmektedir.

Afganistan ve Ukrayna merkezli gelişmelerin Orta Asya’yı enerji ve ulaşım kapsamında stratejik ve kritik bir noktaya taşıdığı ifade edilebilir. Buna bağlı olarak birçok aktör de bölge ülekleriyle bağların güçlendirilmesi için harekete geçmiştir. Çin’in de bu konuda bir adım önde olduğunu söylemek mümkündür. Uzun süredir bölgeyle ilgilenen Pekin’in geçmiş yatırımlarının meyvesini günümüzde topladığı söylenebilir. Pekin, bölge başkentleriyle olan münasebetlerini çeşitli ortaklıklarla güçlendirmektedir. Taraflar arasındaki ilişkilerin daha çok enerji ve güvenlik temelinde yükseldiği bilinmektedir.

Orta Asya-Çin mekanizması da taraflar arasındaki bağları kuvvetlendiren önemli bir faktördür. Bu tür bölgesel ve küresel yapılar karşılıklı etkileşimin artmasına olanak sağlamaktadır. 2020 yılında başlatılan C5+1 toplantıları, karşılıklı ortaklıkların güçlendirilmesinde önemli bir araç haline gelmiştir.

Bununla birlikte Özbekistan, Türkmenistan ve Kazakistan’ın ihracat gelirlerinde Çin’in önemli payı bulunmaktadır. Güvenlik noktasında da askeri teknoloji ve teçhizat sağlama açısından Çin, Orta Asya ülkeleri nezdinde mühim bir partnerdir. Tacikistan-Çin ortak sınır devriyeleri ve terörle mücadele tatbikatları, askeri işbirliği kapsamında mühim bir örnek teşkil etmektedir.

İlişkilerdeki bir diğer önemli bileşenin de Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) olduğu söylenebilir. ŞİÖ, Pekin’in Orta Asya’daki gelişmiş rolüne stratejik bir katkı sağlamaktadır. ŞİÖ aracılığıyla ticari, iktisadi, askeri ve siyasi etkileşimler derinleştirilmektedir.

Rusya’nın askeri ve siyasi etkinliğinin azalması da Çin’in bölgedeki nüfuzunu arttırmasının önünü açmıştır. Örneğin Tacik-Kırgız sınır sorunlarında Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) etkisiz kalmıştır. Buna bağlı olarak bölge ülkelerinin KGAÖ’ye yönelik bakış açısının olumsuz etkilendiği görülmektedir. Zira Bişkek, Kırgızistan’da yapılacak olan “Sarsılmaz Kardeşlik-2022” adlı ortak KGAÖ tatbikatını iptal etmiştir.[3]

Diğer yandan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın yarattığı etkilerin Moskova’nın bölgedeki nüfuzunu azalttığı bilinmektedir. Çin, oluşan boşluğu doldurmak için “ticari ortak” konumundan “stratejik partner” statüsüne geçmeye yönelik adımlar atmaktadır. Bu doğrultuda ekonomik ve altyapı temelli ilişkilerin enerji ve güvenlik sektörleri kapsamında geliştirildiği görülmektedir. Pro-aktif bir politika izleyen Pekin yönetimi, 2022 yılında Kazakistan ve Özbekistan’la ekonomik anlaşmalar imzalayarak bağlarını güçlendirmiştir.

Özbekistan’la ilişkilerde yakalanan ivme ve Çin-Kırgızistan-Özbekistan Demiryolu projesindeki gelişmeler, Çin’in bölgesel hedefleri açısından Pekin’i memnun etmektedir. Türkmenistan’la münasebetleri de ilerleten Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 6 Ocak 2023 tarihinde Türkmenistan Cumhurbaşkanı Sayın Serdar Berdimuhamedov’u ağırlamıştır.[4] Bilindiği gibi Pekin, enerji ihtiyacını karşılama noktasında Türkmenistan’la ilişkilere büyük önem vermektedir. Aşkabat’ın da Pekin’le ticari ilişkilerin geliştirilmesinden memnun olduğu açıktır. Nitekim söz konusu ziyaret vesilesiyle iki ülke arasındaki ilişkiler, “kapsamlı stratejik ortaklık” seviyesine yükselmiştir. Kuşkusuz enerji, işbirliğinin mihenk taşı niteliğindedir. Doğalgaz işbirliğiyle derinleşen Çin-Türkmenistan münasebetlerinin güçlendirilmesine yönelik girişimlerde bulunulmaya devam edeceği öne sürülebilirr.

