NATO Genel Sekreteri’nin Türkiye Ziyareti

Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştireceği açıklandı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ziyaretle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve müttefik 29 ülkenin NATO nezdindeki daimî temsilcilerinden oluşan heyetin 6-7 Mayıs 2019 tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret edeceği belirtildi.

Bu gelişmeler ışığında Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM), NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in Türkiye’ye ziyaretinin ne anlama geldiğini ve bunun küresel ve bölgesel etkilerini değerlendirmek üzere alanın önde gelen uzman ve akademisyenlerinin görüşlerini dikkatlerinize sunmaktadır.

Prof. Dr. Mustafa KİBAROĞLU (MEF Üniversitesi-İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı)

Prof. Dr. Mustafa Kibaroğlu, “Türkiye-NATO ilişkilerinin 67 yıllık tarihi açısından bakıldığında Türkiye, on yıllar boyunca ‘Sovyet tehdidini üzerine çekerek Batı Avrupa üzerindeki baskıyı hafifletmek’ olarak tanımlanabilecek NATO içindeki misyonunu fazlasıyla yerine getirdi. Bunun karşılığında müttefikleri tarafından, Türkiye’nin ancak kâğıt üzerinde verilen garantiler ve İttifak’ın nükleer caydırıcılığı ile yetinmesi beklenmiştir. Buna ek olarak muhakkak vurgulanması gereken bir husus da müttefiklerin sağladıkları garantilerin ve nükleer caydırıcılığın, başka hiçbir NATO üyesi ülke için söz konusu olmayan şartlara bağlı olarak sağlanmış olmasıdır.” dedi.

Kibaroğlu, “Geçmişte ve günümüzde Türkiye ile NATO müttefikleri arasında yaşanan sorunların tekrar edilmemesi ve dünyanın bu en güçlü askeri örgütlenmesinin tüm üyelerinin güvenliğine ve refahına nitelikli katkı yapmasının sağlanması, ancak İttifak’ın günlük siyasi polemiklerden ve ideolojik ya da hissi yaklaşımlardan uzak tutulmasıyla mümkün olabilir.” şeklinde konuştu. Kibaroğlu, toplantı değerlendirilirken Türkiye-NATO ilişkilerinin tarihsel arka planının göz önünde bulundurulması ve aynı zamanda ortak tehdit ve işbirliği alanlarına odaklanılması gerektiğini ifade etti.

Gerçekleşecek olan zirveye ilişkin olarak Kibaroğlu, “NATO üyesi ülkelerin algıladıkları tehditler zaman içinde hem nicelik hem de nitelik bakımından ciddi boyutlara varmış ve caydırılmaları ya da baş edilmeleri daha da zor ve karmaşık hale gelmiştir. Kitle imha silahlarının yayılmasından terörizme, bölgesel çatışmalardan barış operasyonlarına kadar İttifak’ın Soğuk Savaş yılları boyunca gündeminde olan konular vardı. Bunun yanı sıra yakın geçmişten itibaren siber güvenlik, hibrit savaş, enerji yollarının güvenliği, korsanlık, kitlesel göç, iklim değişikliği ve doğal felaketler gibi askeri nitelikte olmayan ve özel uzmanlık gerektiren konular, ulusal ve uluslararası güvenliği, barışı ve istikrarı tehdit edebilecekleri endişesiyle özellikle son 10 yılda yapılan İttifak’ın zirve toplantılarının ana gündem maddeleri haline gelmiştir. Tehdidin yapısı ve doğasının önemli ölçüde değişmesi sebebiyle söz konusu tehditlere karşı etkili önlemler alabilmek ve caydırıcı özelliğini koruyabilmek için NATO ittifakı bir transformasyon dönemine girmiştir.” ifadelerini kullandı.

