Birlik Devleti Tartışmaları: Aynı Çatı Altında Dönüşüm Mümkün mü?

Rusya ile Belarus arasında 2 Nisan 1997 tarihinde Birlik Devleti Anlaşması imzalanmıştı. İki ülke arasındaki siyasi, ekonomik ve askeri işbirliğini derinleştirmeyi öngören uluslararası anlaşmayla bir konfederasyon oluşturulmak amaçlansa da iki devlet de bağımsızlıklarını korumaya devam ediyor. Nitekim her iki ülkenin vatandaşları da “tek devlet” fikrine karşı çıkıyor.

4 Kasım 2021 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko’nun Birlik Devleti Yüksek Konseyi Toplantısı’nda Birlik Devleti Kararnamesi’ni imzalamasıyla, ekonomik ve sosyal alanlardaki entegrasyona yönelik süreç güncellenmiş oldu. Toplantıdan sonra Lukaşenko, “Belarus ve Rusya, ortak ekonomi alanı yeniden başlatıyor. Bütünleşmenin gelişimi için önümüzdeki 2 yıl içinde bir dizi kavramsal kararlar alma niyetindeyiz.” açıklamasını yaparken; Putin ise “Maalesef, eski Sovyet ülkeleri birçok alanda geride kalıyor. Sovyetler Birliği döneminden bize miras kalan imkanları, somut üstünlükleri tam olarak kullanmıyoruz. Ortak altyapıyı, ortak enerji sistemini, birleştirici rol oynayan ve birbirimizle kolayca iletişim kurmamızı sağlayan Rus dilini kastediyorum. Ancak Birlik Devleti olarak elbette diğer oluşumlara göre çok daha büyük ilerleme kaydettik.” ifadelerini kullanmıştı.

Moskova-Kiev hattındaki gerilimin hat safhada olduğu bir süreçte Lukaşenko, “Belarus zaten orada. Kazakistan için iyi bir ders olduğunu düşünüyorum. Süre 15 yıl diyorsanız, hata yapmazsak Ukrayna’nın da orada olacağından eminim. Ermenistan’ın gidecek yeri yok. Onları kim ne yapsın? Azerbaycan ayrı bir yola gidiyor… Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan’ın ise ekonomik zorunluluklar nedeniyle bize katılacaklarını düşünüyorum.” açıklamasıyla Birlik Devleti’nin genişlemesini gündeme getirdi.

Bu bağlamda Birlik    Devleti tartışmalarını Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi’ne (ANKASAM) değerlendiren uzmanlar, Birlik Devleti’nin geleceğinin belirsiz olduğunu belirtti.

ANKASAM Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Sabir Askeroğlu: Lukaşenko, Rusya’nın baskısından kurtulmak istiyor.

Belarus’un 1997 yılında imzalanan anlaşmayla Rusya’nın egemenliği altındaki Birlik Devleti’ne katılmak zorunda olduğunu vurgulayan ANKASAM Uzmanı Dr. Sabir Askeroğlu, Lukaşenko’nun eski Sovyetler Birliği ülkelerinin bir kısmının “Birlik Devleti”ne katılacakları yönündeki açıklamasının da bu kapsamda yapıldığını söyledi.

Askeroğlu, “Birlik Devleti, başta Rusya’nın istediği bir oluşuma dönüşememişti. Çünkü Belarus, kendi egemenliğinden vazgeçmek istemediği için buna ayak diretiyordu. Moskova ise Belarus’u Rusya’nın bir parçası haline getirmeyi amaçlıyordu. 2020 yılında Belarus’ta aylarca süren protestolar ve 2021 yılının sonbahar aylarında Polonya-Belarus sınırındaki mülteci krizi, Batı’nın Lukaşenko üzerindeki baskısını artırdı. Bu nedenle Minsk yönetimi, Moskova’ya yakınlaştı. Ancak Birlik Devleti içerisinde Rusya’nın etkisi altında tek başına kalmak istemeyen ve bundan rahatsız olan Lukaşenko, diğer eski Sovyetler Birliği ülkelerinin de bu birliğe girmesini istemektedir.” dedi.

Diğer ülkelerin Birlik Devleti’ne katılması halinde yapının farklı bir şekil alacağını belirten Askeroğlu, Lukaşenko’nun Birlik Devleti’nin lideri olarak görünmeye çalıştığını ifade ederek “Lukaşenko, bu sayede Birlik Devleti’nden kaynaklı rahatsızlığını kapatmaya çalışmaktadır.” yorumunu yaptı.

Military Üniversitesi Öğretim Üyesi Filip Bryjka: Eski SSCB ülkelerinin Birlik Devleti’ne katılımı teknik olarak mümkün değil.

Akadenisyen Filip Bryjka, Lukaşenko’nun eski Sovyetler Birliği ülkelerinin bir kısmının Birlik Devleti’ne katılacakları yönündeki açıklamasının teknik olarak mümkün olmadığını söyledi.