Çin, bu tür hamlelerde bulunurken; Batı tarafından da bazı adımlar atılmaktadır. Nitekim 17 Mart 2023 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan hükümetlerinin üst düzey yetkilileri, ABD’nin konsey toplantısının bir parçası olarak işbirliğini geliştirmeye ve ticaret ve yatırım fırsatlarını geliştirmeye yönelik ortak hedeflerini ve taahhütlerini teyit ettikleri bir Orta Asya Ticaret ve Yatırım Çerçeve Anlaşması (TIFA) imzalamıştır.[5]

Bölge ülkelerinin iç politik adımlarını takip eden, reform faaliyetlerini destekleyerek demokratikleşme süreçleri üzerinden etkinlik sağlamayı hedefleyen ABD, ticari girişimlerde de bulunmaktadır. Dolayısıyla Orta Asya, ABD-Çin rekabetinin önemli sahalarında biri haline gelmektedir. Avrupa ülkelerine göre bir adım önde olan ve Orta Asya’yla ortaklığını üst seviyelere taşıyan Pekin’e karşı Washignton, yalnızca ticaret odaklı hareket etmemekte; aynı zamanda değerler çerçevesinde de bir iletişim geliştirmeye çabalamaktadır.

ABD etkisinin yanı sıra Çin açısından zorlayıcı bir başka faktör de Rusya’dır. Her ne kadar son gelişmeler hasebiyle nüfuzu azalmış olsa da Rusya, bölgede güçlü bir kültürel etkiye sahiptir. Aynı zamanda ekonomik ve güvenlik alanlarında da önemli bir aktör konumundadır. Üstelik Moskova, “Yakın Çevre Dokrini” hasebiyle post-Sovyet alandaki etkisini paylaşmak istememektedir.

Özetle, Orta Asya’nın coğrafi merkeziliği ve Rusya’nın azalan etkisi, Çin’in bölgede her zamankinden daha rahat varlık göstermesine olanak sağlamaktadır. Pekin de bu fırsatı değerlendirmeye çalışmakta ve bölge ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye dönük hamlelerde bulunmaktadır. Bunu da altyapı, enerji ve ulaşım merkezinde gerçekleştirmektedir. Dolayısıyla uluslararası gelişmeler, jeostratejik konum ve Orta Koridor’un avantajı, Orta Asya’yla ilişkileri daha ileriye taşıma konusunda Çin’in hamlelerinde teşvik edici bir rol oynamaktadır.

Diğer taraftan Pekin’in bölgedeki nüfuzunun karşısında zorlayıcı faktörler de bulunmaktadır. Bu noktada Rusya’nın mühim bir etken olduğu ifade edilebilir. Zira Rusya, söz konusu coğrafyada hala etki sahibidir. Bununla birlikte yeni konjonktüre bağlı olarak yeni aktörler de varlık göstermeye başlamıştır. ABD’yle beraber Avrupa ülkelerinin de daha fazla ilgilendiği bir bölge olarak Orta Asya’da Çin’in zorlayıcı faktörlerle karşı karşıya olduğu söylenebilir.

Neticede Pekin, fırsatların ve zorlukların farkındadır ve bu bilinç doğrultusunda bölgedeki ortaklıklarını güçlendirmeye yönelik çeşitli adımlar atmaktadır. Pekin’in ilerleyen dönemlerde de işbirliklerini çeşitlendirme ve derinleştirmeye yönelik hamlelerini sürdüreceği öngörülebilir.


[1] “Cooperation Agreements have been Signed Between the Regions of Uzbekistan and China”, The Government Portal of the Republic of Uzbekistan, https://www.gov.uz/en/news/view/36726, (Erişim Tarihi: 01.04.2023).

[2] “China, Uzbekistan Sign Agreements Worth $15B in Samarkand”, Anadolu Agency, https://www.aa.com.tr/en/asia-pacific/china-uzbekistan-sign-agreements-worth-15b-in-samarkand/2686218, (Erişim Tarihi: 01.04.2023).

[3] “Kyrgyzstan Cancels Planned CSTO Exercises”, RFERLY, https://www.rferl.org/a/kyrgyzstan-cancels-csto-military-exercises-belarus-russia/32072105.html, (Erişim Tarihi: 03.04.2023).

[4] “President Xi Jinping Holds Talks with President of Turkmenistan Serdar Berdimuhamedov”,  FMPRC, https://www.fmprc.gov.cn/mfa_eng/zxxx_662805/202301/t20230106_11003561.html, (Erişim Tarihi: 03.04.2023).

[5] “US, Central Asia Affirm Joint Commitment to Strengthen Trade and Investment Ties”, Astana Times, https://astanatimes.com/2023/03/us-central-asia-affirm-joint-commitment-to-strengthen-trade-and-investment-ties/, (Erişim Tarihi: 03.04.2023).

Şeyma KIZILAY
Şeyma KIZILAY
Şeyma KIZILAY, 2016 yılında Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Yüksek lisans derecesini, 2019 yılında Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda sunduğu ‘’Uluslararası İlişkilerde Ulus İnşası Bağlamında Irak Örneği” başlıklı teziyle almıştır. Doktora eğitimine Uludağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda devam eden Kızılay, tez aşamasındadır. Başlıca çalışma alanları; güvenlik, terörizm, Afganistan ve Pakistan’dır. Kızılay, iyi derecede İngilizce ve orta seviyede Arapça bilmektedir.

Benzer İçerikler