Dr. Öğr. Üyesi Emre OZAN (ANKASAM Türk Dış Politikası ve Uluslararası Güvenlik Danışmanı)

Dr. Öğr. Üyesi Emre Ozan, gerçekleşecek ziyarete ilişkin, “Kuzey Atlantik Konseyi, NATO-Akdeniz Diyaloğu’nun 25’inci yılı münasebetiyle Türkiye’de gerçekleşecek. Dolayısıyla bu toplantıda ve Çavuşoğlu ile Stoltenberg arasında yapılacak görüşmede Suriye’deki gelişmeler başta olmak üzere Akdeniz’deki güvenlik sorunları gündeme gelecektir.” dedi. Ozan, Suriye’de yeni bir sürecin yaşandığını belirterek, “Irak ve DEAŞ yenilgisi sonrası NATO üyelerinin burada nasıl bir strateji izleyecekleri merak konusudur. Ayrıca kısa bir süre önce Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Türkiye’de benzer bir gündemle temaslarda bulundu. Türkiye hem NATO toplantısında hem de ikili görüşmelerde Suriye’nin kuzeyinden kaynaklanan güvenlik kaygılarını ortaklarıyla paylaşacaktır. Toplantıların ana gündem maddesi DEAŞ sonrası dönemde karşılıklı beklentilerin ele alınması olacaktır.” şeklinde değerlendirdi.

Stoltenberg’in ziyaretinin bir başka gündem maddesinin ABD ile yaşanan “S-400 Krizi” olacağını ifade eden Ozan, “Krizin son dönemde şiddetlendiği görülüyor. Bu nedenle Türkiye NATO’yla yapılacak temasları önemsiyor. Stoltenberg en başından beri S-400 meselesinde daha ılımlı bir tutum sergilemiştir. Örneğin geçtiğimiz ay, NATO’nun kuruluşunun 70. yıl dönümü münasebetiyle Washington’da gerçekleşen zirvede yaptığı ‘hangi silah sistemlerini kullanacakları ülkelerin ulusal kararıdır’ şeklindeki açıklaması bu ılımlı tutumun bir örneği olmuştur.” diye konuştu. Diğer yandan NATO’nun da Türkiye’nin S-400’leri satın almasından memnun olmadığını söyleyen Ozan, bu anlamda Stoltenberg’in tutumunun Türkiye için çok önemli olduğunu belirtti.

Stoltenberg’in NATO’yu krizin bir tarafı haline getirmek istemediğini ama krizin çözümü için bir tartışma platformu oluşturma konusunda hazır olduğunu ifade eden Ozan, “Türkiye’nin de NATO’yla ilişkilerini bu krizin dışında tutmaya çalıştığını görüyoruz. Daha açık bir ifadeyle, Türkiye NATO’yla olan ilişkilerini ABD’yle olan ilişkilerinden bağımsız ele alıyor. ABD’yle ne kadar büyük sorunlar yaşarsa yaşasın, yaşananların NATO ile ortaklığına zarar vermemesi için özel bir çaba harcıyor. Ayrıca NATO ittifakına bağlılığını da her fırsatta güçlü bir şekilde ifade ediyor. Kısaca Türkiye, ABD’yle yaşadığı krizlerde manevra alanını genişletmek için NATO’yla diyaloğunu güçlendirmek amacındadır.” dedi.

İsmail Hakkı PEKİN (Emekli Korgeneral)

Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, yapılacak olan toplantının her yıl gerçekleştirildiğini, fakat bu yıl Türkiye’de yapılacak olmasının ayrı bir önem taşıdığını belirterek, “Türkiye-NATO ilişkilerinde S-400 alımından dolayı birtakım sorunlar bulunmaktadır. ABD, kendi yandaşlarını kontrol etmek ve kendi siyasetini uygulamak amacıyla Rusya’yı ve yakın zamanda yaşanan gelişmeler ışığında İran’ı çevrelemek amacıyla NATO’yu kullanmaktadır. Başta ABD olmak üzere Avrupa; Rusya’nın Doğu Avrupa’da yayılmasını önlemek ve Rusya’yı kuşatmak için NATO’ya ihtiyaç duyuyorlar. Bu açıdan NATO’nun daha da güçlenmesi için çabalamaktadırlar.” şeklinde değerlendirdi.