Lukaşenko’nun açıklamasının söylemde kalacağını öne süren Bryjka, Ermenistan’ın Rusya ve Belarus’la sınırlarının olmadığına dikkati çekti. Bryjka, “Ermenistan’ın Birlik Devleti’ne katılmasının Rusya veya Belarus için herhangi fayda sağlayacağını düşünmüyorum.” şeklinde konuştu.

Emekli Büyükelçi Hüseyin Diriöz: Belarus, egemenliğini kaybetmek istemiyor.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bölgede Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT), Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) ve Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) gibi oluşumların kurulduğuna dikkat çeken Emekli Büyükelçi Hüseyin Diriöz, Rusya ve Belarus arasında kurulan Birlik Devleti’nin ilk başta konfederasyon veya devletler topluluğu olarak planlandığını ifade etti. Lukşenko’nun Birlik Devleti’nin genişlemesine yönelik açıklamalarına değinen Diriöz, Minsk yönetiminin eski SSCB ülkeleriyle ekonomik işbirliğini geliştirmek istediğini belirterek, Belarus’un egemenliğini kaybetmekten çekindiğini ve entegrasyonun ekonomi ve savunma alanıyla sınırlı kalmasını hedeflediğini söyledi.

Lukaşenko’nun açıklamalarının zamanlamasına işaret eden Diriöz, “Ukrayna’yla ilgili gelişmeler de zamanlamayı etkilemiş olabilir. Geçtiğimiz haftalarda Ukrayna sınırında yapılan Rusya-Belarus ortak tatbikatının adı da Birlik Devleti’ni çağrıştıracak şekilde ‘Birliğin Kararlılığı-2022’ olarak belirlenmişti.” dedi.

Emekli Albay Coşkun Başbuğ: Rusya, Birlik Devleti projesi üzerinden post-Sovyet coğrafyadaki gücünü geri kazanmak istiyor.

2021 yılının Kasım ayında Putin ve Lukaşenko’nun imzaladıkları 20 maddelik kararnamenin önemini vurgulayan Emekli Albay Coşkun Başbuğ, Rusya’nın post-Sovyet coğrafyadaki gücünü geri kazanmayı ve eski coğrafyaya hakim olmayı hedeflediğini söyledi. Putin’in bunu doğrudan yapamayacağına vurgu yapan Başbuğ, Moskova’nın Minsk gibi aktörler üzerinden süreci yürütmeye çalıştığını belirtti. Başbuğ, “Lukaşenko’nun bu söylemlerinde konuşana değil; konuşturana bakılması gerekir.” dedi.

Rusya’nın yayılımcı bir politika yürüttüğünü öne süren Başbuğ, “Türk devletlerinin birliktelik göstermesi, Moskova’yı oldukça rahatsız ediyor. Buna karşılık Rusya, Birlik Devleti projesini ortaya attı ve bunun diğer devletlere de sıçraması olasıdır. Dolayısıyla, coğrafyadaki Rus nüfuzu birtakım sert uygulamalarla karşılık buluyor. Yani Kremlin yönetimi, Birlik Devleti üzerinden post-Sovyet alana hakim olmak istiyor. Fakat bu konuda işi hiç kolay değil. Nitekim Türk Devletleri Teşkilatı, daha agresif politika bir izleyip hızlı hareket ederse, Moskova’nın işi zorlaşır. Bu nedenle Rusya’nın önündeki en büyük engelin Türk Dünyası olduğu düşüncesindeyim.” yorumunu yaptı.

Gazeteci Maryna Rakhlei: Lukaşenko, kendisini diğer ülkeler hakkında karar veren bir lider olarak yüceltiyor.

Belarus Devlet Başkanı Aleksandar Lukaşenko’nun Birlik Devleti’nin genişlemesine yönelik açıklamasının ülkenin Dışişleri Bakanlığı tarafından önemsenmediğini iddia eden Gazeteci Maryna Rakhlei, “Bu durumun, her iki tarafın da ihtiyacı olanı aradığı klasik bir tablo olduğunu söyleyebilirim.” dedi.

Lukaşenko’nun kendisini diğer ülkeler hakkında karar veren bir lider olarak yücelttiğini söyleyen Rakhlei, “Ermenistan’daki bazı güçlerin Rusya’yla daha yakın ilişkiler kurmak ve Birlik Devleti’ne katılmak istemelerinin üzerinden 20 yıl geçti. Bu anlamda, yaşananlar yeni bir şey değil.” diye konuştu.

Sibel MAZREK
Sibel MAZREK
Lisans eğitimini Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde tamamlayan Sibel Mazrek, yüksek lisans eğitimine Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü'nde Gazetecilik Ana Bilim Dalı'nda devam etmektedir. Çeşitli medya kuruluşlarında muhabirlik, spikerlik sunuculuk görevlerini üstlenen Mazrek, ANKASAM'da Medya Koordinatörü olarak çalışmalarına devam etmektedir.