Türkiye’nin Rusya’yla yakınlaşmasının birtakım planları altüst ettiğini söyleyen Pekin, “ABD, NATO’ya düşman olarak Rusya’yı göstermektedir. Bir NATO müttefiki ülke olarak Türkiye’nin Rusya’dan silah alması, ABD-NATO birliğine darbe vurmuştur.” dedi. Silah alımının stratejik bir tercih olduğunu belirten Pekin, “Silahları aldığınız an yönünüzü diğer tarafa dönmüş oluyorsunuz. NATO’yu zayıflatmış oluyorsunuz. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve Genel Sekreter Stoltenberg arasında gerçekleşecek ikili görüşmede tüm bu konular gündeme gelecektir ve NATO’nun daha da güçlenmesi için gerekli fikir alışverişleri sağlanacaktır.” yorumunda bulundu.

S-400 Krizi’nden kaynaklanan soruna mutlaka bir çözüm bulunacağını ifade eden Pekin, “ABD’nin hem Doğu Akdeniz’de hem de Ortadoğu’da istediklerini gerçekleştirebilmesi için NATO’ya ve Türkiye’ye ihtiyacı vardır. Bundan dolayı tüm bu konuların konuşulacağı yer 6 Mayıs’ta gerçekleşecek olan toplantıdır. Aynı zamanda gerçekleştirilecek görüşme, NATO’nun Rusya’ya karşı yapacağı bir gövde gösterisi olması özelliğini de taşımaktadır. Hem Akdeniz’de hem de Avrupa’da birliğin ve bütünlüğün olduğunu göstermek açısından önem arz eden görüşme, yaşanan yoğun gündem dolayısıyla, öncekilere nazaran daha büyük önem taşıyacaktır. Toplantı sonunda iki tarafın da yapacak olduğu basın açıklamalarının dikkatli bir şekilde analiz edilmesi gerekir. Toplantının bitişiyle NATO’nun önemi bir kez daha vurgulanacaktır.” açıklamasında bulundu.

Uluç ÖZÜLKER (Emekli Büyükelçi)

Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, yapılacak olan toplantı vesilesiyle ikili ilişkilerde var olan sorunların gündeme getirileceğini belirterek, “Toplantıda, S-400 konusu başta olmak üzere birçok konu konuşulacaktır. S-400’lerin Türkiye’ye tesliminin temmuz ayında yapılacağı söylenmektedir. ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’yi ziyaret edeceği açıklandı. Kesin tarih belirtilmemekle birlikte Trump’ın ziyareti de temmuz ayında gerçekleşebilir” dedi. ABD tarafından dile getirilen S-400’lerin Türkiye-NATO ilişkileri kapsamında büyük sıkıntılar yarattığına ilişkin birtakım söylemlerin olduğuna dikkat çeken Emekli Büyükelçi, “ABD’nin sergilediği tutuma karşı NATO Genel Sekreteri, 4 Nisan 2019 tarihinde Washington’da gerçekleşen NATO Dışişleri Bakanları Zirvesi’nde ‘herkesin kendi savunma sistemi ihtiyacını gidermesi en doğal hakkıdır’ açıklamasını yaptı. Tüm bunlar incelendiğinde, konuşulacak birçok sorunun olduğu görülüyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Özülker, “Jens Stoltenberg’in ziyaretinde mevcut olan üç önemli sorun görüşülecektir. S-400 sisteminin NATO’ya uygun olmadığı birçok ülke tarafından belirtilmektedir. Bu yüzden ana gündem maddesi bu olacaktır. İkinci bir konu, ABD’nin hem İran ambargosu hem de F-35’ler konusunda attığı adımların hayata geçmesi durumunda Türk-Amerikan ilişkilerinde ciddi bir sıkıntı olacaktır. Bu sıkıntı doğrudan doğruya NATO’yu etkileyecektir. Ele alınacak diğer bir konu bu olacaktır. Üçüncü konu ise, son zamanlarda Moskova’da yayımlanan bir makalede, Rusya’nın Türkiye-Amerikan ve Türkiye-NATO ilişkilerini zedeleyecek birtakım söylemler yazıldı. Moskova’da yayımlanan bu makale NATO’ya zarar verecek bir içeriğe sahip olduğundan Stoltenberg, bu konunun da üstüne düşecektir. İkili görüşmelerden çıkacak sonuçlar bu kapsamda olacaktır.” şeklinde belirtti.

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’in ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in Türkiye ziyaretlerinin birbirinden bağımsız ziyaretler olduğunu hatırlatarak Özülker, “NATO’nun ‘ABD’nin maşası’ olduğu birçok kesim tarafından dile getirilmektedir. Fakat, NATO’da her ülkenin bir veto hakkı vardır. Bu hak sayesinde tüm üye ülkeler, ABD’nin her isteğini yerine getirmeme imkânına sahip olmaktadır. Türkiye’nin NATO’dan çıkmasının mevzubahis edilmemesi gerekir. Türkiye’nin olmadığı bir oluşumda, hele ki bu oluşum NATO ise, sizin aleyhinize her türlü kararın alınmasının yolunu açmış olursunuz. Türkiye orada oturduğu sürece NATO aleyhimize hiçbir karar alamaz.” yorumunda bulundu.

Celal KAZDAĞLI (Gazeteci-Yazar)

Gazeteci Celal Kazdağlı, yapılacak olan toplantının genel bir nitelik taşıdığını ve bölgedeki gelişmelerin ele alınacağını belirterek, “Asıl önemli olan Çavuşoğlu ve Stoltenberg arasında yapılacak olan ikili görüşmedir. Bu görüşmede uzun bir süredir gündemimizde olan S-400’ler ve F-35’ler konusu ele alınacaktır. ABD, Türkiye’nin alacağı savunma sistemlerinin NATO savunmasını bozacağını sürekli ifade ediyor. Türkiye NATO müttefiki olduğundan bu durum direkt olarak NATO’yu ilgilendiriyor. Bu yüzden ikili görüşmenin ana başlığı S-400 meselesi olacaktır.” şeklinde değerlendirdi.

Stoltenberg’in S-400’ler konusunda daha önce yaptığı açıklamalarında, savunma sistemlerinin alımına karşı çıkan taraflara kıyasla daha yumuşak bir tutum sergilediğini ifade eden Kazdağlı, “Daha önce Stoltenberg, Türkiye tarafından S-400’lerin alınmasının NATO savunmasını etkilemeyeceğine yönelik değerlendirmelerde bulunuyordu. Fakat bu görüşmede, Donald Trump’tan gelen baskılar nedeniyle daha sert bir tutum takınacaktır. Taviz vermemeye yönelik duruş sergileyip Türkiye’yi S-400’leri alma kararından vazgeçirmeye çalışacaktır.” dedi.

Toplantıda görüşülmesine kesin gözüyle bakılan S-400 konusunun Türkiye-NATO arasındaki bir mesele olmadığını ifade eden Kazdağlı, “Bu konu, Türkiye’nin kendisini nerede konumlandıracağıyla doğrudan ilgilidir. Türkiye; Rusya ve ABD arasında sıkışmış gibi görünüyor. S-400’leri alması kendi kararıdır. Alınan S-400’ler, NATO’nun gerek gördüğü savunma sistemleri içerisinde kullanılmaz. Fakat kendi güvenliğini sağlama açısından kullanmasında herhangi bir sıkıntı yoktur. Türkiye’nin bir bağımsız ülke olarak kendi savunmasını bir başka iradenin eline bırakma lüksü yoktur. Kendi savunma ihtiyacını kendisi karşılamalıdır. Türkiye açısından S-400’lerin tartışma konusu olmaktan çıkarılması, gerçekleşecek olan ikili görüşmede önem arz edecektir. Fakat toplantıdan somut bir sonucun çıkması pek olası gözükmüyor. Görüşme, süreci daha da uzatacaktır.” şeklinde ifade etti.

Özge ELETEK
Özge ELETEK
Özge Eletek 1999 yılında İzmir’de doğdu. İlk ve orta öğretim hayatını İzmir’de tamamlayan Eletek, 2021 yılında Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olmuştur. Çeşitli düşünce kuruluşlarında birçok konferans ve seminere katılan Eletek, Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi’ndeki stajını sürdürmektedir. Halihazırda Dokuz Eylül Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimini sürdürmektedir.